Vakıflar Genel Müdürlüğü İhaleleri sayesinde Adalarda rant tüm hızıyla sürüyor.

Adalarda hukuka aykırı işlemler, ihaleler devam etmekte.. deniz ve denize ulaşılacak her alan ranta açılmakta.. sebze bahçesi bile ihaleye çıkıyor!

Bir hafta içinde iki adadan Heybeliada ve Burgazada’dan, tamamı Sit alanı olan Adalar sahillerine yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklara dair üç çarpıcı olay;

Biri İstanbul Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü tarafından Marta Koyu’nda ve koyun sırtında bir sebze bahçesi diyebileceğimiz ihaleye çıkan iki adet alan..

İkincisi Heybeliada’da Diyanete verilen dünyanın en güzel ve mikro klimaya sahip Çam Limanı ve orada kiracı konumundaki bir işletmenin acele tahliyesi..

Üçüncüsü ise Heybeliada’daki askeriyenin iskelesinin bitişiğindeki kıyıdaki hafriyat ve dolgu çalışması..[4]

Tamamı, Kıyısı, Ormanı sit alanı olan Prens Adaları İstanbul’da nefes alabileceğimiz son yerken, Son İstanbul Adalar’a karşı başlatılan kıyı harekatı gittikçe hızlanmaya başladı.

 İklim krizine bağlı yaşayacağımız aşırı sıcaklar yaklaşırken, Adalılar’a tüm sahiller kapalı. Türkiye’nin bir çok yerinde kıyılar halka kapatılmış durumda ama dört bir tarafı deniz olan Adalar’da suya erişememek çok utanç duyulacak bir durum ve dünyadaki belki de tek örnek 1. Derece SİT alanı olan Marta Koyu, Vakıflar Genel Müdürlüğü tartından 8 Mayıs’ta aylık 150.000 TL ile kiralamaya açılıyor. Mimi koyunun üst kısmındaki bahçe de parça parça ihale ediliyor. Geniş bir alanı kapsıyor. Kiralayan için hazırlanmış şartnamede kıyı kenar çizgisi vb hiçbir şart bulunmuyor. İhaleye çıkan yer 10 ile işaretli alan. İkinci ihale ise parkın oradaki alan içerisindeki evlerden biri.. [2]

Hatırlatalım;

Yakın zaman önce Adalar koruma İmar planları askıdan indi. Görüldü ki planda 4 tarafı deniz olan Adalarda Kıyılar plana dahil edilmemiş.

Olacak iş değil di mi? Haliyle plan bizler tarafından Adalar koruma değil KORUMA(MA) planı olarak okundu. İtirazlar davalar açıldı.

Ama dava açanlar arasında örneğin İBB yok! Oysa bu planı İbb Adalılar’la birlikte katılımcı bir model ile yaptığını açıklamıştı. Kıyıları da dahildi. Marmara bölgesi ÖÇK Bölgesi ilan edildikten sonra ibb Planları, Çevre ve Şehir ve iklim değişikliği bakanlığına yolladı.

Sonuç itibari ile. Bakanlık kıyıları kendine iç bölgeleri de İbb’ye bıraktı.. Tam da planların askıda olduğu süreçte yapılan kamuoyu bilgilendirme toplantısında İbb; bu planlara sahip çıktığını beyan etti ve bakanlıkla anlaştığını söyledi. Böylece kıyıları dışarıda bırakılan Adaların Planlarına dava bir açmadı. Normal karşıladı.

Oysa dünyanın hiç bir yerinde adaların İmar planları bu şekilde yapılmamıştır. Böylece tarihe de bir ilk olarak geçmiş bulunuyoruz. Ayrıca bu plana artık kimse “katılımcı imar planları” diyemez. Bu plan tepeden indirilen bir plandır. Buna göz yuman her kurumda tarihte yine yapıp, ne yapmadığı ile hatırlanacaktır.

İşte şimdi burada iyi düşünmek gerekiyor. Neden? Neden tamamı, kıyısı, ormanı sit alanı olan Adalar yaya yoluyken, binlerce yasaya aykırı şekilde araba sokuluyor.. Taksiler..otobüslerden yollarda yürünmüyor?

*Kıyı kanunu son derece net. Öncelikle kıyı şeridinde yaralanmada kamu yararı gözetilir. Kıyılar herkesin eşit, serbest kullanılmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeridinden yaralanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Dolayısıyla kıyıları bir 3. kişiye kiralayamazsınız. İdarenin buraları kiralaması hukuka aykırıdır.

Av Can Bıçakçı’ya Burgazada haritaları için teşekkürler [2]

[1] Heybeliada’da protesto: ‘Kıyılar halkındır!’

[2] 2006 yılında Marta Koyu Silahtarağa Vakfı’na devredilmiştir.

* Planlarla bir yerin sit derecesi düşürülemez!?