Uygurlar Saraybosna’da Dünya Uygur Kongresini yaptılar
Büyükelçiliğin maslahatgüzarı Miao Dake, Sırp Cumhuriyeti Radyo-Televizyonu’na verdiği röportajda, Kongre’nin Bosna’yı “Çin karşıtı ayrılıkçı faaliyetler” yürütmek ve Çin’in Sincan bölgesindeki durum hakkında asılsız haberler yaymak için kullandığını söyledi.
Balkaninsight.com İnternet sitesinde yayınlanan habere göre Uygurlar Çin Konsolosluk yetkililerinin Kongrenin iptal edilmesi için Saraybosna Yetkililerine müracat etmeleri İddialarına rağmen Saraybosna’da Kongre Düzenlemiş.
Dünya Uygur Kurultayı, Saraybosna’da gerçekleştirdiği 8. Olağan Kongresi’nde yeni yönetim kurulunu belirledi.
Kurultay, bu sene 24-28 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlediği kongrede yeni yönetim kurulunu duyurdu. Buna göre Kurultayda, Turguncan Alavudun Başkan; Zümretay Erkin, Erkin Ehmedov ve Abdureşit Abdulhamit Başkan Yardımcısı; Ruşen Abbas ise İcra Kurulu Başkanı seçildi.
“BU GÖREV VATANIMIZIN KURTULUŞ MÜCADELESİNDE SON DERECE ÖNEMLİDİR”
Özgür Asya Radyosuna (RFA) demeç veren Turguncan Alavudun, Kurultay’ı daha ileri götürmeyi ve daha demokratik hâle getirmeyi hedeflediğini belirttiği konuşmasında, “Bu görevin lâyıkıyla ve titizlikle yerine getirilmesi gerekiyor. Zira bu görev, özgürlük, demokrasi ve insan hakları mücadelemizde, ayrıca vatanımızın kurtuluş mücadelesinde son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.
ZÜMRETAY ERKİN, KURULTAYIN İLK GENÇ KADIN BAŞKAN YARDIMICISI OLDU
Kurultayda Başkan Yardımcılığı görevine seçilen Zümretay Erkin yaptığı konuşmada, “DUK’un ilk genç kadın Başkan Yardımcısı olarak ulusuma hizmet etmekten gurur ve onur duyuyorum.” dedi. Erkin, toplumda ve siyasette kadınların “duyulmaya” ihtiyacı olduğunu vurguladı.
“ÖZGÜRLÜK İÇİNDE YAŞAYACAĞIMIZ BİR GELECEK İNŞA EDECEĞİZ”
Uygur aktivist Ruşen Abbas ise resmî hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri aktardı:
Dünya Uygur Kurultayının İcra Başkanı olarak seçilmekten büyük onur duyuyorum. Bu sorumluluğu, halkımıza hizmet etmek gibi derin bir görevle üstleniyorum. Yolculuğumuz, dünyanın henüz tam olarak yüzleşmediği muazzam acılar ve benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldı. Uygur diasporasının ölüm tehditlerine ve korkutmalara rağmen bu seçimi gerçekleştirmesi, Dünya Uygur Kongresi’nin ve halkımızın olağanüstü cesaretini ve dayanıklılığını ve Çin rejiminin en çok birleştiğimizde bizden korktuğunu gösteriyor. İlerledikçe, sesimizi yükseltmek ve görmezden gelinemeyecek birleşik bir hareket inşa etmek için cesur ve somut adımlar atmaya kararlıyım. Birlikte, her Uygur’un özgürlük, onur ve kalıcı barış içinde yaşayabileceği bir gelecek inşa edeceğiz.
Her üç yılda bir olağan kongre tertip eden Kurultayın toplantısı, Türkiye dâhil olmak üzere 27 ülkeden yaklaşık 176 Uygur delegenin katılımıyla düzenleniyor.
Kurultay, söz konusu kongre öncesinde Çin tarafından birçok kez toplantının engellenmesi veya iptal edilmesi girişimlerine maruz kaldığını bildirmişti.
