Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
''Janvak ''Smiley facehttps://www.jandarmavakfi.com.tr/

ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa Filistin’i neden tanımıyor ?

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın büyük çoğunluğu bağımsız Filistin’i tanırken, bu adımı atmayan ülkeler de var. Her seferinde “iki devletli çözümden yana olduklarını” savunan ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa Filistin’i tanımayan ülkeler arasında yer alıyor.

13.08.2024
247.686
A+
A-

Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl boyunca hüküm sürdüğü tarihi Filistin toprakları Aralık 1917’de İngiliz işgaline girdi.

Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlayan İngiltere imzalı “Balfour Deklarasyonu”nun ardından başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesinden Yahudiler tarihi Filistin topraklarına göç etmeye başladı.

Birleşmiş Milletler (BM), 29 Kasım 1947’deki kararıyla tarihi Filistin topraklarının bölünmesine ilişkin tasarıyı kabul etti.

Bu karar doğrultusunda tarihi Filistin topraklarının yüzde 55’inin kurulacak İsrail devletine, yüzde 45’inin ise Filistin’e bırakılması öngörülüyordu.

İsrail’in 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından İsrail-Arap savaşı başladı.

Bu savaşın ardından İsrail, başta Batı Kudüs olmak üzere BM kararının dışında yer alan bazı toprakları işgal etti.

Bu işgalin ardından tarihi Filistin topraklarının yüzde 68’i İsrail’de kaldı.

1967’de Filistin topraklarının geri kalanı işgal edildi

İsrail’in 5 Haziran 1967’de başlattığı ve “Altı Gün Savaşı” olarak tarihe geçen muharebenin ardından Filistin topraklarının geri kalanı olan Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi de işgal edildi.

Gazze’den 2005’te çekilen İsrail, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı işgale devam ediyor.

Filistin, 1988’de bağımsızlığını ilan etti

Topraklarının işgal edilmesi nedeniyle bağımsız Filistin devletinin kurulması uzun bir mücadele sonucu elde edildi.

Bağımsız Filistin’e ulaşmak hedefiyle ilk önce 2 Haziran 1964’de Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kuruldu.

Çok sayıda Filistinli örgütü tek çatı altında toplayan FKÖ’nün çabaları sonucu 15 Kasım 1988’de bağımsız Filistin devletinin kurulduğu ilan edildi.

Filistinli lider Yasir Arafat, Cezayir’de bağımsız Filistin devletinin kurulduğunu açıkladı.

Türkiye, Filistin’in bağımsızlığını ilk gün tanıdı

Arafat’ın ilanın ardından Filistin devletini aynı gün tanıyan ülkelerden biri de Türkiye oldu.

Türkiye ile 12 ülke daha bağımsızlığını ilan ettiği gün Filistin’i tanıdı.

Tarihsel süreçte Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısı her geçen yıl artarken, geçen yıl sonuna kadar 139’a yükseldi.

Filistin’in bağımsızlığını tanıyan ülkelerin sayısı artıyor

İsrail’in baskılarına rağmen birçok ülke bu yıl Filistin’i tanıma kararı aldı.

Bunlardan ilki, Karayipler ülkesi olan Barbados oldu. Barbados, 19 Nisan’da Filistin’i tanıdığını duyurdu.

Kuzey Amerika ülkesi Jamaika da 24 Nisan’da Filistin’i tanıdı. Barbados ve Jamaika’nın ardından Filistin’i tanıyan ülkelerin arasında 3 Mayıs’ta Güney Amerika’dan Trinidad ve Tobago da katıldı.

Bu ülkelerin ardından Bahamalar, 8 Mayıs’ta Filistin’i tanıdı.

Avrupa ülkeleri Filistin’i tanıma kararı aldı

İspanya, Norveç ve İrlanda, bugün yaptıkları açıklamada, 1967 sınırlarında Filistin devletini tanıyacaklarını duyurdu.

Bu karardan önce, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çekya, Slovakya ve İsveç, Filistin devletini tanıyordu.

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın da resmi olarak bu adımı atması halinde Filistin devletini tanıyan ülke sayısı 146’ya yükselecek.

ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa Filistin’i tanımıyor

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın büyük çoğunluğu bağımsız Filistin’i tanırken, bu adımı atmayan ülkeler de var.

Her seferinde “iki devletli çözümden yana olduklarını” savunan ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa Filistin’i tanımayan ülkeler arasında yer alıyor.

