Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
''Janvak ''Smiley facehttps://www.jandarmavakfi.com.tr/

Hayali konutlara1 milyar 800 milyon dolarlık ödeme yaptılar

29.01.2022
405
A+
A-

Vatandaşlarımız, 1 milyar 800 milyon dolarlık ödeme yaptığı hâlde o tarihten bu yana konutlarını alamamışlardır. Bu vatandaşlarımız, Türkiye Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri platformu adı altında örgütlenmişler, seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

KONUT MAĞDURLARI İLE İLGİLİ TBMM GENEL KURULUNA SUNULAN ÖNERGEYİ YORUMSUZ OLARAK YAYINLIYORUM.KİM NE DEMİŞ NEYİ SAVUNMUŞ KENDİNİZ GÖRÜN.YORUMU KENDİNİZ YAPIN .
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 27/1/2021 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.Özgür Özel,Manisa
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan başta İstanbul Esenyurt ve Tuzla ilçeleri olmak üzere Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sayısı 100 bini aşkın konut satış vaadiyle dolandırılan vatandaşların durumu ve görevini yapmayan Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan hakkında verilmiş olan (10/3007) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 27/1/2021 Çarşamba günlü (bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Akif Hamzaçebi.
Buyurun Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun gündemine, daha önce de bu kürsüde gündeme getirmiş olduğum bir konuyu tekrar getiriyorum. Gündeme getirdiğim konu, 21. yüzyılda Türkiye’de müteahhit, arsa sahibi ve belediye üçgeninde vatandaşın doğrudan soyulduğu, dolandırıldığı en büyük soygun, en büyük dolandırıcılıktır. Bunun rakamsal tutarı, vatandaşlarımızın o tarihte yaptıkları ödemelerin bugünkü değeriyle tutarı 1,8 milyar dolardır. Vatandaşlarımız, 1 milyar 800 milyon dolarlık ödeme yaptığı hâlde o tarihten bu yana konutlarını alamamışlardır. Bu vatandaşlarımız, Türkiye Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri platformu adı altında örgütlenmişler, seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Sadece İstanbul Esenyurt’ta değil, sadece İstanbul Tuzla’da değil, Türkiye’nin birçok yerinde, birçok ilinde, birçok ilçesinde bu şekilde mağdur edilmiş, dolandırılmış vatandaşlarımız var. Evet ekonomik kriz, inşaat sektöründeki kriz nedeniyle işlerini bitiremeyen, konutlarını tamamlayamayan müteahhitler de var ama gündeme getirdiğim olay ve yaklaşık 100 bin kişiyi -yani ödeme yapan 100 bin kişiyi, aileleriyle birlikte belki 500 bin kişiyi- ilgilendiren bu meselede dolandırılan vatandaşlarımız var. Türkiye’de tüketicinin korunması hakkında çıkan kanunlar var, 1995 yılında çıkmış olan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun var. Bu kanun diyor ki: “Kampanyalı konut satışlarında Ticaret Bakanlığından izin alınması zorunludur.” Yani, Bakanlıktan izin alınmadan satış yapılamaz. Bunun yerine yürürlüğe giren -2013 yılında kabul edilip 2014 yılında yürürlüğe giren- 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çok daha sıkı kurallar getirmiş. Ön ödemeli konut satışlarında izin almak zorunludur. İnşaat ruhsatı alınmadan satış yapılamaz. Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi şarttır.
Satış sözleşmesinin ise, bunun noterde düzenlenmesi şarttır, usulüne uygun sözleşme düzenlenmediği sürece vatandaştan bir kuruş bile para tahsil edemezsiniz. Teminat vermek zorundasınız, sigorta yapmak zorundasınız, daha birçok düzenleme. Bunun sorumlusu kimdir? Ticaret Bakanlığı. Ama maalesef öteden beri sadece bugünkü Ticaret Bakanı değil, önceki dönemlerin ticaret bakanları da görevini yapmamıştır.
Ben bu meseleyle yakından ilgileniyorum. Bugün beş dakikalık bir zaman içerisinde bunu anlatmaya çalışacağım. Bakın, Esenyurt’a gittim, Tuzla’ya gittim, vatandaşlarımızla toplantılar yaptım, sorunları yerinde tespit ettim; amacımız vatandaşın evine kavuşmasıdır.
