İBB 2023 SAYIŞTAY DENETİM RAPORUNDA 137 TOPLAM 154 ADET USULSÜZLÜK TESPİT EDİLDİ
Sayıştay tarafından düzenli olarak yıılara ait Her yıl yıl yapılan denetimlerde 2023 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı 2023 yılı Denetim raporu sayıştay tarafından yayınlandı. Yayınlanan raporda Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB’de toplam 154 adet pek çok kouda Usulsüzlükler tespit edildi.
Denetim Görüşünün Dayanağı Bulgular
1. Bağlı Kuruluştan Alınan Borç Tutarlarının Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabında İzlenmemesi
2. Kullanım Ömrü Bir Yılın Üzerinde Olan Demirbaşların Duran Varlıklar Hesabında İzlenmemesi
3. Kullanım Olanağı Kalmadığından Hurdaya Ayrılan Taşınırların Elden Çıkarılacak Varlıklar Hesabı Kullanılmadan Giderleştirilmesi
4. İdarenin Yapım İşleri Kapsamında Ödemesi Yapılan KDV Tutarlarının İndirim Konusu Yapılması
5. Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Gerçeği Yansıtmaması
6. Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Hatalı Kullanılması
7. Danışmanlık Hizmet Alımıyla Edinilen Plan/Projelerin Haklar Hesabında İzlenmemesi
8. Hasar Karşılıklarının Hatalı Muhasebeleştirilmesi
9. İdarenin Banka Hesaplarından Doğrudan Kesilen Tutarların Hatalı Muhasebeleştirilmesi
10. Kamu İdaresi Adına Açılmış Bazı Bankka Hesaplarının Muhasebe Sistemi Dışında Yer Alması
11. İdarenin Mülkiyetinde veya Tasarrufunda Bulunan Taşınmazların Envanter Bilgileri ile Muhasebe Kayıtlarının Birbirleri ile Uyuşmaması
12. Kiralık Binalara Yapılan Harcamaların Hatalı Muhasebeleştirilmesi
13. İşletme Hakkı Devredilen ve İrtifak Hakkı Kurularak Hizmet İmtiyazı Sağlanan Taşınmazların Bazılarının Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında İzlenmemesi
14. Peşin Satışı Yapılan Taşınmazların Diğer Faaliyet Alacakları Hesabında İzlenmesi
15. Zemin Altı Otoparklarının Binalar Hesabında İzlenmesi Gerekirken Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabında Takip Edilmesi
16. Düzenleme Ortaklık Payı Uygulaması Dışında Kalan ve Belediyeye Terk Edilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarında Yer Almaması
17. Stadyum ve Spor Salonlarına Ait Çevre Temizlik Vergisi Tahakkuk ve Tahsilatının Yapılmaması
B. Diğer Bulgular
1. Dolmabahçe Levazım Baltalimanı Hattı Karayolu Tünelleri Mühendislik Hizmet Alım İşi İhale Dokümanında Teklif Bedeli Artırıcı Hükümlerin Bulunması ve Bu Hükümlerin Gerçekleştirilmesine İlişkin Herhangi Bir Kontrolün Yapılmaması
2. Bazı Yapım İşlerinin Farklı Yapım İhaleleri Kapsamında Tamamlatılması ve Bu Yöntemin Genel Bir Usul Haline Getirilmesi
3. Yapımı Gerçekleştirilen Bazı İşlerin Geçici Kabulleri Yapılmadan ve Teslim Tutanakları Olmadan İşletmeye Açılması
4. Yol Bakım ve Alt Yapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Tarafından Yapılan Bazı İhalelerde Hatalı Uygulamalar Olması
5. Serimi Yapılan Asfalt İşşlerinde Hatalı Uygulamaların Bulunması
6. Bazı Yapım İşi İhalelerinde Projesinde Yer Almayan İmalatların Yapılması
7. Bazı Yapım İşlerine İlişkin Sözleşmelerde Hatalı Düzenlemeler Bulunması
8. Bazı Yapım İşlerinde Gerekli Mülkiyet İşlemleri Yapılmadan İhaleye Çıkılması
9. Uygulama Projesi Hazırlanarak İhalesi Gerçekleştirilen Yapım İşlerinde, İşin Yapılması Sırasında Proje Değişikliklerine Gidilmesi
10. Yeni Birim Fiyat Oluşturulmasında, Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Yer Alan ve Analizi Yapılmamış Benzer Pozların Kıyasen Uygulanması
11. Yeni Birim Fiyat Uygulanan İşlerde Poz Onayı Alınmadan İmalatların Yapılması
12. Yüklenicinin Yaklaşık Maliyete Kıyasla Çok Yüksek Fiyat Teklif Ettiği İş Kalemlerinde Aşırı İş Artışı Yapılması ve Düşük Fiyatlı İşlerin Hiç Yapılmaması veya Az Yapılması
13. Tasfiye Edilerek Kesin Hesabı Yapılmayan İşler İçin İhaleye Çıkılması
14. Tarihi ve Kentsel Sit Alanına İzinsiz Yapı Yapılması
15. Meclis Kararı Olmaksızın İlçe Belediyesine Ait Yapım İşinin Bedelsiz Olarak Yapılması
16. Bütün Riskler Sigortasında Bazı Risk Kalemlerinde Muafiyet Oranlarının Yüksek Belirlenmesi
17. Özel Halk Otobüslerinin 3. Kişilerin Kusurundan Kaynaklı Kazalar Sebebiyle Gerçekleştiremediği Seferlere İlişkin Ödenen Ücretlerin Rücu İşlemlerinin
Gerçekleştirilmemesi
18. Hizmet Alımı İhalelerinde Mevzuata Aykırı Şekilde Akaryakıt Dâhil Araç Kiralamalarına Yer Verilmesi
19. Binek Araç Kiralamalarının Taşıt Kiralaması ile İlgisi Olmayan İhalelerin İçinde Temin Edilmesi
20. Kiralama Yoluyla Edinilen Araçların Takibinin Yapılamaması
21. Kamu İdaresinin Mülkiyetinde Yer Alan Araçların Trafik Tescil Kayıtları ile Envanter Kayıtlarının Uyuşmaması
22. Danışmanlık Hizmet Alımlarıyla Hazırlatılan Projelerin Kullanılmaması
23. Kültürel Etkinlikler ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüklerinin Torba İhalelerinde İhale Mevzuatındaki Hükümlere Uyulmaması
24. İdare Şirketinden Sağlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında İhale Dokümanında Personel Sayısına Yer Verilmemesi
25. 696 sayılı KHK Kapsamında Gerçekleştirilen Doğrudan Hizmet Alımlarında Hatalı Uygulamaların Bulunması
26. Bazı Hizmet Alımı İhalelerinde Yer Alan Personelin Mevzuata ve İhale Dokümanına Aykırı Çalıştırılması
27. On Farklı İştirak Şirketten Doğrudan Temin Personel Hizmet Alımı Yapılması ve Personel Arasındaki Mali ve Sosyal Hak Dengesinin Korunamaması
28. Üniversite ile Belediye Arasında Yapılan Protokole Aykırı Uygulamaların Bulunması
29. Sinyalize Kavşak İşi İhalesinde Sözleşme İmzalanmadan Önce Yapılan İşlerin İhale Kapsamında Ödenmesi
30. Spor Tesislerinin İşletilmesi İhalesi ile İlgili Olmayan İşlerin İhale Kapsamında Alınması ve Teknik Şartnamenin Açık ve Anlaşılır Olmaması
31. Kent Mobilyaları Alım İhalesinde Hatalı Uygulamaların Bulunması
32. İhale Kapsamında Alınan Malların İdare Kayıtlarında Resmi Depo Olarak Sayılmayan Yerlerde Muhafaza Edilmesi
33. Akaryakıt ve Seçici Katalitik İndirgeme Sıvısı Mal Alımı İhalesi Kapsamında Muhtelif İşlerin Yaptırılması
34. Mal Alımlarına İlişkin Muayene Kabullerde Hatalı Uygulamaların Bulunması
35. Birim Fiyat ve Standartlar Şube Müdürlüğü’nün Görev Alanının Büyükşehir Belediyesinin Tüm Birimlerini Kapsar Hale Getirilmemiş Olması
36. Gelecek Yıllara Yaygın Yüklenmelerde Mahalli İdareler Seçimini Aşan İhaleye Çıkılması
37. Üst Yönetici Onayı Olmaksızın Ertesi Yıla Geçen İhalelere Çıkılması
38. Geçici ve Kesin Kabul İşlemleri Arasındaki Sürenin Teminat Süresini Aşacak Şekilde Fazla Olması
39. Alt Yüklenici Sözleşmelerine İlişkin Gerekli Kontrollerin Sağlanmaması
40. Bazı İşlere Ait Hak Edişlerin Ödenmesinde Vergi ve Sosyal Güvenlik Prim Borcu Olmadığına İlişkin Belgenin Sorgulanmaması
41. İdarece İmalatlardan Çıkan Moloz ve Hafriyatların Döküm Kontrollerinin Sağlanmaması
42. Fiyat Dışı Unsur ile Puanlama Yapılarak İhale Edilen İşlerde Hatalı Uygulamaların Olması
43. İhale Sonuçlarının Öngörülen Sürede Kamu İhale Kurumuna Bildirilmemesi
44. Trampa Yoluyla Kamulaştırma İşleminde Hatalı Uygulamaların Bulunması
45. Park Alanı Olarak Meclis Kararı Alınan Taşınmazın İdarece Satılması
46. Taksi Durağı Yerlerinin Bedel Alınmadan Ruhsatsız Şekilde Kullandırılması
47. Tarihi Değeri ve Önemi Olan Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu ve Yerebatan Sarnıcının Usulsüz Şekilde Kullandırılması
48. İdarenin Hüküm ve Tasarrufu Altında Olan ve İmar Planında Yeşil Alan ve Park Olarak Kamunun Kullanımına Bırakılan Yerlerin Özel Siteler Tarafından İşgal Edilmesi ve İşgallere Süreklilik Kazandırılması
49. Reklam Alanlarının İşletilmesi İşleri ve Bazı Taşınmazların Kiralama İhalelerinde İhale Dokümanında Rekabeti Kısıtlayıcı Hususlara Yer Verilmesi
50. İdarenin Mülkiyetinde veya Tasarrufundaki Taşınmazlardan Kiraya Verilen, İrtifak Hakkı Tesis Edilen veya Tahsis Edilen Taşınmazların Sözleşme Hükümlerinin Uygulanmaması
51. Kiraya Verilen Taşınmazların Kira Süreleri Sona Ermesine Rağmen Tahliye Edilmemesi ve Sözleşme Sürelerinin İhale Yapılmaksızın Uzatılması
52. Kiraya Verilen Taşınmazların Kiracı Tarafından Sigortalarının Yapılmaması
53. Taşınmaz Kira Bedellerinin Günün Emsal ve Rayiç Bedellerine Göre Güncellenmemesi
54. Kira Alacaklarının Takip ve Tahsil İşlemlerinin Gerçekleştirilmemesi
55. İdarenin Mülkiyetindeki veya Tasarrufundaki Taşınmazların Ecrimisil Karşılığı Kullandırılması ve Bu Uygulamanın Olağan Bir Taşınmaz Yönetim Şekline Dönüştürülmesi
56. Tasarruf Hakkı İdareye Ait Olan Bazı Taşınmazlara İlişkin Ecrimisil Bedellerinin İlçe Belediyesi Tarafından Tahsil Edilmesi
57. Toplu Taşıma Hizmetlerinin İhalesiz Olarak Özel Halk Otobüsleri Şirketleri ve Diğer Ulaşım Şirketleri ile Doğrudan Sözleşme Yapılarak Gördürülmesi
58. Toplu Taşıma Hizmetlerinde Kullanılan İstanbulkartın Usulsüz Kullanımına İlişkin Yaptırımlarda Hatalı Uygulamaların Bulunması
59. Ücretsiz Seyahat Kapsamında Herhangi Bir Maliyete Katlanmayan Özel Halk Otobüslerine Gelir Desteği Ödemesinin Yapılması
60. Ticari Taksi ve Dolmuş Plakalarının Kullanım Hakkının Verilmesinde Hatalı Tahsis İşlemlerinin Düzeltilmemesi
61. Öğrenci ve Personel Servislerine İhalesiz ve Süresiz Plaka Verilmesi
62. Özel Deniz Taşımacılığı Kapsamında Faaliyette Bulunan Deniz Motorlarına İhalesiz ve Süresiz Olarak Plaka Tahsis Edilmesi
63. Deniz Taşımacılığı Alanındaki Kullanım Haklarının Devrine İlişkin İşlerde Mevzuat ve Sözleşme Hükümlerine Uyulmaması ve Gerekli Cezai Müeyyidelerin Uygulanmaması
64. Bazı İskelelerin İşletme Hakkının Devrine İlişkin Alınan Meclis Kararının Alt Kiracılara İlişkin Hükümlerinin Rekabeti Engelleyici Nitelikte Olması
65. Katı Atık Tesislerindeki Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elde Edilen Karbon Emisyon Azaltım Kredilerinin Satışından İdareye Pay Verilmemesi
66. Katı Atık Tesislerinin İşletme Hakkının Devrinde İdare Ciro Paylarının Düşük Belirlenmesi
67. Biyometanizasyon Tesisi İşletme Hakkının Meclis Kararı Olmaksızın ve İhale Edilmeksizin Devredilmesi
68. İdarenin Mülkiyetindeki Otoparkların İşletme Hakkının İhale Yapılmaksızın ve Herhangi Bir Meclis Kararı Alınmadan İdarenin İştirakine Devredilmesi
69. Bazı Haklar ile Taşınmazların İhale Yapılmaksızın Belediye Şirketlerine Devredilmesi
70. İdarenin Görev ve Sorumlulukları Kapsamında Olan Yol Üstü Otopark İşletmeciliği Yetkisinin Bazı İlçe Belediyelerine Ait Şirketler Tarafından Kullanılması
71. Mülkiyeti İdareye Ait Taşınmazın İlçe Belediyesi Tarafından İşgal Edilerek Ticari Faaliyette Bulunulması
72. İdarenin, Gecekondu Kanunu’na İlişkin Yükümlülüklerini Yerine Getirmek Adına Ayrılan Konutlarının Birçoğunun Boş Tutulması ve Boş Tutulan Konutların Aidat ve Diğer Ortak Giderleri İçin Belediye Bütçesinden Harcama Yapılması
73. Büyükşehir Belediyesine Ait Lojmanların Tahsisine İlişkin Hatalı Uygulamaların Bulunması
74. İdarenin Mülkiyetindeki Sebze ve Meyve Hallerinde Bir Kişiye Birden Fazla İş Yerinin Kiralanması
75. İdare Taşınmazlarının Cins Tashihlerinin Yapılmaması
76. Elektrik Dağıtım İşlemleri Dolayısıyla Yapılan Taşınmaz Tahsislerinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Çıkarılan Yönetmelik Esaslarına Uyulmaması
77. Bazı Dernekler ile Vakıfların Etkinlik ve Programlarında Kullanılmak Üzere Tahsis Edilen Otobüs Bedellerinin Belediye Tarafından Karşılanması
78. İdare Tarafından Sunulan Hizmetlerin Ücretlendirilmesinde Bazı Kişi, Vakıf ve Kurumlara İndirim veya Ücretsiz Tarife Uygulanması
79. Misafirhane Konaklama Ücretlerinden Bazılarının Tahsil Edilmemesi
80. Tahakkuk Eden Bazı Gelir Kalemlerinde Tahakkuk Tahsilat Oranlarının Düşük Olması
81. Harç Konusu Olan Hizmetlerden Ayrıca Ücret Tahsil Edilmesi
82. Bazı İdari Para Cezalarının Tahsili İçin Gerekli Yasal İşlemlerin Yapılmaması
83. Geçici Olarak Uygulanması Gereken İşgal Harcının Sürekli Hale Getirilmesi
84. Hidrolik Kaynaklara Dayalı Elektrik Üretim Lisans Harçlarının Kontrolünün Yapılmaması
85. İdareden Ruhsat veya İzin Alma Zorunluluğu Bulunmayan İşyerlerinden İşyeri Açma İzni Harcının Tahsil Edilmemesi
86. Organize Sanayi Bölgeleri Tarafından Tahsil Edilen Ruhsat Harç Bedellerinin Belediyeye Gönderilmemesi
87. Tellallık Harcı Gelirlerinin İlçe Belediyelerine Devredilmesi
88. Ulusal Bayram Günlerinde Çalışacak İşletmelere İlişkin Ruhsat Verme Yapılmaması
89. Yangın Sigorta Vergisinin Eksik Tahsil Edilmesi
90. İdarenin İştiraklerinden Yapılması Gereken Gelir Tahsilatlarının Yeterli Düzeyde Gerçekleşmemesi
91. Bazı İlçe Belediyelerince İdareye Gönderilmesi Gereken Çevre Temizlik Vergisine İlişkin Payların Takip ve Tahsilatının Yapılmaması
92. Hafriyat Sahaları İşletme Gelirlerinden Bazı İlçe Belediyelerine Pay Verilmesi
93. Yağmur Sularının Uzaklaştırılmasıyla İlgili Harcamaların İSKİ Hesaplarına Aktarılmaması
94. Altyapı Kazı Çalışmalarından Elde Edilen Zemin Tahrip Bedeli ve Ruhsat Harçlarının İlgili İlçe Belediyelerine Aktarılmaması
95. Eğlence Vergisi Paylarının İlçe Belediyelerine Düzenli Şekilde Aktarılmaması
96. İlçe Belediyelerinin Tasarrufunda ve/veya Sorumluluğunda Olan Yerlere İlişkin Geçiş Hakkı Bedellerinin İdarece Tahsil Edilmesi ve İlçe Belediyelerine Gönderilmemesi
97. Müze Paylarının İlçe Belediyelerine Gönderilmemesi
98. Yol Üstü Araç Park Yerleri İşletilmesinden Sağlanan Gelirlerin İlçe Belediyelerine Gönderilmemesi
99. Mevzuatı Gereği Tahsil Edilen Eğlence Vergilerinden Verem Savaş Derneği ve Darülacezeye Gönderilmesi Gereken Tutarların Aktarılmaması
100. Kalkınma Ajans Payının Zamanında Aktarılmaması
101. Asgari Ücret Destek Primlerinin Aktarımı Yapılmayarak İdarenin Emanet Hesaplarında Tutulmaya Devam Edilmesi
102. Yapı Ruhsatı Aşamasında İlçe Belediyelerince Tahsil Edilmesi Gereken Otopark Bedellerinin İdarece Tahsil Edilmesi
103. Hazineye Ait Taşınmaz Malların Satış Bedellerinin Tahsil Edilen Kısmından İlçe Belediyeleri Fon Hesaplarına Aktarılması Gereken Tutarların Sehven İdare Hesaplarına Aktarılması
104. Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcının Bazı İlçe Belediyeleri Tarafından Mükerrer Şekilde Tahsil Edilmesi
105. Çevre Temizlik Vergisi Paylarının Çöp İmha Tesislerinin Kuruluşu İçin Ayrılmaması
106. Bazı İşletmelerin, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Olmaksızın Faaliyette Bulunmaları
107. İdare Tarafından Kiraya Verilen İşletmelerin İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Olmaksızın Faaliyette Bulunması
108. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Almadan Faaliyette Bulunan İşletmelere Kapatma Cezası Verilmemesi
109. İSPARK AŞ Tarafından İşletilen Otoparkların Ruhsatsız Şekilde Faaliyet Göstermesi ve
Park Eden Araçlar İçin Sigorta Yaptırılmaması
110. Belediyenin Ortağı Olduğu Şirketlerde İdareyi Temsil Eden Yönetim Kurulu Üyeliğinin Usulüne Uygun Olarak Belirlenmemesi
111. Daire Başkanlığı Kadrosunun Sınavsız Yükselme Aracı Olarak Kullanılması
112. Görev ve Yetki Tanımı Belli Olmayan Daire Başkanlarının Atanması
113. Geçici Görevlendirmelerin Süresiz Hale Getirilmesi
114. İdarede Geçici Görevlendirilen Öğretim Üyelerinin Kendi Kurumlarının İzni Olmaksızın Başka Yerlerde Görevlendirilmesi
115. Herhangi Bir Sözleşmeye Dayanmadan Belediye Şirket Personelinin Kurumda İstihdam Edilmesi
116. İstihdamı Kanunlarla Zorunlu Tutulan Kesimlere Mevzuatta Öngörülen Sayıda İstihdam Sağlanmaması
117. Belediye Şirketi Personelinin Mali ve Sosyal Haklarına İlişkin Toplu İş Sözleşmesine Aykırı Olarak Başkanlık Oluru ile Artış Belirlenmesi
118. Sosyal Denge Sözleşmesinde Sosyal Denge Tazminatı Ödenmesinin Dışında Konulara İlişkin Düzenlemelerin Yer Alması
119. Personel Giderlerine İlişkin Harcama Yetkisinin Yetkiyi Haiz Olmayan Kişiler Tarafından Kullanılması
120. Bütçe Emanetleri Hesabında Kayıtlı Borçların Muhasebe Kayıtlarına Alındığı Sıraya Göre Ödenmemesi
121. Bütçe Emanetleri Hesabının Kullanımına İlişkin Hataların Bulunması
122. Bütçe İçi İşletmelere İlişkin Meclis Kararı ve Bakanlık İzninin Bulunmaması
123. Sosyal Tesislere İlişkin Bazı İşlemlerin Mevzuatın Gerektirdiği Şekilde Yapılmaması
124. İdare Tarafından Kiraya Verilen veya Son 3 Yılda Geçici Kabulü Yapılan Yapılardan Bazılarının Yapı Ruhsatı ve/veya Yapı Kullanma İzin Belgelerinin Bulunmaması
125. İdare Aleyhine Sonuçlanan Davalara İlişkin İlamların Gereklerinin Zamanında Yerine Getirilmemesi Nedeniyle İcra Masrafları ve Faiz Giderleri Ödenmesi
126. Bazı Mal ve Hizmet Alımına Ait Faturaların Zamanında Ödenmemesi Nedeniyle Gecikmeye Düşülmesi
127. Mükelleflerince Ödenmeyen Damga Vergilerinin İdare Tarafından Sorumlu Sıfatıyla Vergi Dairesine Ödenmesi
128. İdareye Ait Araç Muayeneleri İçin Harcama Yetkilisi Mutemedine Verilen Kredilerle İlgili Hatalı Uygulamaların Yapılması
129. Sosyal Yardım Kartlarının Tek Yetkili Satıcısı Konumunda Olan Belediye Şirketi Yerine Diğer Bir Belediye Şirketinden Sağlanması
130. Kreş, Yurt ve Spor Tesislerinin İşletilmesine Yönelik Faaliyetler Nedeniyle Katma Değer Vergisi Mükellefiyeti Tesis Ettirilmemesi ve İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının Kullanılmaması
131. Ödenek Aktarması Gerçekleştikten Sonra Yetkili Merciden Karar/Onay Alınması veya
Hiç Alınmaması
132. İdareye Aktarılan Müze Paylarına İlişkin Hatalı Muhasebe Kayıtlarının Yapılması
133. Tahakkuk Kaydı Bulunmayan Kişi Borcu Tahsilatlarının Kişilerden Alacaklar Hesabından
Çıkışının Yapılması
134. Bazı Kira Alacaklarının Gelirlerden Alacaklar Hesabında İzlenmemesi
135. Geçici Kabulü Yapılan Yatırımların İlgili Varlık Hesaplarına Aktarımının Kesin Kabul
İşlemleri Sonrasında Yapılması
136. Satın Alma Suretiyle Temin Edinilen Bazı Taşınırların Demirbaşlar Hesabında
İzlenmemesi
137. İdarece Toplanan Asfalt Kırıklarına İlişkin Hatalı Uygulamaların Bulunması
SAYIŞTAY DENETİM GÖRÜŞÜNÜN DAYANAĞI BULGULAR
Bu bölümde, mali rapor ve tablolara verilen görüş ile ilgili olan bulgular yer almaktadır.
BULGU 1: Bağlı Kuruluştan Alınan Borç Tutarlarının Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabında İzlenmemesi
İdarenin bağlı kuruluşu olan İSKİ’den alınan borç tutarlarının Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabı yerine Emanetler hesabında izlendiği tespit edilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon” başlıklı 27/6’ncı maddesinde; büyükşehir belediyesi ile bağlı kuruluşlarının, belediye başkanının onayı ile birbirlerinin nakit ihtiyacını karşılayabileceği, bu şekildeki ödünç vermelerde ise faiz uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 303-Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabının niteliğini düzenleyen 234’üncü maddesinde; bu hesabın diğer kamu idarelerine olan kısa vadeli mali borçlar ile uzun vadeli yabancı kaynaklar ana hesap grubu içindeki kamu idarelerine mali borçlar hesabında kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına inenlerin izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir.
İdare hesap ve işlemleri üzerinde yapılan incelemede, ilgili mevzuatı çerçevesinde İSKİ’den nakit talebinde bulunulduğu, bağlı kuruluş tarafından söz konusu nakit taleplerinin karşılandığı ve buna ilişkin 3.285.631.494,97 TL’nin 303-Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabı yerine 333-Emanetler hesabının 333.99.99.99.00.00 no.lu kodunda takip edildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından; 5393 Sayılı Belediye Kanunu 68/e maddesine değinildikten sonra borçlanma için meclis kararının zorunlu olduğu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon” başlıklı 27/6’ncı maddesine atıf yapılarak bahsi geçen işlemin meclis kararı olmaksızın yalnızca başkanlık oluru ile sağlanan bir ödünç verme işlemi olduğu ve faiz ödemesi içermediği ve dolayısıyla bir borçlanma niteliğinde olmadığı, İSKİ tarafından nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla borç niteliği taşımayan bu işlem için Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe
Yönetmeliğinin 234 ve 303’üncü maddelerinde kamu idarelerine mali borçlar hesabının düzenlendiği ve madde metninde borç ibaresinin geçtiği ve bu hesapta ilgili tutarın takibinin yapılamayacağı ve bu sebeple Emanetler Hesabında takibinin yapıldığı belirtilmiştir.
Ancak, İdare tarafından 333-Emanetler hesabında ilgili tutarın takibinin yapılacağı belirtilmişse de Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 260, 261 ve 262’inci maddelerinde bahsi geçen işlemin takibinin yapılacağına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer yandan, bahsi geçen işlemin faiz ödemesi içermemesi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon” başlıklı 27/6’ncı maddesinin gereğidir
Sonuç olarak; İdarenin yukarıda yer verilen mevzuata uygun olarak bahsi geçen tutarları 303-Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabında takip etmesi Gerekmektedir. Diğer yandan, yapılan hatalı kayıtlar sonucu 333-Emanetler Hesabı bilançoda 3.285.631.494,97 TL fazla, 303- Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabı ise 3.285.631.494,97 TL eksik tutarla yer almıştır.
BULGU 2: Kullanım Ömrü Bir Yılın Üzerinde Olan Demirbaşların Duran Varlıklar Hesabında İzlenmemesi Mezarlıklar Müdürlüğü tarafından alınan ve kullanım ömrü bir yılın üzerinde olan klimalı tabutların duran varlıklar hesabında izlenmediği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 186’ncı maddesinde, kurumca, faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen ve tahmini yararlanma süresi bir yıldan fazla olan fiziki varlıklar ile bunlara ilişkin birikmiş amortismanların 25-Maddi Duran Varlık Hesap grubunun kullanılacağı belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde 2023 yılı içerisinde Mezarlıklar Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından “16 Kalem Muhtelif Tabut ve Mezar Kapak Tahtası Alım İşi” ihalesinin gerçekleştirildiği ve toplam değeri 1.900.000,00 TL olan 50 adet klimalı tabutun ihale kapsamında temin edildiği fakat bu işleme ilişkin muhasebe kayıtlarının 150-Stoklar Hesabı kullanılarak gerçekleştirildiği görülmüştür.
Ancak anılan İhalenin Teknik Şartnamenin 10.4. maddesinde alınan klimalı tabutlara ilişkin; tabut soğutma ünitesinde mikroprosesör kontrollü dijital termostat kullanılarak hassas sıcaklık ölçümü yapılma özelliği, 10.6. maddesinde Ünite üzerinde tabut kapağını açmadan içerisini gözlemleyebilmek için argon gazlı ısıcam kullanılacağı, 10.7. maddesinde tabut ünitesinde CFC içermeyen R134A soğutucu akışkan gaz kullanılacağı, 10.8. maddesinde
cihazın iç kısmında dâhili bir invertör bulunacağı ve gerektiğinde bir araç veya akü takviyesiyle herhangi başka bir cihaz kullanılmadan çalıştırılmasının sağlanacağı ve 10.11. maddesinde tabut iç sıcaklığının her noktada eşit olabilmesi için 1 adet sirkülasyon fanı monte edileceği
belirtilmiştir.
Teknik şartnamede yer alan klimalı tabutların teknik özellikleri, iç aksamları ve üzerinde barındırdığı ekipmanlar ve ekonomik değerler açısından diğer tabutlardan ayrıldığı bununla birlikte bir yıldan daha uzun ömürlü olduğu, dolayısıyla 25-Maddi Duran Varlıklar Grubunda yer alan hesaplarda izlenilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; klimalı tabutların hatalı muhasebeleştirilmesi 255-Demirbaşlar Hesabının 1.900.000,00 TL eksik görünmesine sebep olmaktadır.
BULGU 3: Kullanım Olanağı Kalmadığından Hurdaya Ayrılan Taşınırların Elden Çıkarılacak Varlıklar Hesabı Kullanılmadan Giderleştirilmesi
İdare tarafından hurdaya ayrılan veya imha edilmek üzere Atık Yönetim Şube Müdürlüğüne teslim edilen dayanıklı taşınırların çıkış işlemlerine ilişkin muhasebe kaydında 294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabının kullanılmadığı görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabının niteliğini açıklayan 224’üncü maddesinde, bu hesabın çeşitli nedenlerle kullanılma olanaklarını yitiren maddi duran varlıkların izlenmesi için kullanılacağı hüküm altına alınmıştır. Hesabın işleyişini açıklayan 225’inci maddede ise, kullanılma olanaklarını yitiren maddi duran varlıkların kayıtlı değerleri üzerinden bu hesaba borç, ilgili
maddi duran varlık hesabına alacak; ayrılmış olan amortisman tutarının 299-Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak, 257-Birikmiş Amortismanlar Hesabına borç kaydedileceği ifade edilmiştir.
Bu hesapta kayıtlı varlıklardan satılmak suretiyle veya başka şekillerde elden çıkarılanların da yine bu hesabın işleyişine ilişkin hükümler ışığında, söz konusu varlığın kayıtlı değeri, ayrılmış amortisman tutarı ve bedelli veya bedelsiz çıkış şekline göre gerçekleşen gelir ya da gider ile birlikte muhasebeleştirmesi gerekmektedir.
2023 yılı içinde, İdarenin maddi duran varlıklarından taşınır işlem fişi düzenlenmek suretiyle kayıttan çıkarılma işlemi yapılan bir kısım taşınırlardan hurdaya ayrılanların veya imha edilmek üzere Atık Yönetim Şube Müdürlüğüne devredilenlerin, yalnızca ilgili maddi duran varlık hesabı ve 630-Giderler Hesabı ile ilişkilendirilmek suretiyle çıkış kayıtlarının muhasebe işlemlerine yansıtıldığı görülmüştür. 2023 yılında toplam kayıtlı değeri 24.582.016,75 TL olan dayanıklı taşınır farklı harcama birimleri tarafından hurdaya ayrılmış veya imha edilmek üzere Atık Yönetim Şube Müdürlüğüne teslim edilmiştir. 2023 yılı içerisinde 294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabına yapılan toplam kayıt ise 14.226.811,27 TL olup hurdaya ayrılan veya imha edilmek üzere Atık Yönetim Şube Müdürlüğüne devredilen toplam 10.355.205,48 TL değerindeki kayıtlı taşınırın 294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabına kaydedilmediği tespit edilmiştir.
294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabının aracılığı olmadan gerçekleştirilen bu işlemler Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine aykırılık teşkil ettiği gibi söz konusu varlıklardan satışa konu olabileceklere ilişkin gelir takibine de engel olmaktadır.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulgu doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, ekonomik ömrünü tamamlamış olan veya tamamlamadığı halde teknik ve fiziki nedenlerle alınış amaçları doğrultusunda kullanılması imkânı kalmayan dayanıklı taşınırlardan hurdaya ayrılanların çıkış işlemlerinde, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak 294-Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabının kullanılmasının gerektiği değerlendirilmektedir.
İdarenin KDV indirimine konu edilmemesi gereken harcamalarını 191-İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabında izlediği görülmüştür.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1’inci maddesinin birinci fıkrasının 3/g bendinde;
“Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri…” hükmü yer almaktadır.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “B. VERGİNİN KONUSU İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ HUSUSLAR” başlıklı bölümünün “2. Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlığı altında; “2.1. Genel Olarak 3065 sayılı Kanunun (1/3-g) maddesinde sayılan; genel bütçeye dâhil idareler, özel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri vergiye tabi
değildir.
Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesi kapsamına giren mal ve hakların kiralanması işlemleri Kanunun (1/3-f) maddesine göre KDV’ye tabidir. Ancak yukarıda sayılan kuruluşların, iktisadi işletmelerine dâhil olmayan gayrimenkullerinin kiraya verilmesi işlemleri Kanunun (17/4-d) maddesine göre vergiden istisnadır
Öte yandan yukarıda sayılan kuruluşlara ait veya tabi olan veya bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar, iktisadi işletme olarak mütalaa edilir. Bunların ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyetleri vergiye tabi tutulur. Bu çerçevede belediyelere bağlı otobüs, havagazı, su, elektrik, mezbaha, soğuk hava deposu vb. işletmeler ilE döner sermayeli kuruluşlar, istisna kapsamına girmeyen faaliyetleri dolayısıyla vergiye tabi
olurlar.” ifadelerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; belediyelerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri kapsamında sayılmayan ve kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetlerinin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamına girmediği, bu sebeple de belediyelerin kurumsal anlamda katma değer vergisi mükellefi olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, yasal düzenlemede kurumsal olarak KDV mükellefi kılınmayan belediyeler yine yasal düzenlemede belirtilen katma değer oluşturan faaliyetleri icra etmeleri halinde, sadece belirtilen faaliyetler açısından KDV mükellefi olmaktadır. Belediyelerin yukarıda belirtilen katma değer oluşturucu alanların dışındaki harcamalarına ait KDV tutarları, indirime konu yapılmaksızın doğrudan maliyet unsuru olarak giderleştirilecek ya da ilgili varlık hesaplarına kaydedilecektir.
Diğer yandan, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “191 İndirilecek katma değer vergisi hesabının niteliği” başlıklı 153’üncü maddesinde;
“(1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi için kullanılır.
(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu hizmeti üretiminde nihai tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal veya hizmet için ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili gider
hesabı veya varlık hesabına yapılacak muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.” denilmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre; belediyelerin sadece, satış işlemlerinden katma değer vergisi tahsilatı yaptığı mal ve hizmetin üretiminde, üretim girdisi olarak kullanılan mal ve hizmet alımları nedeniyle satıcılara ödenen veya borçlanılan giderin Diğer yandan, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “191 İndirilecek katma değer vergisi hesabının niteliği” başlıklı 153’üncü maddesinde; “(1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi için kullanılır.
(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu hizmeti üretiminde nihai tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal veya hizmet için ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili gider
hesabı veya varlık hesabına yapılacak muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.” denilmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre; belediyelerin sadece, satış işlemlerinden katma değer vergisi tahsilatı yaptığı mal ve hizmetin üretiminde, üretim girdisi olarak kullanılan mal ve hizmet alımları nedeniyle satıcılara ödenen veya borçlanılan giderin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’ndeki düzenlemeler de dikkate alındığında, katma değer vergisi mükellefi olmayan Belediyenin indirim hakkı doğurmayan KDV tutarlarını 191-İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabında değil bir maliyet unsuru olarak gider veya ilgili varlık hesaplarında takip etmesi
gerekmektedir.
Sonuç olarak; yukarıda yer verilen KDV ödemelerinin de indirim kapsamında değerlendirilmesi ve bu doğrultuda muhasebeleştirilmesi nedeniyle; 31.12.2023 tarihli bilançoda, 190-Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı ile 191-İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabında olması gerekenden fazla tutar, 630-Giderler Hesabı (veya ilgili varlık hesabında) ile 360-Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabında olması gerekenden eksik tutar yer almıştır.
BULGU 5: Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Gerçeği Yansıtmaması İdarenin hissedarı olduğu bazı şirketlerdeki sermayelerine ilişkin arşiv kayıtlarının tutulmaması sebebiyle sermaye takibi yapılmadığı görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18’inci maddesine göre belediyeler, meclislerinin kararı ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tâbi ortaklıklar kurabilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “241 Mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabı” başlıklı 181’inci maddesinde, bu hesabın mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakden veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in hesaba ilişkin işlemlerin düzenlendiği 182’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, sermayesine iştirak edilen mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımlardan bu hesapta kayıtlı tutarların ilgili mal ve hizmet üreten kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması gerektiği; (b) bendinde ise bu hesaba kayıt yapılmasını gerektiren her bir işlemin belgesinin en geç bir ay
içinde muhasebe birimine intikal ettirileceği ve söz konusu işlemlerden bütçe gelir ve gider hesaplarını ilgilendirenlere ilişkin kayıtların mahsup dönemi sonuna kadar, ilgili hesaplara kaydedilmek suretiyle yapılmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Yapılan incelemede, İdarenin Bilecik Mermercilik San. Tic. İhr. AŞ, Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi AŞ, Şişli Kültür ve Ticaret Merkezi İşletme ve Ticaret AŞ, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi AŞ şirketlerinde bulunan toplam 30.034.899,69 TL tutarındaki sermayesine ilişkin hiçbir takibin yapılmadığı, bu sebeple; muhasebe kayıtlarında yer alan sermaye tutarlarının ortaklığın kurulmasından sonra hiç değiştirilmediği, ortaklığın devam edip etmediği veya şirketler tarafından sermaye artırımı/azaltımı kararı alınıp alınmadığı, şirketteki güncel hisse pay oranı, kar/zarar durumu, temettü geliri elde edilip edilmediği ve dolayısıyla olası bir gelirden mahrum kalınıp kalınmadığı hakkında bilgi sahibi olunmadığı tespit edilmiştir.
Ortaklıkların kurulması sırasında ödenen sermayenin 241-Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında izlendiği görülmüş olmakla birlikte hisselere ilişkin takibin İdare tarafından yerine getirilmemesi, 241 no.lu hesabın sağlıklı muhasebe verisi üretmediğine işaret etmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu üzerine söz konusu ortaklıkların detayına ilişkin bilgi ilgili şirketlerden resmi yazıyla istenildiği, Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi AŞ ile yazışmalara devam edildiği, diğer ortaklıkların güncel durumuna ilişkin bilgi edinildiği, güncel durumun ilgili tüm hesap kodlarına yansıtılarak mali tablolarda düzeltmelerin yapıldığı ifade edilmiştir. Ancak mali tablolarda yapılan değişikliklere ilişkin
kanıtlayıcı belge gönderilmemiştir.
Sonuç olarak, İdare tarafından ilgili şirketlerle gerekli yazışmaların yapılması ve güncel durumun ilgili tüm hesap kodlarına yansıtılarak mali tabloların gerçeğe uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
BULGU 6: Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Hatalı Kullanılması 240-Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabına yapılan kayıtların olması gerekenden fazla olduğu görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “240 Mali kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabı” başlıklı 178’inci maddesine göre bu hesap, kanuni yetkilere dayanılarak mali kuruluşların sermayesine iştirak edilen tutarlar ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan tutarlar ile bu kuruluşlara ikrazen verilen ve mahsup edilen tutarların izlenmesi için kullanılmaktadır.
Buna göre, mahalli idarelerin mali kuruluşlar ile ortaklık ilişkisi kurması halinde, iştirak edilen sermayeler 240-Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı ile ilişkilendirilmektedir.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’a istinaden il özel idareleri ve belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden pay verilmektedir.
6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun’un “Ortaklık yapısı ve sermaye” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında, Bankanın ortaklarının il özel idareleri ve belediyeler olduğu belirtilmiştir. Bu ortaklık sebebi ile İller Bankasının sermayesi, il özel idareleri ve belediyeler tarafından ödenmektedir.
Bu kapsamda, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi gereğince, 5779 sayılı Kanun göre her ay Hazine ve Maliye Bakanlığı ve İller Bankası tarafından dağıtılacak vergi gelirleri paylarının toplamı üzerinden aylık olarak yüzde iki oranında kesilecek tutar Bankanın ödenmiş sermayesine eklenmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 179’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde 240-Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı ile ilgili olarak;sermayesine iştirak edilen mali kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımlara ilişkin bu hesaba kaydedilen tutarların, ilgili mali kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılıkolarak yer alan tutarlarla eşit olması gerektiği belirtilmiştir.
Hesabın işleyişini gösteren 180’ininci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde ise ödeneğine dayanılarak nakden verilen sermayenin 240 no.lu hesaba borç, 103-Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri Hesabına veya ilgili diğer hesaplara alacak kaydedileceği ve bu tutarın aynı zamanda bütçe gideri kaydının da yapılacağı ifade edilmiştir.
Büyükşehir Belediyesi, İller Bankasının ortakları arasında yer almaktadır. Bu sebeple,genel bütçe vergi gelirlerinden Büyükşehir Belediyesine gelen pay üzerinden %2 oranında sermaye kesintisi yapılmaktadır. Kesinti tutarı; İller Bankası tarafından öz kaynak hesaplarında, İdare tarafından ise 240 no.lu hesapta izlenmelidir. Bu sebeple, İller Bankasının öz kaynak hesaplarında İdareye ilişkin olarak biriken tutarlar ile İdarenin bilançosunda 240 no.lu hesabın
bakiyesinin eşit olması beklenmektedir.
İller Bankası AŞ’nin Belediye Bilgi ve Veri Bankası modülünden genel bütçe vergi gelirlerinden İdareye gelen pay ile bunun üzerinden aylık olarak yapılan sermaye kesintisine ilişkin verilere, yani Bankanın öz kaynak hesaplarında İdareye ilişkin olarak biriken tutar bilgisine ulaşılabilmektedir.
Yapılan incelemede, İller Bankası sermayesine ilişkin kesinti toplamının 5.809.795.070,84 TL olduğu ancak İdarenin 2023 yılı bilançosunda 240-Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının İller Bankasına ilişkin bakiyesinin ise 6.272.640.742,52 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, muhasebe kayıtları arasındaki farkın giderilebilmesi amacıyla İller Bankası AŞ’den resmi yazı ile bilgi istendiği belirtilmiştir.
Sonuç olarak, muhasebe kayıtlarındaki hata sebebiyle 240-Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı 462.845.671,68 TL fazla görünmekte olup bu durum mali tabloların doğruluğu ve güvenilirliğini etkilemektedir.
