Ala: Yargıda reformlar devam edecek
Kanunları yaptığınız gibi kurumları da reform edeceksiniz ki biz birçok idari kurumu reforme ettik. Orada da reforma ihtiyaç var.
AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, Habertürk’te Kemal Öztürk’ün sorularını yanıtladı. Efkan Ala, “Halkın iradesini idareye hakim kılan AK Parti’dir” dedi. Ala, “Muhalefet memlekete de millete de yük” ifadesini kullandı. Efkan Ala, “Bizde enflasyonu indirecek bilgi, birikim ve siyasi irade var.” şeklinde konuştu. Ülkenin bütçesi vatandaşa aittir diyen Efkan Ala, “Kamuda tasarruflara riayet edilecek” dedi
Efkan Ala’nın açıklamalarından öne çıkanlar başlıklar:
Zaman zaman bu toplantılara çağrı yapıyor muhalefet. Şimdi bir ülkenin orman varlığının arttırılması gerekir mi? AK Parti orman varlığını arttırma konusunda açık ara birincidir. Bir devlet madenlerini yerin altında bırakır mı? AK Parti bunu da yapıyor. Biz neden birinden vazgeçelim. Biz ikisini de yapıyoruz. Bugün Meclis’te tamamen sloganlar vardı. Bilgiden yoksundu. Çalışmıyorlar.
“3 BİN 100 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLANIYOR”
Türkiye’de biz ekonomiyi nasıl büyüteceğiz. Bunları yapmadan nasıl başarabiliriz. Kurallara göre bu ülkenin madenlerinin işletilmesi lazım. Kömür var, maden var. Bunlar işlenecek bunun sayesinde ekonomi gelişecek. 3 bin 100 kişiye istihdam sağlandı orada. Yasasını çıkardık. Orada ne kadar ağaç varsa onun 3 katı ağaçlandırma yapılacak. Önceden maden alanı olarak kullanılmış birçok bölgenin madenler alındıktan sonra nasıl ağaçlandığını gösteren fotoğraflar var. Biz çözüm üretmek varlık üretmek istiyoruz. Ülke yönetiyoruz heveslere göre hareket edemeyiz. Ülkenin madenleri ve ormanlarının kullanılması ve çoğaltılması lazım. Kesilen ağaçların yerine onlarca kat ağaç dikilmiş.
Cumhurbaşkanını halk seçsin reformların önünü açan bir hareketti. Bunu AK Parti getirdi. Halkın iradesini idareye hakim kılan AK Parti’dir. AK Parti bir makas değişimi yaptı. Bir paradigma değiştirdi. AK Parti öncesinde vesayet vardı. AK Parti sonrasında siyaset var. Bugün mesela en önemli sorunla bile karşılaştığı zaman vatandaşlarımız. Çözümün adresi olarak nereyi görüyor. Siyaseti görüyor. 90’lı yıllarda böyle değildi. Vesayet odaklarını görüyordu. Hatta siyasetin bir kısmı da o vesayet odaklarını görüyordu. Eskiden CHP sandıkta elde edemediği gücü, AK Parti öncesinde anayasa kurumlarına vesayet kurumlarıyla ittifak yaparak Ankara’da kullanırdı. Bunlar her birinin somut kanıtını sunarak söyleyebileceğim argümanlar. Çok güçlü muhalefetin olduğu Baykal dönemi, rahmetli Baykal bunu Meclis kürsüsünden söyledi. 400 milletvekili asamız dedi. Bu Ankara’da bizim istemediğimiz şeyleri yapamazsınız. Sisteme ilişkin tabi. Bu şekilde söyledi. Başörtüsü sorunu anayasa değişikliği ile çözüme kavuştu. Ama Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Gazete manşeti 411 el kaosa kalktı şeklindeydi. Millet iradesinin kaos olarak tecelli etmesini gören anlayıştan bugün her ne sorun olursa olsun adres olarak millet iradesini gören anlayışa bu yapıları getirdik. Referandumlarla, yasal değişikliklerle bütün bunlarla bu değişikliği sağladık. Devlette değişiklik tavandan başlar. Cumhurbaşkanını halk seçmezse diğer vesayetten kurtulmak mümkün değil. İnanılmaz reformlar ve değişiklikler yaptık.
“MUHALEFET MEMLEKETE DE MİLLETE DE YÜK”
AK Parti kendisiyle yarışıyor. Muhalefetin bize güçlüsü aslında iyi bir muhalefet iktidara yardım eder. Memlekete faydası olur. Kendisine faydası olur. Şimdi bunlar memlekete de yük kendilerine de yük. Her girdiği seçimi kaybetti. 12 seçim kaybetti. Şimdi Türkiye’ye yük olacaktı. Ama buna millet fırsat vermedi kaç kere. Fakat şimdi kendi partisine yük. Orada işler tartışma başladı. Bizim en önemli başarılarımızdan birisi de tek parti döneminin paradigmasına kodlanmış. Kulüp gibi çalışan CHP’yi getirdik merkeze çektik siyasetimizde. Şimdi iktidarın yolunun sandıktan geçtiğini artık Genelkurmay koridorlarından, Anayasa Mahkemesi koridorlarından geçmediğini önemli bir kısmı anlamış durumda ve şimdi sandığa yöneldiler. Fakat orada acemi oldukları için nasıl oy alınır onu bilmiyorlar. Vatandaşı suçluyorlar. Başarısızlık elde edildiği zaman siz bizden vatandaşı suçlayan bir cümle duydunuz mu? Biz her zaman kendimizde eksik ararız.