1 Haziran 2020 tarihinde Ticaret Bakanına cevaplaması istemiyle bir soru önergesi verdim. 17 Haziran 2020 tarihinde bir Meclis araştırma önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdim. 24 Haziran tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde basın toplantısı yaptım. 1 Temmuz 2020 tarihinde Meclis araştırma önergemizi grup önerisi olarak burada huzurunuza getirdim, sizlere anlattım; iktidar oylarıyla, AK PARTİ’nin çoğunluk oylarıyla bu önerge reddedildi. 10 Temmuz 2020 tarihinde Mali Suçları Araştırma Kuruluna “Burada kara para aklama suçu işleniyor, bundan endişeliyim, şüphe ediyorum.” diyerek bildirimde bulundum. MASAK incelemelerini başlattı, hangi safhadadır bilemiyorum ama kendilerine teşekkür ediyorum.
14 Ekim 2020 tarihinde tekrar basın toplantısı yaptım. Aynı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonundaki alt komisyon toplantısına katıldım. Orada bir alt komisyon kuruldu, bu sorunu o komisyon çözecek diye bekleniyor; imkânsız, mümkün değil. 1,8 milyar dolarlık bir soygunun, bir dolandırıcılığın olduğu bir olayı oradaki alt komisyonun çözme imkânı yoktur, dinledim, katıldım.
Sayın Ticaret Bakanına Plan ve Bütçe Komisyonunda, bütçe görüşmeleri sırasında giderek bu konuyu tekrar hatırlattım. “Biz, soru önergesine cevap verdik.” diyor “Akif Bey’i de alt komisyon toplantısında bilgilendirdik.” diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Şimdi, Sayın Bakan, bu açıklamanız hiçbir işe yaramıyor. Oradaki vatandaşlarımız sürünüyor. Bakan sadece bakıyor, görmüyor. (CHP sıralarından alkışlar) Onun yüreği oradaki vatandaşlarımızın acısını hissetmiyor. O, kariyerizmin ve konformizmin zirvesinde, makam koltuğunun sıcaklığında, makam otomobilinin sıcaklığında hayatını yaşıyor diyelim. Halktan gelen biri olmadığı için halka karşı sorumluluğun ne olduğunu bilmiyor.
Size bir fotoğrafı tekrar göstermek istiyorum: Maket üzerinden yapılan satış. Belediye başkanı orada, zamanın Esenyurt Belediye Başkanı. Bu, tanıtım ofisi, tanıtım toplantısı, belediye başkanı katılmış, güven veriyor vatandaşa. Bu maketi satıyorlar sonra ama inşaat ruhsatı 5 kat. Ne kadar yapılmış? 8 kat. Kaç kat üzerinden satış yapılmış? 20 kat üzerinden. Vatandaşın evi yok, vatandaş sahipsiz, perişan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Selamlayalım lütfen.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bu, gerçekten çok önemli bir konu. Bakın, basına da geçmiş Memduha Kayacan isimli bir vatandaşımızın, bir annenin ızdırabı. Zulme, karşısındaki zulme isyan ediyor Memduha Hanım. Diyor ki: “Bir ilan gördüm, Bulut İnşaat’ın. Gittim, engelli çocuklara indirimli konut satışı, ilan ikna edici. Gittim, gayet iyi bir ofis, ikna oldum. 100.800 liraymış bedeli. Benim 34 bin liram vardı, bunu verdim. Çocuğum yüzde 99 engelli. 10 bin lira ustamdan borç aldım, kız kardeşimden borç aldım, 700 lira da çocuğumun kumbarasında vardı, onu verdim ama evim ortada yok, onu başkasına da satmışlar.” Oradaki dolandırıcıları dolandıran başka müteahhitler de var, başka dolandırıcılar da var; belediye, müteahhit, arsa sahibi üçgeni. Memduha annemizin sesine kulak verelim, bu derde çözüm bulalım değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – İYİ PARTİ Grubu adına Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; CHP grup önerisi hakkında partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Birinin diğer birini, onun duygularından, saflığından, güzel düşüncelerinden faydalanarak aldatıp ondan maddi anlamda faydalanmasını “dolandırıcılık” olarak tarif etmekteyiz.