BULGU 7: Danışmanlık Hizmet Alımıyla Edinilen Plan/Projelerin Haklar Hesabında İzlenmemesi
Proje hazırlanmasına ilişkin danışmanlık hizmet alımıyla edinilen plan/projelerin 260-Haklar Hesabında izlenmediği ve giderleştirildiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “26 Maddi olmayan duran varlıklar” başlıklı 208’inci maddesinde, bu hesap grubunun herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan ve kurumun belli bir şekilde yararlandığı veya yararlanmayı beklediği aktifleştirilen giderler ile belli koşullar altında hukuken himaye gören haklar gibi varlıklar ile bunlar için hesaplanan birikmiş amortismanların kaydı için kullanılacağı ifade edilmiştir. Bu grupta yer alan hesaplar ise 260-Haklar Hesabı, 264-Özel Maliyetler Hesabı, 268-Birikmiş Amortismanlar Hesabıdır.
Yönetmelik’in 210’uncu maddesinde, 260-Haklar Hesabının bedeli karşılığı edinilen hukuki tasarruflar ile belirli alanlarda tanınan kullanma ve yararlanma gibi hak ve yetkiler dolayısıyla yapılan ve ekonomik değer taşıyan harcamaların izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca 2023 Yılı Mahalli İdareler Detaylı Hesap Planında, 260-Haklar Hesabının alt kodunda (260.02.02) “Plan Projeler” yer almaktadır.
Proje hazırlatılmasına ilişkin danışmanlık hizmet alımlarına ait birim fiyat cetvellerinde, proje hazırlanabilmesi için gerekli çalışmalara da yer verilmekte olup yürütülen bu çalışmalar için de ödeme yapılmaktadır. Ayrıca birim fiyat teklif cetvellerinde doğrudan “plan/proje hazırlanması” kalemi de bulunmaktadır. Dolayısıyla ödenen hak edişler, hazırlık sürecini ve nihai plan/projeyi kapsamaktadır.
Nihai plan/proje için yapılan ödemelerin, belirli alanlarda kullanma ve yararlanma gibi hak ve yetki tanınmış olması sebebiyle 260-Haklar Hesabında izlenmesi gerekmektedir.
Projeler, bir yapım işine bağlanıldığı takdirde, yapım işi tamamlandığında ortaya çıkan varlığın maliyetinin bir unsuru haline gelmektedir. Bu sebeple, 260-Haklar Hesabında izlenen projelerin, yapım işinde kullanılması halinde, işin geçici kabulünün yapılmasıyla birlikte imal edilen yapının maliyetine eklenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Yapılan incelemede, proje hazırlatılmasına ilişkin danışmanlık hizmet alımı işlerinde ödenen tutarların 260-Haklar Hesabı yerine, 630-Giderler Hesabına kaydedildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle mali tablolarda 260-Haklar Hesabı eksik görünmekte iken 630-Giderler Hesabı ise aynı tutarda fazla görünmektedir.
Ayrıca 630-Giderler Hesabı kullanılarak giderleştirme işlemi yapıldığında bahsi geçen plan ve projeler mali tablolarda takip edilememektedir.
İdare tarafından yapılan tüm hizmet alımları 630-Giderler Hesabında izlendiğinden proje alımlarına ilişkin ödenen tutarlar ayrıştırılamamıştır. Dolayısıyla bu hatanın mali tablolarda yarattığı etki saptanamamıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulguda tespit edilen hususlara ilişkin olarak gerekli işlemin yapılacağı belirtilmiştir.
Sonuç olarak, 630-Giderler Hesabındaki ilgili tutarların hesaplanarak 260-Haklar Hesabında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.
BULGU 8: Hasar Karşılıklarının Hatalı Muhasebeleştirilmesi İdareye ait araçların uğradıkları zararlar için sigorta şirketlerinden yapılacak hasar
tahsilatlarından bir kısmının 120-Gelirlerden Alacaklar Hesabı ve 121-Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabında izlendiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 86’ncı maddesinde, 120-Gelirlerden Alacaklar Hesabının; mevzuatı gereğince tahakkuk ettirilen faaliyet alacakları ile duran varlıklar ana hesap grubu içerisindeki gelirlerden alacaklar hesabında kayıtlı tutarlardan dönem sonunda vadesi bir yılın altına inenler ve bunlardan yapılan tahsilat ve terkinlerin izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in 89’uncu maddesind e, mevzuatı gereğince tahakkuk ettirilen faaliyet alacaklarından takibe alınan tutarlar ile bunlardan yapılan tahsilat, tecil ve terkinlerin izlenmesi 121-Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabının kullanılması gerektiği ifade edilmiştir.
Yine aynı Yönetmelik’in 110’uncu maddesinde, 140-Kişilerden Alacaklar Hesabının; faaliyet alacakları ve kurum alacakları dışında kalan alacakların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden, faaliyet ve kurum alacaklarına ilişkin tahsilatlarının 120-Gelirlerden Alacaklar Hesabında izleneceği, bu hesapta yer alan takipli alacakların 121-Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabında yer alacağı, faaliyet ve kurum alacakları dışında kalan alacakların ise 140 Kişilerden Alacaklar Hesabında izlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemede 31.12.2023 tarihi itibari ile 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında izlenmesi gereken hasar karşılıklarına ilişkin 3.537.670,17 TL tutarın; 1.757.895,70 TL’sinin 120-Gelirlerden Alacaklar Hesabında, 1.779.774,47 TL’sinin 121-Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesaplarında izlendiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, İdareye ait araçların uğradıkları zararlar için sigorta şirketlerinden yapılacak olan 3.537.670,17 TL tahsilatın hatalı muhasebeleştirilmesi sonucu 120-Gelirlerden Alacaklar Hesabının 1.757.895,70 TL, 121-Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabının 1.779.774,47 TL fazla görünmesine ve 140-Kişilerden Alacaklar Hesabının 3.537.670,17 TL eksik görünmesine neden olunmuştur.
BULGU 9: İdarenin Banka Hesaplarından Doğrudan Kesilen Tutarların Hatalı Muhasebeleştirilmesi İdarenin banka hesaplarından doğrudan kesilen icra ödemeleri, banka komisyon giderleri, kredilere ilişkin giderler ile genel bütçe vergi gelirlerinden yapılan kesintilere ilişkin tutarların hatalı muhasebeleştirildiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmelik’in 110’uncu maddesinde; 140-Kişilerden Alacaklar Hesabının, faaliyet alacakları ve kurum alacakları dışında kalan alacakların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in 111’inci maddesinde; hesaba yapılacak kayıtlara ilişkin olarak,Sayıştay ve diğer mahkemelerce verilip ilgili dairelerden kuruma tebliğ olunan ilamlarla, denetim elemanlarının yaptıkları inceleme ve denetimler veya idare amirlerinin yaptıkları kontroller sonucunda düzenleyecekleri raporlarla ortaya çıkan alacakların hesaba kaydedileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde 140-Kişilerden Alacaklar Hesabına kayıt gerektiren alacakların Sayıştay ve mahkeme tarafından kuruma tebliğ edilen ilamlarda yer alan alacaklar ile denetimler sonucu tespit olunan alacaklar olduğu ifade edilerek, bu kapsamda yer almayan alacakların hesapla ilişkilendirilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
Yapılan incelemede, İdarenin yevmiye defterinde 140-Kişilerden Alacaklar Hesabına borç, 103-Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri Hesabına alacak kaydı yaptığı yevmiye kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiştir. Söz konusu yevmiye kayıtlarının İdarenin banka hesaplarından doğrudan çekilen tutarlara ilişkin kayıtlar olduğu görülmüştür. Banka hesaplarından çekilen tutarların mahiyetinin araştırılması amacıyla işin ayrıntısına bakıldığında bu kesintilerin, İdare aleyhine sonuçlanan kamulaştırma veya tazminat davaları sonucunda yapılan kesintiler, bankalardan çekilen kredilere ilişkin masraf ve sigorta giderleri, bankalardan alınan teminat mektubu komisyon giderlerine ilişkin masraflar, İdarenin taraf olduğu davaların aleyhte sonuçlanması sonucu üçüncü kişilere ödenmek üzere icra daireleri tarafından kesilen tutarlar ve genel bütçe vergi gelirlerinden metro ve genel aydınlatma giderlerine ilişkin kesilen
tutarlar olduğu görülmüştür.
Banka hesaplarından doğrudan çekilen tutarların mahiyeti ilk aşamada bilinmediğinden Giderler Şube Müdürlüğü tarafından 140-Kişilerden Alacaklar Hesabına borç kaydı yapmak suretiyle söz konusu tutarların muhasebeleştirildiği akabinde Hukuk Müşavirliğinden gelen cevaplara istinaden Giderler Şube Müdürlüğü tarafından 140-Kişilerden Alacaklar Hesabına alacak, 630-Giderler Hesabı ile 830-Bütçe Giderleri Hesabına borç kaydı yapılarak ilk kayıtta
açılan kişi borcu kapatılmaktadır. Ancak Hukuk Müşavirliği ile yapılan yazışmaların yıllara sâri bir hale gelmesi veya bazı durumlarda hiç cevap verilmemesi gibi nedenlerle mahiyeti belirlenemeyen giderlerin 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında sürekli artarak bakiye bırakmasına yol açılmaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde 140-Kişilerden Alacaklar Hesabına borç, 103-Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri Hesabına alacak kaydı olacak şekilde iki hesabın karşılıklı çalışacağına ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
Giderler Şube Müdürlüğünün banka hesap özetinden gördüğü ilgili tutarları, kişi borcu açılmasını gerektiren bir durumun bulunup bulunmadığını kontrol etmeden 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında izlemesi mevzuata uygun düşmemektedir. Zira mevcut durumun bu şekilde muhasebe kayıtlarına alınması, İdarenin hesabından çekilmiş bir tutarın sanki İdarenin bir alacağı varmış gibi 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında bakiye birikmesine ve mali tablo
kullanıcılarına yanıltıcı bilgi sunulmasına neden olmaktadır.
Yıllar itibarıyla süre gelen ve 2023 yılsonu itibarıyla İdarenin banka hesaplarından icra daireleri ve bankalar tarafından çekilen veya genel bütçe vergi gelirlerinden kesilen toplam 2.136.561.104,88 TL’lik tutarın 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında izlenmesi mevcut durumda kişi borcu olmamasına rağmen hesabın yanlış bilgi sunmasına neden olmaktadır. Oysa bu tutarlar banka hesaplarından veya genel bütçe vergi gelirlerinden kesilmek suretiyle yapılmış
giderleri ifade etmektedir. İdarenin banka hesaplarından doğrudan icra daireleri ve bankalar tarafından çekilen giderler ile genel bütçe vergi gelirlerinden kesilen tutarların hatalı izlenmemesi için hukuk müşavirliği ve idarenin ilgili birimleriyle olan koordinasyonun sağlanması ve kesintilerin mevzuatında belirtilen şekilde muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; haczen alınan tutarların mahiyeti bilinmediğinden 630 Giderler Hesabının kullanılamayacağı, söz konusu tutarların büyük çoğunluğunun kamulaştırmasız el atma davaları neticesinde kesilen tutarlardan kaynaklı olduğu, diğer taraftan banka hesabından çekilen paranın hangi müdürlüğün işi olduğu bilenemediğinden takip edilmesi açısından en uygun hesabın 140-Kişilerden Alacaklar Hesabı
olduğu düşünülerek kayıt yapıldığı ifade edilerek belirli periyotlarla hukuk müşavirliği ile kesilen paranın mahiyeti hakkında yazışmalar yapıldığı ve kayıt edilen tutarların mahiyeti belirlendiğinde 140-Kişilerden Alacaklar Hesabından çıkartıldığı belirtilmiştir. İdare tarafından her ne kadar kesilen paranın mahiyetinin bilinmediğinden kaynaklı 140-Kişilerden Alacaklar Hesabının kullanıldığı ifade edilse de bilindiği üzere mahkeme kararı sonucu ödenmesine
hüküm olunan haciz vb. ödemeler idarelere bildirilmekte ve kesintiler belirli bir süre sonra yapılmaktadır. Bu noktada davaların takibini yapan hukuk müşavirliğinin muhasebe birimiyle gerekli yazışmaları yaparak, kesilecek paralar hakkında bilgilendirme yapması gerekmektedir.
Bu sebepten kaynaklı kesilen paranın mahiyetinin bilinmemesi İdarenin birimleri arasında ki koordinasyon eksikliğinden kaynaklı olup söz konusu tutarların 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında izlenmesi sonucunu doğurmayacaktır. Kaldı ki 140-Kişilerden Alacaklar Hesabı İdarenin alacakları için kullanılması gereken bir hesap olup İdarenin borcundan kaynaklı tutarların bu hesapta izlenmesi mevzuata aykırılık oluşturmaktadır.
Sonuç olarak; İdarenin banka hesaplarından doğrudan kesilen icra kesintileri ile bankalar tarafından çekilen komisyon giderlerinin hatalı muhasebeleştirilmesi nedeniyle, 2023 yılı bilançosunda 140-Kişilerden Alacaklar Hesabı 2.136.561.104,88 TL fazla tutarla, faaliyet sonuçları tablosunda da 630-Giderler Hesabı 2.136.561.104,88 TL eksik tutarla yer almıştır.
BULGU 10: Kamu İdaresi Adına Açılmış Bazı Banka Hesaplarının Muhasebe Sistemi Dışında Yer Alması İdarenin bazı TL ve döviz cinsi banka hesaplarının muhasebe sisteminde yer almadığı görülmüştür.
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un “Nakit, borç ve risk yönetimi” başlıklı 12’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, belediyelerin kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında veya Cumhurbaşkanının onayıyla belirlenecek esaslar dâhilinde Türkiye’de yerleşik bankalar nezdinde kendi adlarına açtıracakları hesaplarda toplayacağı, tahakkuk etmiş tüm ödemelerini bu hesaplardan yapacağı hüküm altına alınmıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Muhasebe Sistemi” başlıklı 49’uncu maddesinde, kamu hesaplarının kamu idarelerine ait gelir, gider ve varlıklar ile malî sonuç doğuran ve öz kaynağın artmasına veya azalmasına neden olan her türlü işlemlerle garantilerin ve yükümlülüklerin belirlenmiş bir düzen içinde hesaplara kaydedilerek, yönetim ve denetim yetkilileriyle kamuoyuna gerekli bilgilerin sağlanması amacıyla tutulacağı; “Kayıt zamanı” başlıklı 50’nci maddesinde de bütün malî işlemlerin muhasebeleştirilmesinin ve her muhasebe kaydının belgeye dayanmasının şart olduğu ifade edilmiştir.
Anılan Kanun’un “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesinde muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm malî işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleri şeklinde tanımlanmış ve bu işlemlerin muhasebe yetkililerince yürütüleceği belirtilmiştir. Muhasebe yetkilisi, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumlu
tutulmuştur. Ayrıca maddede, muhasebe yetkilisi adına ve hesabına para ve parayla ifade edilebilen değerleri geçici olarak almaya, vermeye ve göndermeye yetkili olanların muhasebe yetkilisi mutemedi olduğu, muhasebe yetkilisi mutemetlerinin doğrudan muhasebe yetkilisine karşı sorumlu olduğu düzenlemesi de yer almaktadır.
Nitekim aynı Kanun’un “Yetkisiz tahsil ve ödeme” başlıklı 72’nci maddesinde ise kanunların öngördüğü şekilde yetkili kılınmamış hiçbir gerçek veya tüzel kişinin kamu adına tahsilat veya ödeme yapamayacağı ancak yetkisiz tahsilât veya ödeme yapılması, kamu hizmeti karşılığında veya kamu hizmetleriyle ilişkilendirilerek bağış veya yardım toplanması veya başka adlarla tahsilât veya ödeme yapılması halinde; söz konusu tutarların yetkisiz tahsilat veya
ödeme yapılanlardan alınarak, ilgisine göre bütçeye gelir kaydedileceği veya ilgililerine iade edilmek üzere emanet hesaplarına kaydedileceği ve bunlar hakkında ilgili kanunları uyarınca adli ve idari yönden gerekli işlemlerin yapılacağı düzenlenmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 102-Banka Hesabını açıklayan 55’inci maddesinde bu hesabın, kurum adına bankaya yatırılan paralar ve bankaya takas için verilen çeklerden, takas işlemi tamamlananlar ile düzenlenen çek ve gönderme emirlerinden ilgililerine ödendiği veya gönderildiği bildirilen çek ve gönderme emri tutarlarının kaydı için kullanılacağı belirtilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in 64’üncü maddesinde ise 105-Döviz Hesabının niteliği açıklanmış olup buna göre 105 no.lu hesap, kurum veznelerince tahsil edilen veya her ne şekilde olursa olsun banka hesaplarına intikal eden konvertibl döviz tutarları ile bunlardan yapılan ödeme, iade ve göndermelerin izlenmesi için kullanılmaktadır.
İdarenin hesap ve kayıt düzeninde saydamlık, hesap verilebilirlik ve tekdüzenin sağlanması, işlemlerin kayıt dışında kalmasının önlenmesi, faaliyetlerin gerçek mahiyetlerine uygun olarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi için banka hesaplarından yapılan işlemler ile yılsonunda hesapta bulunan bakiyelerin ilgili muhasebe hesaplarında izlenmesi zorunludur.
Öte yandan söz konusu bu durum kurumun mali tablolarında yer alması gereken bazı gelir ve giderlerin mali tablolarda yer almamasına neden olmakta ve mali tabloların güvenilirliğini zedelemektedir.
Türkiye Bankalar Birliğinden resmi yazı ile İdareye ait tüm banka hesaplarına ilişkin açılış/kapanış tarihleri, türü, son işlem tarihi gibi bilgiler istenmiştir. Bankalardan gelen veriler ile İdarenin muhasebe sisteminde yer alan banka hesabı verileri karşılaştırıldığında, çeşitli bankalarda İdare adına açılmış olan ve hâlihazırda açık olan hesaplardan bazılarının 102-Banka Hesabı/105-Döviz Hesabı altında muhasebeleştirilmediği tespit edilmiştir. Bu kapsamda 102
no.lu hesap 8.215.043,96 TL tutarında eksik görünmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulgu üzerine yapılan incelemeler sonucunda ilgili hesapların bankalar tarafından bilgisi iletilmeyen mahkeme kararıyla açılan kira bedellerinin ödeneceği tevdi mahalli hesaplar ile banka tarafından kredi kullanımı, teminat mektubu, vadeli mevduat için otomatik açılan ek hesaplardan oluştuğunun anlaşıldığı ve gerekli çalışmaların başlatıldığı ifade edilmiştir ancak herhangi bir kanıtlayıcı
belge gönderilmemiştir.
Sonuç olarak, aktif tüm bankalardan hesap bilgisi detaylarının temin edilerek muhasebe kayıtlarında yer almayan banka hesaplarının kayıtlara alınması veya kapatılmasıgerekmektedir.
BULGU 11: İdarenin Mülkiyetinde veya Tasarrufunda Bulunan Taşınmazların Envanter Bilgileri ile Muhasebe Kayıtlarının Birbirleri ile Uyuşmaması
İdarenin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan taşınmazların envanter bilgileri ile muhasebe kayıtlarının birbirleri ile uyuşmadığı görülmüştür.
a) Taşınmaz Yönetimine İlişkin Olarak Daire Başkanlıkları Arasında Sistem Entegrasyonunun Sağlanmaması İdarede, taşınmaz kayıt ve yönetimine ilişkin faaliyetler Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığınca, taşınmazlara ilişkin işlem ve faaliyetlerin muhasebeleştirilmesi çalışmaları ise Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığınca yürütülmektedir. Ancak iki Daire Başkanlığı arasında taşınmaz kayıt, değerleme, yönetim ve muhasebeleştirmeye ilişkin sistem entegrasyonu
olmadığı için 250- Arazi ve Arsalar Hesabı, 251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı ve 252- Binalar Hesabında hatalı tutarların yer almasına neden olunmaktadır.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun 44’üncü maddesinde, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait taşınır ve taşınmaz malların kaydı ile mal yönetim hesabının verilmesine ilişkin usul ve esasların Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenleneceği belirtilmektedir.
5018 sayılı Kanun’a istinaden çıkarılan Kamu İdarelerine ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in 5’inci maddesinin birinci fıkrasında, “Taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır” hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin devamında ise: Tapuda kayıtlı olan taşınmazların, maliyet bedeli; bu taşınmazlardan maliyet bedeli belirlenemeyenlerin, rayiç bedeli; maliyet bedeli ve rayiç bedelinin ikisinin de belirlenememesi durumda ise iz bedeli; Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlardan sadece ekonomik olarak değerlendirmeye konu olanlar ile kamusal ihtiyaçlarda kullanılanların, iz bedeli; Orta malları başlığı altında kayıtlı olan taşınmazların, iz bedeli; Genel hizmet alanları başlığı altında kayıtlı olan taşınmazların da iz bedeli; Üzerinden kayıtlara alınması gerektiği ifade edilmiştir.
Yapılan incelemede, Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Tapu ve Kadastro Bilgi Sisteminden (TAKBİS) belli aralıklarla ve manuel yöntemlerle veri temin ederek oluşturduğu Emlak Bilgi Sistemi (EBİS) bilgi havuzunda, son verilere göre hisseli veya tam hisseli toplam 28.954 adet taşınmaz 828.060.578.958,66 TL değerleme bedeli ile yer alırken; söz konusu taşınmazların, muhasebe sistemi kayıtlarında yer alan bilgilerden süzülerek oluşturulan bilanço ve mizan verilerinde aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde yer aldığı tespit edilmiştir:
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, 2023 yılı bilançosunda, 25-Maddi Duran Varlıklar hesapları grubunda (828.060.578.958,66-90.111.059.683,96) 737.949.519.274,70 TL hatalı/eksik tutarla yer almıştır.
Sonuç olarak, bahse konu sistem entegrasyonunun olmayışı nedeniyle envanterde yer alan 828.060.578.958,66 TL’lik taşınmazın, muhasebe kayıtlarına ancak 90.111.059.683,96 TL olarak yansıtıldığı görülmüş olup, söz konusu farkın amortisman uygulaması dışında kalan tutarının tespit edilerek ilgili varlık hesaplarında gerekli kayıt güncellemelerinin ve varsa yeni kayıtların yapılmasının varlık hesaplarındaki muhasebe kaydı uyumunu sağlama açısından
önemli olduğu değerlendirilmektedir.
b) İdarenin Yatırımcı Birimlerinin Taşınmaz Üzerindeki Değer Arttırıcı İşlemlerine Ait Belgelerin İlgili Birime Gönderilmemesi
İdare envanterinde yer alan taşınmazlara yapılan değer arttırıcı işlemlere ait belgeler ilgili birim olan Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığına intikal ettirilmemiştir.
Yapılan İncelemede, İdarenin yatırımcı birimleri tarafından, “Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar Formu”nda yer alan taşınmazlara değer arttırıcı bir işlem yapıldığında, bu taşınmazlara ilişkin hakedişler yatırımcı birimler tarafından muhasebe birimine intikal ettirilerek söz konusu taşınmaz işleminin maliyet bedeli üzerinden kayıtlara alındığı; ancak, bu durumun Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığına bildirilmediği ve dolayısıyla envanter kayıtlarının düzenlenen hakedişler kadar eksik kaldığı tespit edilmiştir. Söz konusu durum nedeniyle, Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından tutulan kayıtlar 737.949.519.274,70 TL eksik olmuştur.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; mülkiyeti Belediyeye ait olan taşınmazların tüm kayıtların Emlak Bilgi Sisteminde tutulduğu, bu kayıtlara ilişkin her bir taşınmazın güncel değerlerinin de hesaplanarak takiplerinin yapıldığı ve Finans Yönetim Sistemi (FYS) programı devreye alındığı, EBİS’de tutulan tüm taşınmazların bilgilerinin Finans Yönetim Sistemi (FYS) ile entegre çalışmaya başlandığı ifade edilmiş ise de; Belediye yatırımcı birimlerin değer arttırıcı işlemlerine ait belgelerin Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığına tam ve eksiksiz olarak bildirildiğine dair herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belge
sunulmamıştır. Dolayısıyla, İdarenin yerine getirildiğini belirttiği çalışmalar yılında yapılmamış olduğundan, 2023 yılı bilançosunda, 25-Maddi Duran Varlıklar hesapları grubu 737.949.519.274,70 TL eksik tutarla yer almıştır.
Sonuç olarak, taşınmazlara yapılan değer arttırıcı işlemlere ait belgelerin Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığına intikalinin sağlanarak envanter kayıtları ile muhasebe kayıtlarının uyumunun sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir.
BULGU 12: Kiralık Binalara Yapılan Harcamaların Hatalı Muhasebeleştirilmesi
İdarece kiralık olarak kullanılan binalara yapılan değer arttırıcı bakım onarım harcamaları ile bu binaların kullanılması için yapılıp kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak varlıkların, 264-Özel Maliyetler Hesabı kullanılmadan 630-Giderler Hesabına kaydedilerek muhasebeleştirildiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 212’nci maddesinde, 264-Özel Maliyetler Hesabının niteliğine ilişkin olarak; bu hesabın, kiralanan gayrimenkullerin geliştirilmesi veya ekonomik değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderler ile bu gayrimenkullerin kullanılması için yapılıp, kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak olan varlıkların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir.
Yönetmelik hükmünde belirtildiği üzere, kiralık olarak kullanılan gayrimenkullere yapılan geliştirici veya değerini kalıcı olarak arttıran harcamalar ile söz konusu gayrimenkullerin kullanılması için yapılıp kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak varlıkların, 264-Özel Maliyetler Hesabında izlenmeleri gerekmektedir.
Yapılan incelemede, İdare tarafından kişi ve kurumlardan kiralamak suretiyle kullanılan taşınmazların kiralama işleminin Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından, kiralanan taşınmazlara yapılan geliştirici veya değerini kalıcı olarak arttıran harcamaların ise Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Birimler arası sağlıklı bir bilgi paylaşımının olmamasından ve bu harcamaların toplu olarak tek bir yapım işi ihalesi kapsamında yapılmasından kaynaklı olarak İdare tarafından kişi ve kurumlardan kiralanarak kullanılan taşınmazlara yapılan değer arttırıcı harcamaların ayrıntısı tam olarak bilinememektedir.
Yukarıda açıklanan sebepten dolayı, İdarenin kullandığı kiralık taşınmazları için yapmış olduğu geliştirici veya değer arttırıcı harcamalar ile kira süresi sonunda mülk sahibine bırakacağı varlıklar için yaptığı giderlerin, 264-Özel Maliyetler Hesabı yerine 630-Giderler Hesabına kaydedilerek muhasebeleştirildiği görülmüştür. Yevmiye kayıtları ve mali tabloların incelenmesi neticesinde denetim yılı olan 2023 yılı içerisinde 264-Özel Maliyetler Hesabı ile ilgili herhangi bir muhasebe işleminin olmadığı ancak İdare tarafından şahıslardan ve kurumlardan kiralanarak kullanılan 312 adet taşınmaz olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulgu doğrultusunda çalışma başlatılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, İdarenin kiralık olarak kullandığı gayrimenkulleri için yaptığı değer arttırıcı harcamaları ile bu gayrimenkullerin kullanılması için yaptığı ve kira süresi sonunda mülk sahibine bırakacağı varlıklarını Yönetmelik hükümleri uyarınca 264-Özel Maliyetler Hesabında takip etmesi gerekmektedir
BULGU 13: İşletme Hakkı Devredilen ve İrtifak Hakkı Kurularak Hizmet İmtiyazı Sağlanan Taşınmazların Bazılarının Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında İzlenmemesi
İdarenin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan; kamu-özel iş birliği çerçevesinde sözleşmeye konu edilen varlıklar ile 5216 sayılı Kanunun 26’ncı maddesi kapsamında belediye şirketlerine işletme hakkı devredilen ve irtifak hakkı kurularak hizmet imtiyazı sağlanan taşınmazlardan bazılarının 256-Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında takip edilmediği görülmüştür.
5216 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinde; Büyükşehir belediyesinin, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebileceği ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebileceği belirtilerek bu gibi taşınmazlara ilişkin belediye şirketlerine hizmet imtiyazı sağlanabileceği ifade edilmektedir.
Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün 18/08/2015 tarih 28165485-010.05-7968 sayı Kamu Özel İş Birliği Uygulamalarının Muhasebe İşlemleri konulu genelgesinde; 01.01.2015 tarihinden geçerli olmak üzere 23.12.2014 tarihli ve 29214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin “Kamu özel iş birliği sözleşmelerine ilişkin envanter işlemleri” başlıklı geçici birinci maddesi birinci fıkrasında; “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan ya da yapımı süren kamu özel iş birliği modeli çerçevesindeki sözleşmelere konu varlıklar ile bunlara ilişkin yükümlülük, garanti ve taahhütlerin envanteri 15/9/2015 tarihine kadar yapılır. Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlık yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Diğer yandan, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 256-Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabının niteliğini açıklayan 200’üncü maddesinin birinci fıkrasında; bu hesabın, hizmet imtiyaz sözleşmesine konu maddi duran varlıkların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiş olup hesabın işleyişi başlıklı 201’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde; mahalli idarelere ait maddi duran varlıklardan hizmet imtiyaz sözleşmesine konu edilenlerin işletme süresinin başladığı tarihte bu hesaba borç, ilgili maddi duran varlık hesabına alacak kaydedileceği ve anılan maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde ise hizmet imtiyaz sözleşmesinin sona erdiğinde, hizmet imtiyaz varlıklarının kayıtlı değerleri üzerinden bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına borç kaydedileceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; hizmet imtiyazına konu edilen kamu-özel iş birliği çerçevesinde sözleşmeye konu edilen varlıklar ile 5216 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesi kapsamında belediye şirketine devredilen veya irtifak hakkı kurularak hizmet imtiyazı sağlanan taşınmazlara ilişkin işletilme süresinin başladığı tarihten itibaren ilgili varlık hesaplarından çıkışlarının yapılarak 256-Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, İdare tarafından, farklı tarihlerde alınan meclis kararlarına dayalı olarak işletme hakları belediye şirketlerine devredilen otopark, rekreasyon alanı ve sosyal tesis gibi taşınmazlar ile kamu-özel iş birliği çerçevesine konu varlıklar ve irtifak hakkı kurularak hizmet imtiyazı sağlanan taşınmazların ilgili duran varlık hesabından çıkışlarının yapılarak, 256- Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında kayıt altına alınması gerekmektedir.
Yapılan incelemede; İstanbul Kongre ve Sergi Sarayı Fuar İşletmeciliği ve Beyoğlu İlçesi Sütlüce Haliç Kültür ve Kongre Merkezinin 29 Yıl 6 Ay Süre ile İşletilmesi işlerinin kamu-özel iş birliği çerçevesinde, çiçek ve gazete satış büfeleri ve bazı otopark ve sosyal tesislerin 5216 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesi kapsamında ve kimi irtifak hakkı kurularak hizmet imtiyazı sağlanan taşınmazın hizmet imtiyaz varlıkları hesabına aktarılmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu doğrultusunda gerekli çalışmaların başlatıldığı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; yukarıda yer verilen mevzuat kapsamında bahsi geçen işlerin 256-Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
BULGU 14: Peşin Satışı Yapılan Taşınmazların Diğer Faaliyet Alacakları Hesabında İzlenmesi
İdare tarafından peşin para ile satışı yapılan taşınmazların, taksitli satışlar için kullanılan 127-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabında izlendiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin, 250-Arsa ve Araziler Hesabını düzenleyen 189 uncu, 251-Yer altı ve Yerüstü Düzenleri Hesabını düzenleyen 191’ inci ve 252- Binalar Hesabını düzenleyen 193’ üncü maddelerinde, satılan taşınmazların satış bedelinin 100-Kasa Hesabı veya 102-Banka Hesabı ya da ilgili diğer hesaplara kaydedileceği, bunların taksitle satılması halinde satış bedelinden doğan alacakların ilgisine göre 127-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabı veya 227-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabına, kaydedileceği belirtilmektedir.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi neticesinde, peşin para ile satışı yapılan taşınmazların 100-Kasa Hesabı veya 102-Banka Hesabı’na aydedilmeksizin 127-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabına kaydedildiği sonrasında ilgili banka hesabına kaydının yapılarak 127-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabının kapatıldığı görülmüştür. Bu durum 127-Diğer Faaliyet Alacakları Hesabının yılı içinde 544.207.629,99 TL fazla görünmesine sebebiyet vermiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, peşin para ile satışı yapılan taşınmazlardan elde edilen tutarların doğ rudan100-Kasa Hesabı veya 102-Banka Hesabı’nda izlenmesi gerekmektedir.
BULGU 15: Zemin Altı Otoparklarının Binalar Hesabında İzlenmesi Gerekirken Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabında Takip Edilmesi
Zemin altı otoparkların 252-Binalar hesabında izlenmesi gerekirken 251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri hesabında izlendiği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı” başlıklı 190’ıncı maddesinde bu hesabın, herhangi bir işin gerçekleşmesini sağlamak veya kolaylaştırmak için, yeraltında veya yerüstünde inşa edilmiş her türlü yol, köprü, baraj, tünel, bölme, sarnıç, iskele, hark ve benzeri yapılar ile bunların eklenti ve bütünleyici parçalarının ve bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılacağı, “252-Binalar hesabı” başlıklı 192’nci maddesinde de; eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin binalar hesabında izleneceği belirtilmektedir.
Yukarıda zikredilen hükümlerden anlaşılacağı üzere; idare mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin binalar hesabında, yol, köprü, baraj, tünel ve benzeri yapılarında yeraltı ve yerüstü düzenleri hesabında izleneceği anlaşılmaktadır.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi neticesinde, İdarece yapımı gerçekleştirilen stadyum, spor kompleksi ve tesisleri, camii, okul, hizmet binaları vb. içinde bulunan ve bütünleyici parça mahiyetinde olan zemin altı otoparklarından dolayı bütün bu yapıların 252-Binalar Hesabında izlenmesi gerekirken 251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabında izlendiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; bütünleyici mahiyette olan zemin altı otoparklarının 252-Binalar Hesabında izlenmesi gerekmektedir.
BULGU 16: Düzenleme Ortaklık Payı Uygulaması Dışında Kalan ve Belediyeye Terk Edilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarında Yer Almaması
Düzenleme ortaklık payı uygulamaları ile muhtelif tarihlerde İdareye terk edilen taşınmazların muhasebe kayıtlarında takip edilmediği tespit edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Parselasyon planlarının hazırlanması” başlıklı 18’inci maddesinde; belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme alanındaki nüfusun kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet alanlarının tesis edilmesi ve düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebileceği, bu doğrultuda bölgenin ihtiyacına ayrılan alanlardan belediye hizmetleri ile ilgili olanların bu amaçlarla kullanılmak kaydıyla ilgili belediyesi adına, diğer alanlar ise imar planındaki kullanım amacı doğrultusunda bu amacı gerçekleştirecek olan idareye tahsis edilmek üzere Hazine adına tescil edileceği hüküm altına alınmıştır.
Yapılan incelemede, 31.12.2023 tarihi itibarıyla parselasyonlarda yapılan düzeltmeler sonucunda düzenleme ortaklık payı ile edinilen taşınmazların muhasebe kayıtlarında yer almadığı görülmüştür.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından; taşınmazların muhasebe kayıtlarının yerine getirilmesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği ve çalışmalar tamamlandıktan sonra düzenleme ortaklık payı yolu ile gelen taşınmazlarında muhasebe kayıtlarına alınacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalara uygun olarak; bahsi geçen taşınmazların mevzuatında belirtildiği üzere muhasebe kayıtlarına alınması gerekmektedir.
BULGU 17: Stadyum ve Spor Salonlarına Ait Çevre Temizlik Vergisi Tahakkuk ve Tahsilatının Yapılmaması
Büyükşehir belediyesi yetki alanına giren stadyum ve spor salonlarına ait çevre temizlik vergisinin tahakkuk ve tahsilatının yapılmadığı görülmüştür.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun “Büyükşehir belediyesinin gelirleri” başlıklı 23’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; büyükşehir belediyesine bırakılan sosyal ve kültürel tesisler, spor, eğlence ve dinlenme yerleri ile yeşil sahalar içinde tahsil edilecek her türlü belediye vergi, resim ve harçların büyükşehir belediyesinin gelirleri olduğu belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un “Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon” başlıklı 27’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre; büyükşehir belediyesi ile büyükşehir ilçe belediyeleri arasında meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park, spor ve kültürel tesislerin dağılımına ilişkin esaslar büyükşehir belediye meclisi tarafından belirlenecektir.
Yukarıda 23’üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer verilen “büyükşehir belediyesine bırakılan” ifadesine açıklık getirilmek üzere, Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından alınan 15.03.2017 tarih 330 numaralı Kararda; kamu veya özel şahıslarca inşa edilen ve biletle girilen en az 10.000 kişilik spor sahaları kompleksi ve tabi eklentileri olan tesisler ile en az 2.000 kişilik kapalı spor salonları ve tabi eklentilerinden alınacak olan vergilerde büyükşehir belediyesi, diğerlerinde ise ilçe belediyelerinin yetkili olacağı ifade edilmiştir. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Mükerrer 44’üncü maddesinin ilk fıkrasında; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu ifade edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu vergiden istisna tutulan yerler sıralanmış olup
bunlar arasında stadyum ve spor salonları istisna kapsamında sayılmamıştır. Yapılan incelemelerde, çevre temizlik vergisine tabi olan ve 15.03.2017 tarihli 330
numaralı Meclis kararı sonucunda çevre temizlik vergisi İdareye bırakılan 7 adet stadyum ile 15 adet spor salonuna ilişkin hiçbir tahakkuk ve tahsilat kaydının yapılmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulguda tespit edilen hususlara ilişkin olarak gerekli işlemlerin yapılmaya başlandığı ifade edilmiştir ancak herhangi bir kanıtlayıcı belge gönderilmemiştir.
Sonuç olarak, 15.03.2017 tarih 330 numaralı Meclis kararı ile Büyükşehir Belediyesinin yetki alanına bırakılan stadyum ve spor salonlarından çevre temizlik hizmeti alanlara çevre temizlik vergisi tahakkuk ve tahsilatının yapılması gerekmektedir.
B. DİĞER BULGULAR
Bu bölümde, mali rapor ve tablolara verilen görüş ile ilgili olmayan bulgular yer
almaktadır.
BULGU 1: Dolmabahçe Levazım Baltalimanı Hattı Karayolu Tünelleri Mühendislik Hizmet Alım İşi İhale Dokümanında Teklif Bedeli Artırıcı Hükümlerin
Bulunması ve Bu Hükümlerin Gerçekleştirilmesine İlişkin Herhangi Bir Kontrolün Yapılmaması “Dolmabahçe – Levazım – Baltalimanı Hattı Karayolu Tünelleri ve Bağlantı Yolları İnşaatı Müşavirlik ve Mühendislik Hizmetleri İşi” teknik şartnamesinde yüklenici personelinin iş takibi için araç verilmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı5’inci maddesinde, “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.” denilmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü gereği idareler yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde “Dolmabahçe – Levazım – Baltalimanı Hattı Karayolu Tünelleri ve Bağlantı Yolları İnşaatı Müşavirlik ve Mühendislik Hizmetleri İşi” ihale edilmiş ve 30.01.2019 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.
İhale dokümanı içerisinde yer alan teknik şartnamenin danışmanın genel sorumlulukları başlıklı 10’uncu maddesinde, Danışmanın, yüklenici personelinin işlerini takip etmesi, şantiye ve iş yeri denetlemelerinde kullanılması için bütün masrafları kendisine ait olmak üzere iş süresince 6 adet araç bulunduracağı belirtilmiştir. Söz konusu araçların bulundurulmadığının veya iş kapsamında kullanılmadığının tespit edilmesi halinde, müteakip hakedişinden eksik
araç başına günlük 500 TL kesinti yapılacağı düzenlenmiştir.
İhale dokümanı içerisinde yer alan, “yüklenicinin personeline iş takibi için 6 adet araç verileceği” hükmü ihale konusu iş için dokümanda düzenlenmesi zorunlu bir husus olmayıp İhale teklif bedelini artıran bir düzenlemedir. Zira yüklenici, işte çalışacak personelin ulaşımlarını sağlamakla yükümlü olabilir ancak bu hususun servis çekilmesi vs. şeklinde gerçekleştirilmesi konusunda inisiyatif tamamen yükleniciye ait olmalıdır. Bu yükümlülüğün 6 adet araç tahsis edilmesi şeklinde düzenlenmesi İdare tarafından 720 günlük ihale süresince 6 adet aracın kiralama maliyeti kadar tutarın teklif bedeline dâhil edilmesine sebep olunacaktır. Bu yönüyle yapılan düzenlemenin teklif fiyatını etkilediği düşünülmekte olup kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasına engel bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Ayrıca İdareden araçların bilgileri istenmiş ve İdare tarafından araç bilgilerinin yükleniciden talep edilmediği belirtilmiştir. Bu kapsamda dokümanda yüklenici personeli için şart koşulan ve verilmediği takdirde cezai müeyyidesi olan araçlara ilişkin herhangi bir takipte yapılmamıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; söz konusu işe ait özel teknik şartnamede 4 adet araç ve eksik araç başına 300 TL kesinti yapılacağı, kamu kurumları tarafından yapılan büyük ölçekli veya özel teknik içeren yatırımlar için danışmanlık hizmeti alındığı, burada ki amacın; yapılan yapının, niteliği ve niceliğinin ilgili teknik şartnameler veya mevzuatlar uyarınca gerekli normlara uygun yapılması olduğu, söz konusu iş tecrübe birikimi
gerektiren işler olmakla birlikte her safhasında teknik gözlem ve denetimin çok önem arz ettiği belirtilmiştir.
Bu sebeple danışman firmanın denetimlerini etkin bir şekilde yapması, gerektiğindesaha içerisinde kolay, hızlı ve bağımsız hareket edebilmesi ve risklere karşı ivedilikle önleminin alınması için tamamıyla müşavir firma tarafından saha içerisinde kullanılmak ve masrafları da kendine ait olacak şekilde, araca ilişkin hükümlerin özel teknik şartname içerisine konulduğunu, ayrıca araçların İdarenin kullanımı için değil, müşavir firmanın kendi personelinin şantiyedeki imalatları herhangi bir aksamaya mahal vermeden sorunsuz bir şekilde takip etmesi maksadıyla istendiği belirtilmiştir.
İdare tarafından her ne kadar teknik şartnamede 4 adet araç ve 300 TL eksik araç başına ceza kesileceğine ilişkin düzenleme olduğu ifade edilse de söz konusu özel teknik şartnamede 6 adet araç ve eksik araç başına 500 TL ceza kesintisi öngörüldüğü, ayrıca işin büyük ölçekli ve nitelikli yatırım olması sebebiyle olası risklere karşı acil müdahale edilmesi için gerekli bir düzenleme olduğu varsayılsa dahi İdare tarafından araçlara ilişkin hiçbir takip yapılmamış ve ihale bedelini artıran söz konusu düzenlemede yer alan araçlara ilişkin denetimler esnasında herhangi bir bilgi sunulamamıştır. Bu sebeple olası risklerin bertarafı için gerekli olduğu ve bu yüzden özel teknik şartnamede araç öngörüldüğü ifadesi, ihale süresince araçların çalışıp çalışmadığı ile ilgili herhangi bir takibin yapılmaması hususu ile tezatlık oluşturmaktadır.
