Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
Smiley face

Borsada Çetevari manipülatör grublarının varlığı bir gerçektir .

28.12.2023
279
A+
A-
Borsada Çetevari manipülatör grublarının varlığı bir gerçektir .

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, borsaya dair çarpıcı iddialarda bulunmaya devam ediyor. Kılıçdaroğlu, “Son 3 yılda milyarlarca TL’yi bulan vurgunların yapıldığını herkes biliyor.” açıklamasını yaptı.

Borsada çetelerin varlığından bahsettiğiniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Kim bu çeteler? Organize gruplar mı? Yoksa çıkarları için anlık bir araya gelip sonra dağılan kişiler mi? Veya belli büyük aileler ile şirketler mi?

Borsada çetevari manipülatör gruplarının varlığı ve bazı şirket hisselerindeki manipülasyon ve insider vakalarında hakim ortakların da işin içinde oldukları inceleme raporlarına konu olmuş bir gerçektir. Manipülasyon operasyonları yurt içi ve gerektiğinde yurt dışı hesapların da kullanıldığı organize hareketlerdir. Bu operasyonlarda yurt dışı hesapların kullanımı, takibi güçleştirse de burada önemli olan takipteki kararlılık ve yaptırım sisteminin etkinliğidir. Aslında sermaye piyasamız AB mevzuatına uyum kapsamında en ileride olan bir yapıya mevzuat açısından sahiptir. Temel sorun tıpkı Anayasa’ya uyum konusunda olduğu gibi mevzuatta değil, siyasi iradenin ve yargının gereği gibi davranmamasından ve de mevzuatın gereklerine uyulmamasından kaynaklanmaktadır.

“KARA PARA KURTARICI GİBİ GÖRÜLÜYOR”

Ülkemizde maalesef uygulamada beklenen caydırıcı etkinlik yoktur. Hukuksuzluk diz boyudur. Siyasi irade kara parayı kurtarıcı gibi gören bir iradedir. Sürekli tekrar edilerek çıkarılan af düzenlemeleri bunun delilidir. Vergi cennetleriyle ilgili liste hala yayınlanmamıştır. Ülkemizin gri listede olmasına sebep de siyasi iradenin yarattığı bu kara tablodur.

*Bu tablo içinde yargının rüşvet ve skandallarla dolu çürümüşlüğünü de eklediğinizde borsada gerçekten yatırımcıları soyan çetelerin bu kafayla temizleneceğini düşünmek saflık olur.

Bu nedenle bazı vakalardaki münferit idari yaptırımlara bakarak borsada sistemik bir şekilde yatırımcıyı koruma düzeni sağlandığını düşünmek mümkün değildir.*

“TÜRKİYE VARLIK FONU, BİR KARA KUTUDUR”

Bu arada saray şürekasının Türkiye Varlık Fonu üzerinden borsada ne işler çevirdiklerini bilmiyoruz. Şeffaflık yok. Çünkü Türkiye Varlık Fonu her türlü hesap vermekten ari tutulmuştur. Orası bir kara kutudur.

**“SPK’NIN SİSTEMİK KRİZ ŞARTLARI YARATAN BU TABLODAKİ ROLÜNÜN SORGULANMASI GEREKİR”

Son döneme dair değinmemiz gereken bir başka husus da SPK’nın haftalarca birçok şirketin aynı zaman diliminde borsaya girişine onay vermesiyle yaşadığı arz fazlasıdır. Yaşanan bu furyada bir şekilde ilk günlerde prim yapan girişlere bakarak yüz binlerce küçük yatırımcının bu arzlara artan sayıda katıldığı, bu şirketlerin incelemeye muhtaç bir işlemler serisi içinde inanılmaz yüksek fiyatlardan işlem gördükten sonra ani seri fiyat düşüşleriyle yine birçok yatırımcıya kayıplar yaşattığı görülmektedir. SPK’nın bu kadar çok ani girişe piyasanın likiditesi ve makro dengelerini dikkate almadan yol vermesinin adeta sistemik kriz şartları yaratan bu tablodaki rolünün sorgulanması gerekir. Özellikle de bu süreçte borsa – siyaset ilişkilerinin etkili olup olmadığının sorgulanmasını beklerim.

Sonuç olarak yatırımcılarımızın yaşadıkları mağduriyetlerin kök sebebi tek adam rejiminin her alanda yaratmış olduğu kurumsal kapasite çürümüşlüğünün, liyakatsizliğinin, hukuksuzluğun ve son derece irrasyonel çarpık makro ekonomi politikalarının borsaya yansımasıdır. Nitekim uluslararası yatırımcıların borsadan uzun süredir çıkmaları ve yeniden girme konusundaki isteksizliklerinin temelinde de bu sebepler yatmaktadır.

Yatırımcılar mağduriyetlerinin bu kök sebeplerini sorgulamalı ve sorumluluğu olanlara tavır koymalıdır. Aksi halde bu saray şürekası nasılsa fark edilmiyoruz duygusuyla aynı şekilde davranmaya ve yeni yeni mağduriyetler yaratmaya devam edecektir.

“MİLYARLARCA LİRAYI BULAN VURGUNLAR YAPILDIĞINI HERKES BİLİYOR”

Borsadaki vurgunların ekonomik boyutuna dair bilginiz var mı?

Son 3 yılda milyarlarca TL’yi bulan vurgunların yapıldığını herkes biliyor. Sadece geçtiğimiz Eylül-Ekim aylarında SPK’nın mecburen müdahale etmek zorunda kaldığı ‘banka manipülasyonunda’ işlemi yapan spekülatörün 11 Milyar TL civarında para kaybettiği kendisi tarafından ifade edilmiştir.