Günümüzde çeşitli alanlarda dolandırıcılık üst safhalarda, bunlardan bir tanesi de maalesef konut olarak karşımıza çıkıyor. Bu konut dolandırıcılığı bugünün problemi değil, yıllardır bu problem var. Az önce buradaki konuşmacı bununla ilgili mevzuatı bir bir saydı, ya bu mevzuat bu dolandırıcıların önüne geçmekte yeterli kalmıyor ya da uygulayıcılar bu mevzuatı yeteri kadar uygulayamıyor. Böyle bir problem varsa bu problem devletin ayıbı ve bu problemin çözümüne katkı sağlamıyorsa aynı zamanda milletin temsilcisi olduğunu iddia eden Meclisin de bir ayıbı olarak karşımıza çıkıyor. Bu kadar mağdur varken; insanlar yemeden, içmeden, giyimlerinden tasarruf ederek “Dünyada mekân, ahirette iman.” söylemiyle bu yalan dünyada bir ev sahibi olmak için her türlü fedakârlığa katlanıp birikimlerini bu sahtekârların güzel sözlerine aldanıp harcıyorsa bunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin de suçu, vebali var diye düşünüyorum. Bu nedenle de böyle bir araştırmanın kabul edilerek bundan böyle anaların, bacıların, ev sahibi olma hayaliyle yanıp tutuşan insanların bir daha aldanmaması adına gerekli düzenlemelerin yapılması ve bu sahtekâr insanların, güzel duygularla ev sahibi olmak isteyen insanları aldatmasına müsaade edilmemelidir diye düşünüyorum.
Konutta dolandırıcılığın bir başkası da seçim bölgem olan Aksaray ve İç Anadolu’da sıkça yaşanmaktadır. Kat karşılığı arsa verilmekte, arsa sahibi bir müteahhitle anlaşarak kat karşılığında arsasını müteahhide devretmektedir ve bu tapuda işlem görmekte ve taşınmaz müteahhidin adına tapuda tescil edilmektedir. Daha sonra müteahhit temel atmakta ve kat irtifakı tapusuyla buradaki taşınmazları saf duygularla ev sahibi olmak isteyen vatandaşlara satmaktadır. 100 dairelik bir yerde 60 daire müteahhide kalmışsa 60 daireyi sattıktan sonra müteahhit ortadan kaybolmaktadır. Dolayısıyla arsa sahibi, müteahhit edimini yerine getirmediği için açtığı davayı kazanmakta, arsa tekrar arsa sahibinin adına tapuda devir ve tescil edilmekte ama güzel duygularla bütün tasarruflarını bu eve, ev alma hayaline yatıran insanlar ortada kalmakta belki de otuz yılın, kırk yılın birikimi heba olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.
