DOLAR
EURO
ALTIN
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
Smiley face

Uygur STK’ları Bölge İdare Mahkemesi önünde Mahkeme kararlarını Protesto eylemi

14.03.2025
A+
A-

Her olayda olduğu gibi Sosyal medyalarda kitlesel hareket eden Ülkemizde yaşayan Uygur STK’larının hedeflerinde Dünya genelinde algı yapmak için Bölge İdare Mahkemelerimiz tarafından Yargılanma konusunu açıklamadıkları ama sadece Akıllarınca haklı olduklarını ispat etmek için hiç bir işe yaramıyacak eylemlerini yaparak Kadim ve tarafsız olarak her daim görevli hakimlerimizin titiz bir dosya incelesi sonrasında almış oldukları Mahkeme  kararını etkilemek ve Mahkemelerimizi mağduru mazlumu oynıyarak eylem ve protestosunu yaptılar.

Bölge İdare mahkemesi ,İki Uygurun mahkemesi aldığı kararda ;” sınır dışı edilmeleri halinde hayati tehlikeleri olduğuna dair somut ve maddi delil bulunmadığı gerekçesiyle kararı onayladı.

Haberin DEVAMI VİDEONUN ALTINDA 

Akıllarınca Mahkemeler üzerindede baskı oluşturacaklarını sanıyorlar. Türk mahkemeleri üzerinde bazı siyasetçiler veya partilerde çeşitli eylemler protestolar yapmışlardır ama sonuçta   değişen hiç bir şey olmamış Yüce Mahkemelerimizin ve mesleklerinde Uzman olan Hakimlerimizin  verdiği kararlar uygulanmıştır.

Uygur Eylemci ve aktevistler Daha evvelde Polislerimiz üzerinde de bir takım algılar yapıp dönemin İçişleri Bakanı da bunların sosyal medyada organize bir şekilde Dünya genelinde Görevini yapan Polislerimizin  haksız bir şekilde boy boy resimlerini paylaşarak  Polislerimiz hakkında Algı ile örgütlü bir şekilde LİNÇ KAMPANYASI yapıp Kanun ve yasaları ispatlı bir şekilde uygulayıp görevlerini yapan Polislerin Tayinini çıkartmış veya O dönemki İçişleri Bakanının Sosyal medyadaki Organize paylaşım ve kampanyalarının önüne geçmek için Hukuk Dışı Uygurlardan yana olan tavrı ile  emriyle Suç üstü olarak Bandrolsüz ve Vergisiz olarak Satılan Kitaplara el koyan polislerimize verdiği emirle El konulan Kitapları geri iade ettirmiş ve Vergi Kaçakçılığı Suçu ve Kamu zararı suçu Hukuksuz bir şekilde engellenmişti. Bu yazdığım olayında videoları belgeleri Hidayet Oğuzhan tarafından videoları sosyal medyalarda paylaşılarak ispat edilmiştir Polisimizin operasyonunun nasıl engellendiği. 

Bu günde Yine aynı Güç tarafından veya Güçler tarafından Özellikle Geçtiğimiz Günlerde Yasak İlişkiden Dolayı İstifa eden Uygur STK’lar Birliği eski Başkanı olan Hidayet Oğuzhan bu seferde Bölge İdare Mahkemesi Önünde Basın açıklaması ve  Protesto talimatını vermiş olup bu durumuda kendisine ait olan sosyal medyalarda paylaşarak Bütün Uygurları bu protestoya davet edip Yurd dışına Bakın Türkiye Cumhuriyeti Uygurları Çine teslim ediyor algısı yapma planını uygulamıştır.