Sonuç olarak; İdarenin yapacağı ihalelerde İhale konusu işlerle ilgili önem arz etmeyen konularda düzenleme yapılmaması ve teklif bedellerinin artmasına sebep olunmaması gerekmektedir.
BULGU 2: Bazı Yapım İşlerinin Farklı Yapım İhaleleri Kapsamında Tamamlatılması ve Bu Yöntemin Genel Bir Usul Haline Getirilmesi
Fen İşleri Dairesi Başkanlığınca yapılan bazı yapım işi ihalelerinde, imalatların büyük çoğunluğunun ilgili ihale kapsamında yapılmayıp tasfiyesi yapılan ya da hiç ihaleye çıkılmayan işler için kullanıldığı görülmüştür.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde; belediyelerin her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülmesi gerektiği, aynı Kanun’un 62’nci maddesinin (e) bendinde de; uygulama projesi bulunan yapım işlerinde anahtar teslimi götürü bedel teklif alınmak suretiyle ihale yapılması zorunlu olduğu, uygulama projesi yapılabilen kısımlar için anahtar
teslimi götürü bedel, uygulama projesi yapılamayan kısımlarda ise her bir kalem iş için birim fiyat teklif almak suretiyle ihale yapılabileceği belirtilmiştir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde; uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak, işin tamamı için yüklenicinin teklif ettiği toplam bedel üzerinden yapılan sözleşmeyi anahtar teslimi götürü bedel sözleşme, ön veya kesin projelere ve bunlara ilişkin mahal listeleri ile birim fiyat tariflerine dayalı olarak idarelerce hazırlanmış cetvelde yer alan her bir iş kaleminin miktarı ile yüklenici tarafından bu
iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı üzerinden yapılan sözleşmeyi birim fiyat sözleşme olarak tanımlamış ve ödeneği bulunmayan hiçbir iş için ihaleye çıkılamayacağı, Aynı Şartnamenin “İhalelerde uyulması zorunlu hususlar” başlıklı 5’inci maddesinde, birden fazla yılı kapsayan işlerde ihaleye çıkılabilmesi için, işin süresine uygun olarak yıllar itibarıyla öngörülen ödeneğin bütçelerinde bulunmasını sağlamak üzere programlamanın yapılmasının zorunlu olduğu, Aynı Şartnamenin “İş Yerinin Yükleniciye Teslimi” başlıklı 6’ncı maddesinin yedinci fıkrasında da zorunluluk halinde, sözleşme bedelinin aşılmaması ve idare ile yüklenicinin karşılıklı olarak anlaşması kaydıyla yükleniciye teslim edilmiş olan işyerlerinde değişiklik
yapılabileceği ve bu durumda işin süresi, işin bir kısmı veya tamamı için gecikmeyi karşılayacak kadar uzatılacağı belirtilmiştir.
Yapılan incelemede, birim fiyatlı ve karma sözleşmeli bazı ihalelerde imalatların büyük çoğunluğunun ilgili ihale kapsamında yapılmayıp tasfiyesi yapılan ya da hiç ihaleye çıkılmayan dolayısıyla da bütçede ödeneği olmayan işler için kullanıldığı ve işlerin bu kapsamda tamamlatılmaya çalışıldığı görülmüştür.
Örnek olarak 2018/509096 ihale kayıt numaralı “Haliç Bilim Merkezi” işi 98.444.000,00 TL bedel ile ihale edilmiş toplamda 31 adet hakediş düzenlenerek fiyat farkı, %19,99 iş artışı ve KDV dâhil toplamda 460.974.063,68 TL ödemenin yaklaşık %61,5’i, 2016 yılında ihalesi yapılıp 2020 yılında tasfiyesi yapılan ve karma sözleşmeli olarak imzalanan 2016/495549 ihale kayıt numaralı Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı İşi kapsamında kullanıldığı görülmüştür. Haliç Bilim Merkezi İnşaatı için uygulama projeleri ve işin gerekliliğine uygun ihale edilerek sözleşmesi imzalanan
İş için öngörülen bütçenin, başka işin tamamlatılması maksadıyla %61,5’nin kullanılması hem Haliç Bilim Merkezi’nin yapılması gerekliliğine hem de bütçesi olmadan, ihale kapsamında yapılmayan iş için kullanılması ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Haliç Bilim Merkezi İşi restorasyon amaçlı ihalesi yapılan iş iken teklif birim fiyatta olan 1383 iş kaleminin birçoğunun kullanılmaması ve Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı İşi için kullanılan imalat kalemleri sonucu teklif birim fiyatta olan imalat kalemlerinden bazılarında 8 kata yakın miktarda iş artışı gerçekleşmesi; Haliç Bilim Merkezi İşi uygulama projesinin ve buna bağlı imalatların sözleşme tutarının yalnızca %38,5’ine uygun imalat yapılması mecburiyeti oluşturarak ilgili projeler bu duruma adapte edilmek zorunda kalınmıştır. Şöyle ki, sözleşme tutarının yaklaşık %61,5’inin başka ihale kapsamında kullanılması ve %20 yasal iş artışının bile ilgili işi tamamlamaya yetmeyeceği göz önüne alındığında, Haliç Bilim Merkezi İşinin ihale tarihindeki amacına uygun olarak
yapılmasını mümkün kılmamaktadır.
Bir diğer örnekte ise; Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi kapsamında Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından 18.03.2021 tarihli Fen İşleri Dairesi Başkanı Olur’u ile uygulama projesi hazır olan fakat ihale edilmemiş olan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi yaptırılmıştır.
Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nin birim fiyat tarifesindeki toplam 313 tane iş kaleminin yalnızca 37 tanesi Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi için kullanılmış, ayrıca 94 tane yeni birim fiyat uygulanarak imalat yapılmıştır. İlgili Olur Yazısına istinaden uygulama projesi hazır olduğu belirtilen Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşinde, Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nin
birim fiyat teklif alınmak suretiyle ihale edilen ilgili imalat kalemleri kullanılmıştır. Ancak,ilgili Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, uygulama projesi olan işlerin Anahtar Teslim Götürü Bedel Sözleşme ile ihale edileceği zorunlu tutulmuşken birim fiyatlı imalat kalemleri kullanılarak imalat gerçekleştirilmiştir.
Benzer iş olarak değişiklik yapılan işin Anahtar Teslim Götürü Bedel ile ihalesi ve işyeri değişikliğinde sözleşmeye esas projeye bağlı kalınması gerekirken farklı projesi olan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi’nin yapılması ilgili Şartname hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi, aynı zamanda Karma Sözleşmeli olan Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nin birim fiyatlı kısmına ait kalemlerin kullanılması, işin gerekliliğine ve benzerliğine uymamaktadır.
Öte yandan, Yapı İşleri Şube Müdürlüğü tarafından yapımı gerçekleştirilen 75.Yıl Spor Kompleksi İnşaatı Yapım İşi’nin mevcut proje ile yetersiz kalacağı belirtilerek proje kapsamında olmayan iki adet kapalı halı saha, üç adet kapalı tenis kortu ve bir adet ilave idari binası 27.06.2022 Tarihli Fen İşleri Dairesi Başkanı Olur’u ile yine Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nin anahtar teslimi götürü bedel sözleşmede belirtilen imalat kalemleri kullanılarak imalatlar gerçekleştirilmiştir.
06.09.2018 tarihinde 51.200.000,00 TL bedel ile ihalesi yapılan 75.Yıl Spor Kompleksi İnşaatı İşi’nin mevcut projeye göre yetersiz kalacağı belirtilerek bu İş’in projesi içinde yapılması istenen “Antrenman Sahası” yerine; iki adet kapalı halı saha, üç adet kapalı teni kortu ve bir adet ilave idari binanın Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nde iş yeri değişikliği yapılarak ilgili Daire Başkanı Olur’u ile bu İş kapsamında tamamlatılmıştır.
75.Yıl Spor Kompleksi İnşaatı Yapım İşi’nin hem uygulama projesinde olmayan iki adet kapalı halı saha, üç adet kapalı tenis kortu ve bir adet ilave idari binanın yapımının Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi kapsamında tamamlatılamayacağı bir başka ifadeyle yeni bir iş olmasından dolayı asıl projeden ayrı olarak ihale edilmesi gereken bir iş olduğu açıktır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu Yapım İşlerine ek tip sözleşmenin 24’üncü maddesine göre sözleşme imzalandıktan sonra, sözleşme bedelinin aşılmaması ve idare ile yüklenicinin karşılıklı olarak anlaşması kaydıyla, İşin yapılma yeri ve işin süresinden önce yapılması kaydıyla işin süresi ve bu süreye uygun olarak ödeme şartları hususlarında değişiklik yapabileceği, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 6’ncı maddesinin 7’nci fıkrasında; zorunluluk halinde, sözleşme bedelinin aşılmaması ve idare ile yüklenicinin karşılıklı olarak anlaşması kaydıyla yükleniciye teslim edilmiş olan işyerlerinde değişiklik yapılabileceği, aynı şartnamenin sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi başlıklı 21’inci maddesinin beşinci fıkrasında; sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorunda olduğu, bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödeneceği hükmüne atıf yaparak idarenin yüklenicinin kusurundan kaynaklanmayan nedenlerden dolayı işi fesih etmesi durumunda, sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yapılan işin tutarı arasındaki farkın %5’i ile işin yapılmayan kısmına ait yüklenici kârından mahrum kalınmasına yönelik zarar ve ziyanla ilgili yüklenici tarafından açılabilecek tazminat davası sonucunda yapılacak ödemelerin kamu kaynaklarına ek külfet getireceği, 4735 sayılı Kamu Sözleşmeleri Kanunu’nun İlkeler başlıklı 4’üncü maddesine göre kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu, bu itibarla; bulgu konusu işlerin 2018 yılında ihale edildiği göz önünde bulundurulduğunda; söz konusu sözleşmelerin kapsamına sonradan dâhil edilerek yapılan işlerin, güncel fiyatlarla yaklaşık maliyet hazırlanmak suretiyle ihale edilmiş olması durumunda, İdarenin mevcut sözleşme kapsamında harcanan tutardan daha fazla bir ödeme yapılacağı ve her iki sözleşme kapsamında iş oluru alınarak gerekli imalatların yapıldığı, küresel piyasalardaki kriz nedeniyle ekonomide yaşanan dalgalanmaların ve öngörülemeyen fiyat artışlarının olduğu, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkesi gereğince Büyükçekmece sahil zemininde bozulmalar oluştuğu hususları dikkate alınarak, “Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı” işinin sözleşmesi tasfiye edilmeksizin yüklenici ile anlaşma yoluna gidilerek anılan işin yerine yapımı aciliyet arz eden “Büyükçekmece – Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaatı” işinin yapıldığı, Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı işindeki imalatta kullanılan ana kalemlere bakıldığında, işin yaklaşık 20.870.129,12 TL tutarının yani %53’ünün Birim Fiyat Teklif Cetvelinde bulunan iş kalemlerinden oluştuğu ve dolayısıyla yapılan işin mahiyet bakımında da sözleşme konusu işe büyük oranda benzerlik gösterdiği, Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı işinin 7161 sayılı Kanun ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na eklenen “Sözleşmelerin Tasfiyesi ve Devri” başlıklı Geçici 4 üncü madde kapsamında tasfiye edilmesi üzerine, kaba inşaat seviyesinde kalan projedeki geçici iksa sisteminin, yapılacak betonarme imalatlar ve sonrasındaki filtre malzeme dolgu ile tamamen desteklenmeden açık halde kalmasının iş sağlığı ve çevre güvenliği yönünden tehlike arz ettiği bu yüzden anılan işin “Haliç Bilim Merkezi İnşaatı” işi kapsamında yaptırıldığı ifade edilmiştir.
İdare her ne kadar iş yeri değişikliği yapıldığını ifade etse de Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı işine yerine yapılan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaatı işinin iş yeri değişikliği değil tamamen ayrı bir iş olduğu, Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşinde imalatta kullanılan ana kalemlere bakıldığında; 313 tane iş kaleminin yalnızca 37 tanesinin Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi için kullanılması, ayrıca 94 tane iş kalemi için yeni birim fiyat uygulanarak imalat yapılması , her iki işte de beton, demir vb. gibi asli imalatların varlığının 37 adet benzer iş kaleminin içinde yer alması, Birim Fiyat Teklif Cetvelinde bulunan iş kalemlerinden toplam tutar bakımından %53’üne karşılık gelmesi benzer iş olarak kabul edilerek Büyükçekmece – Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İşi’nin 1. Etap 1. Kısım işinin yapılmasına dayanak olamaz. Aynı zamanda 75.Yıl Spor Kompleksi İnşaatı Yapım İşi’nin hem uygulama projesinde olmayan iki adet kapalı halı saha, üç adet kapalı tenis kortu ve bir adet ilave idari binanın yapımının
Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi kapsamında tamamlatılmas ; İdarenin küçük temel onarım imalatlarını yaptığı ihalelerine benzetilerek ve ihtiyaç olan alanlara parçalanarak imalatların yapılması haline bürünmüştür Sözleşme bedelinin %80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde,
yüklenici işi bitirmek zorunda olduğu, bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödeneceği hususunda ise mevzuat işin tamamlatılma şartını özleşme bedelinin %80’inden daha düşük bedelle gerçekleşmesine bağlamıştır. Şöyle ki işin, %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin
tutarı arasındaki bedel farkının %5’i ödeneceği hususu burada geçerli olmamakta hem de Mevzuat bu tutarın ödenmemesi için ihalesi yapılmış bir işin iptal edilmeyerek başka bir iş yaptırılmasına da cevaz vermemektedir.
Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı işinde ise tasfiyeden kaynaklı yarıda kalan imaların tehlike arz ettiği ifade edilse de tasfiye edilen işlerde, işin bitmemesinden dolayı ortaya çıkacak riskler muhtemeldir. Ancak bulguda da belirtildiği üzere yeni ihale yapılmaksızın imalatların kaydırılmasına gerekçe olmamaktadır.
Şöyle ki tasfiye edilen işler Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47’nci maddesinde;”… Gerek sözleşmenin feshedilmesi, gerekse tasfiye halinde kesin hesabın yapılabilmesi için işlerin ve ihzaratın ölçülebilir duruma getirilmesi, teknik zorunluluklar nedeniyle veya yapılmış iş kısımlarının korunmasını sağlamak üzere işlerin belli bir aşamaya kadar yapılması gerekiyorsa, bu husus ayrıntılı olarak tasfiye geçici kabul tutanağında veya sözleşmenin feshedilmesi hali için “Durum Tespit Tutanağı”nda belirtilir. İdare, belirli bir süre vererek bu işlerin yapılmasını 33 yükleniciden isteyebilir. Yüklenici bu hususları yerine getirmediği
takdirde idare, bu belirli işleri yüklenici hesabına yapar veya yaptırır. Bu işlerin yaptırılması bedeli, sözleşmeye göre yükleniciye ödenecek bedelden fazla olursa aradaki fark yüklenicinin alacaklarından düşülür, alacağı kalmamışsa tasfiye halinde teminatından kesilir, fesih halinde ise genel hükümlere göre işlem yapılarak yükleniciden ayrıca tahsil edilir. …” denilerek imalatın kaba inşaat seviyesinde kalan projedeki geçici iksa sisteminin, yapılacak betonarme
imalatlar ve sonrasındaki filtre malzeme dolgu ile tamamen desteklenmeden açık halde kalması engellenebilirdi. Ancak yapılması gereken imalatların fesih anında yapılmaması, ihale yapılmaksızın devam eden başka ihale kapsamında tamamlattırılmasına gerekçe sayılmamaktadır. Öyle ki bu durumdan kaynaklı olarak asıl iş olan Haliç Bilim Merkezi İnşaatı işi, toplam ihale bedelinin yalnızca %38,5’i kadar imalatla tamamlatılmaya çalışılmış, risk teşkil ettiği savunulan Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı işine %61,5’i tutarında imalat yapılarak iş tamamlama seviyesine taşındığı görülmüştür.
Bulguda temel olarak değinilen husus İdarenin, ihalesi yapılarak devam eden işlerin; tasfiyesi yapılan ya da hiç ihaleye çıkılmayan dolayısıyla da bütçede ödeneği olmayan işler için kullanılması ve işlerin bu kapsamda tamamlatılmaya çalışmasıdır. Ancak İdare cevabının bulguyu karşılar nitelikte olmadığı değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak; belirtilen örnek uygulamaların Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerinden olan rekabet ve kaynakların verimli kullanılması ilkesine zarar verecek bir çözüm olduğu; diğer bir ifadeyle, yeni bir ihaleye çıkılarak yapılması gereken bir işin başka bir ihale kapsamında yaptırılması veya tamamlatılmasının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar ile bağdaşmadığı düşünülmektedir.
BULGU 3: Yapımı Gerçekleştirilen Bazı İşlerin Geçici Kabulleri Yapılmadan ve Teslim Tutanakları Olmadan İşletmeye Açılması
İdare tarafından yapımı gerçekleştirilen bazı yapım işlerinin geçici kabulleri yapılmadan ve teslim tutanakları olmadan faaliyete açıldığı ve işletildiği görülmüştür.
a) Bazı Yapım İmalatlarının Geçici Kabulü Yapılmadan Açılışı Yapılarak Kullandırılması İdare tarafından yapımı gerçekleştirilen bazı yapım işlerinin geçici kabulü yapılmadan faaliyete açıldığı görülmüştür.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin “Geçici kabul” başlıklı 41’nci maddesinde; taahhüt edilen iş, sözleşme ve eklerinde yer alan hükümlere uygun olarak tamamlandığında yüklenici idareye geçici kabulün yapılması için yazılı olarak başvuruda bulunacağı, yapılan işlerin; işin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığı ve kabul işlemlerinin yapılmasında bir engel bulunup bulunmadığı yapı denetim görevlisi tarafından ön incelemeden geçirilerek tutanağa
bağlanacağı ve akabinde idare tarafından geçici kabul komisyonunun oluşturulacağı, iş kabule hazır değilse, eksik ve kusurlu işleri gösteren ön inceleme tutanağı yapı denetim görevlisinin işin kabule hazır hale gelmesi bakımından yaklaşık bitim tarihini tespit eden görüşleriyle birlikte en geç üç gün içerisinde idareye göndermesi gerektiği belirtilmektedir.
Daha sonrasında yükleniciye 4735 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, kusur ve eksiklerin giderilmesi için yapı denetim görevlisinin belirttiği yaklaşık bitim tarihi de dikkate alınarak, en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarda bulunacağı, kabul komisyonu gerçekleştirilen işlerin nev’ini, niteliğini, sözleşme ve ekleri ile teknik gereklere ve iş sırasında onaylanan değişikliklere uygunluğunu ve kabule hazır Bulguda temel olarak değinilen husus İdarenin, ihalesi yapılarak devam eden işlerin; tasfiyesi yapılan ya da hiç ihaleye çıkılmayan dolayısıyla da bütçede ödeneği olmayan işler için kullanılması ve işlerin bu kapsamda tamamlatılmaya çalışmasıdır. Ancak İdare cevabının bulguyu karşılar nitelikte olmadığı değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak; belirtilen örnek uygulamaların Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerinden olan rekabet ve kaynakların verimli kullanılması ilkesine zarar verecek bir çözüm olduğu; diğer bir ifadeyle, yeni bir ihaleye çıkılarak yapılması gereken bir işin başka bir ihale kapsamında yaptırılması veya tamamlatılmasının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar ile bağdaşmadığı düşünülmektedir.
BULGU 3: Yapımı Gerçekleştirilen Bazı İşlerin Geçici Kabulleri Yapılmadan ve Teslim Tutanakları Olmadan İşletmeye Açılması İdare tarafından yapımı gerçekleştirilen bazı yapım işlerinin geçici kabulleri yapılmadan ve teslim tutanakları olmadan faaliyete açıldığı ve işletildiği görülmüştür.
a) Bazı Yapım İmalatlarının Geçici Kabulü Yapılmadan Açılışı Yapılarak Kullandırılması İdare tarafından yapımı gerçekleştirilen bazı yapım işlerinin geçici kabulü yapılmadan faaliyete açıldığı görülmüştür.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin “Geçici kabul” başlıklı 41’nci maddesinde; taahhüt edilen iş, sözleşme ve eklerinde yer alan hükümlere uygun olarak tamamlandığında yüklenici idareye geçici kabulün yapılması için yazılı olarak başvuruda bulunacağı, yapılan işlerin; işin sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığı ve kabul işlemlerinin yapılmasında bir engel bulunup bulunmadığı yapı denetim görevlisi tarafından ön incelemeden geçirilerek tutanağa
bağlanacağı ve akabinde idare tarafından geçici kabul komisyonunun oluşturulacağı, iş kabule hazır değilse, eksik ve kusurlu işleri gösteren ön inceleme tutanağı yapı denetim görevlisinin işin kabule hazır hale gelmesi bakımından yaklaşık bitim tarihini tespit eden görüşleriyle birlikte en geç üç gün içerisinde idareye göndermesi gerektiği belirtilmektedir.
Daha sonrasında yükleniciye 4735 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, kusur ve eksiklerin giderilmesi için yapı denetim görevlisinin belirttiği yaklaşık bitim tarihi de dikkate alınarak, en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarda bulunacağı, kabul komisyonu gerçekleştirilen işlerin nev’ini, niteliğini, sözleşme ve ekleri ile teknik gereklere ve iş sırasında onaylanan değişikliklere uygunluğunu ve kabule hazır tekrardan tamamlatılmaya çalışılmıştır. Bu işlere Bağcılar Yenimahalle Zemin Altı Otoparkı ve Piyalepaşa Meydanı Zeminaltı Otoparkı örnek olarak verilebilir. Örnek olaydan da anlaşılacağı Yapı İşleri Müdürlüğünce geçici kabule hazır olduğu belirtilen işlerin, ilgilileri tarafından uygun olmadığı belirtilmesi veyahut yeni talepler doğrultusunda revizyonların yapılması faaliyete geçme sürecinin uzamasına neden olmaktadır.
İşin geçici kabulleri yapılmadan imalatların sözleşme ve eki belgelere uygun olarak yapılıp yapılmadığı belirlenmeden kullanıma açılması mevzuata aykırılık oluşturmakla birlikte geçici kabul komisyonunun işin sözleşme ve şartname hükümlerine göre inceleyip, işlerin
nev’ini, niteliğini, sözleşme ve ekleri ile teknik gereklere ve iş sırasında onaylanan değişikliklere uygunluğunu ve kabule hazır olup olmadığını, geçici kabul sırasında görülebilecek eksikliklerin yüklenici kusurundan mı yoksa erken kullanımdan mı kaynaklandığı tespitini zorlaştıracaktır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu konusuna İdarenin de katıldığını, ancak bölgenin yoğun otopark talebi ve vatandaşların hizmete bir an önce kavuşma isteği nedeniyle, İdarenin iştiraki ve otopark işletmecisi olan İSPARK ile İdare; işin yapımı aşamasında ve kabul sürecinde koordineli bir şekilde çalışarak bulguda bahsi geçen olası sorunlara mahal vermemek için otoparkları birlikte inceleyerek ve gerekli tespitleri yaparak
süreci tamamlamış olduğu ve devir işlemleri İdarece çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştirildiği ifade edilmiştir. Ancak her ne kadar süreci tamamlamış olsalar da işin geçici kabulleri yapılmadan, imalatların sözleşme ve eki belgelere uygun olarak yapılıp yapılmadığı belirlenmeden kullanıma açılması mevzuata aykırılık oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, yapımı tamamlanan işlerde bir an önce geçici kabul yapılması veya geçici kabul yapılmadan imalatların kullanıma açılmaması gerektiği düşünülmektedir.
b) Emlak Müdürlüğünce Otopark Teslimi Yapılmadan İSPARK Tarafından Faaliyete Başlanması Emlak Müdürlüğünce bazı otoparkların teslimi yapılmadan İSPARK tarafından kullanıma açılarak faaliyette bulunduğu görülmüştür.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.12.2018 tarih 1935 numaralı kararıyla; Büyükşehir Belediyesi’nin hüküm ve tasarrufunda bulunan alanlarda otopark işletmeciliğinin 16.09.2019 tarihinden itibaren beş yıl süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne KDV dâhil elde edilecek toplam brüt gelirlerden katlı otopark için %15, yol üstü ve açık otoparklardan %5 pay ödemek suretiyle İSPARK tarafından yapılması hususu kararlaştırılmış sonrasında yine Büyükşehir
Belediye Meclisi’nin 11.10.2023 tarihli 990 sayılı kararı ile, İstanbul ili genelindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesinin hüküm ve tasarrufu altında olan tüm otoparkların işletmecilik yetkisi 5 yıl süre ile İSPARK AŞ’ye verilmiştir.
İdareye ait teslim zabıtları incelendiğinde; ilgili Meclis Kararlarına istinaden işletme yetkisi verilen otoparkların, yapımı tamamlanıp Emlak Müdürlüğüne teslimi yapılan katlı otoparkların Teslim zabıtları ile İSPARK’a teslimi yapıldıktan sonra kullanıma açılması gerekirken teslimi yapılmadan İSPARK tarafından kullanıma açıldığı görülmüştür Aşağıdaki tabloda bazı katlı otoparkların faaliyete açıldığı tarihler ile Emlak Müdürlüğünce teslim zabıt tarihleri örnek olarak verilmiştir. Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; gerekli işlemlerin yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, teslimi yapılmadan ilgili otoparkların faaliyete açılmaması ve kullandırılmaması gerektiği düşünülmektedir.
BULGU 4: Yol Bakım ve Alt Yapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Tarafından Yapılan Bazı İhalelerde Hatalı Uygulamalar Olması Birden fazla mal kalemi içeren 2023/321670 ihale numaralı “İBB’ye ait Deniz Araçlarının ve Protokol Kapsamında olan Deniz Araçlarını Bakım ve Onarımı” işi ile 2023/994082 ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı Araçlar, İş Makineleri, Motorlu-Motorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat İşleri ile Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” işi ihalelerin de mevzuata aykırı işlemler tespit edilmiştir.
4734 sayılı Kanunun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde; “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi,
güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.
Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri bir arada ihale edilemez. Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bölünemez.” “Yaklaşık maliyet” başlıklı 9’uncu maddesinde; “Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesi yapılmadan önce idarece, her türlü fiyat araştırması yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık maliyet belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte bir hesap cetvelinde gösterilir. Yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlik ilânlarında yer verilmez, isteklilere veya ihale süreci ile resmî ilişkisi olmayan diğer kişilere açıklanmaz.”
“Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinin ikinci fıkrasında ise; “İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale
dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır.” hükümleri mevcuttur.
Mevzuata göre, idarelerin ihtiyacı olan mal, hizmet ve yapım işlerine ait koşulların şartnamelerle belirlenerek; teknik verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olarak ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak zorunda olduğu ifade edilmektedir.
İhalelerde “yaklaşık maliyet” yukarıdaki koşulların somutlaşması adına en önemli unsur olmakta, işlerin piyasa koşullarında rekabetçi dinamiklerle yapılmasına dayanak oluşturmaktadır.
Kamu İhale Kurumu 09.11.2022 tarih ve 2022/UY.II-1377 kararında; “…İdarenin ihalenin iptaline ilişkin gerekçesinin ihale dokümanı ekinde yer alan Pursantaj Tablosunda yaklaşık maliyeti oluşturan her bir (12 kalem) iş kalemine ait yaklaşık maliyet tutarının sehven yazılmasının olduğu, yaklaşık maliyetinin ilk oturumdan önce açıklandığı bu nedenle ihalede yaklaşık maliyete ilişkin gizliliğinin korunamadığı ve ihale sürecinin güvenilir ve saydam bir şekilde yürütülme imkânının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca yaklaşık maliyetin sehven ihale dokümanı ekinde yer alan Pursantaj Tablosunda belirtilmesinin Kanun’un 5’inci maddesindeki gizlilik ve “Yaklaşık Maliyet” başlıklı 9’uncu maddesinde yer alan hükümlerine aykırı olduğu ifade edilerek bahse konu ihalenin iptal edildiği görülmüştür. İdarece belirtilen gerekçenin dayanaklarıyla beraber ortaya konulduğu anlaşılmaktadır…” demek suretiyle yaklaşık maliyetin ihale dokümanında veya ekinde sehven dahi olsa açıklanmasının ihale iptali sebebini haklı görmüştür.
Yapılan incelemede; İdarenin, birçok mal ve hizmet işini bir arada ihale ettiği ve : • 2023/994082 ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı
Araçlar, İş Makineleri, Motorlu-Motorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat İşleri İle Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” işinde; 355.477 adet malın kurum görüşünü içerir ortalama birim fiyatlarını gösterir “yaklaşık maliyet cetveli”nin ihale dokümanının eki olarak EKAP’ta yayınlandığı ve idari şartname de “… bakım onarımlar esnasında kullanılması öngörülen yedek parça malzemeler için idarece 220.000.000,00 Türk lirası ödenek öngörülmüş olup, bu ödeneğe isteklilerce belirlenmiş ıskonto oranı uygulanmış tutar yazılacaktır” demek suretiyle de alınacak tüm mallar için götürü teklif alınacağını ve bu teklifinde üst sınırının ne olacağı ilan edilmiştir.
Aşağıda yer alan Tablo-1’de görüleceği üzere ihtiyaç duyulması muhtemel ürünlerin tamamı yaklaşık maliyeti de içerir şekilde ilan ve Tablo-2’de görüleceği üzere tamamı 278.602.500,00 TL sözleşme bedeli ve 215.600.000,00 TL olan -ki bu oransal olarak işin %77,38’ine tekabül etmektedir- mal alımlarının tek bir kalemde götürü bedelle ihale edilmiştir.
İdarenin aynı nitelikteki ihtiyaçlarının önceki yıllarda da aynı ihale edilme yöntemi kullanılarak karşılandığı görülmüştür. Buna istinaden yayınlanan yaklaşık maliyet cetvelinde yer alan pozlarla idarenin kullandığı pozlar Tablo-3 de görüleceği üzere sınırlı sayıda malları ihtiva etmektedir
tarafından 2023/321670 ihale numaralı “İBB’ye ait Deniz Araçlarının ve Protokol Kapsamında Olan Deniz Araçlarını Bakım ve Onarımı” işi ihalesinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin hilafında düzenlenen ihale dokümanlarında yer alan rekabeti engelleyici hususlar sebebiyle, Makine İkmal Şube Müdürlüğünün 2023/321670 numaralı ihalesinde 4 istekli tarafından doküman indirilmiş, 2 teklif verilmiş ve 1 teklif geçerli kabul edilmiş, 75.967.500,00 TL+KDV bedel ile belediye iştiraki olan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ihaleyi almıştır. Yine 2023/994082 ihale numaralı ihalede 3 istekli tarafından doküman indirilmiş, 2 teklif verilmiş ve 1 teklif geçerli kabul edilmiş ve 278.602.500,00 TL+KDV bedelle ve her iki ihalede de tek teklif veren belediye iştiraki olan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ihaleyi almıştır.
İhalelerde kullanılan yöntemlerin tamamının aynı müdürlükYukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; adı geçen 2023/321670 ihale numaralı “İBB’ye ait Deniz Araçlarının ve Protokol Kapsamında olan Deniz Araçlarını Bakım ve Onarımı” işi ile 2023/994082 ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı Araçlar, İş Makineleri, Motorlu-Motorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat İşleri ile Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” ihalesinde ve 2023/994082
ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı Araçlar, İş Makineleri, MotorluMotorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat İşleri İle Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” ihalesinde İdarenin muhtelif araçlarının tamir ve bakımının yapıldığı ve ihale hazırlanırken ilk (2023/321670) işte 829 adet malzeme ve yedek parça kalemi, 4 adet ise işçilik kaleminin olduğu ikincisinde ise (2023/994082) 355.477 adet malzeme ve yedek parça kalemi, 15 adet işçilik kaleminin olduğu maliyet kalemlerinin bu kadar fazla olmasının bu kalemlere teklif verilmesini ve doğru fiyatlara ulaşılmasını zorlaştırdığı, ayrıca isteklilerin ihaleye katılma ihtimalini de düşürdüğü ifade edilmiştir. Ancak bulguda bahsi geçen hususlara ilişkin nesnel kanıtlara değinilmemiştir.
Sonuç olarak; yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlik ilânlarında yer verilmez hükmüne istinaden yaklaşık maliyet cetvelinin ihale dokümanında yer almaması, ihtiyaçların önceki uygulama ve gerçekleştirmelerde dikkate alınarak daha gerçekçi tespitler yapılarak, birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerin birim fiyat teklif almak suretiyle gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
tarafından 2023/321670 ihale numaralı “İBB’ye ait Deniz Araçlarının ve Protokol Kapsamında Olan Deniz Araçlarını Bakım ve Onarımı” işi ihalesinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin hilafında düzenlenen ihale dokümanlarında yer alan rekabeti engelleyici hususlar sebebiyle, Makine İkmal Şube Müdürlüğünün 2023/321670 numaralı ihalesinde 4 istekli tarafından doküman indirilmiş, 2 teklif verilmiş ve 1 teklif geçerli kabul edilmiş, 75.967.500,00 TL+KDV bedel ile belediye iştiraki olan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ihaleyi almıştır. Yine 2023/994082 ihale
numaralı ihalede 3 istekli tarafından doküman indirilmiş, 2 teklif verilmiş ve 1 teklif geçerli kabul edilmiş ve 278.602.500,00 TL+KDV bedelle ve her iki ihalede de tek teklif veren belediye iştiraki olan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ihaleyi
almıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; adı geçen 2023/321670 ihale numaralı “İBB’ye ait Deniz Araçlarının ve Protokol Kapsamında olan Deniz Araçlarını Bakım ve Onarımı” işi ile 2023/994082 ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı Araçlar, İş Makineleri, Motorlu-Motorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat
İşleri ile Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” ihalesinde ve 2023/994082 ihale numaralı “İBB Müdürlüklerinin Demirbaşına Kayıtlı Araçlar, İş Makineleri, MotorluMotorsuz Donanımların (Tuz Tesisi, Kantar, Lift, Yanıcı ve Parlayıcı Avadanlıklar, vb.) Arızaları, Hasar Onarımları, Bakım İşlemleri, İmalat İşleri İle Bu İş Kapsamına Giren Malzeme, Yedek Parça Temini” ihalesinde İdarenin muhtelif araçlarının tamir ve bakımının yapıldığı ve ihale hazırlanırken ilk (2023/321670) işte 829 adet malzeme ve yedek parça kalemi, 4 adet ise işçilik kaleminin olduğu ikincisinde ise (2023/994082) 355.477 adet malzeme ve yedek parça kalemi, 15 adet işçilik kaleminin olduğu maliyet kalemlerinin bu kadar fazla olmasının bu kalemlere teklif verilmesini ve doğru fiyatlara ulaşılmasını zorlaştırdığı, ayrıca isteklilerin ihaleye katılma ihtimalini de düşürdüğü ifade edilmiştir. Ancak bulguda bahsi geçen hususlara ilişkin nesnel kanıtlara değinilmemiştir.
Sonuç olarak; yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlik ilânlarında yer verilmez hükmüne istinaden yaklaşık maliyet cetvelinin ihale dokümanında yer almaması, ihtiyaçların önceki uygulama ve gerçekleştirmelerde dikkate alınarak daha gerçekçi tespitler yapılarak, birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerin birim fiyat teklif almak suretiyle gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
BULGU 5: Serimi Yapılan Asfalt İşlerinde Hatalı Uygulamaların Bulunması İdarece ihalesi yapılarak serimi yapılan bazı asfalt işlerinde herhangi bir numune
alınmadığı, sahada yapılan incelemeler sonucu alınan numunelerin ise ilgili işin teknik
şartnamesine uygun olmadığı görülmüştür.
a) Serimi Yapılan Bazı Asfaltlardan Herhangi Bir Numune Alınmaması veya Geç Alınması İdarece ihalesi yapılarak serimi yapılan bazı asfalt işlerinde herhangi bir numune alınmadığı ve imalatın girdiği hakedişle birlikte verilmesi gereken kalite kontrol deneyleri e testlerinin ise sonraki hakedişlerde verildiği görülmüştür.
İdarece ihale edilen asfalt işlerinin Asfalt Uygulama Teknik Şartnamesinin 5’inci maddesinde; malzemeler ve uygulamaların Karayolu Teknik Şartnamesinde belirtilen standartlarda ilgili deney metotlarına; hazırlama, serme ve sıkılaştırma sıcaklığı şartlarına uygun olacağı, işin bu şartnamede belirtilen usul ve yöntemlerle yapıldığının ilgili testlerle kanıtlanacağı ve aksi durumda bedelinin ödenmeyeceği belirtilmektedir.
Aynı Şartnamenin 6’ncı maddesinde ise, işin yapımı sırasında teknik şartnameye ve ilgili standartlara göre yapılması gerekli kalite kontrol deneyleri ve testlerinin yapılarak, düzenlenen deney ve test sonuçlarının hakediş dosyası ile birlikte idareye verileceği ifade edilmektedir.
Yapılan incelemede; asfalt ihaleleri kapsamında serimi yapılan bazı mahallerden hiç numune alınmadığı, yapılan işlere ilişkin yaptırılan kalite kontrol deneyleri ve testlerinin ise hakediş dosyası ile birlikte İdareye teslim edilmeden Şartnameye aykırı olarak sonraki hakedişlerde verildiği görülmüştür. Sahada yapılan incelemelerde neticesinde, serimi yapılarak kalite kontrol deneyleri ve testleri yapılmayan bazı mahallerden karot örnekleri alınarak teste gönderilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; ihalesi yapılarak serimi yapılan asfalt işlerinde, asfalt kazısı öncesi ve asfalt serimi imalatları sonrasında numune alınarak kalite kontrol deneyleri, sıkışma oranı tayini, elek analizi ve diğer testlerin gerçekleştirilmesine dikkat edildiği ifade edilmişse de yerinde yapılan denetimler esnasında gerekli karotların aldırıldığı ve hakediş ödemesi yapıldığı halde karot alınmayan mahallerin
mevcut olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, ilgili imalatlar sonunda kalite kontrol deneyleri ve testlerinin Şartnameye uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
b) Serilen Asfaltlardan Bazılarının Sıkışma Oranlarını Sağlamaması İdarece ihalesi yapılıp 2023 yılında devam eden, 2022/425385 kayıt numaralı Avrupa
Yakası 1, 3 ve 4. Bölge Genelindeki Yollarda Asfalt Kaplama-Yama Yapılması ile Baca-Izgara Yükseltme İşi ile 2022/413907 kayıt numaralı İstanbul Geneli Yollarda Kullanılmak Üzere Plent Altı Asfalt Temini, Nakli ve Serimi İşi kapsamında dökülen bazı asfaltlardan alınan karot numunelerinin sıkışma testlerini sağlamadığı görülmüştür.
İlgili işlerin Asfalt Betonu; (Aşınma-Binder-Temel) Karışımlarının Hazırlanması ve Malzeme Alımına Ait Teknik Şartnamenin 4’üncü maddesinde; karışımlara giren kırmataş gradasyon limitleri, taşın fiziksel ve kimyasal özellikleri, hazırlanma sıcaklıkları, serme ve sıkıştırma sıcaklıkları, kullanılan bitüm çeşitleri, yapılacak test ve deney sonuçlarının Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün 2006 Yılı baskısı teknik şartnamesine uygun olacağı belirtilmektedir.
Karayolları Teknik Şartnamesinin 407.10.01 No.lu bölümünde ise; “Bir günde imal edilen binder tabakası için ortalama sıkışma değeri %98, tek karot
sıkışma değeri %96, aşınma için ise ortalama sıkışma değeri %98, tek karot sıkışma değeri %97 den az olmayacaktır. Bu sıkışma değerlerinin sağlanamaması durumunda nedenleri araştırılacaktır. Sıkışmanın yetersiz olduğunun belirlenmesi durumunda hatalı imal edilmiş kısım gerekirse sökülüp yeniden yapılacaktır.” ibaresi yer almaktadır. Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Sözleşme ve eklerine uymayan işler” başlıklı
23’üncü maddesinde; yüklenici projelerde kendiliğinden hiç bir değişiklik yapamayacağı, proje ve şartnamelere uymayan, eksik ve kusurlu oldukları tespit edilen işleri yüklenici, yapı denetim görevlisinin talimatı ile belirlenen süre içinde bedelsiz olarak değiştirmek veya yıkıp yeniden yapmak zorunda olduğu, Aynı Şartnamenin “Hatalı, kusurlu ve eksik işler” başlıklı 24’üncü maddesinde ise; yapı denetim görevlisi, yüklenici tarafından yapılmış olan işin eksik, hatalı ve
kusurlu olduğunu veya malzemenin şartnamesine uygun olmadığını gösteren delil ve emareler gördüğü takdirde, gerek işin yapımı sırasında ve gerekse kesin kabule kadar olan sürede bu gibi eksiklerin, hataların ve kusurların incelenmesi ve tespiti için gerekli görülen yerlerin kazılmasını ve/veya yıkılıp yeniden yapılmasını yükleniciye tebliğ edeceği, sorumluluğu yükleniciye ait olduğu anlaşılan hatalı, kusurlu ve malzemesi şartnameye uymayan işlerin bedelleri, geçici hakedişlere girmiş olsa bile, yüklenicinin daha sonraki hakedişlerinden veya kesin hakedişinden ya da teminatından kesileceği belirtilmektedir.
Asfalt Uygulama Teknik Şartnamesinin 5’inci maddesinde de malzemeler ve uygulamalar Karayolları Teknik Şartnamesinde belirtilen standartlarda ilgili deney metotlarına; hazırlama, serme ve sıkılaştırma sıcaklığı şartlarına uygun olacağı, işin bu şartnamede belirtilen usul ve yöntemlerle yapıldığının ilgili testlerle kanıtlanacağı ve aksi durumda bedelinin ödenmeyeceği belirtilmektedir.
Yukarıda Şartname ve mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; serimi yapılan işlerin belirtilen şartnamelere uygun olarak yapılacağı, 1 günde imal edilen binder tabakası ve aşınma asfaltı için ortalama sıkışma değerinin %98 den az olmayacağı, yüklenicinin proje ve şartnamelere uymayan, eksik ve kusurlu oldukları tespit edilen işleri bedelsiz olarak değiştirmek veya yıkıp yeniden yapmak zorunda olduğu, yapı denetim görevlisince eksiklerin, hataların ve kusurların incelenmesi ve tespiti için gerekli görülen yerlerin kazılmasını ve/veya yıkılıp yeniden yapılmasını yükleniciye tebliğ edeceği ve bedelinin ödenmeyeceği anlaşılmaktadır.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi aynı zamanda yerinde yapılan denetimler neticesinde; serimi yapılan asfaltlardan karot örnekleri alınarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat fakültesi Yol ve Bitüm Laboratuvarına gönderilerek karot birim ağırlık ve sıkışma sonuçları incelenmiş, ilgili test analiz raporunda serimi yapılan alanlarda gerekli sıkışmanın sağlanmadığı, Şartnamede belirtilen “1 günde imal edilen binder tabakası için ortalama sıkışma
değeri %98, tek karot sıkışma değeri %96, aşınma için ise ortalama sıkışma değeri %98, tek karot sıkışma değeri %97 den az olmayacaktır.” hükmünün sağlanamadığı görülmüştür.