ABD, BM Güvenlik Konseyindeki oylamada veto hakkını kullanarak Filistin’in BM’ye tam üyeliğine de engel oluyor.

Kanada, Avustralya, Hollanda, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Japonya, Güney Kore, Myanmar, Kamerun gibi ülkeler Filistin’i tanımayan diğer ülkeler olarak öne çıkıyor.

Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 193 ülkeden 145’i Filistin’i devlet olarak tanıyor.

Bunların arasında BM’deki 22 üyeli Arap Grubu, 57 ülkeli İslam İşbirliği Teşkilatı ve 120 üyeli Bağlantısızlar Hareketi de bulunuyor.

ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya, Hollanda, İtalya, Portekiz, Finlandiya, Danimarka, İsviçre, Belçika, Yunanistan, Japonya, Güney Kore, Myanmar, Eritre, Tayvan, Yeni Zelanda, Panama, Kamerun gibi ülkelerin de aralarında olduğu 40’ın üzerinde devlet Filistin’i devlet olarak tanımıyor.

Avustralya bu ay yaptığı açıklamada, “iki devletli çözüme ön ayak olmak üzere” Filistin’i devlet olarak tanıyabileceğini bildirdi.

Mart ayında İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya liderleri, “uygun koşullar sağlandığında” Filistin’i devlet olarak tanımaya yönelik çalıştıklarını açıklamışlardı.

Bu açıklamadan önce, yalnızca dokuz Avrupa ülkesi Filistin’i devlet kabul ediyordu. Bunların da çoğu, 1988’de, Sovyet Bloku’nun bir parçası oldukları dönemde karar almıştı.

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın hamlesinden haftalar önce, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin’in BM üyeliğinin yeniden değerlendirilmesini öneren ve Filistin’e daha geniş yetki ve ayrıcalıklar tanıyan tasarıyı kabul etmişti.

ABD, Nisan ayında BM’nin Filistin devletini tanıması önerisiyle Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada veto kullanarak Filistinlilerin kuruluşa tam üyeliğini engellemişti. Ancak Fransa, Japonya ve Güney Kore gibi ABD müttefiklerinin de olduğu 12 ülke tasarıya yeşil ışık yakmıştı.

Eğer Cezayir’in sunduğu bu teklif Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilseydi, BM Genel Kurulu bu teklifi oylayabilirdi ve üçte iki çoğunlukla teklif kabul edilebilirdi.

BM Güvenlik Konseyi’ne gelen taslaklar ancak beş daimi üyeden hiçbirisi veto etmediği takdirde onaylanabiliyor. Bu beş ülke, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin.

Filistin Yönetimi’nin lideri Mahmud Abbas, ABD’nin vetosunu “etik dışı” olarak niteledi, İsrail ise tasarıyı “utanç verici” olarak tanımladı.

Oylamadan sonra ABD’den yapılan açıklamada, “ABD iki devletli çözümün güçlü destekçisi olmayı sürdürecektir. Bu veto, Filistin’in devlet olarak tanınmasına yönelik karşı bir muhalefeti temsil etmemektedir, ancak bunun taraflar arasındaki doğrudan müzakerelerin sonucunda olabileceğinin kabul edilmesidir” ifadeleri kullanılmıştı.

BM

Kaynak,Getty Images

Fotoğraf altı yazısı,ABD, Nisan ayında BM’nin Filistin devletini tanıması önerisiyle Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamayı veto etti.

Filistin’i tanımayanların ‘gerekçesi’ ne?

Filistin’i bir devlet olarak tanımayan ülkeler, bu tutumları genellikle “İsrail’le müzakere sonucu varılmış bir anlaşmanın olmamasıyla” açıklıyor.

Londra Ekonomi Okulu’ndan (LSE) Prof. Fawaz Gerges, “ABD Filistin devletinin kurulmasını sözde destekler gibi yapmasına rağmen, İsrail ile Filistin arasındaki doğrudan müzakerelerde ısrarcı olarak, aslında İsrail’e Filistin’in özerkliğini veto etme hakkı tanıyor” diyor.

1990’larda başlayan barış görüşmelerinde iki devletli çözüm bir hedef olarak belirlendi. Buna göre İsrailliler ve Filistinliler iki ülke olarak yola devam edebilecekti.

Ancak 2000’lerde görüşmeler yavaşladı ve 2014’te durma noktasına geldi.