“SON ÜÇ YILDIR YOĞUN İŞLEM YAPAN TÜM ARACI KURUMLAR İVEDİLİKLE DENETİMDEN GEÇİRİLMELİYDİ”

-Seçim kazansaydınız Borsa için 15 Mayıs tarihinde soruşturma açılsaydı ilk olarak kimler ve hangi işlemlerin açılmasını beklerdiniz?

Tüm sermaye piyasası kurumları (SPK-BIST-TAKASBANK-MKK), MASAK kurumsal olarak soruşturulmalı, bununla birlikte son 3 yıldır yoğun işlem yapan tüm aracı kurumlar ve olağanüstü fiyat hareketlerine sahip olan tüm borsaya kote olan şirketler ivedilikle denetimden geçirilmeliydi.

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, borsada ‘vurgun’ yapıldığını iddia ederek, “Son 3 yılda milyarlarca TL’yi bulan vurgunların yapıldığını herkes biliyor” dedi. Kılıçdaroğlu, son 3 yıldır yoğun işlem yapan tüm aracı kurumların ivedilikle denetimden geçirilmesi gerektiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, Patronlar Dünyası’nın sorularını yazılı olarak yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “Borsada çetevari manipülatör gruplarının varlığı ve bazı şirket hisselerindeki manipülasyon ve insider vakalarında hakim ortakların da işin içinde oldukları inceleme raporlarına konu olmuş bir gerçektir” açıklamasını yaptı.

*Borsalarda şirketlerin hisseleri alınıp satılırken, onlara değer biçilirken en çok ihtiyaç duyulan şey bu şirketlerin durumlarıyla ilgili bilgilerdir. Fiyatlar büyük ölçüde bu bilgilere atfedilen değere ve beklentilere göre oluşur. Bu yüzden borsalarda şirketlerin kendileri hakkında sürekli olarak kamuya zamanında yeterli ve doğru bilgi vermeleri, yani borsaların şeffaflık içinde çalışması borsanın işleyişinin ön şartıdır.

*Büyük depremler gibi ülkenin ve borsanın genelini etkileyecek büyüklükteki olağanüstü hallerde sözünü ettiğimiz bilgilendirme/ bilgilenme ön şartı doğal olarak kesintiye uğradığından, bu şart sağlanıncaya kadar borsalar işleme açılmaz. Aksi halde yatırımcılar bilgiden yoksun bir büyük belirsizlik içinde ne yapacaklarını şaşırmış halde hatalı kararlar alabilirler. Ortam her tür manipülasyon ve spekülasyona ve içerden öğrenenlerin haksız kazanç sağlamalarına açık hale gelir.

*Nitekim ülkemizde 1999 büyük depreminde şirketlerden depremin etkileri konusunda yeterli açıklamalar sağlanana kadar borsamız işlemlere kapatılmış, açılırken de alım/satımlarda bir süre olası manipülatif / spekülatif hareketleri önlemek bakımından depo şartı, açığa satış yasağı gibi idari önlemler alınarak açılmıştı. Doğru olan budur. Dünyadaki benzer uygulamalar da böyledir.

Oysa bu yıl yaşadığımız, 10 ilimizi içine alan ülkemizin geniş bir coğrafyasını vuran ve etkisi bakımından da bütün ekonomimizi ve haliyle bütün borsamızı etkileyen büyük deprem felaketinde yetkililer hiçbir şey olmamış gibi borsayı açık tuttular ve hiçbir önlem alma yoluna gitmediler. Yatırımcılar bu dönemde büyük mağduriyetler yaşadılar. Mağdurların yoğun baskısı karşısında ancak 3 gün sonra borsada işlemlerin 5 gün süre ile durdurulduğu açıklandı.

*Ben bu süreçte bizzat SPK’ya giderek onları uyardım. Deprem bölgesindeki 380 bin küçük yatırımcının enkazla uğraşırken borsada soyulduklarını, buna imkan verilmesinin kabul edilemez olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini açıkça ifade ettim.

Bu durumun başlıca sorumlusu tek adam rejimi ve onun liyakat taşımayan yöneticileriyle iyice zayıflatılmış kurumsal kapasite çöküşüdür. Kurumlar görevlerini yaparken inisiyatif kullanamıyor. Saray talimatı bekleniyor. Niye? Çünkü ülkede tek adam rejimi var ve saray ne diyecek diye bekleniyor. Büyük depremde de saatlerce Erdoğan talimatı beklenmedi mi? Kurtarma çalışmalarında geç kalınmasıyla enkaz altında kurtarılmayı bekleyen binlerce insanımızı kaybetmedik mi?

Tek adam rejimi, onun liyakat sahibi olmayan kadrolarla zayıflatılmış kurumlarının ülkemiz insanlarına verdikleri zararlar ve yarattıkları maddi manevi mağduriyetleri hayatımızın her alanında görüyoruz. Borsa bundan ari değil. Borsanın kapatılmadığı o dönemde kimlerin bu kararda etkili olduğu, bu dönemde o kişilerin –borsanın kapatılmasını istemeyenlerin- işlemlerinin olup olmadığı ve kimlerin haksız çıkar sağladığı gibi hususlar yönünden bu dönemin özel olarak incelenmesi ve kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılması gerekirdi.

-Borsaya dair çok uyarılarınız oldu. Türkiye’deki borsa işlemlerine dair sizde güvensizlik yaratan noktalar nelerdir?

*Benim bir umutla mütevazı tasarruflarını değerlendirmek üzere borsada yatırım yapan küçük yatırımcıların soyulmalarına engel olmak üzere hem onları hem yetkilileri uyaran birçok mesajım oldu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.