Uygurlar devamlı olarak eylem etkinlik çağrısı sosyal medyalardan yapıyorlar ama dikkat edin bütün eylemlerini araştırın hiç bir eylem çağrılarına Duyarlı işinde gücünde olan Uygurlar katılmıyorlar ve desteklemiyorlar. yaptıkları bütün eylemlere hep aynı kişiler yaklaşık 20 ile 50 kişi civarında koskoca istanbulda katılım oluyor. Her eylemden sonra İşinde gücünde olan uygurlar bunların yaptıkları eylemlerden rahatsızlık duyduklarını bize bildiriyorlar hatta belgeleride bizzat uygurlar veriyorlar. Bu işlerin arkasında Okyanus ötesi ve diğer güçler olduğunu zaten Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanda Televizyon kanallarından bizzat bu tür eylemlerden uzak durun diye ikazlarını yapmışlardı.

Dediğimiz gibi protestoya Uygurlar katılmadılar ve gelmediler. İşin enteresan tarafı Hiç bir STK Başkanı veya Yöneticileri de gelmedi. En dikkat çeken konuda hidayet Oğuzhan’ında konuşmacı olarak gelmemiş olması. Milleti protestoya eyleme katılın diyor ama kendiside gelmiyor ?

Video izlenince anlaşılacağı üzere Küçük yaştaki çocukların ellerine yazılı sologanları verip eylem boyunca o küçük çocuklarında aslında TCK’göre suç olduğu halde eylemlerine duygu sömürüsü yapmak için karıştırmalarıda dikkatimizi çekmektedir. O Uygur çocuklarımızın olacağıyer Yetişkin insanların yapacağı Protesto gösterilerinin olduğu alanlar değil, Çocuk oyun parkları veya öğrenciyseler Okullarıdır. Bu konuyla ilgilide İstanbul Valiliği ve Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığıda derhal araştırmalar yapıp çocukların böyle eylemlere getirilmesinin engellemesini ve Çocukları bu şekilde kullanan zihniyetede TCK nunların gereğince yapılması gerekenlerinde derhal soruşturularak kanun ve yasalar uygulanmalıdır.

Mahkeme, sınır dışı edilmeleri halinde hayati tehlikeleri olduğuna dair somut ve maddi delil bulunmadığı gerekçesiyle kararı onadı.

Mazlum-der, Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği, Mülteci Hakları Derneği ve Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği, İstanbul Bölge İdari Mahkemesi önünde toplanarak verilen kararı protesto etti.

YAPILAN AÇIKLAMADA;

“TÜRKİYE, UYGUR TÜRKLERİNİ ÇİN’E İADE EDEMEZ!”
eYLEMCİ Aktivistler, mahkeme önünde yaptıkları basın açıklamasında, “Türkiye, Uygur Türklerini Çin’e İade Edemez!” diyerek kararın hukuki ve insani açıdan kabul edilemez olduğunu vurguladı.

ÇİN’E İADE KARARI İLK KEZ VERİLDİ
Daha önce böyle bir karar verilmediğini ifade ederek bu kararın uygulanmasının gelecek sınır dışı kararlarının önünü açtığını İDDİA ettiler .

  • “Daha önce üçüncü ülkeler üzerinden gerçekleştirilen sınır dışı işlemlerinin aksine, bu karar ilk kez doğrudan Çin’e iade Böyle bir karar, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda insani ve vicdani bir krizdir. Çin’e iade edilen her Uygur, ağır insan hakları ihlalleri, keyfi tutuklama, işkence ve zorla kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.”

1- DİYEREK BÖLGE iDARE MAHKEMESİN HAKİMLERİNİN KARARINI ELEŞTİRDİLER !…

2-SINIRDIŞI KARARINI MEŞRULAŞTIRILIYOR İDDİASINDA BULUNDULAR !… Tamamen bu cümle yargımıza karşı yapılan bir eleştiri veya haksızlık değil dürüstçe işini yapan Hakimlerimizi suçlamak ve etkilemek adına yapılmış bir açıklamadır.
Sivil Toplum Kuruluşları adına basın açıklamasını okuyan aktivist sözlerine şöyle devam etti:

  • “Davacının Uygur kökenli olmasına rağmen Türkmenistan vatandaşı olduğu iddiası, özensiz bir değerlendirme riskini düşündürtmektedir.

