Bu adamı vuracaklar” diyordu herkes.Bir gün,Bir gece,Öldürecekler.
Kıbrısta işlenen Halil Falyalı cinayetinden dolayı Kıbrıs basınını incelerken Kıbrıs yerel Medyasından Yeni Düzen Gaztesinde Yazar olan Cenk Mutluyakalı’nın 9 Şubatta yazdığı yazısının manşetinde “Bu adamı vuracaklar” diyordu herkes!
“Bir gün…”
“Bir gece…”
“Öldürecekler.”
Kendini “devlet” olarak ilan eden ya da kandıran yapının aslında karanlık bir arka bahçe olduğu deşifre edildi yeniden…
kıbrıslı Yazarın yazısı ilginç çünkü Adada her kes vurulacak öldürülecekler diye konuşuyordu.Cümlesinden akla gelen ilk soru acaba Halil Falyalının öldürüleceği biliniyorduda Kıbrıs Polisi,Güvenlik güçleri neden gereken önlemleri almadılar’
Diğer merak ettiğim konuda şu;Ben Kıbrısa hiç gitmediğim için bilmiyorum ama Kıbrısa Deniz yoluyla giderken hiç bir kontrol yokmu ? Kıbrısta bir güvenlik zaafiyetimi var ?Eğer Mafya veya Derin Bir yapı,Belkide Uluslar arası bir İstihbarat örgütü tarafından İşlenilmiş veya taşeronlara yaptırılmış bu cinayetten sonra İddia edilen doğruysa Katiller Deniz yoluyla kaçtılarsa yine Deniz yolunda bir güvenlik zaafiyeti olduğu sonucu ortaya çıkıyor.Bu iddia doğruysa Mafyalar,Kaçakçılar,Teröristler ellerini kollarını sallaya sallaya Kıbrısa gidip gelirler demekki DSerhal bu güvenlik zaafiyetinin üstüne gidilerek güvenlik tedbirleri artırılmalı.Çünkü Kıbrısın zaafiyeti Türkiyemizede zarar verebilir.
Bir arka bahçe dökülürken – Cenk Mutluyakalı yazısı aşağıdadır.
Bir arka bahçe dökülürken
“Bu adamı vuracaklar” diyordu herkes!
“Bir gün…”
“Bir gece…”
“Öldürecekler.”
Kendini “devlet” olarak ilan eden ya da kandıran yapının aslında karanlık bir arka bahçe olduğu deşifre edildi yeniden…
Kişi başına düşen asker sayısı dünya ortalamasının çok üzerinde olsa da garanti edilen huzursuzluktu.
Halil Falyalı’ya pusu kurdular.
Öldürdüler.
Kimi için “su testisi suyolunda kırıldı.”
Şimdi yattığı yerden doğrulsa kim bilir neler anlatırdı?
Hangi siyasiler geldi, geçti kıyısından, köşesinden…
O “kara” dedikleri para hangi seçimlerde aklandı, kimler finanse edildi bu derin yolculukta…
Ne bilgiler düğümlenmişti kim bilir boğazında…
Vurdular!
Hem de ellerini kollarını sallayarak.
“KKTC”yi mafyaya ait bir platoya çevirdiler adeta!
Dünyadan kopardıkları, karanlığa mahkûm ettikleri, hukuksuzluk üzerine kurulu bu yapıyı organize suç örgütlerinin arka bahçesi yaptılar.
Marşla!
Törenle!
Alkışla!
Mafya filmi gibi izlediğimiz cinayet, pusu, gerilim, dehşet ve saldırı bizim ana yurdumuzdur!
Hayatımızdır bizim!
Birkaç hafta önce bir başka kurşunlama olayı olmuştu.
İşte kimilerinin böbürlendiği Kıbrıs’ın kuzeyinde yaratılan ve Toroslardan görünen düzen budur.
“Çürümüşlük”tür bu yapı!
Dünyasızlıktır!
Yarınsızlık!
“Bu adamı vuracaklar” diyordu herkes!
Heyhat “20 Temmuz Caddesi”nde vuruldu.
Karanlık buralar çok karanlık.
Savaş yok epeydir, barış da yok!
Kan akıyor.
Yüzümüzden, gözümüzden, yüreğimizden akıyor.
İçimiz acıyor çok…
İçimiz acıyor…
İçimiz…
Bu yazı bu kadar!
Polisler yollarda kimlik soruyor.
Herkese!
Kimlik mi kaldı?
Kaynak: Bir arka bahçe dökülürken – Cenk Mutluyakalı