İlgili test sonuçları sonucu sıkışma oranları aşağıdaki tabloda detayları ile birlikte gösterilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; numuneler üzerinde yapılan test sonuçlarına göre teknik şartnamesine uygun olmadığı anlaşılan çalışmalar için yüklenici firmalardan ilgili caddelerin bedelsiz olarak gerekli onarımların yapılması istendiği veya hakedişi üzerinden metrajı kesildiği ifade edilse de incelenen ihale dosyasından daha önce hiç numune alınmadığı görülmüş, yerinde yapılan denetimler sonucu karotlar
alınarak analize gönderilmiş ve karot numune sonuçlarının ise gerekli şartları sağlamadığı gelen analiz raporundan anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, ilgili asfalt serim imalatlarının şartnamesine uygun olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
BULGU 6: Bazı Yapım İşi İhalelerinde Projesinde Yer Almayan İmalatların Yapılması
İdarece ihalesi yapılan bazı yapım işlerinde, projelerinde yer almayan (uygulama, kesin veya ön projesinde) imalatların yapıldığı görülmüştür.
4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi” başlıklı 24’üncü maddesinde; mal ve hizmet alımlarıyla yapım sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan işin;
-Sözleşmeye esas proje içinde kalması, -İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması,
Şartlarıyla, anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin %10’una, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilen mal ve hizmet alımlarıyla yapım işleri sözleşmelerinde ise %20 ‘sine kadar oran dâhilinde, süre hariç sözleşme ve ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde aynı yükleniciye yaptırılabileceği belirtilmektedir.
Örnek olarak, Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi kapsamında yaptırılan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşinde, Fen İşleri Dairesi Başkanı Oluru ile sözleşmeye esas proje içinde olmadığı halde İlçe Belediyesine ait otopark düzenlenmesi yapılması ve Gaziosmanpaşa Küçükköy Mahallesi Stadyum ve Zeminaltı Otopark İnşaatı” işinde de ilçe belediyesi mülkiyetindeki taşınmaza prefabrik bina inşa edilmesi işin projesinde yer almamaktadır.
İdarece iş artışı kapsamında yapılan bu imalatların işin projesine uygun olarak, İş artışı kapsamında gerçekleştirilecek imalatlardan olması, teknik olarak asıl işten ayrılmaması, işin fen ve sanat kuralları çerçevesinde tamamlanabilmesi için yapılması zorunlu imalatlar olması, sözleşmeye esas proje kapsamında olması ve işin esaslı unsurunu değiştirmeyip teknik olarak tamamlanmasının mümkün olduğu hallerde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından özetle; Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi kapsamında yaptırılan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi’nde, Fen İşleri Dairesi Başkanı Oluru ile sözleşmeye esas proje içinde olmadığı halde İlçe Belediyesine ait otopark düzenlenmesinin, bahse konu projenin mütemmim cüzü niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu alandaki imalatlar yapılmadan projenin tamamlanmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte söz konusu alana yapılan imalatların peyzaj niteliğinde ve herhangi bir gelir getirici nitelik taşımadığı hususları göz önünde bulundurularak imalat yapıldığı, Gaziosmanpaşa Küçükköy Mahallesi Stadyum ve Zeminaltı
Otopark İnşaat işinde de 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü maddesinin b fıkrasında belirtilen, belediyelerin spor ve sporculara yönelik yardım ve destek görevinin olduğu göz önünde bulundurularak, söz konusu projenin uygulanabilmesi için proje alanında mevcut bulunan spor kulübüne ait yapı ve tesislerin kaldırılması zorunluluğu ve bölge halkının sportif ihtiyaçlarının kesintiye uğramaması
adına yapıldığı ifade edilmiştir.
Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi’nde, yerinde yapılan tespitlerde bu imalatın mütemmim cüzü niteliği taşımadığı, öyle ki mütemmim cüzü niteliği taşısaydı bile; yukarıda belirtildiği üzere 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda belirtilen, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan işin; sözleşmeye esas proje içinde kalması ve İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması şartlarını bir arada taşıması gerekirdi.
Projesinde olmayan alanın mütemmim cüzü niteliğinde olması, imalatlar yapılmadan projenin tamamlanamayacak olması veya gelir getirici nitelik taşımaması işin yapılmasını mevzuata uygun hale getirmeyecektir.
Gaziosmanpaşa Küçükköy Mahallesi Stadyum ve Zeminaltı Otopark İnşaatı işinde de belediyelerin spor ve sporculara yönelik yardım ve destek görevi eleştirilmemiş, işin İnşaat Özel Teknik Şartnamesinde öngörülen bu yapının önceden taşınmayıp, projesinde olmadığı halde ihale dosyası kapsamında taşınarak yapım bedellerinin ödenmesi eleştirilmiştir.
Dolayısıyla yapılan işlerin mevzuatta belirtilen şartları taşımamasından dolayı İdare cevabı bulguyu karşılar nitelikte değildir.
Sonuç olarak; ihale kapsamında yapılacak ilave işlerin sözleşmeye esas proje içerisinde olması gerekmektedir.
BULGU 7: Bazı Yapım İşlerine İlişkin Sözleşmelerde Hatalı Düzenlemeler Bulunması
İdarece 2022 sonrası ihalesi yapılıp halihazırda devam etmekte olan bazı yapım işi ihale sözleşmelerinde mevzuata aykırı düzenlemeler yapıldığı tespit edilmiştir.
a) Kesin Hesap Teminat Tutarına İlişkin İki Farklı Hükmün Bulunması Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan ve
2023 yılı itibarıyla devam edilen bütün asfalt serimi işlerine ait sözleşmelerde kesin hesabı İdareye verilmemiş imalatlara ait tutulacak %5’lik teminat tutarının hem teminat hem de nakit olarak tutulacağına ilişkin iki farklı hükme yer verildiği görülmüştür.
İlgili Sözleşmelerin “İşin devamı sırasında kesin hesapların yapılması” başlıklı 30’uncu maddesinde özetle, düzenlenen hakedişlerin; tamamlanmış, ancak kesin hesabı İdareye verilmemiş imalatlara ait tutarların %5’i karşılığında teminat mektubu alınacağı ve kesin hesaplar İdare tarafından onaylanmadıkça bu teminat mektubunun iade edilmeyeceği belirtilmiştir.
Aynı Sözleşme’nin “Diğer hususlar” başlıklı 33’üncü maddesinde ise özetle, düzenlenen hakedişlerin; tamamlanmış, ancak kesin hesabı İdareye verilmemiş imalatlara ait tutarların %5’i nakit olarak içeride tutulacağı ve kesin hesaplar İdare tarafından onaylanmadıkça bu tutarların ödenmeyeceği belirtilmiştir.
İlgili Sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere düzenlenen hakkedişlerin %5’i tutarında kesilen kesin hesabı İdareye verilmemiş imalatlara ait tutarların, nasıl alınacağı belirsizdir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında azami hassasiyet gösterileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; sözleşmede kesin hesap teminat tutarının nasıl alınacağı belirlenmeli ve birbirine aykırı veya çelişkili hükümler düzenlenmemelidir.
b) Sözleşmede Teknik Personel Deneyim Süresi ve Sayısının Hatalı Belirlenmesi İdarece ihale edilen bazı yapım işi ihalelerinde, teknik personel deneyim süresinin yeni mezun veya mezuniyetinin üzerinden en fazla 3 yıl geçmiş olma şartı yerine en fazla 3 yıl deneyim şartı arandığı ve sayısının en az %20 oranında olma şartına göre hazırlanmadığı dolayısıyla bu oranın altında kaldığı görülmüştür.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 26.03.2021 tarihli ve 2021/3 sayılı Genelgesine göre,belediyeler ve bunların bağlı idareleri, mahalli idare birlikleri ve doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketlerinin yapacakları yapım işleri ihaleleri ve yapım işlerine ilişkin proje hizmet alımı ihalelerinde, işin niteliğine göre ihale konusu işte istihdam edilecek teknik personelin %20’sinin yeni mezun veya
mezuniyetinin üzerinden en fazla 3 yıl geçmiş olan mimar, mühendis, şehir plancısı, peyzaj mimarı, iç mimar ve tekniker unvanına sahip olması gerekmektedir.
İdareye ait yapım işi ihaleleri incelenmesi neticesinde; ihale sözleşmelerinde yeni mezun veya mezuniyetinin üzerinden en fazla 3 yıl geçmiş şartı yerine en fazla 3 yıl deneyim şartı öngörüldüğü, teknik personel sayısının ise %20’nin altında kaldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında azami hassasiyet gösterileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; yapım işleri ihalelerinde yeni mezun veya mezuniyetinin üzerinden en fazla 3 yıl geçmiş personel şartının düzenlenerek yukarıda yer verilen mevzuata uyum sağlanmalı ve bahsi geçen personel en az %20 oranında istihdam edilmelidir.
BULGU 8: Bazı Yapım İşlerinde Gerekli Mülkiyet İşlemleri Yapılmadan İhaleye Çıkılması
Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan bazı yapım işlerinde gerekli mülkiyet işlemleri gerçekleştirilmeden ihaleye çıkıldığı görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İdarelerce uyulması gereken diğer kurallar”başlıklı 62’nci maddesinin (c) bendinde; yapım işlerinde arsa temin edilmeden, mülkiyet,kamulaştırma ve gerekli hallerde imar işlemleri tamamlanmadan ve uygulama projeleri yapılmadan ihaleye çıkılamayacağı belirtilmektedir.
Yapılan incelemede, bazı yapım işi mahallerinin Maliye Hazinesine, ilçe belediyelerine ait veya tahsisli olduğu ve İdareye ait herhangi bir tahsis, mülkiyet, arsa temini işlemi vs. olmadığı halde ihaleye çıkıldığı görülmüştür. Örnek olarak, 307577 İKN numaralı Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı İşi’nde yapım işi mahallinin Maliye Hazinesine ait olduğu ve bir bölümünün de İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kuruluna tahsis edildiği idareye ait herhangi bir tahsis, mülkiyet, arsa temini işlemi vs. olmadığı halde ihaleye çıkıldığı, ihalenin de sonuçlandırılarak gerekli hafriyat ve düzenlemelerin yapılarak yüklenmeye girişildiği, ancak daha sonrasında yetkili makamlardan izin alınmadığı için işin durdurulduğu görülmüştür.
Aşağıdaki tabloda bazı imalatların yapıldığı arsaların ortaklık ve pay bilgileri gösterilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında azami dikkat gösterileceği ifade edilmiştir.
Bu itibarla, yapım işlerinde gerekli mülkiyet işlemleri tamamlanmadan ihaleyeçıkılmaması gerekmektedir.
BULGU 9: Uygulama Projesi Hazırlanarak İhalesi Gerçekleştirilen Yapım İşlerinde, İşin Yapılması Sırasında Proje Değişikliklerine Gidilmesi
Uygulama projesi hazırlanarak anahtar teslimi götürü bedel veya karma sözleşme yapmak suretiyle ihale edilen ve 2023 yılında hakediş ödemeleri devam eden yapım işlerinde; sözleşmenin uygulanması sırasında uygulama projelerinde değişiklikler/revizyonlar yapıldığı ve bu değişikliklerden dolayı hem işin süresinin uzadığı hem de işin öngörülen maliyetlerin üzerinde tamamlanmasına neden olunduğu görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde, uygulama projesi, belli bir yapının onaylanmış kesin projesine göre yapının her türlü ayrıntısının belirtildiği proje olarak tanımlanmıştır. Kanun’un “İdarelerce uyulması gereken diğer kurallar” başlıklı 62’nci maddesinde ise, yapım işlerinde arsa temin edilmeden, mülkiyet, kamulaştırma ve gerekli hallerde imar işlemleri tamamlanmadan ve uygulama projeleri yapılmadan ihaleye
çıkılması kesin olarak yasaklanmıştır.
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas miktarların tespiti” başlıklı 9’uncu maddesinde; “(1) Yaklaşık maliyet hesabına esas miktarların tespiti için öncelikle aşağıda yer alan çalışmaların yapılması gereklidir:
a) Arazi ve zemin etüdünün yapılması; uygulama projesi üzerinden anahtar teslimi götürü bedel teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde arazi ve zemin etüt çalışmalarının; ön ve/veya kesin proje üzerinden birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde ise, mümkün olan arazi ve zemin etüt çalışmalarının yapılmış olması zorunludur. b) Proje zorunluluğu; bina işlerinde uygulama projesi, diğer işlerin uygulama projesi yapılabilen kısımları için uygulama projesi, yapılamayan kısımları için kesin proje; doğal afetler nedeniyle uygulama projesi yapılması için yeterli süre bulunmayan işler ile ihale konusu işin özgün nitelikte ve karmaşık olması nedeniyle teknik ve malî özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenemediği durumlarda ise ön ve/veya kesin projenin hazırlanması ve yaklaşık maliyetin söz konusu projelere dayanılarak hesaplanması gerekir.
…
ç) Metraj listelerinin hazırlanması; ihale konusu işe ait proje ve mahal listelerindeki ölçü ve tariflere göre işin bünyesine giren imalatların hangi kısımda ve ne miktarda yapılacağının belirlenmesi amacıyla; anahtar teslimi götürü bedel teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde iş kalemi ve/veya iş grubu, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde ise iş kalemi şeklinde metraj listeleri düzenlenir.…” hükmü yer almaktadır.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi” başlıklı 24’üncü maddesine göre yapım sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan iş; sözleşmeye esas proje içinde kalması, idareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması şartlarının birlikte gerçekleşmesi
halinde; anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin %10’una, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilen mal ve hizmet alımlarıyla yapım işleri sözleşmelerinde ise %20 ‘sine kadar oran dâhilinde, süre hariç sözleşme ve ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde aynı yükleniciye yaptırılabilir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Projelerin uygulanması” başlıklı 12’nci maddesinin dördüncü fıkrasında; “(4) İdare, sözleşme konusu işlerle ilgili proje vb. teknik belgelerde, değişiklik yapılmaksızın işin tamamlanmasının fiilen imkânsız olduğu hallerde, işin sözleşmede belirtilen niteliğine uygun bir şekilde tamamlanmasını sağlayacak şekilde gerekli değişiklikleri yapmaya yetkilidir. Uygulama projelerinde değişiklik yapılması, 22’nci maddede yer alan esaslar göz
önünde bulundurularak hesaplanacak bedel karşılığında, yükleniciden de istenebilir. Yüklenici, işlerin devamı sırasında gerekli görülecek bu değişikliklere uygun olarak işe devam etmek zorundadır. Proje değişiklikleri, ilk projeye göre hazırlanmış malzemenin terk edilmesini veya değiştirilmesini veya başka yerde kullanılmasını gerektirirse, bu yüzden doğacak fazla işçilik ve giderleri idare yükleniciye öder. Proje değişiklikleri işin süresini etkileyecek nitelikte ise
yüklenicinin bu husustaki süre talebi de idare tarafından dikkate alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanlığının 15.11.2013 tarihli 2013/38 sayılı yapım işleri hakkındaki Genelgesinde ise;
“…
2.1 İhaleye esas uygulama projelerinde değişiklik yapılmasında idarenin yetkisinin sınırsız olmadığı, YİGŞ’nin 12’nci maddesinde ön görüldüğü üzere, ihaleye esas projede değişiklik yapılmaksızın işin tamamlanmasının fiilen imkânsız olması ve bu değişikliğin de ihale öncesinde öngörülmez olması ile sınırlı olduğu hususu proje değişikliklerinde dikkate alınmalıdır. …” denilmektedir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalara göre; uygulama projesi üzerinden anahtar teslim götürü bedel veya karma sözleşme yapmak suretiyle ihale edilecek işlerde mümkün olan arazi ve zemin etüt çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu işlerde metraj listeleri de işe ait projeye göre hazırlanmalıdır. Öngörülmeyen durumların ortaya çıkması halinde ise, idareler projelerde değişiklik yapmaya yetkili kılınmış ve söz konusu değişiklik sonrasında ihale dokümanında yer almayan yeni iş kalemlerinin oluşması durumunda da yeni iş kalemlerine ilişkin bedellerin mevzuatta gösterilen yöntemle
ödenebileceği belirtilmiştir.
Yapılan incelemede, uygulama projesi hazırlanan ve 2023 yılında hakediş ödemeleri devam eden işler üzerinden anahtar teslimi götürü bedel veya karma sözleşme yapılmak suretiyle ihale edilen yapım işlerinde; sözleşmenin uygulanması sırasında, uygulama projelerinde değişikliklerin/revizyonların yapıldığı ve bu değişikliklerden dolayı hem işin
süresinin uzadığı hem de işin öngörülen maliyetlerin üzerinde tamamlandığı tespit edilmiştir.
Şöyle ki; Büyükşehir Belediyesinde, İdarenin yapılmasına karar kıldığı yapım işlerinin projelendirme çalışmaları Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı proje hazırlanması işini genel itibarıyla ihale etmek suretiyle danışmanlık hizmeti satın alarak sağlamakta, işin yüklenicileri sözleşme bedeli karşılığında projeleri hazırlayarak İdareye teslim etmektedir. İdareye teslim edilen projeler Etüd ve Projeler Daire Başkanlığınca onaylandıktan sonra işin yapılması aşamasına geçilmesi adına yapım işi ihalesini gerçekleştirecek daire başkanlığına havale edilmektedir.
Uygulama projelerinin ihalesinin yapılarak işin sözleşmeye bağlanması sonrasında projelerde birtakım eksiklikler tespit edildiğinde ise, İdarece iki farklı yol izlenmektedir. Birinci yol; ihaleyi yaparak projeyi uygulamaya geçiren müdürlüğün projedeki eksikliklerin giderilmesi amacıyla projeyi tekrar Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığına göndermesidir. Bu yöntem tercih edildiğinde Etüd ve Proje Dairesi Başkanlığı söz konusu projeyi hazırlayan danışmanlık hizmeti satın aldığı firmaya proje revizyonu yaptırmakta, proje revizyonu karşılığında ise genel itibarıyla (ek ödeme yapılmayan revizyonlar da bulunmaktadır) ek bir
bedel ödemesi yapmaktadır. İkinci yol ise, ihaleyi yaparak projeyi uygulamaya geçiren müdürlüğün projeyi yeniden Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığına göndermeksizin işin yüklenicisine proje revizyonu yaptırması suretiyle eksiklikleri gidermesidir. Bu yöntemde proje revizyonu için bir maliyete katlanılmamaktadır.
Ancak, tercih edilen her iki yöntemde de proje revizyonu gerçekleşene kadar işler aksamakta, projenin gerçekleşme tarihi ötelenmekte, gecikilen her gün için süre uzatımı verilmesi gerekliliği doğmakta, uzatılan süre kadar da fiyat farkı ödemesi yapılarak ilave maliyet doğmasına sebebiyet verilmektedir.
Örneğin; 2020 yılında tasfiyesi yapılan 2016/495549 ihale kayıt numaralı Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı İşinde uygulama projesine uygun olarak yapılan bazı imalatlar sonrası iş tasfiye edilmiş, 2018/509096 İKN’li “Haliç Bilim Merkezi” işi kapsamında da tamamlatılmaya çalışılmıştır. İlk ihalenin uygulama projesine uygun olarak yapılan bazı kolon ve döşeme imalatları tasfiye edilen işin projesi Haliç Bilim Merkezi işi kapsamında değiştirilmiş ve bu kapsamda önceki imalatlar yıktırılmış, bütün bu imalatlara ilişkin hem yapım hem de yıkım maliyetlerine katlanılmıştır.
Bir diğer örnek; Başakşehir Ata Sporları Merkezi İnşaatı yapım işinin projesi, Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığınca danışmanlık hizmet alımı kapsamında piyasadan temin edilmiştir. Söz konusu işte işyeri değişikliği olmuş, başka bir uygulama projesi olan Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşi ve Sultanbeyli’nde uygulama projesi olmadan iki adet kapalı halı saha, üç adet kapalı tenis kortu ve bir adet ilave idari bina imalatları yapılmıştır. Daha sonra Büyükçekmece-Beylikdüzü İlçesi Kordonboyu Düzenleme İnşaat İşinde de zemin kotlarındaki uyumsuzluktan dolayı tekrardan esaslı değişiklikler yapılması ihtiyacı hâsıl olmuş, söz konusu proje revizyonu müdürlüğünce işin yüklenicisine yaptırılmıştır.
Bununla birlikte, Gaziosmanpaşa Küçükköy Mahallesi Stadyum ve Zeminaltı Otopark İnşaatı işinde; ihale eki iksa projelerindeki ankraj boylarının kurtarmadığı ve mevcut zeminin Dolgu olmasından dolayı taşıma gücü yüksek olmadığından iksa ve ankraj boylarında proje revizyonunun yapıldığı, 19.10.2020 tarihli 4523 sayılı yazı ile Üst Yapı Projeler Şube Müdürlüğüne uygulama projesinde yer alan doğu tribünü arkasındaki alanda mevcut kot
farklarından dolayı ihtiyaç duyulan proje revizyonu hakkında Üst Yapı Projeler Şube Müdürlüğünden gelen 29.07.2021 tarihli 1585 sayılı görüş neticesinde idarece projelendirilip temel altı fore kazıklı istinat duvarı imalatı yapıldığı, ihale eki mimari projelerde 1. bodrum kat pazar alanı yalıtım detayı olan ve uygulanabilirliği bulunmayan kristalize su yalıtım katkılı beton yerine iki kat bitümlü poliüretan su yalıtımı yapıldığı yine uygulama projesinde olmayan
kreş ve kreş oyun bahçelerinin revize ile imalatlarının yapıldığı görülmüştür.
Bayrampaşa, Murat Mahallesi Kapalı Yüzme Havuzu ve Zeminaltı Otopark işinde de çelik kolonların birleşim detaylarının yetersiz olması nedeniyle çelik ankraj proje revizyonu yapıldığı, havuz mekanik katında da su depolarının yerleşiminde revizelerin olduğu, soyunma odalarının yerleşiminde ve tribün, kafeterya, dinlenme, mağaza satış alanlarının da iptal edilerek fitness salonu ve soyunma odaları olarak revize edildiği görülmüştür.
Arazi ve zemin etüdünün yapılmaması veya eksik yapılması, arazi kotlarının projeye uygun olmaması, uygulama projesindeki öngörülebilir nitelikteki diğer eksiklikler, tamamlama ihalesi ile proje değişikliği sonrası yıkım-yapım imalatları nedeniyle uygulama projesinde değişiklik yapılmasına neden olan örnekleri artırmak mümkündür.
Uygulama projeleri yapıya ilişkin en ince ayrıntıların tasarlandığı projelerdir. Bu açıdan işin başlangıcından teslimine kadar olan tüm süreçler eksiksiz olarak kurgulanmalıdır.
Yapılması zorunlu olan arazi ve zemin etüt çalışmalarının hiç veya yeterli seviyede yapılmaması, projenin tahmini zemin profillerine göre kurgulanması, çevre düzenleme projesinin bulunmaması, arazi kotlarının projeye uygun olmaması gibi sebepler esasen idare tarafından öngörülebilir hususlar olup, Öngörülemediğinden bahisle proje değişikliği yapılmasının gerekçesi olamaz.
Uygulama projesi ile ihale edilen işlerde değişiklik yapılması, uygulama projelerinin ihtiyaca uygun hazırlanmadığını göstermektedir. Kanun koyucu, yapım işlerinde uygulama projesi yapılmadan ihaleye çıkılmamasına, iş artışlarına yalnızca öngörülemeyen durumlarda başvurulmasına ve öngörülemeyen durumlarda dahi iş artışının %10 ya da %20 ile sınırlanmasına hükmederken, uygulama projelerinin değişmezliğine vurgu yapmış ve bu projelere büyük önem atfetmiştir. Ön veya kesin projeden farklı olarak uygulama projelerinin, ciddi çalışmalar neticesinde, yapının her türlü ayrıntısının belirtildiği nitelikte hazırlanması gerekmektedir.
Uygulama projesiyle ihaleye çıkılan işlerde, işin yapılacağı yere ilişkin zemin etüdü, inşaatta kullanılacak her türlü iş kaleminin/grubunun niteliğini gösteren teknik şartnameler ve bu işlerin nerede ve ne kadar yapılacağını gösteren mahal listeleri projeye eklenerek ihale dokümanı oluşturulur. Bu suretle ihale öncesinde yapıya ilişkin en ince ayrıntıların dahi netleşmesi sağlanarak, sözleşme süresi sonunda yapının anahtar teslimi olarak her şeyi ile eksiksiz ve kullanılabilir halde teslim alınması beklenir.
İhale sürecinde rekabet ve yarışma konusu, proje ve mahal listelerinde gösterilen iştir.
İşin her türlü ayrıntısının isteklilerce bilinmesi, bir başka ifadeyle ihale dokümanında tarif edilen işle fiilen gerçekleştirilecek işin aynı olması rekabet, saydamlık, ihtiyaçların uygun şartlarla karşılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerinin gereğidir. Esas itibarıyla Kanun’un yapım işleri açısından getirdiği proje disiplini, ihale dokümanının idarece eksiksiz hazırlanma gereği, ihale dokümanı içerisinde işi hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak biçimde
tarif eden teknik içerikli belgenin (proje, teknik şartname, mahal listesi gibi) bulunma zorunluluğu, ihale dokümanının taşıdığı eksiklik ve yanlışlıkları gidermeye yönelik zeyilname mekanizması gibi iş ve işlemler bu amaca yöneliktir.
Dolayısıyla işin devamı sırasında meydana gelen iş artışları ile ortaya çıkan yeni iş kalemlerinin bedellerinin belirlenme yöntemi, ihaleye katılan diğer isteklilerin bilgisine sunulmadığından rekabet şartlarını ortadan kaldırmaktadır. Özel durumlar haricinde, yapım işlerinin uygulama projesi yapılmadan ihale edilememesinin ve bu işlerde iş artışının sözleşme bedelinin %10’uyla ya da %20’siyle sınırlandırılmasının temel gerekçesi de rekabetin,sözleşmenin uygulanması sırasında ortadan kalkmasının engellenmesidir.
İdarenin, ihale sürecinde gerekli özeni göstererek Kanun’un öngördüğü her türlü iş ve işlemi eksiksiz yerine getirmesi, bu çalışmalar çerçevesinde öngörülebilir durumda olan tüm ihtiyacını ihale dokümanına yansıtması ve 4735 sayılı Kanun’un 24’üncü maddesiyle getirilen imkânı da yine maddede belirtilen hükümlere uygun kullanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, yapımı yüksek maliyet gerektiren yapım işlerinde uygulama projelerinin hazırlanması aşamasında gerekli kaynak ve süre verilerek projelerin yapının tüm ayrıntıları ve gereklerini barındırması sağlanmalıdır. İdarenin kendi imkânları ile veya ihale yoluyla piyasadan temin ettiği uygulama projelerinin gerekli asgari nitelikleri taşımamasına bağlı olarak sonradan değişmesi hem projenin öngörülen süresine yetiştirilmemesine hem de yapım işinin maliyetinin artmasına sebep olmaktadır.
Projelerde çok sayıda iş kalemi değişikliği yapılması, işlerin sözleşme belirtilen sürede teslim alınmasına engel olmakta aynı zamanda yeni birim fiyat oluşturma uygulaması nedeniyle de 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerinden olan “rekabetin sağlanması” ilkesinin de zarar görmesine neden olmaktadır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; İhale hazırlığı yapılan tüm işlere ait uygulama projeleri, şehrin karmaşık altyapısı nedeniyle proje safhasında altyapı kurumlarıyla yapılan yazışmalar neticesinde ilgili kurumlar tarafından bildirilen altyapı tesislerinin, imalat safhasında farklılıklar göstermesi veya bildirilmeyen yeni altyapı tesisleri ile karşılaşılması, İstanbul’un büyüklüğü, trafik artışı, nüfus yoğunluğu ve demografik
yapısındaki hızlı değişimler, teknolojik gelişmeler, ülkede yaşanan her türlü durumun yansımaları, kurumlardan ve vatandaşlardan gelen talepler, tedarik sürecinde yaşanan sıkıntılar, ilgili işletmeci birimlerden gelen yeni talepler doğrultusunda mahallerde veya materyallerde değişikliğe gidilmesi proje değişikliklerinin gerekçesi olarak belirtilmiştir.
Kamu idaresinin bulguya vermiş olduğu cevaptan da anlaşılacağı üzere, uygulama projesi üzerinden çıkılan ihalelerde gerek teknik zorunluluklarla gerekse bir takım kişi ve kurumların süreç içerisinde değişen talep ve istekleri neticesinde proje değişiklikleri yapıldığı, hatta bazı ihalelerde esaslı proje revizyonları yapıldığı anlaşılmaktadır.
İdare, her bir proje değişikliğinin bir sebebinin bulunduğu ifade etmişse de ihale mevzuatı gereğince, yapılan değişikliklerin zaten bir sebebinin bulunması yasal gerekliliktir.
Bir başka deyişle, her bir değişikliğin bir sebebe bağlanması zaten zorunludur. Ancak, bulguda da belirtildiği üzere uygulama projesi üzerinden yapılan ihalelerde, projede değişiklik yapılmaması esastır. Zira ihale sürecinde rekabet ve yarışma konusu, proje ve mahal listelerinde gösterilen iştir. Projede yapılacak her bir değişiklik, ihalede oluşturulan rekabetin zedelenmesine sebebiyet verecektir.
Ancak, İdarenin bulguya vermiş olduğu cevaptan da görüleceği üzere, uygulama projelerinde yapılan değişikliklerin bir kısmı teknik zorunluluklara ayanmaktaysa da, bir kısmının kişisel/kurumsal talep ve tercihler nedeniyle, ihale öncesi idarece yapılması veya bilinmesi gereken hususların yapılmaması veya öngörülmemesi nedeniyle yapıldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; yapım işi sürecinde kişisel veya kurumsal talep ve tercihlerde bulunulması suretiyle projelerde değişikliğe gidilmesi, idarenin zorunluluktan kaynaklanmayan sebeplerle proje revizyonu yapması veya İdare tarafından öngörülerek uygulama projesinde bulunması gerekirken, yukarıda yer alan sebeplerle uygulama projesinde yer almamış bir takım unsurların, projede değişikliğe gidilmesi suretiyle, projeye sonradan eklenmesi kamu projelerinin sözleşme süresi içinde bitirilmesine engel olmakta, projelerin öngörülen maliyetlerinin üzerinde gerçekleşmesine sebebiyet vermekte ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımının önüne geçmektedir.
BULGU 10: Yeni Birim Fiyat Oluşturulmasında, Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Yer Alan ve Analizi Yapılmamış Benzer Pozların Kıyasen Uygulanması
Dudullu-Bostancı Metrosu İnşaat ve Elektromekanik İşleri, Yer Altı Aktarma Merkezleri (Otoparklar) Depo Alanı ile Yönetim Binası ve Kontrol Merkezi İnşaatı işinde yeni birim fiyatların tespitinde birim fiyat teklif cetvelinde yer alan ve analizi yapılmamış benzer pozlara ilişkin “birim fiyatların” kıyasen uygulandığı görülmüştür.
İşe esas Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Sözleşmede bulunmayan işlerin fiyatının tespiti” başlıklı 22’nci maddesinin 2 ve 3’üncü bentlerinde aynen; “2) Yeni fiyatın tespitinde iş kalemi veya iş grubunun niteliğine göre aşağıdaki sıralamaya uyularak oluşturulan analizlerden biri kullanılır:
a) Yüklenicinin birim fiyatlarının/teklifinin tespitinde kullanarak teklifi ekinde idareye sunduğu ve yeni iş kalemi/grubu ile benzerlik gösteren iş alemlerine/gruplarına ait analizlerle kıyaslanarak bulunacak analizler.
b) İdarede veya diğer idarelerde mevcut olan ve yeni iş kalemine/grubuna benzerlik gösteren analizlerle kıyaslanarak bulunacak analizler.
c) İhaleyi yapan idarenin daha önce gerçekleştirdiği ve ihale konusu işe benzer nitelikteki yapım işlerinin sözleşmelerinde ortaya çıkan iş kalemleri/gruplarına ait maliyet analizleriyle kıyaslanarak bulunacak analizler.
ç) Yeni iş kaleminin/grubunun yapılması sırasında tutulacak puantajla tespit edilecek malzeme miktarları, işçi ve makinelerin çalışma saatleri ile diğer tüm girdiler esas alınarak oluşturulacak analizler.
3) İş kalemi veya iş grubunun niteliğine uygun olarak yukarıdaki analizlere, kaynakların verimli kullanılması gözetilerek aşağıdaki rayiçlerden biri, birkaçı veya tamamı uygulanabilir:
a) Varsa yüklenicinin teklifinin ekinde idareye verdiği teklif rayiçler.
b) İdarede veya diğer idarelerde mevcut rayiçler.
c) İhaleyi yapan idarenin daha önce gerçekleştirdiği ve ihale konusu işe benzer nitelikteki yapım işlerinin sözleşmelerinde ortaya çıkan fiyatlar.
ç) İdarece kabul edilmek şartıyla, ticaret ve/veya sanayi odasınca onaylanmış uygulama ayına ait yerel rayiçleri.” denilmek suretiyle sözleşmede bulunmayan ama yapılmasına ihtiyaç bulunan yeni bir imalatın birim fiyatının nasıl tespit edileceğine ilişkin usul açıklanmıştır.
Madde metninden anlaşılacağı üzere yeni fiyatın tespitinde öncelikle, sıralamaya uygun olması koşuluyla 2’nci bentte yer alan analizlerden hangisinin kullanılacağı ve belirlenen analize, kaynakların verimli kullanılması gözetilerek 3’üncü bentte yer alan rayiçlerden biri veya
birkaçının uygulanması suretiyle ihtiyaç duyulan imalat kaleminin birim fiyatının tespit edileceği ifade edilmiştir.
Kamu İhale Genel Tebliği’nin Sınır değer tespiti ve aşırı düşük teklifler başlıklı 45’inci maddesinde de “İsteklilerden teklifleri kapsamında analiz ve hesap cetveli sunmaları istenmeyecektir…” hükmü yer almaktadır.
Yapılan incelemelerde; ilgili işte yeni birim fiyat tespit edilirken, yüklenicinin birim fiyat teklifini İdareye sunduğu ve yeni iş kalemi ile benzerlik gösteren iş kalemlerine ait fiyatlar kullanıldığı tespit edilmiştir. Ancak Yapım İşleri Genel Şartnamesi, yeni birim fiyat uygulanırken yüklenici teklifinde yer alan “analizleri yapılmış ve benzerlik gösteren iş kalemlerinin kıyasen uyulacağını” ifade etmektedir. Yaklaşık maliyet hesaplama cetvelleri incelendiğinde uygulamaya ilişkin imalatların analizlerinin yapılmadığı ve dolayısıyla yeni birim fiyat oluşturulurken “analizi yapılmamış fiyatların” benzetilerek kıyasen uygulandığı, kıyasa ilişkin belirlenmiş net bir usulün bulunmadığı ve birden çok yöntem kullanılmak suretiyle yeni birim oluşturulduğu görülmüştür.
Örneğin, YFZ.044 1,2m çaplı geçici betonarme kazık kazısı ve betonarme işleri yeni birim fiyat analizi, yüklenicinin birim fiyat teklifinde yer alan 014. 2,0m çaplı kalıcı betonarme kazık/kolon kazısı betonarme işleri ve 015. 1,0m çaplı kalıcı betonarme kazık/kolon kazısı ve betonarme pozları analizleri olmadığı halde teklif birim fiyatları benzetilerek kıyasen uygulanmıştır.
Bunla beraber Kamu İhale Genel Tebliği İsteklilerden teklifleri kapsamında analiz istenmeyeceğini hüküm altına almıştır. Yapım işleri genel şartnamesi de şayet analizi yapılmış benzer iş kalemi yok ise sırasıyla idarede veya diğer idarelerde mevcut olan ve yeni iş kalemine benzerlik gösteren analizlerle kıyaslanarak bulunacak analizleri, yoksa ihaleyi yapan idarenin daha önce gerçekleştirdiği ve ihale konusu işe benzer nitelikteki yapım işlerinin sözleşmelerinde ortaya çıkan iş kalemleri ait maliyet analizleriyle kıyaslanarak bulunacak analizlerin yeni birim fiyat oluştururken kullanılması gerektiğini ifade etmiştir.
Dolayısıyla yaklaşık maliyet cetvelinde veya yüklenici teklifinde analizi yapılmış pozların olmaması durumunda idare kendine veya diğer idarelerde bulunan pozların analizini kullanmalı şayet bu mevcut değilse İdarece kabul edilmek şartıyla, ticaret ve/veya sanayi odasınca onaylanmış uygulama ayına ait yerel rayiçleri kullanmalıdır.
Kurum pozlarının uygulandığı durumda ise kurum poz fiyatlarının kıyasen uygulanan teklif fiyatlarına göre yüksek veya düşük kaldığı durumlar meydana gelmiştir. Kurum poz tanımlarına bakıldığında ise kurum pozlarının idarenin ihtiyaçlarını karşılayıcı nitelikte olmadığı görülmektedir. Örneğin; “YFZ.078 Prekast “U” tipi Duvar-Döşeme Birleşim Elemanı Temini ve Döşenmesi” yeni birim fiyat analizinde ihtiyaç duyulan imalatı tam manasıyla karşılamamasına rağmen kıyasen uygulan Yüksek Fen Kurulunun “15.430.1101 Mermer agregalı betondan yapılmış hazır, teçhizatlı, (L) merdiven basamağı temini ve yerine montajı (her türlü yüzey işlemli)” pozu idarenin analizi yapılmamış teklif birim fiyatının kıyasen uygulandığı maliyetten daha yüksek olduğu;
Yine “YFZ.044 1,2m çaplı geçici betonarme kazık kazısı ve betonarme işleri” yeni birim fiyat analizinde ihtiyaç duyulan imalatı tam manasıyla karşılamamasına rağmen kıyasen uygulanan Yüksek Fen Kurulunun “10.130.1503 C 16/20 beton harcı” pozunun idarenin analizi yapılmamış teklif birim fiyatının kıyasen uygulandığı maliyetten daha düşük olduğu görülmüştür.
Dolayısıyla kurum pozları da idarenin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılar nitelikte değildir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulguda da belirtilen ‘‘YFZ.078 Prekast “U” tipi Duvar-Döşeme Birleşim Elemanı Temini ve Döşenmesi” kurum pozunun uygulandığı durumda kurum poz fiyatının kıyasen uygulanan teklif fiyata göre yüksek kaldığı, “YFZ.044 Demirsiz C16/20 Beton İmali ve Dökülmesi(Tünel ve Şaftlarda)’’ Kurum pozunun (Karayolları-KGM/2024/H pozundan yararlanılan ÇŞB/10.130.1503 C16/20 Hazır beton harcı) uygulandığı durumda kurum poz fiyatının kıyasen uygulanan teklif fiyata göre düşük kaldığı -Karayolları Tünellerinde yatayda uygulamaların yapıldığı ancak Metro Tünellerinin oluşturulabilmesi için düşey şaftlara ihtiyaç duyulduğu bu düşey şaftların da tünellerdeki uygulamalarla bütünsel değerlendirilmesinin yapılarak zorluk katsayısı/derecesi belirlenmesi- dolayısıyla kurum pozlarının da İdarenin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılar nitelikte olmadığı, bu bağlamda İdarenin Birim Fiyat ve Standartları Şube Müdürlüğünce kurumsal anlamda pozların oluşturulması yönünde gerekli çalışmalara hız verilerek hassasiyetle takip edileceği beyan edilmiştir.
Ancak, İdarenin 1989 yılında başlayan ve 2023 yılı itibari ile kendi imalatı olan 218,10 km’ye ulaşan raylı sistemler ağına sahip olması yeni yapılacak ihalelerde karşılaşılacak yeni imalatları tahmin edebileceğine ve daha da önemlisi benzer ve aynı nitelikte işler için kendi pozlarını oluşturacak tecrübeye sahip olduğuna delalet etmektedir ki zira idarede Fen İşleri Daire Başkanlığına bağlı Birim Fiyat ve Standartları Şube Müdürlüğünün varlığı da bu standartların oluşturulması için gerekli zemini oluşturmaktadır.
Bu itibarla, sözleşmelerde bulunmayan işlerin birim fiyat analizinde, Yapım İşleri Genel Şartnamesine uygun olarak birim fiyat tespiti yapılmalı ve İdarenin daha önce gerçekleştirdiği ve ihale konusu işe benzer nitelikteki yapım işlerinin sözleşmelerinde ortaya çıkan fiyatların ve imalat kalemlerinin yer aldığı idare pozlarının oluşturulması gerekmektedir.
BULGU 11: Yeni Birim Fiyat Uygulanan İşlerde Poz Onayı Alınmadan İmalatların Yapılması Fen İşleri Dairesi Başkanlığı’nca gerçekleştirilen ihalelerin çoğunda yeni birim fiyatlı imalatlar yapıldıktan sonra poz onaylarının alındığı görülmüştür.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “Sözleşmede bulunmayan işlerin fiyatının tespiti” başlıklı 22’nci maddesinde; idarenin gerekli görerek yapılmasını istediği ve ihale dokümanında ve/veya teklif kapsamında fiyatı verilmemiş yeni iş kalemlerinin ve/veya iş gruplarının bedelleri ile 21’inci maddeye göre sözleşme kapsamında yaptırılacak ilave işlerin bedellerinin,ikinci fıkrada belirtilen usuller çerçevesinde yüklenici ile birlikte tespit edilen yeni birim fiyatlar üzerinden yükleniciye ödeneceği, Yeni fiyatın tespitinde de iş kalemi veya iş grubunun niteliğine göre yalnızca aşağıda belirtilen sıralamaya uyularak:
• Yüklenicinin birim fiyatlarının/teklifinin tespitinde kullanarak teklifi ekinde veya aşırı düşük teklif açıklaması kapsamında idareye sunduğu ve yeni iş kalemi/grubu ile benzerlik gösteren iş kalemlerine/gruplarına ait analizler dikkate alınarak oluşturulacak analizler,
• İdarede veya diğer idarelerde mevcut olan ve yeni iş kalemine/grubuna benzerlik gösteren analizler dikkate alınarak oluşturulacak analizler,
• İhaleyi yapan idarenin daha önce gerçekleştirdiği ve ihale konusu işe benzer nitelikteki yapım işlerinin sözleşmelerinde ortaya çıkan iş kalemleri/gruplarına ait analizleri dikkate alınarak oluşturulacak analizler,
• Yeni iş kaleminin/grubunun yapılması sırasında tutulacak puantajla tespit edilecek malzeme miktarları, işçi ve makinelerin çalışma saatleri ile diğer tüm girdiler esas alınarak oluşturulacak analizler, Dikkate alınarak belirtilen analizlerden birinin kullanılacağı ve iş kalemi veya iş grubunun niteliğine uygun olarak yukarıdaki analizlere, kaynakların verimli kullanılması gözetilerek İdarece kabul edilmek şartıyla, ticaret ve/veya sanayi odasınca onaylanmış
uygulama ayına ait yerel rayiçlerin uygulanabileceği, Yeni fiyatın yüklenici ile birlikte yukarıda belirtilen usullerden biri ile tespit edilerek düzenlenen tutanağın idarenin onayına sunularak otuz gün içerisinde idarece onaylanarak geçerli olacağı belirtilmektedir.
Mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde ilave işlerin bedelleri, yüklenici ile birlikte tespit edilen yeni birim fiyatlar üzerinden gerekli analizlerinin yapılarak imalatların yapılması gerektiği, bu analizlere de ticaret ve/veya sanayi odasınca onaylanmış uygulama ayına ait yerel rayiçlerin uygulanabileceği ve otuz gün içinde idarece onaylanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Fen İşleri Dairesi Başkanlığınca yürütülen birçok yapım işinin yürütülmesi aşamasında idare tarafından gerekli görülen ve ihale dokümanında ve/veya teklif kapsamında fiyatı bulunmayan bazı imalatlar ortaya çıkmıştır. Yüklenici ile birlikte tespit edilen yeni birim fiyatlara ilişkin herhangi bir poz olurları alınmadan imalatların yapıldığı ve bazı yeni birim fiyatlı imalatların ise ticaret ve/veya sanayi odasınca onay beklenmeden ödemelerinin gerçekleştiği görülmüştür.
İmalatların yapıldığı hakedişlerin incelenmesi sonucu, 2023 yılında devam eden işlerin çoğunda yapım tekniğini tarif eden analizler hazırlanmadan ve idare onayı olmadan yeni imalatların hakedişlere girdiği ve bedellerinin ödendiği görülmüştür. Örneğin; Gaziosmanpaşa Küçükköy Mahallesi Stadyum ve Zeminaltı Otopark İnşaatının Anahtar teslim iş kapsamında yapılan imalatlardan 159 adet, teklif birim fiyatlı iş kapsamında yapılan imalatlardan ise 12 adet
poz imalatları yapılıp hakedişler düzenlendikten sonra idare onayları alınmıştır. Bir diğer örnekte ise Haliç Bilim Merkezi İnşaatı kapsamında 731 adet yeni birim fiyat yapılmış bunun da önceki örnekte olduğu gibi 100’den fazlasının idare onayları sonradan alınmıştır. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Yine, Haliç Bilim Merkezi İnşaatı kapsamında yeni birim fiyatlı imalatlardan ticaret ve/veya sanayi odasınca onayı beklenmeden bütün ödemeleri yapılanlara aşağıda yer alan pozlar örnek verilebilir: Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından; yeni birim fiyatların hazırlanmasında özellikle faturaya dayalı analizler için faturaların ilgili Ticaret Odasından onaylanması gerekliliği nedeniyle birbirini takip eden imalatların yapımının aksamaması adına
ilgili imalatların yapıldığı, yeni birim fiyat analizlerinin imalat öncesi hazırlanması hususunda artık gerekli hassasiyetin gösterileceği ifade edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; birbirini takip eden imalatların yapımının aksamaması için yeni birim fiyatlı pozların imalatlardan sonra hazırlandığı ifade edilse de mevzuat hükmü gereğince yüklenici ile birlikte tespit edilen yeni birim fiyatlı imalatlar üzerinden gerekli analizlerin hazırlanması ve başkanlık olurları alındıktan sonra imalatların yapılması gerekmektedir.
Sonuç olarak; yeni birim fiyatın uygulandığı hakedişler göz önüne alındığında analiz oluşturulmadan ve idare onayları alınmadan imalatların gerçekleşmesi hem mevzuata hem de işin fen ve sanat kurallarına uygun olmadığı düşünülmektedir.
BULGU 12: Yüklenicinin Yaklaşık Maliyete Kıyasla Çok Yüksek Fiyat Teklif Ettiği İş Kalemlerinde Aşırı İş Artışı Yapılması ve Düşük Fiyatlı İşlerin Hiç Yapılmaması veya Az Yapılması
İdare tarafından birim fiyat teklif almak suretiyle ihalesi yapılan park bahçe ve yeşil alanların bakım onarım ve yapım işleri ihalelerinde yaklaşık maliyet cetveli birim fiyatlarına göre yüksek fiyat teklif edilen iş kalemlerine öncelik verildiği ve bu iş kalemlerinde yüksek oranlarda iş artışlarına gidildiği, düşük fiyat teklif edilen iş kalemlerinde ise imalatların bir kısmının yapılmadığı veya çok az yapıldığı ayrıca planlamanın sağlıklı yapılmaması sebebiyle birçok iş kaleminin imalatının yapılmadığı ve yeni iş kalemlerinin ihale konusu işler kapsamına dâhil edildiği görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde; idarelerin, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Aşırı düşük teklifler” başlıklı 38’inci maddesinde ise; ihale komisyonu tarafından diğer tekliflere veya idarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete göre teklif fiyatı aşırı düşük olanların tespit edileceği, teklif sahiplerinden teklifte önemli olduğu idarece tespit edilen bileşenler ile ilgili ayrıntılı bilgi isteneceği, aşırı düşük tekliflerin tespit ve değerlendirilmesinde Kamu İhale Kurumu tarafından yapılan düzenlemelerin esas alınacağı ifade edilmiştir.
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas miktarların tespiti” başlıklı 9’uncu maddesinde özetle; yaklaşık maliyet hesabına esas miktarların tespiti için yapılması gereken çalışmalardan bahsedilmiştir. Bu çalışmalar; arazi ve zemin etüdünün yapılması, projelerin hazırlanması, mahal listesinin hazırlanması, metraj listelerinin hazırlanması, birim fiyat ve imalat tariflerinin hazırlanması olarak ifade edilmiştir.
Yönetmelik’in “Yaklaşık maliyet hesabına esas fiyat ve rayiçlerin tespiti” başlıklı 10’nuncu maddesine göre; idarelerce, ihale konusu işin yaklaşık maliyetine ilişkin fiyat ve rayiçlerin tespitinde; ihaleyi yapan idarenin daha önce gerçekleştirdiği ihale konusu işe benzer nitelikteki işlerin sözleşmelerinde ortaya çıkan fiyatlar, kamu kurum ve kuruluşlarınca belirlenerek yayımlanmış birim fiyat ve rayiçler, ilgili meslek odaları, üniversiteler veya benzeri kuruluşlarca belirlenerek yayımlanmış fiyat ve rayiçler, yüklenici veya alt yüklenici olarak faaliyet gösteren, konusunda deneyimli kişi ve kuruluşlardan alınacak, ihale konusu işe benzer nitelikteki işlere ilişkin maliyetler ve idarenin piyasa araştırmasına dayalı rayiç ve fiyat tespitleri esas alınır.
Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İş programı” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında, yüklenicinin, sözleşme veya eklerinde belirlenen süre içinde, idarece verilen örneklere uygun bir iş programını hazırlayarak, onaylanmak üzere idareye teslim edeceği, üçüncü fıkrasında ise; idarenin, iş programını, verildiği tarihten başlamak üzere sözleşme veya eklerinde belirtilen süre içinde, olduğu gibi veya gerekli gördüğü değişiklikleri yaparak onaylayacağı ve onaylı bir nüshasını yükleniciye vereceği, iş programlarının idarenin onayıyla geçerli olacağı ifade edilmiştir. Söz konusu madde gereği, iş programları yükleniciler tarafından hazırlanır ve idarelerin onayıyla geçerlilik kazanırlar. İş programlarının, imalatların dengeli olarak yapılmasını sağlayacak şekilde hazırlanması idarelerin görevidir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere, aşırı düşük teklif sorgulaması sadece toplam teklif bedeli üzerinden yapılmakta, iş kalemi bazında tekliflerin sorgulanması ve teklifin değerlendirme dışı bırakılmasına yönelik mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle birden fazla kalemden oluşan ihalelerde bazı istekliler bazı iş kalemlerine çok yüksek, bazı iş kalemlerine ise çok düşük teklifler verebilmektedir. Ancak, iş kalemlerine ait fiyat teklifi verilirken o kalemlerin rayiç fiyatları dikkate alınmamaktadır. Diğer bir ifadeyle ihalelere katılan istekliler, toplamda (bütün iş
kalemleri bazında) en düşük teklifi vererek ihaleyi kazanabilmektedirler. Dolayısıyla iş kalemlerinin bazılarına aşırı yüksek bazılarına ise aşırı düşük teklif verilmekte ve sözleşmeler de bu şekilde imzalanmaktadır.
İdarenin sorumluluğunda olan park ve bahçelerin yapım, bakım ve onarım işlerinde yaklaşık maliyet cetveli birim fiyatlarına göre yüksek fiyat teklif edilen iş kalemlerine öncelik verildiği ve bu iş kalemlerinde yüksek oranlarda iş artışlarına gidildiği (sözleşmedeki imalat miktarlarının aşıldığı), düşük fiyat teklif edilen iş kalemlerinde ise imalatların yapılmadığı veya çok az yapıldığı tespit edilmiştir.
2022/365066 İKN’li “2022 Yılı İstanbul Geneli Parkları ve Yeşil Alanlarında Yapım ve Onarım İşi”nin hakediş ödemeleri incelendiğinde; 149.844.000,00 TL sözleşme bedelli ihale kapsamında toplam 1.290 farklı iş kaleminin bulunduğu ve yaklaşık maliyet hesap cetveline göre toplam parasal tutarı 91.402.867,10 TL olan 951 adet iş kaleminde imalat gerçekleşme yüzdesinin %0’da kaldığı görülmüştür. İmalatı yapılan 339 iş kaleminden 156 tanesinin gerçekleşme yüzdesinin %50’nin altında, 66 iş kaleminin gerçekleşme yüzdesinin %50 ile %100 arasında, 117 iş kaleminin ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde
gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bazı iş kalemlerinde ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %72.308, %57.500 gibi çok yüksek miktarlara kadar ulaştığı tespit edilmiştir.
Yaklaşık maliyet hesap cetveline göre fazla yapılan iş kalemleri, genel olarak yüklenicinin birim fiyat bazında yaklaşık maliyete göre yüksek teklif verdiği iş kalemlerinde meydana gelmiştir. Yüklenicinin yüksek fiyat verdiği ve gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde olduğu toplam 101 adet iş kalemi olduğu görülmüştür. Bu 101 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 5.460.012,37 TL olup yüklenicinin bu geçerli olacağı ifade edilmiştir. Söz konusu madde gereği, iş programları yükleniciler tarafından hazırlanır ve idarelerin onayıyla geçerlilik kazanırlar. İş programlarının, imalatların dengeli olarak yapılmasını sağlayacak şekilde hazırlanması idarelerin görevidir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere, aşırı düşük teklif sorgulaması sadece toplam teklif bedeli üzerinden yapılmakta, iş kalemi bazında tekliflerin sorgulanması ve teklifin değerlendirme dışı bırakılmasına yönelik mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle birden fazla kalemden oluşan ihalelerde bazı istekliler bazı iş kalemlerine çok yüksek, bazı iş kalemlerine ise çok düşük teklifler verebilmektedir. Ancak, iş kalemlerine ait fiyat teklifi verilirken o kalemlerin rayiç fiyatları dikkate alınmamaktadır. Diğer bir ifadeyle ihalelere katılan istekliler, toplamda (bütün iş
kalemleri bazında) en düşük teklifi vererek ihaleyi kazanabilmektedirler. Dolayısıyla iş kalemlerinin bazılarına aşırı yüksek bazılarına ise aşırı düşük teklif verilmekte ve sözleşmeler de bu şekilde imzalanmaktadır.
İdarenin sorumluluğunda olan park ve bahçelerin yapım, bakım ve onarım işlerinde yaklaşık maliyet cetveli birim fiyatlarına göre yüksek fiyat teklif edilen iş kalemlerine öncelik verildiği ve bu iş kalemlerinde yüksek oranlarda iş artışlarına gidildiği (sözleşmedeki imalat miktarlarının aşıldığı), düşük fiyat teklif edilen iş kalemlerinde ise imalatların yapılmadığı veya çok az yapıldığı tespit edilmiştir.
2022/365066 İKN’li “2022 Yılı İstanbul Geneli Parkları ve Yeşil Alanlarında Yapım ve Onarım İşi”nin hakediş ödemeleri incelendiğinde; 149.844.000,00 TL sözleşme bedelli ihale kapsamında toplam 1.290 farklı iş kaleminin bulunduğu ve yaklaşık maliyet hesap cetveline göre toplam parasal tutarı 91.402.867,10 TL olan 951 adet iş kaleminde imalat gerçekleşme yüzdesinin %0’da kaldığı görülmüştür. İmalatı yapılan 339 iş kaleminden 156 tanesinin gerçekleşme yüzdesinin %50’nin altında, 66 iş kaleminin gerçekleşme yüzdesinin %50 ile %100 arasında, 117 iş kaleminin ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde
gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bazı iş kalemlerinde ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %72.308, %57.500 gibi çok yüksek miktarlara kadar ulaştığı tespit edilmiştir.
Yaklaşık maliyet hesap cetveline göre fazla yapılan iş kalemleri, genel olarak yüklenicinin birim fiyat bazında yaklaşık maliyete göre yüksek teklif verdiği iş kalemlerinde meydana gelmiştir. Yüklenicinin yüksek fiyat verdiği ve gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde olduğu toplam 101 adet iş kalemi olduğu görülmüştür. Bu 101 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 5.460.012,37 TL olup yüklenicinin bu iş kalemlerinde gerçekleştirdiği toplam imalatın parasal değerinin 63.328.118,40 TL olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Fazla imalat yapılan 101 adet iş kaleminden ise sadece 6 tanesi revize birim fiyat uygulamasına tabi olmuştur. Yüklenicinin birim fiyat bazında düşük teklif verdiği iş kalemlerinde ise gerçekleşme seviyelerinin düşük düzeylerde kaldığı görülmüştür.
Yüklenicinin, yaklaşık maliyet hesap cetveline göre düşük fiyat teklif ettiği ve imalatın hiç gerçekleşmediği veya az gerçekleştiği toplam 516 adet iş kalemi mevcuttur. Bu 516 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 114.939.832,19 TL iken gerçekleşen imalatların toplam parasal tutarı ise 5.051.840,33 TL’de kalmıştır.
Yaklaşık maliyet hesap cetvelinde mevcut iş kalemlerindeki planlanan ile gerçekleşen imalatlar arasındaki bu farklılığın yanı sıra ihale konusu iş kapsamında önceden öngörülemeyen ve daha sonra iş artışı kapsamında yeni birim fiyat hesaplamak suretiyle iş kapsamına dâhil edilen yeni iş kalemleri de mevcut olup bahsedilen iş kapsamında, parasal tutarı toplam 44.185.823,25 TL olan 57 adet yeni iş kalemi iş kapsamına dâhil edilmiştir. Yeni birim fiyat hesaplanmak suretiyle iş kapsamında dâhil edilen yeni iş kalemlerinin imalat tutarı ilk ihale bedelinin %29,50’sine tekabül etmektedir.
Yüklenicinin yaklaşık maliyet hesap cetveline göre yüksek fiyat teklif ettiği aynı zamanda yüksek oranlarda imalatların gerçekleştiği ve revize birim fiyatın uygulanmadığı iş kalemleri ile yüklenicinin düşük fiyat teklif ettiği ve düşük oranlarda imalat gerçekleşmelerinin olduğu iş kalemlerinden ihale konusu iş içerisinde parasal tutar olarak öneme sahip olanlardan bazı örnekler aşağıdaki tablolarda yer almaktadır.
2021/384683 İKN’li “İstanbul Geneli Parkları, Yeşil Alanları ve Kamu Bahçelerinde Yapım, Onarım ve Tadilat İşi”nin hakediş ödemeleri incelendiğinde; 208.711.619,39 TL sözleşme bedelli ihale kapsamında toplam 1.056 farklı iş kaleminin bulunduğu ve yaklaşık maliyet hesap cetveline göre toplam parasal tutarı 82.914.524,11 TL olan 699 adet iş kaleminde imalat gerçekleşme yüzdesinin %0’da kaldığı görülmüştür. İmalatı yapılan 357 iş kaleminden 184 tanesinin gerçekleşme yüzdesinin %50’nin altında, 65 iş kaleminin gerçekleşme yüzdesinin %50 ile %100 arasında, 108 iş kaleminin ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bazı iş kalemlerinde ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %41.550, %20.019 gibi çok yüksek miktarlara kadar ulaştığı tespit edilmiştir.
Yaklaşık maliyet hesap cetveline göre fazla yapılan iş kalemleri, genel olarak yüklenicinin birim fiyat bazında yaklaşık maliyete göre yüksek teklif verdiği iş kalemlerinde meydana gelmiştir. Yüklenicinin yüksek fiyat verdiği ve gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde olduğu toplam 66 adet iş kalemi olduğu görülmüştür. Bu 66 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 3.499.010,53 TL olup yüklenicinin bu iş kalemlerinde gerçekleştirdiği toplam imalatın parasal değerinin 53.567.749,12 TL olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Fazla imalat yapılan 66 adet iş kaleminden ise sadece 10 tanesi revize birim fiyat uygulamasına tabi olmuştur. Yüklenicinin birim fiyat bazında düşük teklif verdiği iş kalemlerinde ise gerçekleşme seviyelerinin düşük düzeylerde kaldığı görülmüştür. Yüklenicinin, yaklaşık maliyet hesap cetveline göre düşük fiyat teklif ettiği ve imalatın hiç gerçekleşmediği veya az gerçekleştiği toplam 499 adet iş kalemi mevcuttur. Bu 499 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 139.113.581,46 TL iken
gerçekleşen imalatların toplam parasal tutarı ise 19.136.412,54 TL’de kalmıştır. Yaklaşık maliyet hesap cetvelinde mevcut iş kalemlerindeki planlanan ile gerçekleşen imalatlar arasındaki bu farklılığın yanı sıra ihale konusu iş kapsamında önceden öngörülemeyen ve daha sonra iş artışı kapsamında yeni birim fiyat hesaplamak suretiyle iş kapsamına dâhil edilen yeni iş kalemleri de mevcut olup bahsedilen iş kapsamında parasal tutarı toplam 79.152.475,81 TL olan 241 adet yeni iş kalemi iş kapsamına dâhil edilmiştir. Yeni birim fiyat hesaplanmak suretiyle iş kapsamında dâhil edilen yeni iş kalemlerinin imalat tutarı ilk ihale
bedelinin %37,92’sine tekabül etmektedir.
Yüklenicinin yaklaşık maliyet hesap cetveline göre yüksek fiyat teklif ettiği aynı zamanda yüksek oranlarda imalatların gerçekleştiği ve revize birim fiyatın uygulanmadığı iş kalemleri ile yüklenicinin düşük fiyat teklif ettiği ve düşük oranlarda imalat gerçekleşmelerinin olduğu iş kalemlerinden ihale konusu iş içerisinde parasal tutar olarak öneme sahip olanlardan bazı örnekler aşağıdaki tablolarda yer almaktadır.
2022/1232800 İKN’li “Büyükçekmece Gölü Doğal Yaşam Parkı Projesi 1. Bölge Yapım İşi”nin hakediş ödemeleri incelendiğinde; 58.692.262,69 TL sözleşme bedelli ihale kapsamında toplam 355 farklı iş kaleminin bulunduğu ve yaklaşık maliyet hesap cetveline göre toplam parasal tutarı 22.627.413,23 TL olan 225 adet iş kaleminde imalat gerçekleşme yüzdesinin %0’da kaldığı görülmüştür. İmalatı yapılan 130 iş kaleminden 27 tanesinin gerçekleşme yüzdesinin %50’nin altında, 31 iş kaleminin gerçekleşme yüzdesinin %50 ile %100 arasında, 72 iş kaleminin ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde gerçekleştiği
anlaşılmıştır. Bazı iş kalemlerinde ise imalat gerçekleşme yüzdesinin %18.839, %7.500 gibi çok yüksek miktarlara kadar ulaştığı tespit edilmiştir.
Yaklaşık maliyet hesap cetveline göre fazla yapılan iş kalemleri, genel olarak yüklenicinin birim fiyat bazında yaklaşık maliyete göre yüksek teklif verdiği iş kalemlerinde meydana gelmiştir. Yüklenicinin yüksek fiyat verdiği ve gerçekleşme yüzdesinin %100’ün üzerinde olduğu toplam 49 adet iş kalemi olduğu görülmüştür. Bu 49 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 4.164.035,33 TL olup yüklenicinin bu iş kalemlerinde gerçekleştirdiği toplam imalatın parasal değerinin 14.946.704,45 TL olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Fazla imalat yapılan 49 adet iş kaleminden ise sadece 2 tanesi revize birim fiyat uygulamasına tabi olmuştur. Yüklenicinin birim fiyat bazında düşük teklif verdiği iş kalemlerinde ise gerçekleşme seviyelerinin düşük düzeylerde kaldığı görülmüştür.
Yüklenicinin, yaklaşık maliyet hesap cetveline göre düşük fiyat teklif ettiği ve imalatın hiç gerçekleşmediği veya az gerçekleştiği toplam 110 adet iş kalemi mevcuttur. Bu 110 adet iş kaleminin yaklaşık maliyet hesap cetvelindeki toplam parasal tutarı 24.966.149,35 TL iken gerçekleşen imalatların toplam parasal tutarı ise 886.123,40 TL’de kalmıştır.
Yaklaşık maliyet hesap cetvelinde mevcut iş kalemlerindeki planlanan ile gerçekleşen imalatlar arasındaki bu farklılığın yanı sıra ihale konusu iş kapsamında önceden öngörülemeyen ve daha sonra iş artışı kapsamında yeni birim fiyat hesaplamak suretiyle iş kapsamına dâhil edilen yeni iş kalemleri de mevcut olup bahsedilen iş kapsamında parasal tutarı toplam 5.545.648,39 TL olan 18 adet yeni iş kalemi iş kapsamına dâhil edilmiştir. Yeni birim fiyat hesaplanmak suretiyle iş kapsamında dâhil edilen yeni iş kalemlerinin imalat tutarı ilk ihale bedelinin %9,45’ine tekabül etmektedir.
Yüklenicinin yaklaşık maliyet hesap cetveline göre yüksek fiyat teklif ettiği aynı zamanda yüksek oranlarda imalatların gerçekleştiği ve revize birim fiyatın uygulanmadığı iş kalemleri ile yüklenicinin düşük fiyat teklif ettiği ve düşük oranlarda imalat gerçekleşmelerinin olduğu iş kalemlerinden ihale konusu iş içerisinde parasal tutar olarak öneme sahip olanlardan bazı örnekler aşağıdaki tablolarda yer almaktadır.
Yukarıda bahsi geçen ihale konusu işler için toplamda ekonomik açıdan en avantajlı teklif verilmiş ise de bazı iş kalemleri için uygun teklif verildiği söylenemez. Yani bazı iş kalemleri için teklif edilen fiyatlar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu gibi durumlar kamu kaynağının korunması açısından da birtakım riskler oluşturmaktadır. Şöyle ki, sözleşmenin uygulama aşamasında ihale konusu işe ait imalatlardan yüksek teklif edilen iş kalemleri yapılmakta, düşük teklif edilen iş kalemleri ise yapılmamakta veya çok az yapılmaktadır.
Yaklaşık maliyet belirlenirken iş kalemlerinin ve yaptırılacak iş miktarlarının doğru tespit edilmesi yukarıda açıklanan sonuçların önüne geçilebilmesine imkan sağlayacaktır.
İsteklinin bazı iş kalemlerine aşırı yüksek veya aşırı düşük fiyat teklif vermiş olduğu durumlarda; idare işin tamamını göz önüne alarak iş programının kaynakların verimli kullanılması sağlayacak şekilde hazırlanmasını/revize edilmesini sağlamalıdır. İdare tarafından ihale öncesi ihtiyaçların tam ve doğru olarak belirlenmesi, sözleşmede belirlenen işlerin miktarlarında önemli bir sebep olmadıkça değişime gidilmemesi ve işin projesine bağlı kalınması esastır. Dolayısıyla idarenin sağlıklı, uygulanabilen ve kamu menfaatini gözeten ihale dokümanı hazırlaması ve yüklenicilerinde bu kapsamda kalmalarının sağlaması son derece önemlidir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, ihale hazırlık süreçlerinde belirlenen projeler arasında yer almayan ancak işin devamı sırasında ortaya çıkan acil revize edilmesi gereken alanlar, halkın müşterek öncelikli taleplerinin değerlendirilmesi, yeni yeşil alan düzenleme ihtiyacının oluşması vb. gibi sebepler sonucunda yeni proje alanlarının eklenerek mahal değişikliklerine gidildiği belirtilmiştir.
Bununla birlikte, ihale kapsamında yapımına başlanan projelerde işin devamı esnasında önceden öngörülemeyen alt yapı, üst yapı gereksinimlerinin değişmesi, ihaledeki tüm projelerin açık yeşil alanlar olması, dolayısıyla karakteristik özelliklerinin değişebilme potansiyeline sahip olması, halkın projedeki değişiklik talepleri vb. hususlar bir arada değerlendirildiğinde kamu yararı gözetilerek proje revizyonlarının yapıldığı, söz konusu değişikliklerden kaynaklı
olarak pozların uygulama metrajlarında artış ve azalışlar ile yeni iş kalemleri ihtiyacının hâsıl olduğu, eklenen yeni mahaller ve mevcut mahallerdeki proje revizyonlarına ilişkin belirlenen yeni iş kalemlerinin, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin ilgili hükümleri çerçevesinde hazırlandığı ve dosyasına dâhil edildiği ifade edilmiştir.
İdare cevabında, bahsi geçen yapım işlerinin; park, bahçe ve açık alanlara ilişkin olduğu, çok geniş alanları ilgilendirdiği dolayısıyla belirtilen birçok sebepten ötürü proje ve ideğişikliklerine gidildiği ifade edilmiş olsa da bu değişiklikleri minimum seviyeye düşürecek şekilde ihale öncesi süreçte doğru planlamanın yapılarak kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması bağlamında gerekli özenin gösterilmesi uygun olacaktır.
BULGU 13: Tasfiye Edilerek Kesin Hesabı Yapılmayan İşler İçin İhaleye Çıkılması
İdarece yapımına başlanan birçok yapım işinde tasfiye kesin hesabı yapılmadan yeni bir tamamlama ihalesine çıkılarak imalata başlandığı görülmüştür.
7161 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile tasfiye ve devir işlemlerine ilişkin düzenleme yapılmış 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa “Geçici Madde 4” eklenmiştir. İlgili madde de; 31.8.2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (3 üncü maddesindeki istisnalar dâhil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler,imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye veya devredilebileceği belirtilmektedir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi (YİGŞ)’nin “Sözleşmenin feshi ve tasfiye durumları” başlıklı 47’nci maddesinin 14’üncü fıkrasında; tasfiye halinde, işin yüklenici tarafından yapılmış kısımları için, tasfiye onay tarihi geçici kabul tarihi sayılmak üzere, geçici kabul, teminat süresi ve bu süredeki bakım sorumluluğu, kesin kabul ve teminatın geri verilmesi hakkında sözleşmesinde bulunan hükümlerle bu Şartnamenin 41, 42, 43, 44 ve 45’ncı maddeleri hükümleri, normal şekilde bitirilmiş işlerde olduğu gibi aynen uygulanacağı ancak işin yapılmış kısmının son hakedişindeki veya yapılmışsa bu kısmın kesin hakediş raporundaki tutarına göre hesaplanacak kesin teminat tutarından fazlası, tasfiye protokolünün imzasından sonra yükleniciye geri verileceği, teminatın kalan kısmının geri verilmesi ise 45’inci madde esaslarına göre yapılacağı belirtilmekte, “Kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesi” başlıklı 40’ıncı maddesinde; birinci fıkraya göre birim fiyat esaslı sözleşmelerde kesin hesaplar, işin geçici kabulü yapıldıktan sonra, kesin hakediş raporunun düzenlenmesine esas olacak kesin metraj ve hesapların tamamlanmasına başlanır ve yüklenicinin kesin hakediş raporunun düzenlenmesinde geçici hakediş raporlarındaki rakamlara itibar edilmeyerek kesin metraj ve hesaplar sonucunda bulunan miktarlar esas alınır. İkinci fıkrada da anahtar teslimi götürü bedel sözleşmelerde; kesin hakediş raporu düzenlenmesine işin geçici kabulü yapıldıktan sonra başlanarak ve sözleşme ve eklerinde öngörülen hükümler çerçevesinde kesin hesap işlemleri gerçekleştirilmektedir.
Üçüncü fıkrada karma sözleşmelerde ise, işin götürü bedel ve birim fiyat teklif alınan kısımlarında ilgisine göre birinci ve ikinci fıkradaki hükümler uygulanmaktadır.
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas miktarların tespiti” başlıklı 9’uncu maddesinde ise; -Bina işlerinde uygulama projesi, diğer işlerin uygulama projesi yapılabilen kısımları için uygulama projesi, yapılamayan kısımları için ise kesin projenin hazırlaması,
-Ön, kesin veya uygulama projelerine dayalı olarak, işin bünyesindeki imalat kalemlerinin adını ve yapılacağı yerleri gösteren ve yaklaşık maliyetin hazırlanmasına esas teşkil eden mahal listelerinin hazırlanması, -İhale konusu işe ait proje ve mahal listelerindeki ölçü ve tariflere göre işin bünyesine
giren imalatların hangi kısımda ve ne miktarda yapılacağının belirlenmesi amacıyla; anahtar teslimi götürü bedel teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde iş kalemi ve/veya iş grubu, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilecek işlerde ise iş kalemi şeklinde metraj listelerinin düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, 31.8.2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan ve devam eden sözleşmelerin 60 günlük süre içinde tasfiye talebinde bulunabileceği, tasfiye halinde tasfiye onay tarihinin geçici kabul tarihi olduğu ve Şartname’de geçici kabul sonrası yapılması gerekenlerin aynen uygulanması gerektiği, tasfiye edilen işin sözleşmesine göre kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesi için kesin metraj veya
hesaplar sonucunda bulunan miktarların esas alınacağı sonrasında ihaleye ilişkin sürecin bitirileceği, ihaleye çıkılacak iş içinde yaklaşık maliyetin hazırlanması için iş kalemi ve/veya iş grubu, metraj listelerinin düzenlenmesinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi neticesinde; Geçici Madde 4 kapsamında tasfiyesi yapılan yapım işi ihalelerinde tasfiye olurları alınarak tasfiye protokolleri imzalanmış, kesin hakedişi yapılmadan yani herhangi bir metraj ya da hesaplama yapılmadan, yapılan veya kalan imalatın net durumu ölçülmeden ilgili işler için tamamlama ihalelerine çıkıldığı görülmüştür İlgili işlere ait kesin hakedişi çıkarılmadan İdare ile yüklenici arasında geçici kabul mahiyetinde karar olan tasfiye oluru ile geçici kabul heyeti kurulmuş ve Heyet tarafından tasfiye geçici tespit tutanağı tutularak tasfiye protokolü imzalanmıştır. İlgili işler için ise, kesin hakedişleri yapılmadan, kesin hakediş ile birlikte yapılan imalatların net ölçüleri ortaya konmadan tamamlama ihalelerine çıkılmış ve ilgili işlerin yeni ihale kapsamında imalatlarına başlanmıştır. Bu durum, yeni çıkılacak ihalenin kapsamının ölçülmesine engel teşkil ederek yaklaşık maliyetin doğru hesaplanmasını güçleştirecektir. Aynı zamanda yeni ihale kapsamında yapılacak imalatlar sonucu, kesin hesabın çıkarılmasına engel teşkil ederek yüklenici ile İdare arasında anlaşmazlığa sebebiyet verecek ciddi riskleri de beraberinde getirebilecektir. Şöyle ki, ilgili işin kesin ölçümleri ve metrajlarının çıkarılmaması sebebiyle ve yeni ihale kapsamında olan imalatların varlığı, ölçümlerde yanlışlık ihtimalini doğurarak yüklenici ile İdare arasında vuku bulabilecek anlaşmazlıklarda kesin ölçüm imkânını ortadan kaldıracaktır.
Örnek olarak; 2020 yılında tasfiyesi yapılan Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi Meydan, Spor Alanları ve Zeminaltı Otopark İnşaatı İşinde 2021 yılında başka ihale dosyası ikmal olarak kullanılarak imalatlar yapılmış, 2023 yılında da tamamlama ihalesine çıkılarak imalatlara başlanmış fakat tasfiye edilen iş için henüz kesin hakedişi yapılmamış ve sonuçlandırılmamıştır. Bu durum gibi başlıca örnekler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; durum tespitiyle ilgili yapılan tüm çalışmaların aynı zamanda tasfiyesi yapılan sözleşmenin hesap kesme hakedişinin hazırlanması esnasında yüklenici firmayla yaşanabilecek muhtemel anlaşmazlıklara karşı en ince ayrıntılı şekilde hazırlanıp karşılıklı olarak imza altına alındığı, dolayısıyla tasfiye edilen işlerin tamamlama çalışmaları, hesap kesme hakedişinin yapılmasına
herhangi bir engel teşkil etmeyeceği, can ve mal, sabotaj vb. risklerin olmasından dolayı kesin hakedişin beklememesi gerektiği, hesap kesme hakedişi yapılmadan tamamlama ihalesinin başlamasıyla tasfiye kesin hesabını ilgilendiren ve tasfiye geçici kabul aşamasında tespit edilemeyecek olan olası gizli ayıp ve kusurlardan dolayı ilk yüklenicinin sorumluluğunda oluşacak kişi borcunun hesap kesme hakedişinden sonra tahsilinin zor olacağı ifade edilmektedir.
YİGŞ’ de geçici kabul sonrası yapılması gerekenlerin aynen uygulanması gerektiği, tasfiye edilen işin sözleşmesine göre kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesi için kesin metraj veya hesaplar sonucunda bulunan miktarların esas alınacağı sonrasında ihaleye ilişkin sürecin bitirileceği belirtildiğinden meri mevzuat hükümlerine uyulması gerekmektedir. Ayrıca cevapta belirtilen hesap kesme hakedişi yapılmadan tamamlama ihalesinin başlamasıyla tasfiye kesin
hesabını ilgilendiren ve tasfiye geçici kabul aşamasında tespit edilemeyecek olan olası gizli ayıp ve kusurlardan dolayı ilk yüklenicinin sorumluluğunda oluşacak kişi borcunun hesap kesme hakedişinden sonra tahsilinin zor olacağı ifadesi de bulguda anlatılmak istenen ana husustur. Çünkü kesin hakedişten sonra metraj ölçümleri sağlıklı olamayacak ve yapılan imalatın ilk yüklenici kusurundan mı yoksa tamamlama ihalesinin yüklenicisinden mi kaynaklanacağı ölçülemeyecek ya da ölçümünü zorlaştıracaktır.
Ayrıca kesin ve ek kesin teminat tutarlarının İdarede kalması, ortaya çıkacak eksiklikleri karşılamaya yönelik tahsil zorluğunu ortadan kaldırmak adına Kanun’un almış olduğu bir tedbirdir.
İdare cevabında belirtilen can ve mal, sabotaj vb. risklerin olmasından dolayı kesin hakedişin beklenmemesi gerekliliğinde ise, bazı ihalelerin tasfiye onayından çok uzun süre sonra ihale edildiği görüldüğünden böyle bir risk algısının İdare nezdinde oluşmadığını göstermektedir.
Sonuç olarak, tasfiye kesin hesabı ve kesin hakedişi yapılmadan aynı işin tamamlatılması ihalesine çıkılmaması gerekmektedir.
BULGU 14: Tarihi ve Kentsel Sit Alanına İzinsiz Yapı Yapılması 2018/509096 İKN’li “Haliç Bilim Merkezi” işi kapsamında tarihi ve kentsel sit alanı
içinde yer alan Haliç Tersanesi’ne İlgili Bölge Koruma Kurulu tarafından onaylanan Restorasyon ve işlevlendirme projesi dışında kalan 4 katlı binanın yıkılarak Kurul onayı olmaksızın 2 katlı prefabrik yapı inşa edildiği görülmüştür.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 9’uncu maddesinde: “Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya
tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale sayılır.” denilmektedir.
Aynı Kanun’un “Yetki ve yöntem” başlıklı 10’uncu maddesinde: “Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir.” denilmiştir.
Aynı Kanun’un 57’nci maddesinde ise özetle; Koruma Bölge Kurulları, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde olmak kaydıyla belirli işleri yapmakla görevli ve yetkili kılınmıştır. Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21’inci maddesi kapsamına giren ruhsata tâbi olmayan tadilat ve tamiratlar; özgün biçim ve malzemeye uygun olarak, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılacağı ve bunların dışında her türlü inşai ve fiziki müdahale koruma bölge kurulunun izni ile yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulamayacağı, esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılacağı, kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun gerekli tedbirleri almak, aldırmak yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğu, koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanununun 21’inci maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratlar; özgün biçim ve malzemeye uygun olarak, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim
büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılacağı ve bunların dışında her türlü inşai ve fiziki müdahale koruma bölge kurulunun izni ile yapılacağı belirtilmektedir.
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 27.07.2018 gün ve 6593 sayılı kararında; İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Bedrettin Mahallesi, Tarihi ve Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alan, mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait, 916 ada, 1 parselde kayıtlı Haliç Tersanesi’ne ilişkin iletilen “Haliç Tersanesi Bilim Merkezi Restorasyon ve Yeniden İşlevlendirme Projesi (A, B, C, D, E, F, G, H, I ve Z Bloklar1.Etap)’nin uygun olduğuna, araştırma çukurlarına ilişkin kazıların 06.07.2018 tarih ve 336347 sayılı Temel Gözlem Çukurları için hazırlanan teknik raporda belirtilen yöntemler
doğrultusunda ve ilgili Müze denetiminde yapılmasına, yapılacak kazı çalışmalarının sonucuna ilişkin raporun Kurul’a iletilmesine, tescilli yapılardan D (Ahşabiye Atölyesi) ve I (Makine Atölyesi) bloklardaki raspa çalışmalarının Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) denetiminde yapılabileceğine karar verilmiştir.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi neticesinde; İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Bedrettin Mahallesi, Tarihi ve Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alan, mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait, 916 ada, 1 parselde kayıtlı Haliç Tersanesi’nde 2018/509096 İKN’li Haliç Bilim Merkezi İşi ilgili karar doğrultusunda yapılmaya başlanmıştır. Kurulca onaylanan projede olmayıp ve ilgili Kurul tarafından onayı verilmeyen, tescilsiz veya kaçak yapı durumunda olan, tarihi ve kentsel sit alanı içinde kalan K Blok; deprem riskine karşın yıkımı gerçekleşmiş ve yukarıdaki mevzuatta belirtildiği halde ilgili Kurul’dan herhangi bir onay ya da izin alınmaksızın toplam maliyeti KDV dâhil 16.713.654,38 TL olan radya temel üzerine iki katlı prefabrik bina inşaatı yapıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından özetle; K bloğun depreme karşı riskli halde olduğu İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi raporunda belirtilmesi üzerine yıkıldığı, yerine yapılacak yapı için yapılan başvuruya uygun görüş bildirmediği ve yapılan yapının herhangi bir kazı yapılmaksızın basit, sökülüp takılabilen, hafif çelik bir yapı
yapıldığını ve Kurul onayının alınmasına ihtiyaç bulunmadığını ifade etmiştir.
İdare cevabında her ne kadar Kurul onayının bulunmasına gerek olmadığını belirtse de, öncesinde Kurul’ a başvuru yaptığı ve onay verilmediği, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21’inci maddesi kapsamına giren ruhsata tâbi olmayan tadilat ve tamiratlar; özgün biçim ve malzemeye uygun olarak, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılacağı ve bunların dışında her türlü inşai ve fiziki müdahale koruma bölge
kurulunun izni ile yapılacağı hükmüne istinaden K blok imalatının Kurul onayı olmadan yapılması mümkün görülmemektedir.
Sonuç olarak tarihi ve kentsel sit alanına ilgili Kurul kararı olmaksızın herhangi bir yapının yapılması mümkün görülmemektedir.
BULGU 15: Meclis Kararı Olmaksızın İlçe Belediyesine Ait Yapım İşinin Bedelsiz Olarak Yapılması
İdare tarafından Büyükçekmece Belediyesi’nin görev, sorumluluk ve yetki alanında bulunan yerlerde çevre düzenleme, bakım ve onarım yapım işinin yapıldığı görülmüştür.
5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75’inci maddesinde; belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda, mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım, onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebileceği veya bu kuruluşlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği ve bu amaçla gerekli kaynak aktarımında bulunabileceği belirtilmektedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere, meclis kararı olmaksızın başka kamu idarelerine ait yapım, bakım, onarım işlerinin yapılması, ortak hizmet projelerinin gerçekleştirilmesi ve bu amaçla kaynak aktarılması mümkün görülmemektedir.
İdareye ait hesap ve işlemlerin incelenmesi neticesinde; Büyükşehir Belediyesinin görev, sorumluluk ve yetki alanına giren Büyükçekmece Kordonboyu’nda yapılan çevre düzenleme yapım işi ile ilgili olarak, Büyükçekmece Belediyesinin sorumluluk alanına ait 8.190,60 metrekarelik alana ilişkin herhangi bir meclis kararı, protokol vs. olmaksızın, çevre düzenleme, bakım ve onarım işlerinin üstlenildiği ve bu işlerin karşılığında İdare bütçesinden yükleniciye ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; 8.190,60 metrekarelik alanın bahse konu projenin mütemmim cüzü niteliğinde olduğu, bu alandaki imalatlar yapılmadan projenin tamamlanmasının mümkün olmadığı, söz konusu alana yapılan imalatların peyzaj niteliğinde ve herhangi bir gelir getirici nitelik taşımadığı, bundan sonraki işlerde bulgu konusuna yönelik azami hassasiyet gösterileceği ifade edilmiştir.
Bulguda ve mevzuatta belirtildiği üzere; meclis kararı olmaksızın başka kamu idarelerine ait yapım, bakım, onarım işlerinin yapılmayacağıdır. Proje dahilinde imalat yapılan alanın mütemmim cüzü niteliğinde olması, imalatlar yapılmadan projenin tamamlanamayacak olması veya gelir getirici nitelik taşımaması işin yapılmasını mevzuata uygun hale getirmeyecektir.
Sonuç olarak; İdare tarafından diğer kamu idarelerine ait işlerin yerine getirilebilmesi için meclis kararı alınması gerekmektedir.
