Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
Smiley face

Çin;ABD’nin İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu yayımladı….

29.03.2023
140
A+
A-
Çin;ABD’nin İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu yayımladı….

Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi   2022 ABD’nin İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu yayımladı….

Çin, 2022 ABD'nin İnsan Hakları İhlalleri Raporu'nu yayımladı
ABD’deki insan hakları durumunu gün ışığına çıkaran rapor, önsöz, vatandaşların haklarını koruma sisteminin yetersiz kalması, ABD tarzı seçim demokrasisinin gittikçe içinin boşalması, ırk ayrımcılığı ve adaletsizliğin giderek şiddetlenmesi, sıradan vatandaşların temel yaşam krizinin ciddileşmesi, kadın ve çocukların haklarının gerilemesi, diğer ülkelerin insan haklarını keyfi olarak ihlal etmek ve adaleti çiğnemek dahil 7 bölümden oluşuyor.

2022 yılının ABD’de insan hakları alanında büyük gerilimin yaşandığı bir yıl olduğuna işaret edilen raporda, kendisini insan hakları koruyucusu olarak gören ABD’de para siyaseti, ırk ayrımcılığı, silahın yayılımı, polis şiddeti, zengin ile fakir arasındaki uçurum gibi ciddi sorunların çözülmediği, ABD halkının temel hakları ve özgürlüğünün daha ciddi şekilde çiğnendiği ifade edildi.

Raporda, ABD’nin aşırı şiddetin tanımladığı bir ülke olduğu, halkın şiddet suçları ve kolluk kuvvetlerinin şiddet kullanması dahil çifte tehditle karşı karşıya bulunduğu, yaşam güvenliğinin söz konusu olmadığı, zorla çalıştırma ve cinsel istismar gibi durumların sıkça görüldüğüne dikkat çekildi.

Raporda, ABD tarzı demokrasinin halkın iradesini kaybettiği, seçim masraflarının durmadan yükseldiği, fikir birliği sağlanmasının zor olduğuna işaret edildi.

ABD’deki ırkçılığın şiddetlendiği, yaşam beklentisinin büyük ölçüde azaldığı, ilacı kötüye kullanmanın yol açtığı ölümlerin arttığı, çocukların yaşam ortamının endişe verici olduğu vurgulandı.

Raporda, oligarşilere hizmet eden ABD’li siyasetçilerin sıradan halkın temel ihtiyaçlarına cevap verme ve temel haklarını koruma iradesini ve gücünü kaybettiği, kendi insan hakları sorunlarını çözemezken, insan hakları meselesini bir silah olarak kullanıp diğer ülkelere saldırdığı, dünyada zıtlaşma ve kaos yarattığı, ABD’nin artık insan haklarını engelleyen bir güç haline geldiği savunuldu.

2022 ABD İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nun önsözü:

2022 yılı, ABD’de insan hakları açısından önemli bir gerilemeye tanık oldu. ABD, kendisini insan hakları savunucusu olarak nitelendirirken, para politikası, ırk ayrımcılığı, silah ve polis şiddeti gibi kronik sorunların yanı sıra servet kutuplaşması gibi sorunlarla da karşı karşıyadır. İnsan hakları mevzuatı ve uygulamalarında görülen aşırı gerileme, Amerikan halkının temel hak ve özgürlüklerini daha da zayıflatmıştır.

ABD yönetimi, silah kontrolünü büyük ölçüde gevşeterek silahla ilgili ölümlerin sayısını yüksek seviyede tutmaktadır. ABD Federal Yüksek Mahkemesi‘nin 2022’deki Bruen davası, ülkede sembolik bir gerilemeye neden olmuştur. ABD eyaletlerinin yaklaşık yarısı silah kısıtlamalarını hafifletmiştir. ABD, silah sahipliği oranı, silahla ilgili cinayet oranı ve toplu silahlı saldırı sayısı bakımından dünyada birinci sıradadır. Geçen yıl, ABD’nin 600’den fazla toplu silah saldırısına maruz kaldığı üçüncü yıl oldu. Silah şiddeti, 80.000’den fazla ölüm ve yaralanmaya sebep olmuştur. Bu nedenle silah şiddeti, bir “Amerikan hastalığı” haline gelmiştir.

Ara seçim, en pahalı seçim haline geldi ve Amerikan demokrasisi, kamuoyunun temellerini kaybetti. Ülkedeki seçim maliyetleri sürekli artıyor. 2022 yılı ara seçimlerinin toplam maliyeti 16,7 milyar ABD Doları’nı aştı. Milyarderlerin siyasi bağışları, tüm federal siyasi projelere katkıların yüzde 15’ini oluşturarak 2020 seçim dönemine göre yüzde 11 arttı. “Kara fonlar”, seçim eğilimini gizlice manipüle ediyor, siyasi kutuplaşma ve toplumsal ayrışma, demokratik bir uzlaşma sağlanmasını zorlaştırıyor. Amerikalıların yüzde 69’u, Amerikan demokrasisinin “çökme riski” altında ve Amerikan seçmenlerinin yüzde 86’sı Amerikan demokrasisinin “çok ciddi bir tehdit” ile karşı karşıya olduğuna inanıyor. İnsanlar genel olarak Amerikan demokrasisi hakkında umutsuz hissediyorlar.