3- Uygur Kökenli olmasına rağmen Türkmenistan Vatandaşı olduğu İDDİASINDA BULUNURKEN demekki  ya Kişi Uygur uyruklu değil yada Kişi Türkiye ye gelirken Sahte Türkmenistan Pasaportuyla giriş yapmış ve Evrakta Sahtecilik suçu işleyerekte Resmi Kurum ve kuruluşlarda Türkmenistan evrağını kullandığı ortaya çıkıyor. Eylemci Aktevistlerin İdiası doğruysa demekki Türkiye de başka kişilerde aynı durmda Başkasının Pasaportuyla ve ya Sahte Pasapor veya Belgeyle Göç İdaresi ve Resmi kurumlarda kullanmış olabilir sonucu çıkıyor. Mahkemde aldığı kararda haklı ve doğru olduğu ortaya çıkıyor.

  • Dahası, davacı hakkında hâlihazırda bir takipsizlik kararı verilmiş, isnat edilen suçlara ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Buna rağmen istihbarat şüphesinin yeterli görülerek sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi, masumiyet karinesini ihlal etmekte ve hukukun temel güvencelerini sarsmaktadır.

Demekle Dünyanın en başarılısı olan  Milli İstihbarat Teşkilatımızın araştırmalarını ve çalışmalarını İSTİHBARAT ŞÜPHESİ diye İddia etmeleride tamamen MİT’imizi zan altında bırakarak TCK’ya göre SUÇ işlenmiştir.

  • Bu durum, hem uluslararası hukukun hem de Türkiye’nin iç hukukunun açık bir ihlali olup, bireylerin suç isnadı olmaksızın sınır dışı edilmesini meşrulaştırabilecek tehlikeli bir emsal oluşturmaktadır.”

Yukarıdaki açıklamadaki cümle hakkında İstanbul Valiliği ,İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığıda soruşturma açmalıdır bu cüleyi konuşanlar hakkında.Bu İsnad tamamen güzide kurum ve kuruluşlarımızı ve çalışanlarını basın ve kamu oyu önüdnde zan altında bırakma algısıdır.

  • Basın açıklamasında, Uygur Türkleri’nin Türkiye ile kültürel ve tarihî bağlarına dikkat çekilerek, Türkiye’nin soydaşlarına sahip çıkma ilkesini benimsediği hatırlatıldı. Ancak alınan kararın, bu tarihsel sorumlulukla çeliştiği vurgulandı. Türkiye’nin insan hakları, adalet ve mazlumları koruma misyonu gereği, zulümden kaçan insanları güvende hissettirmesi gerektiği belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti İnsanların Ten renklerine, inançlarına,dillerine bakmadan Dünyanın her tarafındaki mazlum milletlere sahip çıkmıştır korumuştur kollamıştır. Devletimize ve kurumlarımıza ve çalışan personellerimiz hakkında sarf edilen bu cümlelerin hiç birini kabul etmiyoruz. İvedi bir şekilde bu nuda da soruşturma açılmalıdır. 

  • KARARIN GERİ ALINMASI TALEP EDİLDİ
    İnsan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yargı organlarını ve ilgili tüm yetkilileri, uluslararası hukuk ve vicdan çerçevesinde hareket etmeye davet etti. “Uygur Türkleri sahipsiz değildir! Zulme sessiz kalmayacağız!” denilerek, kararın geri alınması ve Uygur Türklerinin güvende olması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yargı organları  ve ilgili tüm yetkilileri, uluslararası hukuk ve vicdan çerçevesinde hareket etmektedirler. Bu cümlelerin Güzide kurum ve Kuruluşlarımıza Basın açıklaması veya Protesto edilmeside TC’nın ilgili maddeleri gereğince Sosuşturma açılması gereken bir konudur.

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.