BULGU 16: Bütün Riskler Sigortasında Bazı Risk Kalemlerinde Muafiyet Oranlarının Yüksek Belirlenmesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığının bazı yapım işlerinde ve Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığına ait tüm yapım işlerinde, yüklenici tarafından yaptırılan All Risk (Bütün Riskler) sigortasında bazı risk kalemlerine %2’den fazla muafiyet uygulandığı görülmüştür.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin “İş ve işyerlerinin korunması ve sigortalanması” başlıklı 9’uncu maddesinde; yüklenicinin çeşitli risklere karşı yaptıracağı All Risk (Bütün Riskler) poliçesinde tüm riskler için uygulanabilecek muafiyet oranının azami %2, deprem, sel, su baskını, toprak kayması ve terör riskleri için uygulanabilecek koasürans oranının ise azami %20 olacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu mevzuat hükmü çerçevesinde; muafiyet açısından uygulanabilecek azami oranın %2 olması gerekmektedir.
Yapılan incelemede, ilgili daire başkanlıklarınca yaptırılan bazı yapım işlerine ait sigorta poliçelerinde, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine aykırı olarak; diğer doğal afetler, yangın, hırsızlık, bakım hasarları muafiyeti %10, diğer hasar muafiyeti %10, üçüncü şahıs mali mesuliyet maddi zarar muafiyeti %10 oranında uygulanmıştır
Yükleniciler tarafından yaptırılan inşaat sigortası poliçelerinde bazı risk unsurlarına mevzuatta belirtilen %2 sınırından daha fazla muafiyet uygulanmasına ilişkin bazı örneklere aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.
Sigorta poliçesinde muafiyet oranlarının mevzuatta yer alan orandan yüksek belirlenmesi yüklenicinin nihai sorumluluğunu değiştirmemekle birlikte; olası risklerin vuku bulması durumunda sigorta şirketlerinin zarar üstlenimlerini azaltmakta, yüklenicinin risk maliyetine katlanma yükümlülüğünü arttırmaktadır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı ifade edilmiştir.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi gereği, yapım işlerine ilişkin All Risk (Bütün Riskler) sigorta poliçelerinde %2’den fazla muafiyet uygulanmaması gerekmektedir.
BULGU 17: Özel Halk Otobüslerinin 3. Kişilerin Kusurundan Kaynaklı Kazalar Sebebiyle Gerçekleştiremediği Seferlere İlişkin Ödenen Ücretlerin Rücu İşlemlerinin Gerçekleştirilmemesi
Özel halk otobüslerinin karıştığı ve 3’üncü kişilerin kusurundan kaynaklı kazalar sonucunda bazı seferlerin gerçekleştiremediği, İdare tarafından gerçekleştirilemeyen seferlerin hakedişe konu edildiği ve 3’üncü kişilere rücu işlemlerinin İdare tarafından gerçekleştirilmediği görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesinde; her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve yetkili kılınmış
mercilere hesap vermek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
167’nci maddesinde, aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu olacakları, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Ayrımın “Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı 49’uncu maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmektedir.
Aynı Kanunun “Zararın ve kusurun ispatı” başlıklı 50’nci maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” Hükmü mevcuttur.
Yine aynı Kanunun “Tazminat Belirlenmesi” başlıklı 51’inci maddesinde, “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” İfadesi yer almaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden İdarelerin kamu kaynaklarının kullanılmasında sorumlulukları olduğu ve bu kapsamda haksız fiil sonucu İdare zarara uğratıldığında zararın tazmini kapsamında 3’üncü kişilere rücu işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde toplu taşıma hizmetleri, 17.09.2020 tarih ve 906 Sayılı Meclis kararıyla, UKOME ile belirlenen yolcu ücret tarifesine göre elde edilen yolculuk ücretlerinin taşıma faaliyetini yapan işletmecilere (özel halk otobüsü işletmecileri) ait olması sisteminden vazgeçilerek özel halk otobüslerinden hizmet temin edilmesi yöntemine geçilmiştir.
Bu kapsamda İstanbul genelinde faaliyet gösteren özel halk otobüslerinin, sunmuş oldukları hizmet karşılığında gelirlerinin destekleme modeliyle sabit ve değişken maliyetler gözetilerek kilometre bazlı hesaplama sistemiyle ödenmesine karar verilmiştir. Bahsi geçen karar öncesinde bilet basım sayısına bağlı ödeme yapılırken, söz konusu karar ile birlikte ödeme sistemi değiştirilerek, mesafe bazlı ödeme yapılması kabul edilmiştir. Dolayısıyla özel halk otobüslerinde yolcular tarafından basılan bilet ücretleri Büyükşehir Belediyesine ait olmak üzere otobüs firmaları hizmet sunucusu olarak gerçekleştirdikleri sefer başı kilometre ücretlerini almaktadırlar.
Belediyenin yeni sistemde özel halk otobüslerine yaptığı ödemeler özel taşımacılık sistemi (OTİS) yönergesi kapsamında gerçekleştirilmekte olup basılan yolcu bilet ücretlerinden bağımsız bir şekilde sefer başına ödenmektedir. Yapılan incelemelerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından özel halk otobüslerine
gerçekleştirilen hakediş ödemeleri incelenmiş olup gerçekleştirilemeyen seferlere ilişkin ödeme yapıldığı görülmüştür. İşin ayrıntısına inildiğinde özel halk otobüslerinin karıştığı kazaların otobüs şoförünün kusurundan kaynaklandığı durumlarda ödeme alamadıkları ancak üçüncü kişilerin kusurundan kaynaklı kazalarda özel halk otobüslerine seferi gerçekleştirmiş gibi ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu durum 3’üncü kişilerin kusuru sonucunda gerçekleştirilemeyen seferlerin yüküne Belediyenin katlanması sonucunu doğurmaktadır. Söz konusu kazalarda gerçekleştirilmeyen seferler, hem sefer ödemelerinin özel halk otobüslerine gerçekleştirilmesi hem de seferden sağlanacak yolcu bilet gelirlerinden mahrum kalmak suretiyle idareyi maddi külfete sokmaktadır. 2023 yılı içerisinde üçüncü kişilerden kaynaklı özel halk otobüslerinin gerçekleştiremedikleri 5232 sefer sayısı bulunmakta olup İdare tarafından söz konusu 5232 sefer için özel halk otobüslerine 3.136.143,11 TL ödeme gerçekleştirilmiştir. Ancak İdare tarafından gerek gerçekleştirilemeyen ancak özel halk otobüslerine yapılan 3.136.143,11 TL sefer ödemeleri gerekse mahrum kalınan bilet ücretleri açısından herhangi bir rücu işlemi gerçekleştirilmemiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bahsi geçen zayi seferler (özel halk otobüslerinin gerçekleştiremedikleri) kapsamında meydana gelen sefer ödemeleri ile mahrum kalınan bilet ücretlerine dair İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) ile gerekli resmi yazışmaların yapılması ve bu bedellerin temin edilmesi adına gereken tüm yasal işlemlerin gerçekleştirileceği belirtilerek bulgu konusu hususa iştirak edilmiştir.
Sonuç olarak, İdare tarafından üçüncü kişilerin kusurundan kaynaklı katlanılan maddi külfetin rücu işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
BULGU 18: Hizmet Alımı İhalelerinde Mevzuata Aykırı Şekilde Akaryakıt Dâhil Araç Kiralamalarına Yer Verilmesi
2023 yılı içerisinde yapılan personel çalıştırılmasına dayalı doğrudan hizmet alımları, 2023 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Ait Spor Tesisleri, Okul Spor Salonları ve Spor Merkezlerinin İşletilmesi ve Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alimi İşi İşlerine ilişkin ihalelerde mevzuata aykırı şekilde akaryakıt dâhil araç kiralamaları yapıldığı görülmüştür.
237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 12’nci maddesine istinaden hazırlanan Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usullerin “Temel amaç” başlıklı 5’inci maddesinde; kamu hizmetlerinin gerektirdiği taşıt ihtiyacının hizmet alımı yoluyla karşılanmasının temel amacının, kamudaki taşıt giderlerinin asgari seviyeye indirilmesi ve kaynakların savurganlığa yol açılmadan, bütçe olanaklarıyla uyumlu bir biçimde kullanımının sağlanması olduğu belirtilmiştir.
Aynı Esasların “Genel esaslar” başlıklı 6’ncı maddesinde ise; “taşıtlar, yakıt hariç, şoförlü veya şoförsüz olarak edinilebilecektir.” hükmü yer almaktadır.
Mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kamu idarelerinin hizmet alımı suretiyle araç kiralamaları yapabilirler. Yapılan araç kiralamalarının şoförlü ya da şoförsüz olabilir.
Ancak, hizmet alımı suretiyle yapılan taşıt kiralamalarında akaryakıt hariç kiralama yapılması gerekmektedir.
Yapılan incelemede, Büyükşehir Belediyesinde hizmet alımı suretiyle taşıt edinilmesine ilişkin Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından “36 Aylık Araç Kiralama Hizmet Alımı” ihalesi akaryakıt hariç olarak yapılmıştır. Ancak, İdarenin diğer harcama birimleri tarafından yapılan personel çalıştırılması, spor tesislerinin işletilmesi vb. ihalelerde de araç kiralamaları yapıldığı, bu ihalelerdeki araç kiralamalarında akaryakıtın da dâhil edilerek ihaleye çıkıldığı
tespit edilmiştir. Bu kapsamda, diğer harcama birimlerinin yapmış olduğu akaryakıt dâhil araç kiralamaları özünde doğrudan hizmet alımı suretiyle taşıt edinilmesi ihalesi olmamakla birlikte bu ihalelerin veya alımların içinde akaryakıt dâhil taşıt edinilmesinin söz konusu Esas ve Usuller kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; hizmet alımı ihalesi ile atıkların geri kazanımının sağlanması için aktarma istasyonlarının şehir merkezinden uzak olduğu, bununla birlikte meydana gelebilecek doğal afetlere acil müdahale edilmesi gerektiği, İdareye ait akaryakıt istasyonlarının şehir merkezinde bulunması nedenleriyle tüm bu hizmetlerin koordinasyonu ve kontrolü için akaryakıt dahil araç temin edildiği, “2023 yılı Katı Atık Doğrudan Hizmet Alımı İşi” dosyasında; toplam 92 adet kara aracı, iş makinesi vb. araç kiralamaları yapıldığı, Şile, Çatalca, Silivri, Beykoz, Arnavutköy, Büyükçekmece gibi uzak ilçelerden araçların sadece yakıt alımı için Edirnekapı ve Kartal’da bulunan Belediye istasyonlarına gelmeleri yakıt israfına da sebebiyet vereceği bu nedenle, vatandaş odaklı bir hizmet anlayışıyla çalışmaların aksatmadan yürütülmesi ile kamu yararı göz önünde bulundurularak yakıt israfının önlenmesi amacıyla söz konusu ihale dosyasında bulunan araçların yakıt dahil olarak kiralandığı, Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller’in 6’ncı maddesinde; yakıt hariç, şoförlü veya şoförsüz olarak taşıt edinilebileceği hükmünün doğrudan taşıt kiralama ihalesi kapsamında yer almayan ve diğer hizmet alımları bünyesinde işin yürütülmesi için gerekli olan ve taşıt kiralamasına ilişkin bedelin toplam ihale bedeli içerisinde önemli paya sahip olmadığı ihaleler kapsamında edinilecek olan taşıtlara uygulanmayacağına ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü olduğu, bu görüşe istinaden ihale konusu işin doğrudan taşıt kiralama işi olmadığı, ihale konusu işe esas hizmetlerin yerine getirilebilmesini temin etmek amacıyla tamamlayıcı nitelikte taşıtların ihale kapsamına alındığı, dolayısıyla mevzuata aykırı herhangi bir durum oluşmadığı, ayrıca yıl içerisinde araç ve yakıtla ilgili eksik gerçekleşmeler de tutanakla tespit edilerek yüklenicinin aylık hakedişinden kesinti yapılarak herhangi bir kamu zararına yol açılmadığı ifade edilmiştir.
Ancak İdare tarafından her ne kadar atıkların geri dönüştürülmesi tesislerinin uzak olduğu, doğal afet durumunda acil müdahale edilebilmesi gerekliliği, uzak ilçelerde hizmet sağlayan birim araçlarının Kartal ve Edirnekapı istasyonlarına gelmesinin hem vakit hem de yakıt israfına neden olacağı ifade edilse de söz konusu açıklamaların ihaleler de araç temini yanında akaryakıt kaleminin de dahil edilerek çıkılması hususunu haklı kılmamaktadır. Zira yapılan denetimde İdarenin sadece Edirnekapı ve Kartalda değil 104 ayrı noktada istasyonu bulunmakta olup merkeze uzak olan ilçelerde de istasyonları bulunduğu görülmüştür. Bunun yanında olası doğal afetler ile akaryakıt dahil araç kiralaması hususuna ilişkin ilgi kurulamamıştır. Zira İdarenin İstanbul ilinin neredeyse geneline yayılmış akaryakıt istasyonu bulunmaktadır. Ayrıca İdare her ne kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı görüşüne istinaden söz konusu akaryakıt alımlarını ihaleler içerisine dahil edildiği ifade edilse de Hazine ve Maliye Bakanlığı görüşüne bakıldığında; diğer hizmet alımları bünyesinde temin edilen akaryakıtların işin yürütülmesi için gerekli olmasına bağlamıştır. Ancak idarenin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları, spor tesislerinin işletilmesi vb. birçok ihalede akaryakıt dahil ihaleye çıktığı her ne kadar doğrudan araç kiralama ihalesi olmasa da ihale konusu işin yürütülmesi için gerekli olmayan ihalelerde de akaryakıtın dahil edildiği görülmüştür. Bu sebeple İdarenin cevabı bulguyu karşılamamaktadır.
Sonuç olarak; personel çalıştırılmasına dayalı doğrudan hizmet alımları ve diğer hizmet alımı ihaleleri kapsamında yapılan araç kiralamalarının yukarda açıklanan mevzuat hükmüne aykırılık teşkil ettiği düşünülmektedir.
BULGU 19: Binek Araç Kiralamalarının Taşıt Kiralaması ile İlgisi Olmayan İhalelerin İçinde Temin Edilmesi
Araç kiralama hizmet alımı ihalesi dışındaki birçok ihalede kontrol aracı, hizmet aracı vb. adlar altında binek araçların kiralandığı görülmüştür.
237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 12’nci maddesine dayanılarak 2006/10193 sayılı BKK ile “Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller çıkarılmış ve söz konusu Esas ve Usullerin “Temel Amaçlar” başlıklı 5’inci maddesinde; Kamu hizmetlerinin gerektirdiği taşıt ihtiyacının hizmet alımı yoluyla karşılanmasının temel amacı, kamudaki taşıt giderlerinin asgari seviyeye indirilmesi ve kaynakların savurganlığa yol açılmadan, bütçe olanaklarıyla uyumlu şekilde kullanımının sağlanması olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca 237 sayılı Taşıt Kanunun 12’nci maddesinde; edinilecek taşıtların cinsi, adedi, yaşı, hangi hizmetlerde kullanılacağı, kaynağı, yabancı menşeli olup olmayacağı ve diğer hususlar için gerekli esas ve usullerin düzenlenmesi ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.
Tasarruf Tedbirleri ile İlgili 2021/14 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde; Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet alımı suretiyle edinecekleri toplam taşıt sayısının kademeli olarak azaltılmasına ilişkin tedbirlerin alınması ve bu kapsamda 2020 yılındaki taşıt sayılarını 2021 yılından başlamak üzere 2023 yılı sonuna kadar kümülatif olarak en az yüzde 20 oranında azaltılacağı belirtilmiştir. Yine aynı Genelgede, yukarıda bahsedilen Esas ve Usullerde ki araçlarla ilgili motor ve silindir hacmi, yabancı menşeili olmaması ve diğer şartlar geçerliliğini korumuştur.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden; taşıtlara ilişkin asıl amacın, giderlerin asgari seviyeye indirilmesi ve kaynakların savurganlığa yer açılmadan araç temin edilmesi gerektiği, ayrıca kiralanacak olan araçlarla ilgili hususların belirlenmesinde Cumhurbaşkanının yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda araçlarla ilgili Cumhurbaşkanı tarafından Genelge çıkarılmış ve kamu kurumlarının taşıt sayılarında 2021 yılından başlamak üzere kümülatif
azaltma yapması gerektiği belirtilerek yabancı menşeili ve 1600cc motor ve silindir hacmin üzerindeki binek araçların kiralanmaması gerektiği düzenlenmiştir.
İdareler söz konusu Genelge ile Esas ve Usullerde yer alan şartlara uymakla yükümlüdür.
Yapılan incelemede, Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından ihale edilen araç kiralama ihalesinde 742 adet binek araç kiralaması yapılmıştır. Ancak, söz konusu İhale dışında 2023 Yılı Yeşil Alan Ve Tesisler Yapım Şube Müdürlüğü Doğrudan Hizmet Alım İşi, Çevre Koruma Hafriyat Merkezinin Hizmete Hazır Halde Tutulmasına İşi, 2023 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Ait Spor Tesisleri, Okul Spor Salonları ve Spor Merkezlerinin İşletilmesi ve Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alım İşi vb. personel temini, yapım ve hizmet ihaleleri yanında 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan ihalelerde, ilgili olsun veya olmasın binek araç kiralaması yapıldığı görülmüştür. Bu kapsamda Müdürlüklerin asıl araç kiralama ihalesi dışındaki ihaleler yoluyla edinmiş olduğu binek araç sayısının 1163 adet olduğu tespit edilmiştir. Müdürlüklerin asıl araç ihalesi dışında farklı birçok ihalelerle araç edinilmesini genel alım yöntemi haline getirdiği anlaşılmaktadır. 237 sayılı Taşıt Kanuna tabi idarelerin hizmet alımı suretiyle araç kiralama hizmetlerinde uyacağı kurallar Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller ile Cumhurbaşkanınca belirlenen esaslar çerçevesinde düzenlenmekle birlikte edinilen araçlara ilişkin belirlenen cins, adet, yaş, kaynak ve yabancı menşeili olmama kriterlerinin idareler açısından bağlayıcılığı bulunmaktadır. Bu kapsamda Belediye tarafından ilgili olsun veya olmasın birçok ihalede binek araç temin edinilmesi ve edinilen araçların mevzuatların izin verdiği şartları sağlayıp sağlamadıklarının takibi güçleşmektedir. Kaldı ki bahsi geçen ihalelerin bazılarında mevzuata aykırı araçların kiralandığı da görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; tüm İstanbul geneline yayılan hizmetlerin ve bunların kontrollerinin sorunsuz şekilde gerçekleştirilebilmesi kapsamında temin edilen araçların işin bir parçası olup saha hizmetlerinin denetlenmesi ve yerinde gözlemlenmesi için ihtiyaç dâhilin de alındığı ifade edilmiştir. Ayrıca araçlar ile ilgili ihale dokümanı içerisinde yer alan teknik şartnamede araçların yabancı menşeili olması ile ilgili bir düzenleme yapılmadığı, binek araç kiralamalarının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesi uyarınca yapılan ihaleler ile aralarında doğal bağlantı olduğu, birlikte ihale edilmesinin kamu yararı sağladığı, bu hususun Kanun’un ruhuna uygun olduğu, aynı zamanda ihale konusu hizmetin baştan sona yürütülmesi gereken bütünlüklü bir iş olduğu ve işin gerçekleştirilmesi esnasında idare açısından birden fazla yüklenici ile muhatap olma, iş
sahasının paylaşımı, program organizas Son ve personele ilişkin hususlar bakımından sıkıntılar oluşturacağı, anılan sıkıntıların işin sağlıklı, etkin ve verimli şekilde yürütülmesinin önünde engel teşkil edeceği, bunun da İdarenin alımdan beklediği faydayı sağlamayacağı belirtilmiştir.
Ayrıca İdare tarafından 237 sayılı Taşıt Kanuna tabi idarelerin hizmet alımı suretiyle araç kiralama hizmetlerinde uyacağı kurallara (cins, adet, yaş, kaynak ve yabancı menşeili olmama) dikkat edilerek, mevzuata uygun hareket edildiği ve bu hususta aykırılıkların olmaması için gerekli tedbirlerin alınacağı ifade edilmiştir.
İdare tarafından nerdeyse bütün ihalelerde binek araç kiralaması yapılmasının, ihale konusu işlerle doğal bağlantılı olduğu söylense de personel temini, yapım ve hizmet ihaleleri yanında 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan ihalelerinde öngörülen binek araç kiralamalarının hepsinin ihalelerle arasında doğal bağlantı bulanamayacağı ve her ne kadar yabancı menşei vs. özellikte binek araç kiralamalarına ilişkin teknik şartnamede hüküm bulunmadığı söylense de ihalelerde temin edilen araçlar arasında Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller’in yasakladığı nitelikte araçlar olduğu, bu kapsamda binek araç kiralamalarının mevzuatın öngördüğü şartları taşımaları bakımından denetimin sağlanamadığı ayrıca hali hazırda İdarenin binek araç kiralamasıyla ilgili Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından asıl araç kiralaması ihalesinde binek araç kiralamaları yapıldığı, hal böyle iken İdarenin neredeyse bütün ihalelerinde binek araç kiralaması yapılmasının hem mevzuata uygun düşmediği gibi hem de mevzuatın izin vermediği araçların kiralanması hususlarının söz konusu olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak; Belediyenin ihtiyaç duyduğu binek araç kiralamalarını araç kiralaması ihalesi içerisinde temin etmesi bu kapsamda araç kiralaması ile ilgisi olmayan diğer ihaleler içerisinde binek araç kiralamalarına yer verilmemesi gerektiği düşünülmekle birlikte İdareye ait araçların mevzuatın öngördüğü hususlara uyup uymadığı ve gerekli şartları sağlayıp sağlamadığının takibinin yapılması ve ihtiyaç fazlası araçların kiralanmaması konusunda gerekli tedbirlerin alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
BULGU 20: Kiralama Yoluyla Edinilen Araçların Takibinin Yapılamaması
Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki tüm araçların takibini yapmak için oluşturulmuş AYS (Araç Yönetim Sistemi)’ye bazı araçların kayıtlı olmadığı ve araç envanterinin gerçek durumu yansıtmadığı görülmüştür.
Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığına bağlı Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğüne, Belediye çatısı altında hizmet veren tüm resmi ve kiralık araçların takibi görevi verilmiştir. Bu kapsamda Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından oluşturulan AYS üzerinden araçların takibi yapılmaktadır. Belediye bünyesinde yer alan araçların AYS dışında kalmaması için belirli kurallar belirlenmiştir. Örneğin; araçların Belediye’ye ait akaryakıt istasyonlarından yakıt alabilmesi için AYS’ye kayıtlı olma zorunluluğu getirilmiştir.
Yapılan incelemelerde, 113 şube müdürlüğünden bünyesinde bulunan kiralama yoluyla edinilen araçlara ilişkin sayı istenmiş olup gelen cevaplar Doğrultusunda İBB bünyesinde toplam 4.616 araç olduğu ifade edilmiştir. Ancak Araç Yönetim Sistemi’ne (AYS) kayıtlı araç sayısının 4.517 olduğu tespit edilmiştir. Müdürlüklerden gelen araç listesi ile AYS’de yer alan araç listesinde meydana gelen 99 adet araç farkının tespiti amacıyla araç listelerinin ayrıntısına
bakıldığında, Müdürlükler bünyesinde yer alan, ancak Araç Yönetim Sisteminde bulunmayan 642 araç olduğu; söz konusu 642 aracın hizmet alımı ihaleleriyle temin edildiği; ancak Destek Hizmetleri Müdürlüğüne bildirilmediği anlaşılmıştır. Ayrıca, AYS’de yer alan ancak Müdürlüklerin göndermiş olduğu listede yer almayan 495 araç olduğu görülmüştür. Söz konusu bu 495 aracın temin edildiği ihalelerinin bazılarının geçmiş yıllarda bittiği bazı araçların yenisi ile değiştirildiği tespit edilmiştir. Bunun yanında, bazı hizmet ihalelerinde öngörülen araçlar ne AYS’de ne de müdürlüklerin göndermiş olduğu listede bulunmamaktadır. Belediyede yer alan araçların tamamının en azından listelerin birinde olduğu varsayılsa dahi iki liste arasında 1137 (642+495) araçlık fark oluştuğu görülmektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; 18.01.2024 tarih ve 42791 sayılı yazı ile tüm birimlerden uhdelerindeki kiralık, resmi ve ihale yolu (KHK, yapım işi vs) ile temin edilmiş araç bilgilerinin, Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği, araçlara ait bilgilerin güncellenerek sistemle uyumlu hale getirildiği, ayrıca akaryakıt sistemi yakıt çipi ve STAWİZ programı ile takip edildiğinden yakıt ile ilgili oluşan bütün değişikliklerin anlık olarak sisteme girildiği belirtilmiştir. İdare tarafından her ne kadar araç yönetim sistemi ile birim araç envanterlerinin uyumlu hale getirildiği belirtilse de 2023 yılı denetimlerinde envanter ile araç yönetim sistemi arasında fark olduğu tespit edilmiş ve araç envanteri yeni yapılan ihale veya biten ihaleler sebebiyle değişebilmektedir. Bu sebeple envanter ile araç yönetim sistemi programının uyumlu hale getirilip getirilmediği izleyen
denetim döneminde takip edilecektir.
Sonuç olarak; Belediye bünyesinde bulunan araçların sayısı tam olarak tespit edilememektedir.
Yukarıda yer alan açıklamalar neticesinde; -AYS’de kayıtlı ancak müdürlük listelerinde yer almayan ihale yoluyla edinilmiş araçların ihalesi bitiği halde bu araçların AYS’den silinmesi yapılmağı için Belediye akaryakıt istasyonlarından yakıt alma riski bulunduğu, -Belediye bünyesinde kaç adet aracın bulunduğunun bilinmemesi bu sebeple ihtiyaç fazlası araç temin edilme riskinin bulunduğu, -Listede ki farklılığa sebep olan araçların kamu hizmetinde olup olmadığı tespit
edilemediğinden suiistimale açık olduğu ve risk oluşturduğu düşünülmektedir.
BULGU 21: Kamu İdaresinin Mülkiyetinde Yer Alan Araçların Trafik Tescil Kayıtları ile Envanter Kayıtlarının Uyuşmaması
İdarenin taşıtlarına ilişkin envanter kayıtları ile trafik tescil kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda 92 adet taşıtın trafik tescil kayıtlarında olmasına karşın İdare envanterinde mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
5108 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Mal yönetiminde etkililik ve sorumluluk” başlıklı 48’inci maddesinde, “Kamu idareleri, taşınırların yönetimi, kaydı, muhafazası ve kullanımından sorumludurlar. Taşınırların özelliğinden veya olağan kullanımından kaynaklanan yıpranma ile usulüne uygun olarak belirlenen firelerden dolayı sorumluluk aranmaz. Kullanılmak üzere taşınır teslim edilen görevliler, taşınırın korunmasından ve taşınıra verilen zararlardan sorumludur. Kamu idareleri, verilen zararların sorumlularına ödettirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Kamu idarelerine ait malları edinme,
kiralama, tahsis, yönetim, kullanma ve elden çıkarma işlemleri, mevzuatında öngörülen kurallar dâhilinde hizmetin amacına uygun olarak verimlilik ve tutumluluk ilkesine göre yapılır. Bu ilkeye aykırı eylem ve işlemlerden doğacak zararlardan, malların yönetimi veya kullanılması hususunda yetki verilenler sorumludur” denilmektedir.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin “Sorumluluk” başlıklı 5’inci maddesinde, harcama yetkililerinin taşınırların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak edinilmesinden, kullanılmasından, kontrolünden sorumlu olduğu, kasıt, kusur veya ihmal sonucu kırılan, bozulan veya kaybolan taşınırların ilgililerden tazmini için gerekli işlemleri yapmaya veya yaptırmaya yetkili bulunduğu, taşınırların muhafazasından, yönetilmesinden sorumlu olanların, gerekli tedbirlerin alınmaması veya özenin gösterilmemesi nedeniyle taşınırın kullanılmaz hale gelmesi veya yok olması sonucunda sebep oldukları kamu zararları hakkında, “Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin “Taşınırların kaydı” başlıklı 12’nci maddesinde bütün taşınırların ve bunlara ilişkin işlemlerin kayıt altına alınmasının esas olduğu,
“Kayıt zamanı, kayıt değeri ve değer tespit komisyonu” başlıklı 13’üncü maddesinde, taşınırların, edinme şekline bakılmaksızın kamu idaresince kullanılmak üzere teslim alındığında giriş; tüketime verildiğinde, satıldığında, başka harcama birimlerine devredildiğinde, bağışlandığında veya yardım yapıldığında, çeşitli nedenlerle kullanılamaz hale geldiğinde, hurdaya ayrıldığında veya kaybolma, çalınma, gibi yok olma hallerinde çıkış kaydedileceği,
“Satış suretiyle çıkış” başlıklı 26’ncı maddesinde, ilgili mevzuatı çerçevesinde satılan taşınırların Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek çıkış kaydedileceği ve satışa ilişkin karar veya onayın bir nüshasının fişin birinci nüshasına bağlanacağı, “Kullanılmaz hale gelme, yok olma veya sayım noksanı nedeniyle çıkış” başlıklı 27’nci maddesinde, çalınma, kaybolma gibi nedenlerle yok olan taşınırlar ya da yıpranma, kırılma veya bozulma gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelen taşınırlar, Kayıttan Düşme Teklif ve Onay Tutanağı ve Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek kayıtlardan çıkarılacağı eğer çalınma kırılma vb. hallerde kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizlik olup olmadığı araştırılarak sonuçları ayrı bir tutanakta belirtileceği düzenleme altına alınmıştır.
İdarenin mülkiyetinde ki taşınırların tespiti amacıyla Noterler Birliğine yazı yazılmıştır.
Noterler Birliği tarafından gönderilen listede yer alan ancak Belediye envanterinde yer almayan 177 aracın olduğu tespit edilmiştir. Envanterde yer almayan 177 araca ilişkin yapılan incelemelerde; 24 adet aracın ekonomik ömrünü doldurması sebebiyle hurdalıkta yer aldığı ancak üzerlerinde haciz işlemi olduğundan dolayı trafik tescilinden düşme işleminin gerçekleştirilemediği, 57 adet aracın geçmiş yıllarda kamu kurumlarına satıldığı ancak tescil
devir işlemlerinin yapılmamasından dolayı hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına tescilli oldukları, 4 aracın İl İdare Kurulu kararıyla devir işlemlerinin gerçekleştirildiği ancak trafik tescil işlemlerinin gerçekleştirilmediği görülmüştür. Kalan 92 (177-85=92) araca ilişkin herhangi bir kayıt getirilememiş olup mahiyeti bilinmemektedir.
Bununla birlikte satılan 57 adet aracın trafik tescil kayıtlarının İstanbul Büyükşehir Belediyesinde görünmesi sebebiyle konunun ayrıntısına girilmiş ve araçları satın alan 56 kamu idaresinden Sivas Belediyesi, Siirt Belediyesi, Aslanapa Belediyesi, Tavşanlı Belediyesi ve Serdivan Belediyesi’ne araçların akıbeti amacıyla resmi yazı yazılmıştır. Gelen cevaplarda Tavşanlı ve Aslanapa Belediyeleri araçların kendilerinde olduğunu belirterek araçlara ilişkin kanıtlayıcı belge ve fotoğrafları göndermişlerdir. Serdivan Belediyesi İBB’den satın aldığı aracı 29.03.2006 tarihinde üçüncü kişiye sattığını, Siirt ve Sivas Belediyeleri ise (İstanbul
Büyükşehir Belediyesinde söz konusu araçların satış işlemine ilişkin evrakların olmasına rağmen) araçların hem fiziki olarak hem de belge veya kayıt olarak envanterlerinde olmadığını belirtmişlerdir.
Satış işlemi gerçekleştirilen ve Büyükşehir Belediyesinde satışa ilişkin evrakları bulunan ancak resmi kayıtlarda İBB üzerine olan araçlardan bazılarının satılan idare tarafından mahiyetinin bilinmemesi veya başka kişilere satışının yapılması Büyükşehir Belediyesi açısından risk içermektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; 92 adet aracın belge ve bilgilerine ulaşmak üzere yapılan çalışmalar neticesinde; 1 adedinin 2003 yılında piyasaya ve 67 adedinin 1995-1999 yılları arasında İSBAK A.Ş. ‘ye olmak üzere 68 adet aracın ihale yoluyla satıldığı, 5 adet aracın hurda olarak 2008-2012 yılları arasında MKE Kurumuna satıldığı, 3 adet aracın meclis kararıyla 2005 yılında Endonezya’ya hibe edildiği, 1 adet aracın ise Makine İkmal
Şube Müdürlüğü bünyesinde faal olarak kullanıldığı ve envanterde kaydının bulunduğu, ayrıca, taşınır mal programında yapılan incelemede, Yol Bakım Müdürlüğü (Şu anki Makine İkmal Şube Müdürlüğü) envanterinde bulunan 1 adet aracın 19.11.2009 tarih, 13201 numaralı çıkış evrakında çalıntı bilgisi olduğu, Atölyeler Müdürlüğü (Şu anki Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğü) envanterinde bulunan aracın ise 28.01.2013 tarih, 38407 numaralı çıkış evrakı ile
imha edildiği,Araçların ve bu araçlara ait işlemlerin eski yıllarda yapılmış olması, birimlerde ki yapısal değişimler ve personel değişimleri vb. sebepler belge ve bilgilere ulaşılmasını zor hale getirmiş olup çalışmaların ancak neticelenebildiği, Tüm arama ve çalışmalara rağmen 13 adet aracın akıbetiyle ilgili hiçbir belge ve bilgiye ulaşılamadığı, mevcut Taşınır Mal Programının 2007 yılında kullanılmaya başlandığı, konu edilen 13 adet aracın 2007 yılından önce envanterden çıkarılmış olabileceği ihtimali düşünülerek 1994-2007 yılları arasında kullanılan Ambar Uygulaması programı kayıtlarında bu araç bilgilerinin olup olmadığının incelemek üzere Bilgi İşlem Şube Müdürlüğüne müracaat edildiği, Ambar Uygulaması programında bazı girişlerin plaka üzerinden değil motor ve şasi numaraları üzerinden girişlerinin yapıldığı anlaşıldığı için 13 adet aracın motor ve şasi numaralarının tespiti amacıyla Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğünün yardımlarıyla noterden 13 adet aracın motor ve şasi numaralarına ulaşıldığı, ancak motor ve şasi numaraları üzerinden Ambar Uygulaması programında yapılan incelemede 13 adet araçla ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı 13 adet araçla ilgili noterden alınan bilgilerde bu araçların model yıllarının 1964 ile 1986 arasındaki yıllara ait olduğu ve bu araçların Ambar Uygulaması programının başlangıç tarihi olan 1994 yılından önce satış veya hurda yoluyla kayıtlardan çıkarılmış olabileceği, 1994 yılından önce ise kullanımda olan herhangi bir ayniyat programı olmadığı için fiili imkânsızlık sebebiyle 13 adet araçla ilgili hiçbir bilgi ve belgeye ulaşılamadığı belirtilmiştir.
Söz konusu bulgu kapsamında, belge ve bilgilerine ulaşılan 130 adedi satış, 4 adedi devir, 3 adedi hibe, 1 adedi çalınma ve 1 adedi imha nedeniyle İdare envanterinden çıkarılan toplam 139 adet aracın trafik tescil işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için gerekli çalışmaların başlatılacağı ifade edilmiştir. İdare tarafından söz konusu 92 adet araçtan 78 adedinin hibe, satılma, çalıntı vb. yollarla envanterden çıkarıldığı ve bir adetinin faal olarak kullanıldığı 13
adet araç hakkında ise akıbetlerinin bilinmediği ifade edilse de söz konusu 78 adet araç trafik tescil kayıtlarında İdare üzerinde görünmekte ve risk içermektedir. Ayrıca akıbetlerinin bilinmemesi sebebiyle belge sunulamayan 13 adet aracın İdare tarafından akıbetlerinin öğrenilmesi için gerekli çalışmaların başlatılması gerekmekte olup kayıp ve kötüye kullanılmasından sorumlu olanların tespit edilmesi ve mevzuatın gerektirdiği işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Sonuç olarak; trafik tescillerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerine kayıtlı olan ancak akıbeti bilinmeyen 13 adet, satış işlemi gerçekleştirilen ancak resmi kayıtlarda Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olan 130 adet, İl İdare Kurulu kararı ile devir işlemi gerçekleştirilen ancak Büyükşehir Belediyesi üzerine kayıtlı 4 adet, hibe edilen 3 adet, çalınan 1 adet ve imha edilen 1 adet olmak üzere, toplamda 152 adet aracın akıbetlerinin belirlenmesi, satış veya devir olan taşıtların trafik tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi, kayıp ve kötüye kullanılmasından sorumlu olanların tespit edilmesi ve mevzuatın gerektirdiği işlemlerin
yapılması gerekmektedir.
BULGU 22: Danışmanlık Hizmet Alımlarıyla Hazırlatılan Projelerin Kullanılmaması
İdarenin planlanan yapım işlerinin projelendirilmesi sonucunda tamamlanan bazı projelerin herhangi bir yapım işi kapsamında değerlendirilmediği ve dolayısıyla âtıl bırakıldığı görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesine göre; -Ön proje; belli bir yapının kesin ihtiyaç programına göre; gerekli arazi ve zemin araştırmaları yapılmadan, bilgilerin hâlihazır haritalardan alındığı, çevresel etki değerlendirme ve fizibilite raporları dâhil elde edilen verilere dayanılarak hazırlanan plân, kesit, görünüş ve profillerin belirtildiği bir veya birkaç çözümü içeren projeyi, -Kesin proje; belli bir yapının onaylanmış ön projesine göre; mümkün olan arazi ve zemin araştırmaları yapılmış olan, yapı elemanlarının ölçülendirilip boyutlandırıldığı, inşaat sistem ve gereçleri ile teknik özelliklerinin belirtildiği projeyi, -Uygulama projesi; belli bir yapının onaylanmış kesin projesine göre yapının her türlü ayrıntısının belirtildiği projeyi
ifade etmektedir. Aynı Kanun’un “İhale ve ön yeterlik dokümanının içeriği ve idari şartnamede yer alması zorunlu hususlar” başlıklı 27’nci maddesine göre, ihale veya ön yeterlik dokümanında yaptırılacak işin projesini de kapsayan teknik şartnamelerin bulunması zorunludur.
Aynı Kanun’un “İdarelerce uyulması gereken diğer kurallar” başlıklı 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde; yapım işlerinde arsa temin edilmeden, mülkiyet, kamulaştırma ve gerekli hallerde imar işlemleri tamamlanmadan ve uygulama projeleri yapılmadan ihaleye çıkılamayacağı hüküm altına alınmakla birlikte ön veya kesin proje üzerinden ihaleye çıkılabilecek istisnai haller de sayılmıştır.
Projelendirme ise İdarenin personeli tarafından yapılabileceği gibi danışmanlık hizmet alım ihalesi yoluyla da danışmanlık hizmet sunucularına da yaptırılabilir. Danışmanlık hizmet alımlarına, Kanun’un 48’inci maddesinde yer verilmiş olup ayrıca konu, Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile detaylandırılmıştır.
Bu hükümlerden anlaşılmaktadır ki yapım işlerinde proje olmadan ihaleye çıkılamamaktadır ve bir projenin hazırlatılma amacı ise ilgili yapım işinin temelini
oluşturmaktır.
Yapılan incelemelerde, Etüt ve Projeler Daire Başkanlığı tarafından yapılan proje hizmet alımı suretiyle hazırlatılan çok sayıda projenin uygulamacı birimler tarafından kullanılmadığı, yapım işi aşamasına geçirilmediği tespit edilmiştir.
Bu kapsamında yürütülen çalışmaya göre, 2012-2023 yılları arasında uygulamacı birim olarak ilgili şube müdürlüklerine havale edilen 1.307 projeden 646 adedinin herhangi bir yapımişi ihalesine bağlanmadığı anlaşılmıştır.
Projelendirme işleminin tek başına sonuç doğurmadığı, yapım işlerinin öncelikli aşamalarından biri olduğu düşünüldüğünde yapımına başlanmayacak işler için proje hizmet alımı yapılmamalıdır. Bazı durumlarda fikir projelerinde veya projelendirme sırasında etüt çalışmalarında yapımın gerçekleştirilemeyeceği görülebilir ancak projenin tamamlanması halinde yapım işin yapılabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim projelerin atıl kalma ihtimalinin asgari seviyede tutulması için önce planlamanın doğru ve tam yapılması gerekmektedir.
Ayrıca İdare bünyesinde “Proje Uygulama Takibi” adında bir sistemin mevcut olduğu, bu sistemin aktif kullanımı sağlanırsa proje çalışmaları ve bu projelere bağlanan yapım işlerinin aşama aşama takip edilebileceği ancak ilgili birimler tarafından bahsi geçen sistemin yeterli düzeyde kullanılmaması sebebiyle güncel olarak hangi projelerin mevcut olduğu, proje hazırlama veya yapım işlerinin hangi safhada olduğu bilgisi tam olarak elde edilemediği görülmüştür. Bu sebeple projelerin atıl kalmasının yanı sıra İdare tarafından aynı projenin tekrar hazırlatılması riski doğmaktadır. Sistemin aktif ve doğru kullanımının sağlanması halinde projelerin takibi hem idare personeli hem de iç ve dış denetim için faydalı olacaktır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, bulguda bahsi geçen projelerin birçoğunun mülkiyet değişikliği, plan tadilatı sürelerinin uzaması ve işgal vb. nedenlerle mahkeme süreçlerinin devam etmesi veya tabi oldukları yönetmeliklerin değişmesi sonucu geçerliliğini yitirmesi nedeniyle kullanılmadığı ifade edilmiştir. Ancak belirtilen sebeplerle kullanılmadığı anlaşılan projeler bulguya dahil edilmemiştir. Temel olarak bulguda bahsi geçen hususun planlama eksikliği sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, daha sağlıklı bir planlama sürecinden geçilerek danışmanlık hizmet alımı suretiyle proje edinilmesi gerekmektedir.
BULGU 23: Kültürel Etkinlikler ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüklerinin Torba İhalelerinde İhale Mevzuatındaki Hükümlere Uyulmaması
Aynı genel sekreter yardımcısına bağlı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ile Halkla İlişkiler Müdürlüğünün muhtelif tanıtım, duyuru, organizasyon ve baskı materyalleri ihalelerinin bölündüğü ve bölünen ihalelerde aralarında doğal bağlantı bulunmayan işlerin birlikte ihale edildiği tespit edilmiştir.
a) Aralarında Kabul Edilebilir Doğal Bir Bağlantı Bulunmayan Mal ve Hizmet Alımlarının Bir Arada İhale Edilmesi Kurumun Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığına bağlı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün 2023/156970 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Yapılacak Muhtelif Kültürel & Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik ve Organizasyonların Tanıtım ve Duyuru Hizmetleri ile Muhtelif Baskılı Materyallerin
Temini Hizmet Alımı İşi” ile 2023/732948 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Demokrasi Yüzyılında Yapılacak Muhtelif Kültürel &Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik Ve Organizasyonların Tanıtım Ve Duyuru Hizmetleri İle Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmet” işi ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünün 2022/1319365 ihale numaralı “2023 Yılı İstanbul Geneli Muhtelif Organizasyonlar İle Tanıtım – Duyuru Çalışmaları ve Baskılı Materyallerin Temini Hizmet Alımı İşi” ihalelerinde Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerine aykırı olarak aralarında doğal bir bağlantı olmadığı halde
mal ve hizmet alımının bir arada ihale edildiği görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun Temel İlkeler başlıklı 5’inci maddesinde, “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri birarada ihale edilemez. …” hükmü yer almaktadır.
