Türkiye Uygur Teşkilatları Trump’ın STK’lara yardımları kesmesi üzerine toplantı yaptılar

Amerika’nın yeni başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle dış yardımları durdurması  ve  Uygur soykırımı, toplama kampları ve zorla çalıştırma gibi insan haklarını ilgilendiren meselelerin uluslararası gündemden düşmekte olduğu ayrıca da  İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Doğu Türkistan teşkilatlarını kabul etmediği ve birçok Uygur’un Türkiye vatandaşlığını onaylamadığı .

Türkiye hükümetinin Uygurlara bakışı değişmektedir. Bu tür meseleleri herkes birlikte istişare ederek çözmekten başka çare yoktur.

Türkiye Uygur Teşkilatlar Platformu’nun çağrısıyla 23 Şubat 2025 tarihinde, Türkiye’deki Uygur sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri, İstanbul Sefaköy’deki Uygur İlim ve Medeniyet Araştırma Vakfı’nın toplantı salonunda bir istişare toplantısı için bir araya geldi.

Toplantıya katılan ;

1-Dünya Uygur Kurultayı Vakfı,

2-Uygur Akademisi Vakfı,

3-Doğu Türkistan Federasyonu,

4-İli Meşrep Uygur Vakfı,

5-Uygur İlim-Maarif Vakfı,

6-Darül-İman Akademisi,

7-Doğu Türkistan Cemiyeti,

8-Geleneksel Uygur Tıbbı Araştırma Vakfı

9-Taklamakan Uygur Neşriyatı’nın yetkilileri ile akademisyenler, ulema ve kanaat önderleri olmak üzere 30’dan fazla kişi katıldı.

Toplantıya Türkiye Uygur Teşkilatlar Platformu adına Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdulhamit Karahan başkanlık etti. Konuşmasında, toplantının belirli bir kuruluş veya kişiye yönelik olmadığını, sadece toplum liderleri, teşkilat yetkilileri, akademisyen ve ulemalar ile fikir alışverişi yapmak amacıyla düzenlendiğini belirtti.

Ayrıca, “Amerika’nın yeni başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle dış yardımları durdurması, Uygur soykırımı, toplama kampları ve zorla çalıştırma gibi insan haklarını ilgilendiren uygur meselelerin uluslararası gündemden düşmekte olduğu ve Türkiye’de Doğu Türkistan meselesinin henüz Türkiye’nin millî meselesi haline getirilemediği” konularına dikkat çekerek, “Herkesin çekismeleri bir kenara bırakıp bu hayati meseleleri ele alması gerekmektedir” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti asılsız bir şekilde Türkiye’nin devlet güvenliğine tehdit olarak işaretlenmiş Diye ifade etti. (Devletimizin hiç bir kurumu Bilgi Belge olmadan İşlem yapmaz. Devletimiz hakkında düzgün konuşun )

Toplantıda sırasıyla söz alan STK temsilcileri, akademisyen ve ulemalar görüşleri dile getirdiler:

“Türkiye’de Uygur teşkilatları arasında işbirliği mekanizması kurularak, teşkilatların tek vücut olarak hareket edeceği bir sistem oluşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde hâlâ Türkiye vatandaşlığı çözülmemiş, oturma izni iptal edilmiş, asılsız bir şekilde Türkiye’nin devlet güvenliğine tehdit olarak işaretlenmiş, ekonomik açıdan çok zor durumda kalmış Doğu Türkistanlıların sorunlarını çözmek mümkün olmayacaktır. Yukarıdaki meseleleri çözmek için Türk devleti ve önemli STK’larla muhatap olabilecek duruma gelinmesi gerekmektedir.

Son birkaç yıldır göreve gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Doğu Türkistan teşkilatlarını kabul etmedi ve birçok Uygur’un Türkiye vatandaşlığını onaylamadı. Türkiye hükümetinin Uygurlara bakışı değişmektedir. Bu tür meseleleri herkes birlikte istişare ederek çözmekten başka çare yoktur.

Doğu Türkistan teşkilat yetkilileri, toplum liderleri, akademisyen ve ulemalar, Türkiye’deki Uygurların meselelerini düzenli bir şekilde bir araya gelerek samimiyetle müzakere edebilmeliyiz. Uygurlarla ilgili önemli meselelerde biz, şahıslardan ve teşkilatlardan hesap soracak bir devlet aygıtı değiliz. Yapmamız gereken, birlikte oturup gerçek durumu anlamak, bundan sonra atılacak adımlar hakkında ortak akıl yürütmek ve fikir alışverişinde bulunmaktır.”

“SOSYAL MEDYA HABERLERİNEE SOĞUKKANLI YAKLAŞILMALI”

Toplantıya katılanlar, ayrıca son zamanlar sosyal medyada yayılan önemli bir teşkilat başkanıyla ilgili olumsuz haberlerle değindi ve şunlar ifade edildi:

İşin başındaki teşkilat yetkilileri, toplum liderleri, aydınlar ve ulemanın faaliyetlerinde çok dikkatli olması gerektiği vurgulandı.