AYHAN EREL (Devamla) – Bu yanlışlığın, bu sahtekârlığın, bu dolandırıcılığın önüne geçmek ve vatandaşlarımızın mağduriyetlerini önlemek adına Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesini bir toplumsal sorumluluk olarak düşünüp tüm siyasi partilerin buna “Evet” deyip bundan sonra yaşanacak sorunların önüne geçilmesi dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurun Sayın Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Türkiye gibi ülkelerde konut sahibi olmak son derece önemli. Hayatın güvence altında olmadığı, yarın neyle karşılaşacağımızın belli olmadığı ülkelerde insanlar başını sokabilecekleri, barınabilecekleri bir yeri öncelik hâline getiriyorlar. Kimi insanların hayatı boyunca tek hedefleri bu oluyor; bütün birikimlerini, bütün çalışmalarını, bütün emeklerini sadece bir konut almak üzerine harcıyorlar. Böyle bir süreç aslında bu. Tabii, bu durumda çok ciddi dolandırıcılık hikâyeleri de ortaya çıkıyor ve bu işlerde aslında organize bir dolandırıcılık oluyor, demin de örnekleri verildi, zaman zaman müteahhitler, arsa sahipleri, belediyeler ya da işte, buna benzer aracı firmalar işin içerisinde oluyor. Bunlar öncelikle kendilerine güzel bir ofis, şatafatlı bir ofis oluşturuyorlar. Çünkü önce halka bir güven vermeleri gerekiyor, güven oluşturmaları gerekiyor. Şatafatlı ofis, iyi bir maket proje, çok görkemli, peyzajı filan çok iyi yapılmış bir maket proje, kâğıt üzerinde de güzel bir proje ve arkasından da ilanlar, reklamlar, gazetelere ilanlar, duvarlara afişler; bunları yapıyorlar. Sonraki aşama: Güven oluşturulabilmesi için mutlaka yerel yöneticilerle ve devlet erkânıyla da birlikte görünmek gerekir. Yani bir fotoğraf, video falan lazım bunlara, bunu sağlamadan bu güveni telkin edemiyorlar. Başvurdukları yöntem: Örneğin Esenyurt bölgesinde verilen bilgilerde, bunlar bir okul yapımına ya da cami yapımına bağışta bulunuyorlar ve temel atma törenlerine katılıyorlar. Dolayısıyla temel atma törenlerinde devlet erkânıyla, belediye başkanıyla birlikte fotoğraflar veriyorlar, ellerinde videolar oluyor; bunun reklamını çok iyi yapıyorlar. Burada, aslında organize bir dolandırıcılık tezgâhı var, işin içinde. Ondan sonra, arkasından da konutların satışına başlanıyor; 8 kat ruhsatlı yere 24 kata kadar satış yapıyorlar ve bazı durumlarda bir konutu birden fazla kişiye veriyorlar ve arkasından da büyük hayaller içerisinde bu işe giren vatandaşların büyük mağduriyetleriyle karşı karşıya kalınıyor. Burada verilen örnekte olduğu gibi Esenyurt’ta, Başakşehir bölgesinde, Tuzla bölgesinde, Fikirtepe’de, bunun çokça örnekleri var İstanbul’da ve -100 binden fazla- aileleri de işin içine kattığımız zaman çok daha büyük rakamlarla karşı karşıyayız.
Tabii, burada devletin, iktidarın da görevini eksik yaptığını görüyoruz ya da yapmadığını görüyoruz. Çünkü ortada kanunlar var; örneğin, 4077 ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanması var, bu kanunun uygulanması esnasında yapılması gerekenler var. Ön bilgilendirme, Bakanlıktan izin alma gibi, bu ön ödemeli satışlarda, maketten satışlarda yapılması gereken birtakım hususlar var. Bina tamamlama sigortası zorunluluğunun olması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Teminat alınması gerekiyor. Yapı ruhsatı alınmadan tüketicilerle sözleşme yapılmaması gibi bir yaptırım var. Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi zorunluluğu var. Satış vaadi sözleşmelerinin mutlaka noterden yapılması gibi zorunluluklar var. Şimdi, bunlarla ilgili takibatın yeteri kadar yapılmadığı zaman hakikaten vatandaşın uğraşamayacağı bir sonuçla da karşı karşıya kalınıyor. Bunların boy boy fotoğrafları var yani bunların bu şekilde yaptıklarına dair boy boy resimler var, afişler var, gazete kupürleri var. Vatandaşın şikâyetiyle, peşine düşüp bir hukuk mücadelesi içerisine girmeden de devletin, iktidarın, dolandırılan vatandaşın yanında olacak şekilde bu takibatları yapması ve bu dolandırıcılık hikâyesini sonlandırıp mağduriyetleri de gidermesi gerekiyor. Tabii, bunun öncelikle bir zihniyet meselesi olduğunu ifade etmek lazım. Müteahhitten, tüccardan, şirketten değil vatandaştan, halktan yana bir tutumla bu olacaktır, ancak o zaman mümkün olur. Bu anlamıyla önergeyi desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Demir.
Buyurun Sayın Demir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA DEMİR (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. CHP’nin önerisi doğrultusunda AK PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.