Dünya Uygur Kongresi üyeleri. Fotoğraf: uyghurcongress.org
Sürgündeki Uygurların uluslararası örgütü olan ve genel kurulunu 24-27 Ekim tarihleri arasında Saraybosna’da toplayacak olan Dünya Uygur Kongresi, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, Çinli temsilcilerin üyelerine ve delegelerine karşı “koordineli ve saldırgan bir kampanya” yürüttüğünü iddia etti.
Organizatörler, Bosna’nın başkentindeki Çin Büyükelçiliği’nin genel kurulun iptal edilmesi yönünde baskı yaptığını, Dünya Uygur Kongresi Başkanı İsa Dolkun’un tutuklanarak Çin’e iade edilmesiyle tehdit edildiğini öne sürdüler.
Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü ve Direktörü Zümreta Arkin, BIRN’e yaptığı açıklamada, Genel Kurul öncesinde Avustralya, Almanya, Türkiye ve İrlanda‘dan gelen delegelerin Çin makamları tarafından genel kurula katılımlarını engellemeye yönelik tehditler aldığını söyledi.
“Sonuç olarak, seçilmiş delegelerimizden beşi görevlerinden istifa etti. Özbekistan’da hükümet yetkilileri seçilmiş delegelerimizi ziyaret etti ve onları genel kurula katılmamaları konusunda tehdit etti,” dedi Arkin.
Dünya Uygur Kongresi, 21 Ekim’de bilgisayar sistemine hacker’ların girdiğini, örgüt yetkililerine ait özel bilgileri çaldığını ve bu bilgileri şantaj amaçlı kullandığını iddia etti.
Çin Büyükelçiliği, BIRN’in yorum talebine yanıt vermedi.
Büyükelçiliğin maslahatgüzarı Miao Dake, Sırp Cumhuriyeti Radyo-Televizyonu’na verdiği röportajda, Kongre’nin Bosna’yı “Çin karşıtı ayrılıkçı faaliyetler” yürütmek ve Çin’in Sincan bölgesindeki durum hakkında asılsız haberler yaymak için kullandığını söyledi.
Çoğunluğu Müslüman olan Uygurlar, Çin yetkilileri tarafından yaygın bir baskı uygulandığını iddia ettikleri Sincan’da yaşıyor. Çin, Sincan’da insan hakları ihlalleri iddialarını reddediyor.
Miao, “Sincan’la ilgili meseleler Çin’in iç meseleleridir. Din özgürlüğü veya insan haklarına saygı için savaşma bahanesiyle Çin’e saldıran ve onu karalayan herhangi bir kişiye veya güce şiddetle karşı çıkıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, Miao pazartesi günü ayrıca Bosna Hersek üçlü cumhurbaşkanlığı konseyinin Sırp üyesi Zeljka Cvijanovic’le bir araya geldi ve Uygurların Saraybosna’da toplanmasını Çin’in içişlerine açık bir müdahale olarak nitelendirdi.
Açıklamada, Cvijanovic’in “Çin’in içişlerine egemen bir şekilde karar verme hakkını sorgulayan her türlü faaliyeti kabul edilemez ve zararlı olarak değerlendirdiği” belirtildi.
İnsan hakları örgütleri, Sincan’da yaklaşık 14 milyon Uygur’un yaşadığını ve bunlardan birkaç milyonunun kamplarda gözaltına alındığını, siyasi telkinlere maruz kaldığını, zorla çalıştırıldığını, ailelerinden ayrıldığını ve Müslüman inançlarını yaşama konusunda sınırlamalara maruz kaldığını tahmin ediyor.
Bosna-Hersek, 2021 yılında Birleşmiş Milletler’de Uygurların haklarının ihlal edildiğine dair endişelerini dile getiren ortak bir bildiri imzaladı. O dönem Bosna cumhurbaşkanlığı üyesi olan Bosnalı Sırp siyasi lider Milorad Dodik, daha sonra ülkenin imzasının geri çekilmesini talep etti.
Bosna, Batı Avrupa’ya doğru ülkeden geçen Uygur mültecileri korumamakla suçlanıyor. Son dört yılda Bosna en az on Uygur’u Çin’e geri gönderdi, eski bir kamp tutuklusu da dahil olmak üzere diğer ikisi ise sığınma statüsünü bekledikten sonra ülkeyi terk etti.