Erdoğan: Taksim meydanı mitinge uygun değil
1 Mayıs atmosferine zarar verilmemeli” Son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor. Taksim meydanı mitinge uygun değildir.
İstanbul’da gösteri, miting alanları bellidir. Gerekli izin ve tedbirler alındığı sürece herkes barışçıl protestosunu yapabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13. Çalışma Meclisi Programı’nda konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanmasını sağladık.
1 Mayıs tarihi ülkemizde yıllarca sokak olaylarının sembolü olarak görüldü. 2008’de 1 Mayıs’ı emek ve dayanışma günü ilan ederek buna son verdik.
“1 Mayıs atmosferine zarar verilmemeli”
Son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor.
İstanbul’da gösteri, yürüyüş, miting alanları bellidir. Gerekli izin ve tedbirler alındığı sürece herkes barışçıl protestosunu yapabilir. Taksim miting yeri değildir. 1 Mayıs için yapılan dayatmaları masum bulmuyoruz. Gün aşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs’ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini sunulmamalıdır. 55 ilimizdeki 103 etkinliğe izin verilmiştir. Müsaade edilenler dışında bir alanda miting düzenleme ısrarının iyi niyetli olmadığı açıktır.
Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferimize zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum.
Çalışma hayatına dair kritik kararlar alımının arifesinde sizlerin görüşlerine başvurduk, bazı meselelerde çözüm yolları geliştirdik.
Milletimizin takdiriyle geldiğimiz görevlerin yanı sıra çalışma hayatının bizzat içinde olmuş bir kardeşinizim. Emeğin, alın terinin, kendisi ve ailesi için ter dökmenin önemini o dönemlerde çok yakından gördüm.
İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız, her kazanımını da kendi kazanımımız olarak telakki ettik. Son 21 yılda kuşatıcı bir anlayışla işçi, işveren, memur, esnaf ve çiftçi kardeşlerimizin refah seviyelerini artırmak için çaba gösterdik. Emekçi kardeşlerimle aramızda kurduğumuz bağ hiç kopmadı, eskimedi. İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız olarak telakki ettik.
“En önemli sorun işçi bulamama”
Ülkemiz istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesie ulaşmış durumda. İstihdam sayımız 32 milyon 400 bine yükseldi. Son 1 yılda istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi arttı.
En önemli sorun işçi bulamama. Ustalarımız yanlarında çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi. İşini büyütmek isteyen firmaların en büyük endişesi kalifiye eleman kıtlığıdır. Çalışma hayatının tarafları olarak mesleki eğitimin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
“İşçi ve emekçinin yanında yer aldık”
Çalışanların haklarını anayasal güvence altına aldık, alıyoruz. Tüm dünyayı yaklaşık 3 yıl boyunca derinden sarsan COVID-19 salgınında işçi ve işverenlerimizin yanında olduk. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi destekle milyonlarca çalışınımıza sahip çıktık.
Ayrıcalıklı statüleri kaldırarak işçi, memur, esnaf herkese sosyal güvenlik hizmeti verilmesini ilke edindik. İşçinin de işverenin de hakkını aldığı bir sistemin tesisi hedefemizdir. Ne işçi ezilecek ne de işveren mağdur olacak, hakkı gasbedebilecek.İşçinin de işverenin de hakkını aldığı bir sistemin tesisi hedefimizdir. İşçinin hakkını alamadığını düşündüğü, esnafın kendini güvende hissetmediği, zenginin fakirin halini umursamadığı bir tablodan kimseye hayır gelmez.
Geçtiğimiz haftalarda ihmaller zinciriyle ortaya çıkan bir yangında 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. “İşçilerin hakkını savunuyoruz” diyen kuruluşların sesi çıkmadı. İhmallerin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca sözde emekçi örgütlerinin hepsi birden lal oldu.