Kanunun temel ilkelerinden biri, mahiyetleri itibarıyla birbirinden farklı nitelik arz ettiği için mal alımı, hizmet alımı ve yapım işinin bir arada ihale edilmemesidir. İdare tarafından yapılacak bir ihalenin hangi ihale türüne dâhil olduğunun ve buna bağlı olarak uygulanacak ihale mevzuatının tespitinin yapılması gerekmektedir. Nitekim mal alımı, hizmet alımı ve yapım işlerinde ihalenin konusu ve buna bağlı olarak mevzuatta yer alan hükümlerin
uygulanması farklılık göstermektedir.
Mal alımı, hizmet alımı veya yapım işlerinin bir arada ihale edilmesi, bu işlerden yalnız biri hakkında teknik imkâna sahip isteklilerin ihaleye katılımını engellemektedir. Bu nedenle, aralarında kabul edilebilir bir bağlantı olmadıkça mal alımı, hizmet alımı ve yapım işi ihaleleri bir arada yapılması rekabet ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.
4734 sayılı Kanunun Tanımlar başlıklı 4’üncü maddesinde; Tedarikçi, mal alım ihalesine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri ve hizmet sunucusu, hizmet alım ihalelerine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aralarında doğal bağlantı bulunmayan mal ve hizmet alımının piyasada mal tedarikçisi tarafından karşılanan bir ihtiyacın
hizmet alımı içerisine dâhil edilerek, hizmet sunucusundan alınması rasyonel bir işlem değildir.
Çünkü hizmet sunucusu söz konusu malı satın alıp üzerine ayrıca yüklenici karı ekleyerek teklif bedelini oluşturacağı için kaynakların verimli kullanılması ilkesine de aykırı olacaktır. İdare ise hem mal satıcısına hem hizmet sunucusuna ayrı ayrı kar ödemiş olacaktır.
Yapılan incelemelerde, aşağıda tabloda yer alan mal kalemlerinin hizmet alımı ile beraber ihale edilmesinden dolayı, Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün 2023/156970 numaralı ihalesinde 399 Adet ihtiyaç kalemi belirlenmiş olup 5 istekli doküman indirmiş, 1 teklif verilmiş ve 431.108.825,00 TL+KDV bedelle belediye iştiraki olan KÜLTÜR AŞ ihaleyi almıştır. Yine 2023/732948 ihale numaralı ihalede 305 Adet ihtiyaç kalemi belirlenmiş 4 istekli doküman
indirmiş, 1 teklif verilmiş ve 553.871.400,00 TL+KDV bedelle ve her iki ihalede de tek teklif veren belediye iştiraki olan KÜLTÜR AŞ ihaleyi almıştır.
Halkla İlişkiler Müdürlüğünün 2022/1319365 ihale numaralı ihalesinde de aynı durum gerçekleşmiş, 216 Adet ihtiyaç kalemi belirlenmiş 4 istekli tarafından doküman indirilmiş, 2 teklif verilmiş ve 1 teklif geçerli kabul edilmiş, 555.402.000,00 TL+KDV bedel ile belediye iştiraki olan KÜLTÜR AŞ ihaleyi almıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından a maddesine ilişkin olarak; dosya incelendiğinde bahse konu hizmet kalemlerinin bir bütünü meydana getiren parçalardan oluştuğu (aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olduğu) ve ifade edildiği gibi tamamının hizmet ihalesi çerçevesi içinde kaldığının görüleceği, örnek olarak da; bir organizasyonda ses sistemi kullanılacaksa bu ses sistemini kullanacak kişi/kişilerin podyum üzerine çıkması
gerektiği, podyumun halı ya da pvc ile kaplanması gerektiği, organizasyona katılımın fazla olacağı düşünülüyor/öngörülüyor ise ya da bu organizasyonda sunum yapılacaksa led ekran veya projeksiyon cihazı kullanmak gerekeceği, organizasyonda kullanılacak ses sistemi ve ışık sisteminin parçalarının entegre edileceği truss sistemi kullanmak gerektiği, uluslararası bir organizasyon veya protokolün iştirak edeceği bir organizasyondan bahsediliyorsa teamül gereği
kokteyl / ikram verileceği, uzun süren bir organizasyon yapılacaksa en az bir öğün yemek verilme zorunluluğu, halka açık organizasyonlarda güvenlik gereği bariyer, dedektör, x – ray cihazı kullanılacağı, organizasyon katılımcılarının doğru yönlendirilebilmesi ve organizasyonun doğru işlemesi için organizasyon görevlisi bulundurulması gerekliliği ifade edilmiştir.
Bulguyla ifade edilen husus ile İdarenin yaklaşımı benzerlik göstermektedir. Aşağıdaki maddelerde de ifade edildiği ve Kültür AŞ’nin fonksiyonları göz önüne alındığında tabloda yer alan malların, hizmetlerin veyahut işlerin bir bütün olarak Kültür AŞ’ce üstlenilmesinin olanağı yoktur. Dolayısıyla adı geçen ihalelerde görüleceği üzere işin ana tedarikçisine İdarece ulaşılamadığı için İdare ayrıca bir külfete katlanmaktadır.
Sonuç olarak; İdare, farklı istekliler tarafından sağlanabilecek ve aralarında doğal bağlantı olmayan mal alımı, hizmet alım ve yapım işlerini bir arada ihale edemeyeceği gibi, yapılan işle veya alınan hizmetle ilgisi olmayan, farklı yöntemlerle piyasadan temin edilebilecek mal ve hizmet kalemlerini de ihale bünyesine katmamalıdır.
b) İhale İlan ve Dokümanında İşlerin Niteliklerinin Tam Olarak Belirtilmemesi
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun İhale ilânlarında bulunması zorunlu hususlar başlıklı 24’üncü maddesinde, “İhale dokümanında belirtilmeyen hususlara ilânlarda yer verilemez. İhale ilânlarında aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur:
… c) Mal alımı ihalelerinde teslim yeri, hizmet alımı ve yapım ihalelerinde ise işin
yapılacağı yer. …”
İhale ve ön yeterlik dokümanının içeriği ve idari şartnamede yer alması zorunlu hususlar başlıklı 27’nci maddesinde ise “İhale dokümanında; isteklilere talimatları da içeren idari şartnameler ile yaptırılacak işin projesini de kapsayan teknik şartnameler, sözleşme tasarısı ve gerekli diğer belge ve bilgiler bulunur. Ön yeterlik dokümanında ise adaylarda aranılan şartlara, ön yeterlik kriterlerine ve gerekli diğer belge ve bilgilere yer verilir. İdari şartnamede ihale konusuna göre asgari aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur: … r) İhale konusu işin başlama ve bitirme tarihi, yapılma yeri, teslim şartları ve gecikme halinde alınacak cezalar. …” hükümleri yer almaktadır Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği Temel İlkeler başlıklı 4’üncü maddesinde, İdarelerin yapacakları ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği,gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve
kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu oldukları ve Yaklaşık maliyetin hesaplanması ve güncellenmesi başlıklı 9’uncu maddesinde, birim fiyat üzerinden teklif alınan ihalelerde; Her bir iş kaleminin miktarını ve gerçekleştirilmesine ilişkin şartları gösteren bir cetvelin hazırlanacağını, bu cetvelde her bir iş kaleminin adı, birimi, birim fiyatı ve bu fiyata dâhil olan maliyetler ile varsa diğer unsurların gösterileceğini ve birim fiyata dâhil olan maliyetlerin, iş kalemi ile ilgili bütün unsurları içerecek şekilde düzenleneceği ifade edilmektedir.
Yapılan incelemeler neticesinde; İdarenin Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığına bağlı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün 2023/156970 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Yapılacak Muhtelif Kültürel & Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik ve Organizasyonların Tanıtım ve Duyuru Hizmetleri ile Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmet Alımı İşi” ile 2023/732948 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Demokrasi Yüzyılında Yapılacak Muhtelif Kültürel &Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik Ve Organizasyonların Tanıtım Ve Duyuru
Hizmetleri İle Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmet” torba ihalelerin birim fiyat teklif cetvellerinde yer alan bazı kalemlerde rekabeti, eşit muameleyi ve güvenirlik ilkelerini zedeleyen durumlar tespit edilmiştir.
Her iki ihalede de yapılacak işler listesinde yer alan; Çocuk Oyunu / Dans Gösterisi Hizmeti Temini, Performans Sanatçıları Temini, Sanat Eseri Üretimi, Konser / Dinleti / Gösteri Hizmeti Temini ve Yetişkin Oyunu, Folklor / Dans ve Gösterisi Hizmeti Temini iş kalemlerini ihtiva eden özelliklerin net ve anlaşılır bir şekilde belirlenmediği gibi işin gerçekleştirileceği yerlerde belirtilmemiştir. Dolayısıyla rekabet, eşit muamele ve güvenirlik ilkeleri zedelenmiştir.
Kanun’unda, ihale ilanında ve idari şartnamede işin hAngi niteliklere sahip kişiler/gruplar tarafından ve nerede yerine getirileceğinin belirtilmesi zorunlu tutularak, söz konusu işler için istekliler tarafından maliyetlerin tam ve sağlıklı bir şekilde tespit edilmek suretiyle verilecek tekliflerde belirsiz bir hususun kalmamasını amaçlanmaktadır. Rekabet ve kaynakların verimli kullanılması temel ilkelerinin sağlanması için hizmetin yapılacağı yerin ve
hangi niteliklere sahip kişiler/gruplar tarafından gerçekleştirileceğinin tam olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Örneğin; 2023/732948 ihale numaralı işte teknik şartnamenin 38’inci maddesinde yer alan; “Konser/Dinleti/Gösteri Hizmeti Temini 22 iş kaleminde; 2023 yılı içerisinde idarenin yükleniciden talep edeceği 2 Adet konser/dinleti (müzik ve/veya müzikli yada müziksiz masal, öykü, şiir, vs…)/dans gösterisi/folklor gösterisi/söyleşi için kişi, sanatçı veyahut orkestra/müzik grubu/müzik topluluğu/dans grubu/folklor gruplarının her birine sergiledikleri her performans(gösteri) için net 2.000.000,00 TL kaşe bedeli ödenmesi yüklenici firma tarafından gerçekleştirilecektir…” ifadesi yapılacak işin niteliğini anlatmaktan uzaktır. İdare tarafından b maddesine ilişkin olarak; istekli olabilecek firmalar için ihale öncesinde EKAP üzerinden temin edilebilecek olan Teknik Şartname, İdari Şartname ve Sözleşme Tasarısı içerisinde ilgili bilgilerin yer aldığı, isteklinin ihalenin iş ve işlemlerinin İstanbul Genelinde yapılacağını bildiği ve ihaleye girerken bunu göze alarak fiyatlandırma yapması gerektiği, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği Temel İlkeler başlıklı 4’üncü
maddesinde belirtilen şartları sağladığının görüldüğü ifade edilmiştir. Ancak İdarenin bulguda bahsi geçen hususu karşılayamadığı düşünülmektedir. Çünkü; İstanbul metropol alan olarak iş maliyetlerinin bölgeden bölgeye büyük farklarla değişebileceği bir alandır.
Hangi sanatçıların bu madde kapsamında hizmet sunacağı, getirilecek sanatçıların hangi özelliklerinden dolayı bu madde kapsamında temin edileceği, sanatçıların yurtiçinden mi yurtdışından mı getirileceği vs. gibi konular şeffaf bir şekilde belirtilmediği gibi konserin/gösterinin yapılacağı yerin de ihale sonrasında İdare tarafından belirlenmesi işin maliyetinin belirlenmesini zorlaştırmakta ve rekabeti sınırlandırmaktadır.
c) Benzer Nitelikteki İşlerin Ayrı İhalelerde Temin Edilmesi/Yaptırılması Aşağıdaki tabloda gösterilen ve her üç ihalede de yer alan aralarında da doğal bağlantı
bulunmayan “mal ve hizmet kalemlerinin” birleştirildiği ve aynı genel sekreter yardımcılığına bağlı farklı iki müdürlükçe bölünerek her üç ihalede de yer aldığı tespit edilmiştir.
İdare tarafından aralarında doğal bağlantı bulunmayan birçok iş kaleminin “muhtelif işler” adı altında bir arada ihale edilmesinin olağan bir yöntem haline dönüştürüldüğü görülmüş ve aynı mal ve hizmet kalemlerinin iki müdürlükçe farklı ihalelerde temin edildiği tespit edilmiştir.
Listeden de anlaşılacağı üzere, her üç ihalede de ortak nitelikli yer alan en az 681.665.250,00 TL’lik 113 Adet mal ve hizmet kalemi aralarında doğal bağlantı bulunmadığı halde idare birimi bazında bölünerek bir arada ihale edilmiştir.
Yapılan incelemelerde 113’ü ortak ve aynı nitelikte olmak üzere, aralarında doğal bağlantı bulunmayan Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün 2023/156970 numaralı ihalesinde 399 Adet, 2023/732948 ihale numaralı ihalede 305 Adet; Halkla İlişkiler Müdürlüğünün 2022/1319365 ihale numaralı ihalesinde 216 Adet mal ve hizmet alımı kaleminin bir arada ihale edilmelerinden oluşan ihalelerde yeterlilik kriterlerine ilişkin olarak iş deneyim oranları da yüksek tutularak ihalelere katılımda rekabet engellenmiş, tek istekli olarak belediye iştiraki olan KÜLTÜR AŞ bu ihaleleri almıştır.
Hizmet sunucusu olan KÜLTÜR AŞ ise söz konusu malı satın alıp üzerine ayrıca yüklenici karı ekleyerek teklif bedelini oluşturmuş dolayısıyla hem mal satıcısına hem hizmet sunucusuna ayrı ayrı kar ödenmiş ve kaynakların verimli kullanılması ilkesine de aykırı hareket edilmiştir.
İdare tarafından c maddesine ilişkin olarak; 5393 Kanun’un “Belediye bütçesi” başlıklı 61. maddesinde “Belediye başkanı ve harcama yetkisi verilen diğer görevliler, bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumludur” hükmünün yer aldığı, bu harcamayı yapmaya yetkili kişilere “harcama yetkilisi/ita amiri” denilmekte olduğu, aynı Kanunun “Harcama yetkilisi” başlıklı 63. maddesinde yer alan “Belediye bütçesiyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir” hükmü ile görev tanımı ve sorumluluğun belirlendiği, harcama birimlerinin (büyükşehir belediyesi / il ve ilçe belediyelerinde muhtelif müdürlükler) kuruluş amaçları belli bir hizmet alanına odaklanarak profesyonelleşme, o hizmetin halkla mümkün olan en kısa zamanda ulaşmasını sağlama ve o hizmetin kalitesini sürekli güncel tuttuğu, bulgunun aynıyla kabul edilmesi durumunda her bir
kamu kurumu için sadece bir harcama yetkilisi ve sadece bir harcama birimi ihdas edilmesi gerekeceği bu durumun profesyonelleşmeyi zora sokarak ve ilgili kamu kurumunun hizmetinde ciddi aksaklıklara sebebiyet vereceği, bulguda yer alan aynı genel sekreter yardımcısına bağlı iki müdürlüğün faaliyet alanları ile ilgili ihtiyaç duydukları ve ayrı ihale dosyasına konu edilen hizmet kalemlerinin tamamen birbirinin aynı olmadığı gibi benzer / aynı hizmet kalemlerinin
de miktarlarının birbirlerinden farklı olduğu ve bu miktarsal farklılığın her iki müdürlüğün ihtiyaçlarının birbirinden farklı olmasından kaynaklandığı beyan edilmiştir.
Ancak, İdarece 5018 sayılı Kanunun temel dinamiği olan kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılması ilkesi göz ardı edilmektedir. Profesyonellik “torba ihalelerde” aynı malın aynı hizmetin veyahut aynı işin birden fazla müdürlükçe farklı tutarlarda alınması veya yaptırılması değil, etkin planlamayla ekonomik ve verimli işlem tesis edilebilmesidir.
Sonuç olarak; adı geçen ihalelerde Kamu İhale Kanunun 5’inci maddesindeki hususların göz önünde bulundurularak kurgulanması ve etkin, ekonomik ve verimliliğin baz alınması gerekmektedir.
d) İşlerin Tamamına Yakın Kısmının Alt Yüklenicilere Yaptırılması Rekabeti engelleyici hususlar sebebiyle işin ihalesine gerçek yükleniciler katılamamış,
ihaleyi alan firma ise bu işlerin tamamı ya da büyük bir kısmını alt yüklenicilere ihale bedelinden çok daha düşük bedellerle yaptırmıştır. İhalelerde yer alan rekabeti engelleyici şartlardan dolayı yeterli rekabet ortamı oluşmamış, işler gerçek değerinden yüksek bedelle işin gerçek yüklenicisi olmayan belediye şirketine ihale edilmiş, sonrasında ise işi alan belediye şirketi, aynı işi daha düşük bedellerle alt yüklenicilere yaptırmıştır. Böylece ihaleyi alan şirket
işin yapımında hiçbir katkısı olmadığı halde kazanç sağlamıştır.
Yukarıda yer alan tabloda görüleceği üzere; her üç ihalede de yer alan benzer veya aynı nitelikte olan iş kalemlerinden seçilen 23 kalem mal ve hizmet alımına ilişkin ihale bedeli ile şirketin alt yüklenicilere yaptırdığı/temin ettiği mal ve hizmet kalemlerine ödenen bedeller arasındaki farklar yer almaktadır.
Örneğin; Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün yaptığı ihalede 16 Adet alt yüklenici sözleşmesi yapmıştır. İdare 23 grup mal sepeti için İBB Kültür AŞ’ye 102.801.250,00 TL ödeme taahhüdünde bulunurken Kültür AŞ alt yüklenicisiyle bu iş için 69.983.375,00 TL’lik anlaşma imzalamıştır. İhalenin hatalı kurgusu nedeniyle yalnızca 23 grup mal sepetinde oluşan fiyat farkı 32.817.875,00 TL’dir. Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğünün ihalesinde ise 17 Adet alt yüklenici sözleşmesi yapılmıştır. İdare 23 grup mal sepeti için İBB Kültür AŞ’ye 79.698.750,00 TL ödeme taahhüdünde bulunurken Kültür AŞ alt yüklenicisiyle bu iş için 67.657.500,00 TL’lik anlaşma imzalamıştır. İhalenin hatalı kurgusu nedeniyle yalnızca 23 grup mal sepetinde oluşan fiyat farkı 12.041.250,00 TL’dir.
Dolayısıyla Kurumun Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığına bağlı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğünün 2023/156970 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Yapılacak Muhtelif Kültürel & Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik ve Organizasyonların Tanıtım ve Duyuru Hizmetleri ile Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmet Alımı İşi” ile 2023/732948 ihale numaralı “İstanbul Genelinde Demokrasi Yüzyılında Yapılacak Muhtelif Kültürel &Sanatsal Etkinlikler, Muhtelif Kültür & Sanat Organizasyonları, Bu Etkinlik Ve Organizasyonların Tanıtım Ve Duyuru Hizmetleri İle
Muhtelif Baskılı Materyallerin Temini Hizmet” işi ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünün 2022/1319365 ihale numaralı “2023 Yılı İstanbul Geneli Muhtelif Organizasyonlar İle Tanıtım – Duyuru Çalışmaları ve Baskılı Materyallerin Temini Hizmet Alımı İşi” ihalelerinde yer alan saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını engelleyen şartlar sebebiyle kaynakların verimli
kullanılmadığı düşünülmektedir.
Her iki müdürlük tarafından torba ihale olarak çıkılan ve rekabeti engelleyici ağır şartların yer aldığı üç ihalenin de tek katılımcısı belediye iştiraki olan KÜLTÜR AŞ olmuştur.
İşlerin tamamına yakının ihaleyi alan KÜLTÜR AŞ tarafından alt yüklenicilere yaptırılması, ihale bedeli ile alt yüklenicilere ödenen bedeller arasında kayda değer farkların olmasına sebep olmuştur.
İdare tarafından d maddesine ilişkin olarak; açık ihale yönteminin tüm prosedürlerine harfiyen uyulduğu, bulguya konu ihalenin sözleşme bedelinin İdare tarafından yapılan piyasa araştırmasının altında kaldığı, bu durumun İdarenin sağlıklı bir piyasa araştırması yaptığını gösterdiğini, ihaleye katılan isteklilerin, üzerine ihale bırakılan yüklenicilerin ve yüklenici eli ile gerçekleştirilen alt yüklenici ihalelerinde istekliler tarafından sunulan tekliflerin gerçek piyasa fiyatları olup olmadığı ile ilgili bir işlem yapmanın ne idare görevleri arasında yer aldığı ne de bu durum ile ilgili mevzuatta bir düzenleme bulunmadığı ifade edilmiştir.
Ancak bulguda bahsi geçen husus; İdarenin her ihale bazında bilinçli olarak açık kurgusal hata yapması nedeniyle rekabetin engellenmesi ve işin mal ve hizmet tedarikçilerine doğrudan yaptırılmayışı yüzünden İdarenin ekstra külfete sokulmasıdır.
Sonuç olarak; mal ve hizmet alımlarının konusuna göre ayrı ayrı ihale edilmemesi rekabeti engellemekte ve kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli kullanılmamasına da yol açmaktadır. Bu nedenle, bahsedilen işlerin birçoğunun konusuna göre ayrı ayrı açık ihale yöntemi ile ihale edilmesi hem teklif verecek istekliler arasında rekabet ortamının oluşmasına hem de kaynakların ekonomik kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Ek olarak, söz konusu iş kalemleri bir bütün olarak bir arada ihale edilecekse bile, kısmi teklif verilmesine uygun olacak şekilde ihale dokümanlarının hazırlanması, en avantajlı tekliflerin alınabilmesine olanak sağlayacaktır.
BULGU 24: İdare Şirketinden Sağlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında İhale Dokümanında Personel Sayısına Yer Verilmemesi
Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı tarafından 2023 yılında 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında İdarenin kendi şirketinden gerçekleştirilen personel çalıştırılmasına dayalı doğrudan hizmet alımlarında, ihale dokümanında çalıştırılacak işçi sayısına yer verilmediği, yaklaşık maliyet ve birim fiyat teklif cetvellerinin, yapım işlerinde kullanılan birim fiyatlar üzerinden oluşturularak alımların gerçekleştirildiği görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62’nci maddesinin (e) bendinin birinci alt bendinde, il özel idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketlerin bütçelerinden personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamayacağı ifade edilmiş, ikinci alt
bendinde de mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan, yıl boyunca devam eden, niteliği gereği süreklilik arz eden ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı park ve bahçe bakım ve onarımı işlerine ilişkin alımların personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 20’nci maddesinde; belediyeler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmetlerini, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesindeki limit ve şartlar ile 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki sınırlamalara tabi olmaksızın doğrudan hizmet alımı suretiyle birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası belediyeye ait ve halen bu kapsamda hizmet alımı yaptığı mevcut şirketlerinden birine, bu nitelikte herhangi bir şirketi bulunmuyorsa münhasıran bu amaçla kuracakları bir şirkete gördürebilir hükmü yer almaktadır. İlgili maddenin
incelenmesinden sonra varılacak sonuç; alımın, 4734 sayılı Kanun’un 62’nci maddesi (e) bendi ve 22’nci maddesinde öngörülen sınırlamalara, limit ve şartlara bağlı olmaksızın yapılması, söz konusu alıma ilişkin 4734 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı anlamına gelmemektedir. Belediyelerin, kendi şirketlerine gördürecekleri personel hizmet alımları tüm yönleriyle 4734 ve 4735 sayılı Kanun ile diğer ihale mevzuatı hükümlerine tabidir.
İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esasların 1’inci maddesinde, bu Usul ve Esasların amaç ve kapsamının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 20’nci maddesi kapsamındaki şirketlerde işçilerin işe alımı, işçilere ilişkin personel giderlerinin toplam giderler içindeki payına ilişkin üst sınırları, ilk defa alınacak işçilere ilişkin belirlenecek ölçütleri esas alarak yıllık sınırlamaları ve bu kapsamdaki alımlar ile harcamaları izlemeye ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiştir. Usul ve Esasların “Hizmetlerin gördürülmesi” başlıklı 6’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında; bu kapsamda yapılacak personel çalıştırılmasına dayalı hizmetlerin bedelinin tespitinde, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin yaklaşık maliyetinin tespitine ilişkin hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere belediyelerin kendi şirketlerinden doğrudan yapacakları personel hizmet alımlarında yaklaşık maliyetinin tespitinden, sözleşmenin bitimine kadar 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümleri ile Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ve eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine uyulması gerektiği açıktır.
Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerde yaklaşık maliyet” başlıklı 10’uncu maddesinde; personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerde, personel maliyetinin, tarım dışında ve 16 yaşından büyük işçiler için belirlenmiş brüt asgari ücret tutarı ile bu tutar üzerinden hesaplanan işveren payı toplamından az olmamak üzere bulunan maliyetler dikkate alınarak hesaplanacağı, personele asgari ücretin üzerinde ödeme
yapılmasının öngörülmesi halinde, bu ücretin brüt asgari ücretin en az yüzde (%) kaç fazlası olacağı idarece belirlenerek, bu oran üzerinden yaklaşık maliyetin hesaplanacağı belirtilmiştir.
Aynı maddenin son fıkrasında, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında, ihale konusu işin niteliği dikkate alınarak işçi sayısı üzerinden teklif alınması idarece uygun görülmeyen iş kalemleri bulunması halinde, bu kalemlerin kapsamındaki işler dâhil, ihale konusu işin yerine getirilmesi için çalıştırılacak asgari personel sayısının ihale dokümanında belirtilmesi kaydıyla, işçi sayısı yerine, yaptırılacak işi oluşturan iş kalemi veya kalemleri
üzerinden teklif alınabileceği hükme bağlanmıştır.
İdare, 2023 yılı içerisinde park, bahçe ve yeşil alanların bakımı için personel çalıştırılmasına dayalı doğrudan hizmet alımını, iki kısım halinde kendi şirketinden temin etmiştir. Bu işler; 01.01.2023-31.05.2023 dönemini kapsayan 654.908.314,14 TL sözleşme bedelli 2023 Yılı İstanbul Geneli Yeşil Alanlarının Bakımı Doğrudan Hizmet Alımı İşi ve 01.06.2023-31.12.2023 dönemini kapsayan 1.225.196.257,23 TL sözleşme bedelli 2023 Yılı 2.Dönem İstanbul Geneli Yeşil Alanlarının Bakımı Doğrudan Hizmet Alımı İşidir. Bahsi geçen işlerin ihale dokümanının, yaklaşık maliyet hesap cetvelinin ve sözleşmeye bağlanan birim fiyat teklif cetvellerinin incelenmesi neticesinde iş kapsamında çalışacak işçi sayısına ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği tespit edilmiştir. Ayrıca sözleşmeye esas işçilik kalemlerinin oluşturulmadığı, sözleşme kalemlerinin asgari işçilik maliyetlerinin hesaplanmadığı, asgari işçilik maliyetleri üzerine sözleşme giderleri ve yüklenici kâr oranı eklenerek yaklaşık maliyetin hesaplanması gerekirken bunun yerine yapım işlerinde kullanılan iş kalemleri üzerinden yaklaşık maliyetin hesaplanarak sözleşmenin imzalandığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulguda bahsedilen söz konusu işlerin birim fiyatlı ve ölçülebilir metrajlı işler olduğu, nitelik ve nicelik bakımından birçok iş kaleminin gerçekleştirilmesinin dönemsel ve mevsimsel farklılıklar gösterdiği ve bu işler için işçilik üzerinden teklif alınmasının sağlıklı ve uygun olmayacağının değerlendirildiği, sunulan her hizmet işinde işçilik, malzeme ve teknolojik gereçler gibi farklı girdi unsurlarının bulunduğu, yürütülen işin temel ediminin işçilik olmadığı, işçilerin mesailerinin tamamını idarede harcamaları yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, idare açısından hizmet işinin iş kalemlerinin zamanında ve uygun olarak gerçekleştirilmesinin temel alındığı ve hakediş ödemelerinin yapılan işin miktarı üzerinden ödeneği göz önünde bulundurulduğunda söz konusu işin işçilikten bağımsız bir edim türü olarak değerlendirildiği dolayısıyla yaklaşık maliyetin ve sözleşmenin birim fiyatlar üzerinden oluşturulduğu ifade edilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, İdarenin, kendi şirketinden yapacağı personel çalıştırılmasına dayalı doğrudan hizmet alımlarında, birim fiyat teklif cetvelindeki işçilik kalemleri (işçi x ay) üzerinden teklif alınması esas olup işçi sayısı üzerinden teklif alınmasının idarece uygun görülmemesi durumunda, ihale konusu işin yerine getirilmesi için çalıştırılacak asgari personel sayısına ihale dokümanında yer verilmek suretiyle, işçi sayısı yerine,yaptırılacak işi oluşturan iş kalemi veya kalemleri üzerinden teklif alınabileceği ifade edilmiştir.
Bulguda bahsedilen işler kapsamında, birim fiyatlar üzerinden yaklaşık maliyetler hesaplanmış ve sözleşmeler imzalanmıştır. Hakediş ödemeleri de yaptırılan iş kalemleri üzerinden hesaplanarak ödenmiştir. Halbuki Kamu İhale Genel Tebliği’nde belirtildiği üzere, idarece uygun görülmediği durumlarda işçilik kalemleri yerine iş kalemleri üzerinden bu işlerin yaptırılmasının şartı, iş kapsamında çalışacak asgari personel sayısına ihale dokümanında yer verilmesidir. Ancak bulgu konusu edilen doğrudan temin hizmet alımlarında, çalıştırılacak asgari personel sayısına ve bilgilerine yer verilmemiştir.
Sonuç olarak; 696 sayılı KHK kapsamında İdarenin kendi şirketinden yapacağı doğrudan hizmet alımlarında birim fiyat teklif cetvelindeki işçilik kalemleri için (işçi x ay) üzerinden teklif alınması zorunlu olup brüt asgari ücret veya üzerinde ücret ödenmesi öngörülen personelin varsa nakdi yol ve yemek bedeli dâhil aylık ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılacak çalışmalara ilişkin ücretler ile engelli işçi ücreti gibi ayrı ayrı hesaplanması gereken her bir işçilik maliyeti için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılması gerekmektedir. Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında, idarece birim fiyat teklif cetveli hazırlanırken işçi sayısı üzerinden teklif alınması uygun görülmeyen iş kalemi/kalemleri bulunup bulunmadığı belirlenecek ve buna göre, işçi sayısı üzerinden teklif alınması idarece uygun görülmeyen iş kaleminin/kalemlerinin bulunması halinde, ihale konusu işin yerine getirilmesi için çalıştırılacak asgari personel sayısının ihale dokümanında belirtilmesi kaydıyla, işçi sayısı yerine, yaptırılacak işi oluşturan iş kalemi veya kalemleri üzerinden teklif alınması gerekmektedir.
BULGU 25: 696 sayılı KHK Kapsamında Gerçekleştirilen Doğrudan Hizmet Alımlarında Hatalı Uygulamaların Bulunması
Belediye Şirketinden doğrudan hizmet alımı yöntemiyle temin edilen personel alımlarında hatalı uygulamalarda bulunulduğu görülmüştür.
a) Yaklaşık Maliyetin Hatalı Hesaplanması Büyükşehir Belediyesi tarafından İSPER AŞ’den gerçekleştirilen doğrudan hizmet alımlarında yaklaşık maliyetin hatalı hesaplandığı görülmüştür.
İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar’ın “Personel giderlerinin toplam giderler içindeki payına ilişkin üst sınır” başlıklı 5’inci maddesinde; asgari işçilik maliyetinin, sözleşme giderlerinin, genel giderlerin, işçilikle bağlantılı ayni giderlerin ve kâr oranının kamu ihale mevzuatı esas alınarak belirleneceği,
“Hizmetlerin gördürülmesi” başlıklı 6’ncı maddesinde; personel çalıştırılmasına dayalı hizmetlerin bedelinin tespitinde, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin yaklaşık maliyetin tespitine ilişkin hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu, bu usul ve esaslarda düzenlenmeyen hususlarda Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “yaklaşık maliyetin hesaplanması ve güncellenmesi” başlıklı 9’uncu maddesinde “Hizmetin gerçekleştirilmesi için gerekli olan iş kalemlerine veya iş gruplarına ilişkin miktarların tespit edilen fiyatlarla çarpımı sonucu bulunan tutarların toplanması ile elde edilen genel toplam tutar, sözleşme giderleri ve genel giderler ile KDV hariç olarak belirlenir. Bulunan bu tutara işin niteliği dikkate alınarak %7 oranını geçmemek üzere yüklenici kârı eklenir. Bu tutar, kâr hariç belirlenen genel toplam tutar üzerinden hesaplanan sözleşme giderleri ve genel giderler ile toplanarak yaklaşık maliyet hesaplanır. Buna ilişkin hesap cetveli hazırlayanlarca imzalandıktan sonra, ihale onay belgesinin ekine konularak ihale yetkilisine sunulur. Yüklenici için öngörülen kar tutarının bu cetvelde gösterilmesi zorunludur.” hükmü bulunmaktadır.
Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerde yaklaşık maliyet” başlıklı 10’uncu maddesinde; personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerde personel maliyetinin, tarım dışında ve 16 yaşından büyük işçiler için belirlenmiş brüt asgari ücret tutarı ile bu tutar üzerinden hesaplanan işveren payı toplamından az olmamak üzere bulunan maliyetlerin dikkate alınarak hesaplanacağı ifade edilmiştir. İhale konusu işte çalışacak
personele ilişkin yemek, yol gibi maliyetlerin teklif fiyatına dâhil edilmesinin öngörüldüğü hallerde, yukarıda yapılan hesaplamalara; bu maliyetlerin brüt tutarlarının da ekleneceği ayrıca personele nakdi olarak ödenmesi öngörülen yemek ve yol bedelinin günlük brüt tutarları ile söz konusu yemek ve yol bedellerinin bir ayda kaç gün üzerinden verileceğinin idari şartnamede gösterileceği belirtilmiştir. Yine aynı maddenin devamında yaklaşık maliyetin hesabında ilgili mevzuatı uyarınca belirlenmiş kısa vadeli sigorta kolları prim oranı da dikkate alınacaktır.
Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78’inci maddesinde; Tekliflerin hazırlanmasında ve asgari işçilik maliyetinin hesaplanmasında, ihale tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden; personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında yaklaşık maliyetin hesaplanırken Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin yaklaşık maliyetin tespitine ilişkin hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu, bu Usul ve Esaslarda düzenlenmeyen hususlarda Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Yaklaşık maliyetin hesabında işçilerin yaklaşık maliyetin hesaplandığı tarihte ki brüt ücretleri üzerinden hesaplanacağı ve bu hesaplamalara yemek ve yol öngörülmek şartıyla ekleneceği, tatil günlerinde çalışma ve kısa vadeli sigorta kolları primlerinin de hesaplamalarda dikkate alınacağı belirtilmiştir. Çıkan tutara sözleşme ve genel gider ile yüklenici karı eklenerek yaklaşık maliyetin belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Belediyenin, İSPER AŞ’den 2023 yılı personel ihtiyaçları için yapılan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında sözleşmelerin 30.12.2022 tarihinde imzalandığı görülmüş olup, bunun doğal sonucu olarak yaklaşık maliyet hesaplamasında çalıştırılacak personelin brüt ücretlerinin 2022 yılının aralık ayında ki brüt ücretler üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Yapılan incelemelerde yaklaşık maliyet hesaplamalarında 30.12.2022 tarih Z50626539-929-22438 sayılı Başkanlık Olurunda belirlenen %16 artış oranı eklenerek yapılan hesaplama, yaklaşık maliyetin yüksek belirlenmesine sebep olunmuştur.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78’inci maddesinde yer alan tekliflerin hazırlanmasında ve asgari işçilik maliyetinin hesaplanmasında, ihale tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücretin dikkate alınacağı hükmü için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na görüş soracaklarını ayrıca yaklaşık maliyetin hatalı hesaplanmasına sebep olan Başkanlık Makamının 30.12.2022 tarihli ve Z50626539-929-22438 sayılı oluruna istinaden belirlenen %16 artış oranı eklenerek yapılan hesaplamadan kaynaklı olarak ortaya çıkan yüklenici kârı ve genel gider payındaki fazla ödemenin şirket hakedişlerinden kesildiği belirtilmiştir. Ancak İdare tarafından her ne kadar yaklaşık maliyetin hesaplanmasına ilişkin Bakanlığa görüş sorulacağı ifade edilse de Kamu İhale Genel Tebliği 78’inci maddesinde yer alan hükümler amir hüküm olup idareleri bağlayıcıdır. Ayrıca Başkanlık Olurundan kaynaklı fazla ödemenin tahsil edildiği belirtilmiş ancak söz konusu tahsilat yapılsa dahi bu durum yaklaşık maliyetin hatalı hesaplanması gerçeğini değiştirmemektedir. Bu sebeple İdarenin cevabı bulgu konusu hususu karşılamamaktadır.
Sonuç olarak; yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, Büyükşehir Belediyesi tarafından 2023 yılı için yapılan personel çalıştırılmasına yönelik doğrudan hizmet alımlarında, yaklaşık maliyetin mevzuatların öngördüğü şekilde hesaplanması gerekmektedir.
b) Fiyat Farkına İlişkin Hatalı Uygulamaların Yapılması 2023 yılı içerisinde Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Şube Müdürlüğü, Engelliler Şube Müdürlüğü, Kadın ve Aile Hizmetleri Şube Müdürlüğü ile Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü’nün yapmış oldukları doğrudan hizmet alımlarında fiyat farkına ilişkin hatalı uygulamaların yapıldığı görülmüştür.
Yukarıda bahsedilen söz konusu Müdürlüklerin 2023 yılı için yapmış oldukları doğrudan hizmet alımları sözleşmelerinde 31.08.2013 tarihli ve 28751 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar”a göre fiyat farkı verileceği düzenlenmiş ve fiyat farkı hesaplamasında kullanılacak olan katsayılar ile formüller buna göre belirlenmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanuna Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkında Uygulanacak Esasların 5’inci maddesinde yer alan F = An x B x (Pn-1) formülünden yola çıkılarak hesaplama yapılanacağı ve “An” yerine yazılacak tutarın; “An: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hak edişte; birim fiyatlı işlerde uygulama ayında gerçekleşen iş kalemlerinin sözleşme fiyatlarıyla çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL),” olduğu belirtilmiştir.
Aynı Esaslar’ın 6’ncı maddesinde ise; “İhale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü işçilikler için, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca çalıştırılan işçinin İdari Şartnameye göre ihale tarihi itibarıyla hesaplanan brüt maliyeti ile uygulama ayındaki brüt maliyeti arasındaki fark, 5 inci madde uygulanmaksızın ödenir veya kesilir.” denilmiştir.
Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’in “Amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlere ait sözleşmelere ilişkin olarak 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan toplu iş sözleşmeleri sonucunda, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin işçiliğe bağlı giderlerinde oluşan artışın fiyat farkı olarak
ödenmesini düzenlemektir.” denilmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden, uygulama ayında gerçekleşen iş kalemlerinin Sözleşmede yer alan fiyatlarla çarpılması sonucu bulunacak tutarın formülde yer alan “An” yerine yazılacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan artışların ise yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri kapsamında esasların 5’inci maddesinden ayrı hesaplanarak fiyat farkı olarak ödeneceği düzenlenmiştir. Bu durumda Sözleşmede yer alan ve akaryakıt için fiyat farkı verilmesinin hesabında kullanılan formülde “An” yerine yazılacak tutarın Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan artışlar dâhil edilmeden fiyat farkı
hesaplaması yapılması gerektiği ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı artışların ayrı hesaplama yapılarak fiyat farkının bulunması ve ödemenin bu hesaplamalara göre gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Yapılan incelemelerde, İSPER AŞ’den yapılan doğrudan hizmet alımlarında birim fiyat teklifinin olmadığı ve sözleşme fiyatlarına dayanak sağlayan tutarın yaklaşık maliyetteki hesaplamalardan alındığı görülmüştür.
Bulgunun (a) bendinde yaklaşık maliyetin Aralık 2022 tarihinde ki personelin ücretleri üzerinden hesaplanması gerekirken 30.12.2022 tarih ve Z-50626539-929-22438 sayılı Başkanlık Olurunda geçen %16 oranında artış dikkate alınarak hesaplandığı (daha yüksek ücret belirlenmiş) ifade edilmişti. Bunun sonucunda Ocak 2023’de toplu sözleşme fiyat farkı olarak verilecek ve “An” tutarına dâhil edilmeyecek olan Toplu İş Sözleşmesi farklarının dâhil
edilmesi sebebiyle uygulama ayında akaryakıta ilişkin fiyat farkı hesabında “An” tutarının daha yüksek belirlenmesine sebep olunmuştur.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı belirtilmiştir.
Sonuç olarak; yapılan açıklamalar doğrultusunda, fiyat farkı hesabının mevzuatına uygun olarak yapılması gerektiği düşünülmektedir.
BULGU 26: Bazı Hizmet Alımı İhalelerinde Yer Alan Personelin Mevzuata ve İhale Dokümanına Aykırı Çalıştırılması
Mezarlıklar Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen doğrudan hizmet alım işi ile Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 36 aylık araç kiralama hizmet alımı işinde 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine aykırı personel çalıştırıldığı görülmüştür.
a) İşçilere Mevzuatta Belirlenen Fazla Çalışma Saatini Aşan Çalışma Yaptırılması Bazı hizmet alım ihalelerinde çalışan personelin İş Kanunu’nda ve ihale dokümanında belirlenen fazla çalışma saatinin üzerinde çalışma yaptırdığı görülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “fazla çalışma ücreti” başlıklı 41’inci maddesinde; bir yılda 270 saati aşan fazla çalışma yapılamayacağı belirtilmiştir.
Belediyenin, 2021 yılı 7’nci ayından 2024 yılı 7’nci ayına kadar olan araç ve şoför ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ihale etmiş olduğu “36 Aylık Araç Kiralama Hizmet Alım İşi İhalesi” İdari Şartnamesinin 25.3.1 maddesinde; 1. Grup sürücü personele aylık 22,50 saat olmak üzere ihale süresince (36ay*555*22,50) 449.550 saat fazla mesai ücreti ödeneceği belirtilmiştir.