İşin başındaki teşkilat yetkilileri, toplum liderleri, aydınlar ve ulemanın faaliyetlerinde çok dikkatli olması gerektiği vurgulandı. Günümüzde yapay zeka ile ses, resim ve videoların ayırt edilemeyecek şekilde birleştirilebildiği, sosyal medyada biriyle ilgili bir şey yayımlandığında öncelikle soğukkanlı olunarak doğrudan o kişiyle telefon ya da yüz yüze görüşerek durumun sorgulanması, meselenin gerçeğinin anlaşılması ve zamanında çözüm üretilmesi gerektiği ifade edildi.

Önemli bir teşkilat başkanı hakkında sosyal medyada yayılan bilgilerin sadece o kişinin şahsi meselesi olmaktan çıkıp, Türkiye’de yaşayan Uygurlar ve Uygur teşkilatlarını da karalamaya sebep olduğu belirtildi. Gelecekte benzer durumlar yaşandığında bunların nasıl ele alınması gerektiği konusunda dikkatli ve samimi bir şekilde müzakere edilmesi gerektiği vurgulandı.

Konu Gazetecilerin doğru ve ispatlı haber yapınca neden bunu karalama olarak algılıyorsunuz. Ama unutmayın bu konuyu basına malzeme yapanda sizlerin sosyal medya paylaşımları ve videolarıdır. Mesela bu konuyla İlgili Abdulkadir Yapçanda video paylaşmış . Videolarda Gerçi Uygurca konuşması da onun Türkçeye karşı bir tutarsılığı var anlamı çıkıyor. Bu adam neden hiç Türkçe konuşmuyor.

Gerçi bizim için hiçde önemli bir kişi değil eğer bir kişi birilerini dövüp zorbalık yapıyorsa ben onu eninde sonunda suç üstü yaptırırım onuda aklımdayken yazayımki yaşantısına dikkat etsin. Gerçi bir vidosunu indirdim o kişiyi birleri dövmüş sonra kamera önünde konuşturmuşlar ama detay ayrıntıda gizlidir.Adamın gömleğinin üzerinde ayakkabı izleri duruyor, Uygur uyruklu şahış konuşurken yanağinin dişlerinin alt kısmı kanıyor ve yüzünün sol tarafından darbe aldığı gayet net bir şekilde belli. Neyse o adam yargılama esnasında mahkemede onu kimlerin dövdüğünü zorla kamera karşısında konuşturduğunu anlatır. Suç işleyen bir kişiyi dövmek veya şiddet uygulamak suçtur. Ama Yapçan Türkiye ye hala ayak uyduramadı galiba Türkiye yide Afganistan gibi sanıyor. Ben açık ve net onu çok yakından takip ediyorum Uygurlara Şiddet uyguladığı için. Hatta Polislerde yakından takip etsinler bence onlar direk suç üstü yaparlar.  Ben dediğimin arkasındayım dövdüğü kişler bizzat bana gelip Yapçan Sefaköyde mahkeme kuruyor dediklerini ispatlı olarak daha önce haber yapıp yayınladık biliyorsunuz.

Birliğin Bahsettiği önemli Teşkilat Lideri dediğiniz isim vermeden koruduğunuz Kişi Yani Hadayet Oğuzhan  Devamlı olarak Uluslar arası basına demeç veren  ve Milyonlarca Lira Bütçesi olan Bir yapının başkanıdır. Devamlı Uçaklarla uluslar arası seyahat eder. Her cuma günü Tarabya sahilinde deniz kenarında 20-30 uygurla hep aynı kadroyla protesto eylemi, mitingi yapar. Yıllardır Bozuk plak gibi hep aynı şeyi anlatır. Ama parayada para demez yani. MASAK UYGUR STK’LARINI BİR İNCELEMEYE ALSIN ARTIK .

Ben Cesur Haber Gökhan Gülmez olarak bizzat kendim Uygur STK’lar Birliğinin resmi telefonundan  arayarak telefona çıkan üst düzey yetkiliye her şeyi bütün dünya ile sosyal medyalarda ve her ortamda paylaşırken STK’lar Birliği olarak neden Wep sayfanızda yayınlanan Başkanlık değişimini yayınlayıp Basın açıklaması yapmıyorsunuz ve bu Başkanlık değişimi Dünya için önemli bir gündem iken neden hiç bir Uygur Basın yayın organı ve Sizlerin sesi olan İstiklal Tv de gündeme gelmedi diye sorunca;

Telefona cevap veren yetkili Yönetim kurulunun eski başkan Hidayet Özkan hakkında bazı yaşanan hadiselerden dolayı toplanarak Başkanlık değişimi yaptıklarını ve Başkanlığada Prof. Dr. Ataullah Shahyar’ın atandığını teyid ederek. Yarında Yasak İlişkiyle  ilgili basın açıklaması yapacaklarını Milleti bilgilendireceklerini açıkladı.Bende kendisine teşekkür ettim duyarlılığı için .Eğer bunada yalan derseniz ben hemen haber yapıp haberimin doğruluğunu  ispat ederim.