Satış vaadiyle yapılan ve özellikle, Esenyurt’ta bahsi geçen konut dolandırıcılığının yaşandığına dair şikâyetler şüphesiz var ve kamuoyuna yansımıştır. Esenyurt Belediyesinin veya herhangi bir belediyenin imar mevzuatı dışında hareket etmesinin söz konusu olamayacağını -bu tüm belediyeler için geçerlidir- düşünüyorum. Ayrıca tüketicinin korunması amacıyla sistemli ve kapsamlı bir düzenleme 2013 yılında, yine bizim dönemimizde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanun’u çıkarılmıştır. Bu kanunda aslında konut satışını düzenleyen hükümler de yer almaktadır. Arsanın imara açılmasından inşaat izninin alınmasına, şirketlerin kurulmasından belediyenin inşaatlara iskân ruhsatı vermesine kadar her adım bu mevzuatta vardır.
Değerli milletvekilleri, satış yönetmeliğine göre maketten ön ödemeli satışlarda bankadan garantörlük sözleşmesi, ayrıca tamamlayıcı sigorta yapılması zorunludur. Bunlar, tüketicinin mağdur olmaması için alınmış tedbirlerdir. Yapılan bütün işlemler kanunlara dayanmak zorundadır ve bunun dışında yapılan iş ve işlemlerde muhakkak soruşturma açılmıştır, açılmaya devam ediyordur. Vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyetin farkındayız.
Mağduriyeti oluşturan sorunlar arasında bunlardan Birincisi: sözleşme konusu gayrimenkulün ya hiç veya eksik olarak verilmesi, tamamlanması.
İkincisi: Teminat sağlama yükümlülüğünün şirketlerce yerine getirilmemiş olması.
Üçüncüsü: Mükerrer satışların yaşanması.
Dördüncüsü: Kredi kullanımı nedeniyle tapuların ipotekli olması.
Beşincisi: Kurumsal inşaat şirketlerinin yanında küçük şirketlerin kredi kullanmalarından dolayı tapuyu devredememeleri.
Altıncısı da yabancılara yapılan satışlarda ön ödemeli gayrimenkullerde ciddi sıkıntıların ortaya çıkmış olmasıdır.
Değerli arkadaşlar, Meclisimiz ön ödemeli gayrimenkul satışlarında yaşanan sorunların araştırılması ve alınabilecek önlemler için bir alt komisyon oluşturmuşlardır. Komisyonumuz, bu konudaki çalışmalara devam etmektedir. Yaşanan mağduriyetler yargı makamına intikal etmiştir. Detaylı incelemeler ve yargılamalara da devam etmektedir. Yargılama sürecinde olan şu ana kadar 2 şirkete kayyum atanmıştır. Diğer şirketlerde şahıslarla ya da kurumlarla ilgili sıkıntılar, problemler devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA DEMİR (Devamla) – Alt komisyonun raporları, paydaşlarla yapılan görüşmeler ve istişare çalışmaları devam etmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Mustafa Demir’in açıklamalarını üzüntüyle dinledim, şöyle bir cümle kurdu: “Ne Esenyurt Belediyesinin ne de Türkiye’deki bir başka belediyenin yasalar dışında hareket etmesi söz konusu değildir.” Sayın Demir bu açıklamasının bir benzerini 1 Temmuz 2020 tarihinde Genel Kurulda yapmıştı, oradaki cümlesini aynen okuyorum: “Şu anda konu yargıya intikal etmiştir. Bu konuyla ilgili sadece Esenyurt Belediyesi değil, herhangi bir belediyenin imara aykırı, mevzuata aykırı herhangi bir şey yapması mümkün değildir.” Söylüyorum: Zamanın Esenyurt Belediyesi, Esenyurt Belediye Başkanı bütün imara aykırılıkların ana nedenidir, ana faktörüdür; onun nedeniyle bu imar cinayetleri işlenmiştir, onun müsamahasıyla bu dolandırıcılık meydana gelmiştir.
Burada Dilekçe Alt Komisyonuna atıf yapıyorsunuz, onu da söyleyeyim: Dilekçe Alt Komisyonundan Esenyurt mağdurları için hiçbir çözüm çıkmayacaktır…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.