Yapılan incelmelerde, “Mezarlıklar Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü 2023 Yılı Doğrudan Hizmet Alım İşi”nde çalışan şoförler ile “36 Aylık Araç Kiralama Hizmet Alım İşi” ihalesinde çalışan şoförlere 2023 yılı içinde 270 saatten fazla çalışma yaptırıldığı, ayrıca araç kiralama ihalesi dokümanına aykırı olarak personele aylık 22,50 saat üzerinde fazla mesai yaptırıldığı tespit edilmiştir.
Hizmet ihalelerinde çalıştırılan personele yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yaptırılması 4857 sayılı İş Kanunu’na aykırılık oluşturmakla birlikte aylık 22,50 saati aşan çalıştırmalar ise ihale dokümanına aykırılık oluşturmaktadır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; hizmet alımı ihalelerinde çalıştırılan personele mevzuat ve ihale dokümanına aykırı fazla çalışma yaptırılmaması gerekmektedir
b) İşçilere İki Haftadan Fazla Gece Çalışması Yaptırılması Gece ve gündüz vardiyası şeklinde çalıştırılan işçilerden üst üste iki haftadan daha fazla
gece çalışması yaptırılan personelin bulunduğu görülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Gece süresi ve gece çalışmaları” başlıklı 69’uncu maddesinde; “Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.” Denilmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden gece ve gündüz işletilen işyerlerinde çalışan işçilerin üst üste iki haftadan daha fazla gece vardiyası yapamayacağı anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemelerde Mezarlık Destek Hizmetleri tarafından doğrudan hizmet alım işinde çalıştırılan bazı işçilerin çağrı merkezlerinde çalıştırıldığı ve çağrı merkezlerinde çalıştırılan işçilerden bazılarının üst üste iki haftadan daha fazla gece vardiyasında çalıştırıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; gece ve gündüz olarak işletilen çağrı merkezi vb. yerlerde çalıştırılan işçilerin gece vardiyalarının mevzuata uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
c) Gece Çalışması Yaptırılan Kadın Personele İlişkin İşyeri Hekim Raporunun Bulunmaması Mezarlık Destek Hizmetleri tarafından doğrudan hizmet alımı kapsamında temin edilen ve gece çalışması yaptırılan kadın personele ilişkin gece çalışması yapabileceğine ilişkin sağlık raporlarının bulunmadığı görülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Gece süresi ve gece çalışmaları” başlıklı 69’uncu maddesinde; çalışma hayatında 20.00-06.00 saatleri arasında yapılan çalışmaların gece çalışması olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanunun “Gece çalıştırma yasağı” başlıklı 73’üncü maddesinde, Onsekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasların Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte düzenleneceği ifade edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 73’üncü maddesine dayanılarak çıkarılan Kadın Çalışanların Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik’in “sağlık gözetimi” başlıklı 7’nci maddesinde; kadın çalışanların gece çalıştırılabilmeleri için, işe başlamadan önce, gece çalıştırılmalarında sakınca olmadığına ilişkin sağlık raporunun alınacağı ifade edilmiştir.
Ayrıca işverenin, işin devamı süresince, çalışanın özel durumunu, işyerinde maruz kalınan sağlık ve güvenlik risklerini de dikkate alarak düzenli aralıklarla çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden, akşam 20.00-06.00 saatleri arasında yapılan çalışmaların gece çalışması sayıldığı, bu saatler arasında yapılan bir saatlik çalışmanın dahi gece çalışması sayılacağı anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemelerde Mezarlık Destek Hizmetleri doğrudan hizmet alımı işinde gassal ve halkla ilişkiler personeli unvanında çalışan kadın personelin saat 20.00’den sonra çalışma yaptığı ancak İdare tarafından söz konusu kadınlara ilişkin sağlık raporu alınmadığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bulgu konusu husus hakkında gerekli çalışmaların yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; saat 20.00’den sonra çalışma yaptırılan kadın personele ilişkin sağlık raporlarının alınmaması mevzuata aykırılık oluşturmaktadır. Dolayısıyla gece çalışması kapsamına giren saat 20.00’den sonra çalıştırılacak kadın personele ilişkin sağlık raporlarının alınması gerekmektedir.
BULGU 27: On Farklı İştirak Şirketten Doğrudan Temin Personel Hizmet Alımı Yapılması ve Personel Arasındaki Mali ve Sosyal Hak Dengesinin Korunamaması
İdare tarafından doğrudan temin personel hizmet alımlarının on farklı şirket üzerinden yapıldığı ve işçilerin mali ve sosyal haklarında birlik sağlanamadığı görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İdarelerce uyulması gereken diğer kurallar” başlıklı 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci alt bendinde, belediyelerin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamayacağı ve buna imkân sağlayan diğer mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. İkinci alt bendiyle de hangi alımların personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak sayılacağına ilişkin sınırlar belirlenmiştir.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 20’nci maddesinde, belediyelerin 4734 sayılı Kanun’un doğrudan temin alım usulünün anlatıldığı 22’nci maddesindeki limit ve şartlar ile 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki sınırlamalara tabi olmaksızın doğrudan hizmet alımı suretiyle personel temin edebilecekleri belirtilmiştir. Ancak bu alımın sadece; birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası ilgili idareye ait olan ve halen bu kapsamda hizmet alımının yapıldığı mevcut şirketlerden birine, bu nitelikte herhangi bir şirket bulunmuyorsa münhasıran bu amaçla kurulacak bir şirkete ördürülebileceği belirtilmiştir.
Anılan KHK’nın geçici 24’üncü maddesinde ise personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 04.12.2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlardan gerekli şartları sağlayanların ek 20’nci maddede bahsi geçen şirketlerde işçi statüsünde çalıştırılmak üzere işe başlatılacağı ifade edilmiştir.
Şirketlerde çalışmaya başlayan işçilerin mali ve sosyal haklarının detayları ise (…) 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 ve Geçici 24’üncü Maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar’ın “İşçi statüsüne geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesi” başlıklı 49’uncu maddesi ile belirlenmiştir. Maddede, belirli şartlar altında şirket ile işçiler arasında her bir işkolu için toplu iş sözleşmesi imzalanacağı belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesi ile aynı statüdeki personel arasında ücret, mali ve sosyal haklarda eşitlik sağlanacaktır.
Buna göre, 4734 sayılı Kanun ile personel çalıştırılmasına dayılı hizmet alımının ihale ile yapılması yasaklanmıştır. Belediyeler de personel ihtiyacını 2018 yılından itibaren ilgili şirketlerinden doğrudan temin usulü ile karşılamaya başlamışlardır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki; belediyelerin, ihale ile personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yaptığı birden fazla iştirak şirketinin olması durumunda da doğrudan personel temini bu şirketlerden sadece birinden karşılanmalıdır. Şayet böyle bir şirket yoksa bu amaca has bir şirket kurulmasına izin verilmiştir.
Yapılan incelemelerde; İdarenin 2023 yılında mevzuata aykırı olarak 10 farklı iştirak şirketinden personel temin ettiği, şirketlerin 8’inden bu uygulamanın başladığı 2018 yılında da alım yapıldığı tespit edilmiştir. Yıl içinde toplamda 76 adet doğrudan temin ile personel hizmeti alımının 23 farklı daire başkanlığı bütçesi üzerinden 66 farklı şube müdürlüğü tarafından yerine getirildiği görülmüştür.
Personel ihtiyacının birden fazla (on adet) şirketten karşılanması mevzuat açısından uygun olmamakla birlikte bu durum uygulama birliği açısından da risk teşkil etmektedir.
Bu risk sebebiyle, işçilerin haklarının güvence altına alınması amacıyla her şirket tarafından ayrı ayrı akdedilen toplu iş sözleşmeleri ile doğrudan temin dosyalarına ilişkin yaklaşık maliyet cetvelleri, hangi unvanlarda çalıştırılmak üzere personel temin edildiği ve personelin mali ve sosyal haklarının detayını kıyaslamak amacıyla incelenmiştir. Dosyalarda bulunan unvanlar arasından büro işçisi, büro personeli, büro yönetim elemanı, destek personeli kimyager, şoför ve temizlik görevlisi unvanları örneklem olarak seçilmiştir.
Yapılan çalışmalar sonucunda, aşağıdaki tabloda görüleceği üzere, toplu iş sözleşmeleri arasında çalışma koşullarıyla ilgili olarak birlik sağlanmadığı ve dolayısıyla yaklaşık maliyet cetvellerinde aynı unvandaki personel arasında mali ve sosyal haklara ilişkin farklılık olduğu tespit edilmiştir.
Aynı idare bünyesinde aynı işi yapan personelin eşit haklara sahip olması gerektiği aşikârdır. Bunun sağlanması içinse mevzuata uygun olarak yapılması gereken uygulama tek bir personel şirketi üzerinden alım yapılmasıdır. Kaldı ki eşit koşullarda çalışma sağlanmış olsaydı bile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 20’nci maddesi ile bir şirket üzerinden alım yapılacağı açıkça hüküm altına alındığından yapılan uygulama yine hatalı olacaktı.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından, doğrudan hizmet alımı dosyalarında yeknesaklık sağlanmak üzere çalışmalara başlandığı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, mevcut işçilerin tek bir şirket bünyesinde toplanması ve “eşit işe eşit ücret” anlayışı ile hareket edilmesi gerekmektedir
BULGU 28: Üniversite ile Belediye Arasında Yapılan Protokole Aykırı Uygulamaların Bulunması
İdare ile İstanbul Üniversitesi arasında yapılan protokole aykırı şekilde üniversite mensupları için eğitmen çalıştırıldığı görülmüştür.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İstanbul Üniversitesi arasında 27.06.2014 yılında Avcılar Kampüsünde yapılacak olan spor tesisi ile ilgili protokol düzenlenmiştir. Protokolün konusunun İstanbul Üniversitesi Avcılar Yerleşkesinde ihtiyaç duyulan spor alanları gereksinimi için spor alanları ve tesislerin yapım, bakım, onarım ve işletmesiyle ilgili olduğu görülmüştür. Protokolde yapılacak olan spor tesisi için gerekli arazinin Üniversite tarafından sağlanacağı, Belediyenin ise tesis inşaatını yapacağı kalem altına alınmıştır. Yine aynı Protokolün Üniversitenin yükümlülükleri başlığı altında, Üniversitenin yapılacak spor
tesislerinden faydalanacak üniversite öğrenci ve personeli için gerekli eği tmenleri sağlayacağı, Belediyenin ise üniversite öğrenci ve personeli için gerekli eğitmen dışında kalan personeli görevlendireceği belirtilmiştir. Ayrıca protokolde, spor tesisinin, mesai günleri saat 16.30’dan sonra ve hafta sonları halk kullanımına açılacağı da ayrıca belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde, İdarenin “2023 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Ait Spor Tesisleri, Okul Spor Salonları ve Spor Merkezlerinin İşletilmesi ve Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alimi İşi” kapsamında İstanbul Üniversitesi spor tesisinin de işletilmesi temizlenmesi ve bakım onarımının da söz konusu ihale kapsamında yaptırıldığı görülmüştür. Bunun yanında İstanbul Üniversitesi avcılar spor tesisinde çalışmak üzere 39 personelin “2023 Yılı Gençlik ve Spor Şube Müdürlüğü Doğrudan Hizmet Alımı” işi ile istihdam edildiği ve bu personelin 16 tanesinin eğitmen olduğu görülmüştür. 16 eğitmenin çalışma saatlerine bakıldığında tesisin halk kullanımına açık olmadığı zamanlarda çalıştırıldığı tespit edilmiş olup, halka açık olmayan saatlerde eğitmenlerin sadece üniversite personel ve öğrencilerine hizmet vereceği açıktı Söz konusu açıklamalar neticesinde protokol kapsamında üniversite öğrenci ve personeli için eğitmen sağlamak Üniversite yükümlülüğündedir. Bu kapsamda halka açık olmayan saatlerde İdare tarafından Üniversite mensuplarının faydalanması için eğitmen sağlanması protokole aykırılık oluşturmaktadır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; eğitmenlerin haftalık 45 saat çalışma süresi bulunduğu, branşlarına göre eğitim seanslarının haricinde tesis yönetiminin koordinasyonunda derslerin planlanması, üyelerle görüşmeler, alanların denetimi, branşları hakkında güncel metot ve tekniklerin araştırılması vb. ofis çalışmalarıyla mesailerini tamamladıkları belirtilmiş olup tesisin halkın kullanımına açık olmadığı zamanlarda bu çalışmaları yürüttükleri belirtilmiştir. Ancak tesis yönetimi ders programlarının yapılması akademi eğitim uzmanının görevleri arasında, üyelere bilgi verilmesi için üyelik hizmetleri
takım lideri, alanların denetimi için idari personel ve akademi eğitim koçu gibi personellerin görevleri arasında sayılmış ve ihale kapsamında temin edilmiştir. Bu kapsamda eğitmenlerin asıl görevlerinin ilgili spor branşı derslerinin verilmesi olduğu düşünülmektedir. Bu hususların dışında eğitmenlerin fiilen çalıştığı günlerin birçoğunda spor tesisinin halkın kullanımına açık olmayan saatlerde mesailerini tamamladıkları görülmüş olup bu kapsamda eğitmenlerin haftalık 45 saatlik çalışma saatlerinin bu hususların göz önüne alınarak yapılması gerektiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak; mevcut uygulamanın İdare ile Üniversite arasında yapılan protokole uygun şekilde uygulanması bu kapsamda Üniversite personel ve öğrencisi için eğitmenin Üniversite tarafından karşılanması, İdarenin sadece Üniversitenin spor tesisinin halk kullanımına açık olduğu vakitlerde eğitmen görevlendirmesi gerekmektedir.
BULGU 29: Sinyalize Kavşak İşi İhalesinde Sözleşme İmzalanmadan Önce Yapılan İşlerin İhale Kapsamında Ödenmesi
Trafik Şube Müdürlüğü tarafından ihaleden önce yaptırılan kavşak imalatlarının “Trafik Sinyalizasyon İmalatı İşi” kapsamında hakedişlerde ödendiği görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 1’nci maddesinde, kamu hukukuna tâbi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usullerin bu kanun ile belirlendiği, kapsam başlıklı 2’nci maddesinde ise belediyelerin, kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre
yürütüleceği belirtilmektedir.
Yukarıda ki mevzuat hükmünden Belediyelerin mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihtiyaçlarının 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre ihale etmesi gerektiği, diğer bir ifade ile idarelerin ihalesiz mal, hizmet veya yapım işine ilişkin bir yüklenim altına giremeyecekleri anlaşılmaktadır. Bu noktada idarelerin ihtiyaçlarını ihale etmek suretiyle gidermeleri gerekmektedir.
Yapılan incelemede Trafik Şube Müdürlüğü tarafından 2021/290403 İhale Kayıt Numaralı “İstanbul Geneli Trafik Sinyalize Kavşak İmalat İşi” ihalesi gerçekleştirilmiş ve yüklenici ile Belediye arasında 09.08.2021 tarihinde 48.597.908,00 TL bedelle sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu iş, yer teslimi ile birlikte 09.08.2021 tarihinde başlamış ve işin süresi ihale dokümanın da 365 gün belirlenmiş olsa da süre uzatımı verilmek suretiyle 15.07.2023
tarihine kadar devam etmiştir.
Söz konusu İhalenin hakediş ödemelerinin incelenmesi neticesinde, sözleşme imzalanma tarihinden önce yükleniciye yaptırılan ayrıntısı aşağıda yer alan tabloda gösterilen kavşak imalatlarının İhale kapsamındaki hakediş ödemelerine dâhil edildiği ve bu kapsamda ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; 2021/290403 İhale Kayıt Numaralı “İstanbul Geneli Trafik Sinyalize Kavşak İmalat İşi” kapsamında imalatı ve ödemesi yapılan tüm işler ihale süresi içerisinde gerçekleştirildiği, denetim raporunda bahsi geçen listenin ihale hazırlık sürecinde oluşturulan taslak mahal listesi olduğu, ayrıca listedeki iş bitiş tarihlerinin, mahal listesinin hazırlanması sırasında sehven hatalı girildiği ve listenin yapılan
işler ve ödemeye ilişkin herhangi bir geçerliliği bulunmadığı ifade edilmiştir. İdare tarafından her ne kadar denetim aşamasında verilen mahal listesinin ihaleye hazırlık aşamasında hazırlandığı ve imalatı ve ödemesi yapılan bütün işlerin ihale sürecinde gerçekleştiği ifade edilse de söz konusu mahal listesi İdareden 07.12.2023 tarihinde resmi kanallardan alınmıştır.
Ayrıca her ne kadar listenin ihaleye hazırlık süresinde oluşturulduğu ve sürelerin sehven girildiği ifade edilse de söz konusu mahal listesinde verilecek süre uzatımı ve süre uzatımı tarihlerinde yapılacak işlerinde yer aldığı görülmüştür. Diğer bir ifade ile iş bitim tarihi 09.08.2022 olan ihale süre uzatımı ile birlikte 15.07.2023 tarihine uzatılmıştır. Bu kapsamda söz konusu tarihler arasında yapılacak 125 işin (meydan, kavşak vb.) ihaleye hazırlık sürecinde hazırlandığı iddia edilen mahal listesinde yer alması mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki söz konusu durum denetim aşamasında İdareye sorulmuş ancak herhangi bir açıklama
yapılmamıştır. İdare savunmasında bulgu konusu hususu karşılayamadığı düşünülmektedir.
Sonuç olarak; İdare tarafından ihale öncesi yaptırılan kavşak imalatlarının ileri ki tarihlerde gerçekleştirilen ihalenin hakediş hesabına dâhil edilerek ödenmesi mevzuata aykırılık oluşturmaktadır.
BULGU 30: Spor Tesislerinin İşletilmesi İhalesi ile İlgili Olmayan İşlerin İhale Kapsamında Alınması ve Teknik Şartnamenin Açık ve Anlaşılır Olmaması
“2023 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Ait Spor Tesisleri, Okul Spor Salonları ve Spor Merkezlerinin İşletilmesi ve Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alım İşi” kapsamında yer almayan yerlerde çalıştırılacak personelin ihale kapsamında temin edildiği ve teknik Şartnamenin açık ve anlaşılır olmadığı görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesine göre; İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.
Yine bahse konu Kanun’un aynı maddesinde aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece yapım işleri, mal alımı ve hizmet alımı bir arada ihale edilemeyeceği belirtilmiştir. Bu hükmün sadece mal ve hizmet alımı ile yapım işlerinin birbirleri arasında birlikte ihale edilemeyeceği şeklinde değil, doğal bağlantı olmadığı sürece belirtilen ihale türlerinin müstakil olarak kendi içlerinde de uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.
“2023 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Ait Spor Tesisleri, Okul Spor Salonları ve Spor Merkezlerinin İşletilmesi ve Hazır Halde Bulundurulması Hizmet Alım İşi” ihalesi gerçekleştirilmiştir. Söz konusu ihale İdareye ait 67 adet spor tesisinde hizmet alanlarının işletilmesi, spor araç-gereç ve malzemelerin sağlanması, temizlik ve bakım onarımlarının yerine getirilmesi ve faaliyet göstermiş olduğu spor branşlarına göre eğitimlerin verilmesi ile ilgili hizmet alım ihalesidir.
Ayrıca ihale dokümanı içerisinde yer alan Teknik Şartnamenin, “spor tesislerinin işletilmesi ve hazır halde tutulması hizmetine ilişkin hususlar” başlıklı 3’üncü maddesinde, her türlü beden eğitimi ve spor hizmetlerinin yerine getirilmesi, spor tesisi bulunan ilçelerdeki halkın fiziksel ve ruhsal yönden gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla her yaştan sporcu adayları ve abonelerine muhtelif spor branşlarında hizmet verilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.
Madde devamında yüklenicinin tesislerin işletilmesi hizmeti kapsamında iş kalemi içerisinde belirtilen hizmetlerin İdare tarafından görevlendirilen personelle birlikte yürüteceği belirtilmiştir. Hizmetlere bakıldığında ise spor branşları eğitimi ve uygulama hizmeti ile temizlik hizmetinin bu kapsamda olduğu görülmüştür.
Söz konusu hükümler kapsamında yüklenicinin spor ve temizlik hizmeti kapsamında idarenin personeli yanında kendi personelinin de ihale kapsamında çalıştırılacağı anlaşılmaktadır. Ancak İhale konusu işte yükleniciye ait herhangi bir spor eğitimi verecek personel veya temizlik personeli olmadığı, söz konusu hizmetlerin İdarenin doğrudan hizmet kapsamında aldığı personelle yürütüldüğü görülmüştür. Bu noktada yüklenicinin spor eğitimi ve temizlik hizmeti kapsamında vereceği hizmetin ne olduğu anlaşılamamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İdarenin gerçekleştirmiş olduğu söz konusu ihaleye, ihale ile ilgisi olmayan işlerin dâhil edilmesinin mevzuata aykırılık oluşturduğu düşünülmekle birlikte ihale dokümanı içerisinde yer alan Teknik Şartnamenin açık ve anlaşılır olmadığı görülmüştür
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından özetle; söz konusu İhalenin teknik şartnamede yer alan tüm maddeleri incelendiğinde her bir kalemin spor tesisleri, okul spor salonları ve spor merkezlerinin işletilmesi ve hazır halde bulundurulması hizmet alımı işi için gerekli kalemler olduğu, bu kapsamda teknik şartnamede tarif edilen her bir işin diğer iş ve işler ile aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olduğu, ayrıca söz konusu işlerin
tamamının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” maddesinde tarif edilen hizmet işleri içinde kaldığı ve mevzuat hükümlerine uygun olduğu belirtilmiştir. İdare tarafından her ne kadar İhale kapsamında yer alan işlerin gerekli olduğu ve bu yüzden aralarında doğal bağlantı olduğu ifade edilse de ihalede konusu işin İdareye ait 67 spor tesisinin ile okul spor salonlarının işletilmesi olduğu ancak iş kalemleri arasında ihale konusu iş içerisinde yer
almayan atölyelerde çalışacak belleticilerinde temin edildiği görülmüştür. Bununla birlikte söz konusu alım içerisinde yer alan işlerin Kamu İhale Kanunu’nun 4’üncü maddesi içerisinde sayılan hizmetlerden olması bu hizmetlerin hepsinin bir arada ihale edilebileceği anlamına gelmemektedir. Ancak İdare söz konusu İhale ile temizlik hizmeti, bakım onarım hizmeti, yemek hizmeti, eğitim hizmeti gibi hizmetleri ve temizlik malzemesi, spor malzemesi vb. mal alımlarını da ihale içerisinde temin ettiği görülmüştür. Bu durum İhalenin torba ihale olmasına ve ihaleye katılımı azaltmaktadır. Mevcut durumda ihaleye başka teklif veren isteklinin olmaması da bu durumu destekler niteliktedir. Zira söz konusu bütün işlerin tek bir firma tarafından karşılanması mümkün olmamaktadır.
Bununla birlikte bulgu da yer alan teknik şartnamenin açık ve anlaşılır olmaması ile ilgili kısma ilişkin ise 2025 yılı içerinde yapılacak İhale de dikkat edileceği belirtilerek bulgu konusu hususa iştirak edilmiştir.
Sonuç olarak; İdarenin yapacağı ihaleleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda yer alan hükümlere uygun şekilde gerçekleştirmesi ve ihale dokümanı içerisinde yer alan dokümanların daha açık ve anlaşılır olması gerekmektedir.
BULGU 31: Kent Mobilyaları Alım İhalesinde Hatalı Uygulamaların Bulunması İdare tarafından gerçekleştirilen kent mobilyaları alım işine ilişkin hatalı uygulamaların bulunduğu görülmüştür.
a) İhale Dokümanının Rekabeti Engelleyici Hususlar İçermesi İdare tarafından gerçekleştirilen kent mobilyaları alım işinde mal alımı ile arasında doğal bağlantı bulunmayan bina yapım işinin bulunduğu görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde, “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.
Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri birarada ihale edilemez.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü gereği idarelerin mal, hizmet ve yapım işlerini bir arada ihale etmemeleri gerektiği ancak arasında doğal bağlantı bulunan işlerin bir arada ihale edilebileceği ifade edilmiştir. Bunun yanında yapılacak ihalelerde; idarelerin saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla yükümlü
oldukları belirtilmiştir.
Yapılan incelmelerde İstanbul Geneli Yeşil Alanları için Kent Mobilyaları, Üst Yapı Elemanları, Fitness Aletlerinin Temini, Montajı ve Bakım Onarımı Mal Alım İşi ihalesi iş kalemleri arasında “3D Printer ile Yapı Oluşturulması” iş kaleminin olduğu ve söz konusu iş kalemine ilişkin birçok teknik özellik teknik şartnamede sayılmıştır.
3 boyutlu yazıcı ile yapı oluşturulması niteliği itibarıyla özellik arz eden bir yapım işi olduğu ve kent mobilyaları mal alım işi içerisinde yer almasının rekabeti engellediği düşünülmektedir. Zira kent mobilyalarına ilişkin bank, masa, spor aletleri, oyun grubu vb. alımları içeren İhalede 3 boyutlu yapı inşaatı öngörülmesi suretiyle rekabet ortamı engellenmektedir. Rekabeti engelleyici hususlardan dolayı ihale dokümanını indiren 4 firmadan
yalnızca 1 firma ihaleye katılmıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; “3D Printer ile Yapı Oluşturulması” iş kaleminin dosya içerisinde % 3,04 lük bir orana karşılık geldiği, dosya kapsamında temin edilmesi gereken mal, hizmet ve yapım kalemlerinin birbirini tamamlayan ve teknik zorunluluklar nedeniyle birlikte alınması gereken mal, hizmet ve yapım kalemleri olması nedeniyle aynı ihale kapsamında gerçekleştirildiği, söz konusu poza ilişkin ayrı bir ihale yapılması halinde, ihalelerin aynı zaman dilimlerinde sonuçlandırılmaması gibi durumların ciddi sıkıntılar oluşturacağı ve ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanında karşılanmaması ile birlikte kaynakların verimli kullanılmasına engel olacağı, Bu sebeplerden dolayı, “3D Printer ile Yapı Oluşturulması” iş kalemini dosyadaki oranı da göz önünde bulundurulduğunda rekabeti engelleyici bir durum oluşmadığı ve 2024 yılı ihale dosyasında konuya ilişkin hassasiyet gösterildiği ifade edilmiştir. İdare tarafından her ne kadar söz konusu iş kaleminin dosya içerisinde ki oranın düşük olmasından kaynaklı rekabeti engellemediği ifade edilse de oranı ne olursa olsun mal alımı dosyasına eklenen 3D Printer ile Yapı Oluşturulması yapım işinin kısmi teklife açık olmayan ihalede rekabeti engellediği
düşünülmektedir. Kaldı ki ihaleye teklif veren başka istekli olmaması da söz konusu hususu destekler niteliktedir. Ayrıca İdare tarafından söz konusu iş kalemlerinin ayrı ihale ile temin edilmesi durumunda işlerin aynı zaman diliminde bitirilememesi hususlarının söz konusu olduğu ve tek bir ihale ile gerçekleştirildiği ifade edilse de ihale öncesi süreç İdare tarafından yürütülmekte ve planlanmaktadır. Bu sebeple İdare tarafından olası gecikmeler öne sürülerek aralarında doğal bağlantı olmayan işlerin bir arada ihale edilmesi gerekçesini haklı kılmamaktadır. Zira aralarında doğal bağlantı olmayan işlerin bir arada ihale edilmesi ve ihale iş kalemleri içinde rekabeti engelleyici hususların bulunması İhale mevzuatına aykırılık oluşturmaktadır.
Sonuç olarak; İdare tarafından gerçekleştirilecek ihalelerde rekabeti engelleyecek hususlara yer verilmemesi gerekmektedir.
b) Montaj Bedeli Dâhil Alınan Mallardan Bazılarının İdare Deposunda Bulunması İdare tarafından gerçekleştirilen kent mobilyaları alım işi, iş kalemleri içerisinde montaj dâhil teslim alınacak olan bazı malların montajının yapılmadığı ve idarenin deposunda olduğu ancak hakediş ödemelerinde montaj dâhil bedelin ödendiği görülmüştür.
İhale dokümanı içerisinde montaj dâhil teslim alınacak mal kalemleri içerisinde yer alan “Engelsiz Fitness Takımı” teknik şartnamede sahada montajı ankrajlama yöntemiyle yapılacağı, trombolin, zıp zıp, salıncak tip1 ve tip3, tahterevalli tip1 ve tip2 gibi ürünlerin aynı şekilde sahada montajının gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.
Ayrıca güvenlik kabinlerine ilişkin teknik şartnamede “Taban platformu ve çelik profil atkı üzerine fibercement yerleştirilecektir. Taban platformunun zemin betonuna oturduğu zemin alt kaplamasında su yalıtımı yapılacaktır ve paslanmaya karşi gerekli tedbirler alınacaktır.
Zemin uygun hijyenik ve anti-bakteriyel özellikte idare tarafınca belirlenecek kaplama malzemesi ile kaplanacaktır.” denilmektedir.
Yapılan incelemelerde iş bitim tarihi 29.12.2022 tarihi olan kent mobilyaları alım işine ilişkin yukarıda bahsedilen ürünlerin montaj dâhil bedellerinin ödendiği ancak 19.10.2023 tarihi itibari ile söz konusu ürünlerin İdare deposunda yer aldığı görülmektedir.
Aynı şekilde güvenlik kabinlerinin oturtulacağı zemine ilişkin kaplama ve su yalıtımı öngörülmüş ve iş kalemi içerisine dâhil edilmiş ancak 2 adet güvenlik kabininin de İdare deposunda bulunduğu görülmüştür.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; montaj dâhil teslim alınacak mal kalemleri içerisinde yer alan malzemeler için montaj işleminin ayrılmaz bir parça olduğu ve söz konusu ihtiyaç listelerinin proje bazlı olmaması sebebiyle taleplerin birebir öngörülemediği, Yıllık planlanan dosyalarda proje bazlı çalışılamadığı ve ani değişimler ve ihtiyaçlar kapsamında malın bir kısmının depoda hazır halde bulundurulma ihtiyacı olduğu, Bu sebeple oluşacak durumların önceden net olarak öngörülmesi mümkün olmadığından proje bazlı çalışma yapılamamakta ve ihtiyaçlar bir önceki yılın verileri de göz
önüne alınarak durum tespiti yapıldığı, işin mal alımı dosyası olması ve yıl sonu itibariyle bitmiş olması gerektiği için ve yeni hazırlanacak ihale dosyasının bir süreç oluşturacağı ve arada geçen süre içerisinde ihtiyaçların karşılanamayacağı yeni bir ihale dosyası oluşturulması halinde kamu zararı oluşacağı öngörüldüğünden söz konusu ürünler tutanak karşılığında teslim alındığı ve ihtiyaç durumunda alanlara montaj yapılmasının yüklenici firma tarafından
sağlandığı belirtilmiştir.
Ayrıca sözleşme konusunun mal alımı olması ve bir garanti süresinin öngörülmesi sebebiyle herhangi bir problem yaşanmadığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte yeni hazırlanan dosyalarda alınan ürünlerin depolarda tutulmaması konusunda azami hassasiyet gösterileceği belirtilmiştir. İdare tarafından her ne kadar montajın işin ayrılmaz bir parçası olması sebebiyle dahil edildiği ve yıllık planlama yapılamadığından depolara çekildiği ifade edilse de köpek
parkuru trambolin vb. hizmetlerin öncesinde zeminlerine beton atma vb. işler gerektirdiği bu süreçler içinde İdarenin yükleniciden söz konusu malları temin edebileceği düşünülmektedir.
Ancak İdare malları önceden depolara almak suretiyle hakedişe konu etmiş ve montaj dahil bedelleri yüklenici firmaya ödemiştir. Söz konusu durumda İdarenin deposunda bir yılı aşkın süredir bedeli ödenen ancak montajı yapılmayan mallar olduğu görülmüştür. Nitekim 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesinde; mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması kamu zararı olarak nitelendirilmiştir. İdare
tarafından her ne kadar daha sonraki zamanlarda söz konusu malların montaj işlemlerinin yüklenici firmaya yaptırıldığı ve mal alımlarının garanti süresi içermesinden kaynaklı problem yaşanmadığı ifade edilse de bu durum mevzuata aykırılığı gidermemektedir.
Sonuç olarak; montaj dâhil teklif alınan ürünlerin montaj işlemlerinin gerçekleştirilmesi aksi halde İdare açısından yersiz ödeme oluşturacağı düşünülmektedir.
c) İş Programının ve Detay Projenin Bulunmaması İdare tarafından ihale dokümanında yer alan bazı kalemlere ilişkin hazırlanacak detay projesi ile malların teslimine ilişkin iş programının bulunmadığı görülmüştür.
İdare tarafından ihale dokümanı içerisinde yer alan ahşap imalatlarının idare tarafından hazırlanan detay projesi kapsamında yapılacağı belirtilmiştir. İş programına ilişkin ise Sözleşmenin 16’ncı maddesinde; yüklenicinin malların teslimlerinin iş programına uygun olarak gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
İhale dokümanı içerisinde yer alan teknik şartnamenin “Cezai Müeyyideler” başlığı altında; yüklenicinin, yer tesliminden itibaren on beş gün içinde, idarece verilen örneklere uygun iş kısımları ve bitirme tarihleri ile yıllık ödeme miktarlarını da dikkate alarak hazırlayacağı; iş kalemlerini, aylık imalatı ve iş miktarlarını, yıllık ödenek dilimlerini ve bunların aylara dağılımını gösterir ayrıntılı iş programlarını 15 gün içinde hazırlayarak onaylanmak üzere idareye teslim edeceği aksi halde her geçen gün için 500 TL ceza uygulanacağı belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde İdare tarafından ahşap imalatlarına ilişkin bir detay projesinin ve malların teslimlerine ilişkin iş programı düzenlenmediği görülmüştür. İşin ayrıntısına inildiğinde idarenin, malların teslimine ilişkin iş kısımları ve bitirme tarihleri ile yıllık ödeme miktarlarının yükleniciye bildirilmemesinden dolayı yüklenici tarafından iş programı düzenlenememekte ve cezai işlem uygulanamamaktadır. Bu kapsamda mal teslimleri iş programları kapsamında değil İdarenin bölge şefliklerinden gelen talep formlarına ilişkin yapılmaktadır. İdarenin tarafından yükleniciye, iş programına dayanak olan hususlara ilişkin
bildirimleri yapmaması yükleniciye iş programını düzenlememesinden dolayı uygulanması gereken cezai müeyyidelerin uygulanamamasına ve Teknik şartnamede yer alan cezai şartların dayanaksız kalmasına sebep olmaktadır.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; ihale hazırlık sürecinde ihtiyaç listelerinin proje bazlı olmaması sebebiyle, söz konusu taleplerin birebir öngörülemediği, her ne kadar teknik şartname ve sözleşmede mevzuat çerçevesinde iş programına atıfta bulunulmuşsa da söz konusu dosyanın mal alımı dosyası olması sebebiyle öngörülebilir bir iş programı düzenlenemediği, ancak söz konusu iş kapsamında yüklenici firma ile sözleşme imzalandıktan sonra muayene ve kabul komisyonunca düzenli toplantılar yapıldığı, toplantılarda alınan kararlar ve belirlenen program dâhilinde malların yüklenici
tarafından tedarik edildiği, Söz konusu süreç içerisinde belirlenen programlara herhangi bir aykırılık oluşmadığı için herhangi bir cezai işlem de uygulanmadığı ve yeni hazırlanan dosyalarda iş programı belirlenmesi konusunda azami hassasiyet gösterileceği ifade edilmiştir.
İhale dokümanı içerisinde yer alan ahşap imalatlarının İdare tarafından hazırlanan detay projesi kapsamında yapılacağı belirtildiği, ancak ilgili iş kalemine ilişkin yapılan imalatlar anlık gelişen ve önceden öngörülmeyen nitelikte işler olması nedeniyle yapılamadığı, bundan sonraki süreçte özellikle önceden yapılması belirli olan proje detaylarının hazırlanmasına, ihtiyaçların yeniden gözden geçirilerek daha doğru belirlenmesine azami hassasiyet gösterileceği ifade
edilmiştir. İdare tarafından her ne kadar taleplerin birebir örtüşmediği ve sözleşme ile mevzuatta atıf olsa da işlerin önceden öngürülemediği ancak daha sonrasın da kabul komisyonunca yapılan toplantılarla işin yürütüldüğü ifade edilse de İdare yasal mevzuatta yer alan hükümlere uymak zorundadır. Bu kapsamda mal alımlarının belirli bir iş programına dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İdare tarafından planlamanın eksik yapılması öngörülemezlik olarak değerlendirilmemelidir. Zira ihtiyaca binaen temin edilmesi gereken mal miktarında artış veya eksilişlerin olması durumunda iş programı ihale süresince değiştirilebilmektedir. Bu kapsamda öngörülemez olduğu sebebiyle iş programı ve detay projesinin hazırlanamadığı gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ayrıca sözleşmede iş programı ve detay projeye ilişkin cezai müesseselerde düzenlenmiş ancak İdareden kaynaklanan sebeplerle uygulanmamıştır. Bu durum İdarenin sözleşme ve mevzuata aykırı hareket etmesine sebep olmaktadır.
Sonuç olarak; İdarenin herhangi bir kayba uğramaması ve teknik şartnamede yer alan cezai yaptırımların geçerliliğini koruması için İdare tarafından hazırlanması gereken proje ve iş programına dayanak oluşturan bildirimlerin yapılması gerektiği düşünülmektedir.
d) Mal Teslim Tutanakları ile Geçici Taşınır Alındısı Tarihlerinin Örtüşmemesi İdare tarafından kent mobilyaları alım ihalesi kapsamında teslim alınan malların teslim tutanakları ile geçici taşınır alındı belgesinin üzerinde yer alan tarihlerinin uyuşmadığı görülmüştür.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesinde; geçici taşınır alındı belgesinin, muayene ve kabul işlemi derhal yapılamayan hallerde, taşınırların geçici olarak teslim alınmasında düzenleneceği ve muayene ve kabul işleminden sonra kabul edilen taşınırlar için Taşınır İşlem Fişi düzenleneceği belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde İstanbul Geneli Yeşil Alanları için Kent Mobilyaları, Üst Yapı Elemanları, Fitness Aletlerinin Temini, Montajı ve Bakım Onarımı Mal Alım İşi ihalesi yapılmış ve işin bitim süresi 29.12.2022 olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda en son mal teslimlerinin 29.12.2022 tarihinde gerçekleşeceği açıktır. Ancak İdare tarafından alımı gerçekleştirilen bazı mal kalemlerinin teslim tutanakları üzerinde 29.12.2022 tarihi yer almaktayken aynı mallara ilişkin geçici taşınır alındı belgesinin 06.02.2023 tarihli olduğu görülmektedir. Söz konusu mal teslimleri geçici taşınır alındı belgesi üzerinde ki tarihin baz
alınması durumunda yükleniciye 39 günlük cezai işlem uygulanması gerekmektedir. Ancak malların teslimlerine ilişkin net tarih söz konusu farklılıktan dolayı bilinememektedir.
Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; söz konusu dosyaya ilişkin malların teslim tarihlerinin teslim tutanaklarında yer alan ve iş bitim tarihi olan 29.12.2022 olduğu, Dosyada bulunan 06.02.2023 tarihli geçici taşınır alındı belgesinin, muayene ve kabul işlemlerinden sonra yeni mali yıla sarkan hakediş hazırlanması süreci nedeniyle Taşınır Mal Programına giriş işlemleri esnasında sehven oluştuğu ve hakediş dosyasına eklendiğini, Nihai olarak geçici taşınır alındı belgisi üzerinde yer alan 06.02.2023 tarihinin sehven yapılmış bir hata olduğu, bu nedenle muayene ve kabul komisyonu tarafından imzalanarak
onaylanmış 29.12.2022 tarihli kabul tutanağının işlem süreci açısından tevsik edici esas belge kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. İdare tarafından her ne kadar geçici taşınır alındı belgesi üzerinde yer alan tarihin hatalı olduğu, bu noktada mal teslimlerinin, teslim tutanağı üzerinde yer alan tarihlerde gerçekleştirildiği ifade edilse de her iki durumda da İdare tarafından mevzuata aykırı hareket edildiği sonucu değişmemektedir. Zira İdare ya Taşınır Mal
Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesine aykırı olarak geçici taşınır alındı belgesini süresinde düzenlenmeyerek ya da mal teslimlerini iş bitim tarihinden 39 gün sonra teslim alınmasına karşılık cezai müeyyide uygulanmayarak ihale mevzuatına aykırı hareket etmiştir. Ancak malların teslimlerine ilişkin net tarih söz konusu farklılıktan dolayı bilinememektedir.
Sonuç olarak; İdarenin ihale kapsamında alınan malların teslim tarihlerinde geçici taşınır belgelerinin düzenlenmesi ve malların teslimlerine ilişkin belgelerde tarih farklılıkları bulunmaması gerekmektedir.
BULGU 32: İhale Kapsamında Alınan Malların İdare Kayıtlarında Resmi Depo Olarak Sayılmayan Yerlerde Muhafaza Edilmesi İdare tarafından kullanıma verilmek üzere kent mobilyaları alım işi ile spor tesislerinin işletilmesi işi ihalelerinde alınan taşınırların İdarenin resmi kayıtlarında depo alanı olarak
belirlenmeyen alanlarda muhafaza edildiği görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 44’üncü maddesine dayanılarak hazırlanan Taşınır Mal Yönetmelik’inin 4’üncü maddesinin a bendinde; ambarın tanımlaması yapılmış ve taşınırların kullanıma verilinceye kadar veya kullanımdan iade edildiğinde muhafaza edildiği yere denileceği,
Aynı Yönetmelik’in 38’inci maddesinde; kamu idarelerinde harcama birimlerine ve bunlara bağlı ambarlara birer kod numarası verileceği ifade edilmiştir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde, İdareye ait olan ve depoda olan malların takibine ilişkin taşınır mal programı bulunmaktadır. Söz konusu program kapsamında harcama birimlerine ait ambarlar ve ambarda yer alan malların sayıları, giriş ve çıkış kayıtları vb. birçok husus takip edilmektedir.
Yeşil Alanlar ve Tesisler Müdürlüğü tarafından kent mobilyaları alım işi ile Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından spor tesislerinin işletilmesi işi ihaleleri gerçekleştirilmiş ve iki ihale iş kalemleri arasında birçok taşınır mal kalemi öngörülmüş ve teslim alınmıştır. Alınan mallara ilişkin yapılan incelemelerde kullanıma verilmeyen ve depolarda tutulan mallar olduğu görülmüştür. Depolarda tutulan mallara ilişkin liste Mali Kontrol Şube Müdürlüğünden
istenmiş, ancak Yeşil Alanlar ve Tesisler Müdürlüğünün fiziki deposunun bulunmadığı Gençlik ve Spor Müdürlüğünün ise sadece Hidayet Türkoğlu Deposunun bulunduğu ifade edilmiştir.
Bu kapsamda Yeşil Alanlar ve Tesisler Müdürlüğü tarafından alınan ve kullanıma verilmemiş olan malların akıbeti incelenmiş ve söz konusu malların Yeşil Alanlar ve Tesisler