Sınırlar, Filistin devletinin yapısı, Kudüs’ün statüsü ve 1948-49 savaşı sonrası Filistinli sığınmacıların akıbeti gibi zorlu konular masada çözümsüz kaldı.

İsrail, Filistin’in BM üyeliği talebinin kesin olarak karşısında duruyor.

İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan, bugün bu talebin onaylanmasının “7 Ekim’deki Hamas saldırıları sonrası terörü ödüllendirmek olacağını” söyledi.

İsrail’in müttefiki ülkeler, Filistin’i devlet olarak tanımaları halinde ilişkilerinin zedeleneceğini biliyorlar.

İsrail’in destekçisi konumundaki kimi ülkeler, Filistin’in 1933 Montevideo Sözleşmesi’nde belirlenen devlet olma kriterlerini karşılamadığını ileri sürüyor.

Filistinliler BM’de nasıl temsil ediliyor?

Filistin

Kaynak,EPA

Fotoğraf altı yazısı,140’ın üzerinde ülke Filistin’i devlet olarak kabul ediyor.

2011 yılında Filistin BM’ye tam üye olmak için başvuru yaptı. Ancak bu başvuru BM Güvenli Konseyi’nde gerekli desteği alamayarak oylamaya sunulmadı.

2012’de ise BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Filistin Yönetimi’nin üye olmayan gözlemci devlet statüsü başvurusu kabul edildi.

Bu statü, Filistin’e Genel Kurul’daki tartışmalara katılma hakkı tanıyor. Ancak Filistin Yönetimi’nin oy hakkı bulunmuyor.

2012’de hem Batı Şeria hem de Gazze Şeridi’nde memnuniyetle karşılanan bu kararla, Filistinlilerin diğer uluslararası örgütlere katılmasının da önü açıldı. Bunlar arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi de var.

Washington’daki Orta Doğu Enstitüsü’nden Khaled Elgindy, “BM’ye tam üye olmak Filistinlilerin diplomatik kademesini yükseltebilir ve tasarı sunma, Genel Kurul’da oy hakkı gibi hakların önünü açabilir. Ancak bunların hiçbiri iki devletli çözümü getirmez. Bu yalnızca İsrail işgalinin bitmesiyle gerçekleşebilir” yorumunu yapıyor.

SOAS Londra Üniversitesi’nde kalkınma çalışmaları profesörü olarak çalışan Gilbert Achcar, BM’ye tam üyeliğin sembolik bir zafer olarak kalacağını kaydediyor. Achcar, “güçsüz bir Filistin Yönetimi” ve işgal edilen bölgelerin varlığı altında “bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin hala çok uzak olacağını” savunuyor.

İspanya, Norveç ve İrlanda, 28 Mayıs’ta Filistin’i bir devlet olarak tanıyacaklarını dünyaya duyurdu. 30 Mayıs’ta tanıyan ülkeler arasına Slovenya’da katılacağını açıkladı.

Filistinli liderlerin memnuniyetle karşıladığı açıklama, Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından da “tarihi bir an” olarak nitelendi.

Filistin’i bir devlet olarak tanımaya karar veren ülkeler, bu adımın İsrail ile Filistinliler arasında barış görüşmelerinin gelişmesine yardımcı olacağını söylüyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ise, “İspanya, Norveç ve İrlanda, Hamaslı katillere ve tecavüzcülere altın madalya takmaya karar verdi” dedi.

İsrail, Filistin’in bir devlet olarak tanınmasına kesin olarak karşı duruyor ve böyle bir devletin “İsrail’in varlığına tehdit olacağını” iddia ediyor.

BBC’nin diplomasi muhabiri James Landale’e konuşan bir Arap diplomat, üç ülkenin ortak açıklamasının “çok önemli” bir gelişme olduğunu kaydediyor ve İsrail’in Avrupa’da yarattığı hayal kırıklığını yansıttığını söylüyor.

Aynı diplomat, üç Avrupa ülkesinin tanıma kararının “AB yönetimi üzerinde de baskı yaratacağını” söylüyor.

Bazı Batılı ülkeler ise Filistin’i devlet olarak tanıma kartını bir diplomatik kazanım hedefiyle saklı tutmak istiyor.

Landale’e konuşan bir Batılı diplomat, “Batılı ülkeler için ellerindeki büyük bir koz bu. Bunu hemen harcamak istemiyorlar” diyor.

Filistin’i devlet olarak tanımak sembolik bir jest olarak görülse de sınırların nasıl ve başkentin nerede olacağı gibi bazı somut açıları da var.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.