Irkçılık artarak devam ediyor ve etnik azınlıklar yaygın bir şekilde ayrımcılığa maruz kalıyor. ABD’de ırksal önyargıya dayalı nefret suçları 2020 ile 2022 arasında büyük ölçüde arttı. Buffalo’daki bir süpermarkette 10 Afrikalı kökenli Amerikalı’nın öldürülmesine yol açan ırkçı saldırı, dünyayı şok etti. Asya kökenli Amerikalıların yüzde 81’i, Asyalılara yönelik şiddetin arttığına inanıyor. Afrika kökenli Amerikalıların polis tarafından öldürülme olasılığı beyazlardan 2,78 kat daha yüksektir. ABD yönetiminin tarihte Kızılderililer gibi yerli halklara karşı uyguladığı soykırım ve kültürel asimilasyonun yarattığı acılar hala devam ediyor.

Ülkedeki ortalama yaşam beklentisi hızla düşüyor ve uyuşturucu kullanımından kaynaklanan ölümler artmaya devam ediyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) bünyesindeki Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi tarafından Ağustos 2022’de yayımlanan bir rapora göre, 2019’dan 2021’e kadar ABD’deki ortalama yaşam beklentisi 2,7 yıl azalarak 1996’dan beri en düşük seviye olan 76,1’e düştü. Çıkar çeteleri ve politikacılar para karşılığı yetki ticareti yaparak uyuşturucu ve ilaç bağımlılığına göz yumarak durumun daha da ciddi hale gelmesine neden oldu. Uyuşturucu ve madde bağımlılığından ölen Amerikalıların sayısı son yıllarda önemli ölçüde artarak yılda 100.000’i aştı. İlaç bağımlılığı artık ABD’deki en yıkıcı halk sağlığı krizlerinden biri haline gelmiştir.

Kadınlar kürtaj konusunda anayasal korumayı kaybetti ve çocukların yaşam ortamı endişe verici hale geldi. ABD Federal Yüksek Mahkemesi’nin “Roe v. Wade” davasını bozma kararı, yaklaşık 50 yıldır anayasal olarak korunan kürtaj haklarını sona erdirerek, kadınların insan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine büyük bir darbe indirdi.

2022’de ABD’de 18 yaşın altındaki 5.800’den fazla çocuk silahlı saldırılarda yaralandı veya öldü. Okullardaki silahlı saldırıların sayısı 1970’ten bu yana en yüksek seviye olan 302’ye ulaştı. Ülkede çocuk yoksulluğu oranı Aralık 2021’deki yüzde 12,1’den Mayıs 2022’deki yüzde 16,6’ya yükseldi ve yoksul çocuk sayısı 3,3 milyon arttı. 2018’den bu yana yasadışı olarak çalıştırılan çocukların sayısı yüzde 70 arttı ve özellikle 2022 mali yılında tehlikeli işlerde çalıştırılan çocukların sayısı yüzde 26 arttı.

Ayrım gözetmeden silah kullanan ve tek taraflı yaptırımlar uygulayan ABD, insani felaketlere yol açmaktadır. 21. yüzyılın başından bu yana ABD’nin “terörle mücadele” bahanesiyle 85 ülkede askeri operasyonlar başlatması, en az 929 bin sivilin ölümüne ve 38 milyon insanın evsiz kalmasına neden oldu.

ABD dünyada en fazla tek taraflı yaptırım uygulayan ülke konumundadır ve şu an halen 20’den fazla ülkeye yaptırım uygulamaktadır. Sonuç olarak yaptırım uygulanan ülkeler, halklarına temel gıda ve ilaç sağlayamaz hale geldi. Göçmenler, parti mücadelesinin araçlarına düşerken göçmenleri “terk etme” maskaralığı ve aşırı yabancı düşmanlığı ülke genelinde geniş çapta sahnelendi.  2022’de yaklaşık 2,4 milyon göçmenin ABD sınırında gözaltına alınmasıyla rekor kırıldı. Geçen yıl, güney sınırındaki ölen göçmenlerin sayısının 856‘ya ulaşmasıyla en ölümcül yıl olarak görüldü.

Sömürgeciliğe, ırkçı köleliğe ve emek, mülkiyet ve dağıtım eşitsizliği temeline dayanan ABD, son yıllarda kutuplaşmış ekonomik dağıtım modeli, ırksal çatışmaya ilişkin sosyal modeli ve çıkar çetelerinin tarafından kontrol edilen siyasi modelinin etkileşimi altında daha da kurumsal başarısızlık, yönetişim eksikliği, etnik bölünmeler ve toplumsal huzursuzluk batağına düşmüş oldu.