Ayrıca Doğu Türkistan ve Uygur konusunda Kitapları olan Bir Çok STK da başkanlık yapan ve 2004 Yılında Beyaz Sarayda Kurulan Doğu Türkistan Sürgün Hükümetinin eski Başbakanı İSMAİL CENGİZ sosyal medyasında bu konu hakkında paylaşım yaparak açıklama yapmıştır.

Şimdi siz kalkmış Türkiye’de yaşayan Uygurlar ve Uygur teşkilatlarını da karalamaya sebep olduğu diyorsunuz.Yahu Şahsın yaptığı iddia edilen olayın bütün uygurlar veya stk’lar ile ne alakası var. Suç Bireyseldir. Eğer Hidayet Oğuzhan yapmadığı bir şeyle gündeme geldiyse bu durumu ilk yayınlayanlar bellidir gider onlar hakkında suç duyurunda bulunur. Kendis adını temize çıkartır.

 İsmail Cengizde Uygur ve Doğu Türkistan konusunda önemli bir kişidir. İsmail Cengiz’in açıklamaları önemlidir. Sizler İsmail Cengizin  açıklamasından haberiniz yokmu? yani.

Kendi içinizdeki insanlar Hidayet Özhan hakkında topluma bilgi veriyorlar. Ayrıca İsmail Cengiz Denilen kişide makamı mevkisi kariyeri olan ve Avrasya Federasyonunun başkanıdır. Biz Gazeteciler tabiyki bir federasyon başkanının paylaşımını dikkate alırız..

İsmail Cengiz’in açıklamasıda doğrudur çünkü Uygur STK’lar Birliğinin wep sayfasında Başkan olarak Prof. Dr. Ataullah Shahyar’ın ismi var.

Durduk yere neden birden bire başkanlık görev değişimi oldu ?

Bütün Uygur veya Doğu Türkistan Teşkilat başkanları, Yöneticileri veya bu konuyla ilgili ilgisiz olan her kes benimle iletişime geçerek cevap haklarını kullanabilirler. Ellerindeki bilgi ve belgeleri bizlerle paylaşabilirler.

Basın Halkın Müşterek sesidir. Biz Basın ahlak ilkelerine uyarak 35 yıldır haber yapmaktayız. Biz haberimizi yaparız Devletimizin ilgili kurumlarıda haberimizi araştırır ve yasalarca yapılması gereken ne ise onu yapar.

Haber Kaynağı Uygur Haber isimli İnternet haber sitesi  –  Haberi yayınlayan : Gökhan Gülmez.

Aşağıdaki paylaşım Doğu Türkistan Milli Güvenlik Kurulu Diye UYGURLAR tarafından kurulan bir yapı tarafından KALEME ALINIP Uygur FACEBOOK sayfalarında yoğun paylaşılan paylaşımdır.

Aslında Böyle bir yapı gerçekten varsa Terörle Mücadelenin ivedilikle bu yapıyı araştırması gerekir. Türkiye sınırları İçersinde Milli Güvenlik Kurulu diye anacak Devletimizin İlgili kurumları faaliyet yapabilir. Bu yapı her neyse ve kimlerden oluşuyorsa ilerde ülkemizde telafisi mümkün olmayan MİLLİ GÜVENLİK ZAAFİYETİ yaşatabilir. Uygur Cemaat Yapılanmasına çok Dikkat edilmeli .Özellikle Özel Paralı Üniversitelerimizde Uygur Cemaat yapılanmasının Üniversiteler İmamı diye Bir şahıs devamlı olarak Halkı Kin , Nefret ve düşmanlık ,Bir Başka bir ülke ve ülke halklarına karşı kışkırtıcı bölücü kin nefret duygusu Düşmanlık aşılamak üzerine Konferanslar vermektedir. Üniversiteler nasıl olurda lise mezunu olduğunu tahmin ettiğimiz kişiye Konferans adı altında dedesinden babasından duyduğu birazda internetten öğrendiği anılarını anlatmasına izin verir. YÖK’ün  Üniversitelerde yapılan konferansları  her halde pek denetlemediği ortada. Şaka gibi lise mezunu sıradan bir insan Profösörlere Doktorlara doçentlere ve Üniversite öğrencilerine hikaye anlatmasına izin veriyorlar. Dekanlar veya Üniversite yönetimleri neden buna göz yumurak suça ortak oluyorlar ? Şimdi o konferansı dinleyenler mesela okulda öğrenci olan o ülkeye ait olan öğrencilere zarar verilirse sorumlusu kim olacak ? Üniversite öğrencisi olmasada konferansın etkisinde kalan bir kişi caddde birisine saldırıp yaralasa sorumlusu veya AZMETTİRİCİSİ kim olacak ? Nitekim yıllar evvel 2 Turiste saldırıolmuştu hatırlarsanız.