Vergi suçlarına yeni düzen
Yargı süreçleri halen devam eden 70 bin vergi kaçakçılığı dosyası için yeni düzenleme yapılıyor.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen düzenlemelerle vergi kaçakçılığı suçlarına pişmanlık uygulaması yolu açılırken, bu suçlar zincirleme suç kapsamında değerlendirilecek. Ayrıca vergi kaçakçılığıyla ilgili hapis cezalarının üst sınırı da artırılacak.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki torba yasa teklifi görüşmelerinde Vergi Usul Kanunu’yla ilgili maddeler de kabul edildi. Böylece yargı süreçleri halen devam eden 70 bin vergi kaçakçılığı dosyası için Yeni Düzen getirilecek. Yapılan düzenleme ile vergi kaçakçılığı suçlarında pişmanlık uygulaması devreye alınabilecek. Vergi kaçakçılığında cezalardaki üst sınır arttırılırken, bu suçlar zincirleme suç kapsamında değerlendirilecek. Düzenlemeyle ilgili bilgi veren AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, 1999 ve 2008 yılında bu alandaki cezaların alt ve üst sınırlarının değişmesiyle sorunlar yaşanmaya başlandığını belirtti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ‘her bir takvim yılı için farklı ceza’ uygulamasıyla da suç ve ceza dengesi arasında bir bozukluğun meydana geldiğini belirten Güler şöyle devam etti: “Hem bu zincirleme suç kapsamı içerisinde değerlendireceğimiz gerçek fail üzerindeki uygulamalarda ceza dengesini sağlaması hem en önemli konu olarak pişmanlık derecesini de ortaya koyabilecek ve hem de devletin vergi kaybını da ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi ortaya koymaya çalıştık.”
11 BİN DOSYA YARGITAY’DA
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın “Kaç dava var, mağduriyet nedir, hapis yatanlar var mı” sorusuna da yanıt veren Güler, “Şu anda Yargıtay 11. Ceza Dairesi bu konuda yetkin ve görevlendirilmiş ceza dairesi. 11 bin civarında bir ceza dosyasının bu kapsam içerisinde beklediğini biliyoruz. Buradaki mağduriyet, birincisi şu: Mevcut beş yıllık geriye dönük denetimden sonra ortaya çıkacak hususlarda aranan ceza miktarı üç yıl ile beş yıl arasında diyoruz. Şimdi, bunu ‘üç yıl ve beş yıl arasında’ her bir takvim yılına uyguladığımızda ve her bir takvim yılında bir belgeye rastlanıldığı durum içerisinde denetim raporuyla beraber cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyorsunuz. Her bir takvim yılı için ayrı ceza takdiri dediğimiz hususiyet de beş yıllık denetim içerisinde ortaya üç yıl ya da beş yıl arasında baktığımızda, alt sınırı yaptığımızda bir mükellefin on beş yıl gibi cezayla karşı karşıya kalması söz konusu” yanıtını verdi. Cezaevlerinde de 600 kişinin bulunduğunu belirten Güler şöyle devam etti: “Önemli olan mahkûmiyetle ilgili hususlar değil, şu andaki yerel mahkemeler, daha sonraki istinaf… Tahmin ediyorum, Yargıtayda 11 bin civarında, istinafta 35 bin civarında, yerel mahkemede yine 30 bin civarında…”
‘TESPİTLERİME GÖRE 400 BİN DOSYA VAR’
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ile İstanbul Milletvekili Abdullah Güler arasında bir diyalog da gerçekleşti. Öztürk, “Bendeki tespitlere göre 400 bin civarında hâlen bu konuda dosya var; kişi değil, dosya var ama 1.5 milyona yakın insanın da bu dosyayla ilgili olduğu söyleniyor. Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen sahte belge düzenleyen ile bu belgeyi kullananlar açısından bir eşitsizlik var mı?” dedi. Güler ise, “Hayır, hayır. Düzenleyen kişi aynı kişi oluyor yüzde 99… Hem düzenliyor hem kullanıyor” diye konuştu.
‘ZİNCİRLEME SUÇ’ NASIL ETKİLEYECEK
YARGITAY Ceza Genel Kurulu’nun 2002 yılında verdiği karar nedeniyle, mahkemeler tarafından kaçakçılık suçunun birden fazla yılda işlenmesi durumunda her yıl için ayrı ayrı ceza veriliyor. Örneğin 2017, 2018 ve 2019 yıllarında işlenen sahte belge düzenleme suçu için alt sınırdan ceza verildiği varsayımında, 3+3+3 toplam 9 yıl ceza veriliyor. Önerilen düzenleme ile suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, zincirleme suç kapsamında bir cezaya hükmolunacak ancak ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılacak. Buna göre az önceki örnekteki 9 yıl ceza en az 3 yıl 7.5 ay en fazla 5 yıl 2.5 ay olarak uygulanacak.