Oligarkların çıkarlarına hizmet eden ABD’li politikacılar, sıradan insanların temel taleplerine yanıt verme ve sıradan vatandaşların temel haklarını savunma konusundaki öznel iradelerini ve nesnel yeteneklerini yavaş yavaş kaybetmek ve kendi yapısal insan hakları sorunlarını çözemez hale gelmekle kalmayıp, aksine diğer ülkelere saldırmak için insan haklarını kasten bir silah olarak kullanarak uluslararası toplumda çatışma, bölücülük ve kaos yaratmaktadır. ABD artık küresel insan haklarının gelişimini bozan ve engelleyen bir unsur haline geldi.

Çin’in, 2021’de ABD’deki insan hakları ihlallerine dair yayımladığı raporda, siyasi manipülasyonun Kovid-19 ölümlerinde keskin bir artışa yol açtığı, özellikle Asyalılar olmak üzere etnik azınlıklara ayrımcılığın arttığı, ABD eylemlerinin dünya üzerinde yeni insani krizlere yol açtığı vurgulandı.
ABD’de dünyadaki en yüksek Kovid-19 vaka ve ölüm sayısının kaydedildiği belirtilen raporda, ülkede ortalama yaşam süresinin 1.13 yıl azalarak, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en hızlı şekilde düştüğü aktarıldı.
Xinhua Haber Ajansı’nın yayımladığı resmi raporda, toplum güvenliği durumunun kötüleştiği ve şiddet suçlarının yaygınlığını koruduğu, 2021’de 693 kitlesel katliam yaşandığı, bunun 2020’den yüzde 10.1 fazla olduğu, silahla öldürme olaylarında 44 binden fazla kişinin öldüğü ifade edildi.
ABD’nin 49 eyaletinde oy kullanmaya yönelik kısıtlamaları içeren 420 yasanın uygulamaya konulduğu aktarılan raporda, genç Amerikalıların sadece yüzde 8’inin ülkeyi sağlıklı bir demokrasi olarak tanımladığına ve hükümete yönelik güvenin 1958’deki seviyesine gerilediğine işaret edildi.

Asya kökenli Amerikalılara karşı şiddette artış

Raporda, ülkedeki Asya kökenli Amerikalı yetişkinlerin yüzde 81’inin, Asyalılara karşı şiddetin arttığını bildirdiğinin altı çizilerek, “New York kentinde, Asyalılara karşı nefret suçları, 2020’ye göre yüzde 361 oranında arttı. Amerikalıların yüzde 52’si, etnik azınlıkların eşit iş fırsatlarına sahip olduğunu belirtiyor.” bilgisi paylaşıldı.
ABD’nin güney sınırında, 2021’de aralarında 45 bin çocuğun bulunduğu 1.7 milyondan fazla göçmenin alıkonulduğu vurgulanan raporda, ülkede kolluk kuvvetlerinin 557 kişiyi öldürdüğü, bunun önceki yıla göre 2 kat artışı gösterdiği ve 1998’den bu yana en yüksek rakam olduğu hatırlatıldı.
Raporda, ABD’nin Afganistan’dan çekilirken düzenlediği insansız hava aracı saldırısında aynı aileden 7’si çocuk 10 kişinin öldüğü, Guantanamo’da halen 39 tutuklunun olduğunu anımsatılarak, Birleşmiş Milletler azınlık meseleleri özel raportörü Fernand de Varennes’in, “ABD’nin insan haklarını koruma konusundaki hukuk sistemi noksan ve miadını doldurmuş, bu nedenle artan eşitsizliğe yol açıyor.” sözlerine yer verildi.

‘Amerikalılar önce kendi ülkelerinde yanlış giden şeyleri düzeltmeli’

Raporda, Harvard Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Stephen Walt’ın, ABD’nin insan hakları adına diğer ülkelerdeki insan hakları krizine yol açan yanlış uygulamaları hakkındaki, Amerikalılar önce kendi ülkelerinde yanlış giden şeyleri düzeltmeli ve dünyanın geri kalanıyla nasıl ilgileneceklerini yeniden düşünmeli” ifadeleri aktarıldı.
ABD’nin ‘insan hakları savunucusu’ rolünün, 2021’deki sözde “Demokrasi Zirvesi”nin bir saçmalığa dönüşmesiyle tamamen çürütüldüğü vurgulanan raporda, birçok ülkenin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 48. oturumunda, ABD’yi dünyadaki insan haklarının “en büyük yok edicisi” olmakla suçladığı ve kendi ağır insan hakları ihlalleri üzerine eğilmeye çağırdığı belirtildi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.