“3 BİN 600 DOLARDAN 10 BİN 600 DOLARA ÇIKTI”
Bizim şimdi seçimlerden sonra o kadar toplantı yaptık. Seçim sonuçlarını biz her zaman analiz ediyoruz. Etmek zorundayız. Ne oluyor da daha fazla oy neden almıyoruz diye. Yüksek aldığımızda da toplantılarımızı yaptık. Eskiden beri bu mekanizmanın içinde olan birisiyim. Eğer açık ara önde bitirmişsek seçimi kendimizle daha fazla nasıl yarışırız, daha fazla neden almadık. Neden şimdi oylarımız düştü? Tabi bunu analiz ediyoruz. Pandemiden herkes etkilendi. Dünyada olan bitenden. Peki dünyada yüz yılda bir gelen büyük bir hadise yaşandı. Buna herkes hazırlıksız yakalandı. Yine de Türkiye iyi yönetenlerden birisi oldu. İşsizlik çoğalmasın diye farklı politikaları uyguladık. O da başka sonuçlar doğurdu. Enflasyon biraz yükseldi. Biz bunları yönetemeyecek bir kadro değiliz. Neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz. Ama bazen yasal kararlarda, ekonomik kararlarda amaçlamadığınız sonuçlar çıkabilir. Ukrayna Rusya krizini siz belirleyemezsiniz. Ama size etkisi var. Suriye hadisesini siz belirleyemezsiniz. Ama size etkisi var. Bizim 3 bin 600 dolardan aldığımız kişi başına geliri biz şu anda 10 bin 600 dolara getirdik. Ama bu 2013’te 12 bin 600’dü. Ondan sonra Suriye olayı oldu. Ondan sonra Çin ile ABD arasında silahsız bir ekonomik savaş başladı. Pandemi döneminde üretim neredeyse durdu.
“BİZDE ENFLASYONU İNDİRECEK BİLGİ, BİRİKİM VE SİYASİ İRADE VAR”
Biz bir politika izliyoruz. Yakında bizim ekonomi yönetimimiz programlarını açıklayacaklar. Ondan öncesinde de Merkez Bankası Başkanımız bu hükümet döneminde son iki yılı da vurgulayarak tek haneli rakamlara indireceğini ve yol haritasını milletimizle paylaştı. Biz hiçbir sorunu görmemezlikten gelmedik. Bunu da görmemezlikten gelmiyoruz. Seçim öncesi ben yine Habertürk kanalındaki programda bunların olabileceğini söyledim ve gerekli adımların atılacağını söyledim. Nitekim öyle oluyor. Bu konjektürden kaynaklanan sebeplerle bu enflasyon oranını düşürecek olan biziz. Bizde bunu sağlayacak bilgi, birikim, siyasi irade var. Sonunda hedefimizi koymuşuz. Oraya indireceğiz. 2013’te reel faizler 3,4’lere kadar indi. Daha önce yaptık.
“TÜRKİYESİZ AB OLABİLİR Mİ?”
Sivil anayasaya ihtiyaç var. Türkiye artık sivil anayasayı hak etmektedir. AK Parti siyasi istikrarı sağladı. Anayasa uzlaşı metinleridir, muhalefet desteklemedi. Muhalefet tamam derse iktidar da tamam diyecek. Milletimiz samimiyetimizi biliyor. Türkiyesiz AB olabilir mi? İhracatı yükselttik. Hedefimiz dünyada ekonomimizi ilk 10’a sokmak. Ekonomik olarak Türkiye’yi o şekle getirmenin yolu demokrasi ve hukuktan geçiyor.
“ÜLKENİN BÜTÇESİ VATANDAŞA AİTTİR”
Hedefimiz milli geliri 25 bin dolara çıkarmak. Ülkenin bütçesi vatandaşa aittir. Kamuda tasarruf da yapılıyor. Kamuda tasarruflara riayet edilecek. Geçtiğimiz günlerde yapılan tasarruflar var. Yeni alınacak olanlar alınmıyor. Ekonomi konusunda bu sıkıntılı dönem başlamadan önce insanlarımızı bir yere getirdik. Dünya’daki başka gerekçelerle enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücünü. Seçimlerden önce kimse bu kadar radikal kararlar alacağımızı bilmiyordu. Bir kere başardık, yine başaracağız.
“YARGIDA REFORMLAR DEVAM EDECEK”
İki şey yaparsınız. Eğer kurallarınızda sıkıntı varsa ki var sürekli reform yapıyoruz. Kanunları değiştirirsiniz. Kanunlarda demokratikleşme. İkincisi uygulamada problemler varsa kurumlarda demokratikleşme, kurumlardaki işleyişi değiştirirsiniz. Onu da yasayla yapacaksınız veya kararnamelerle yapacaksınız. Bu sefer kurumları iyi işler hale getireceksiniz. Yani biz zaman zaman yasaları yapıyoruz. Benzetiyoruz mesela gelişmiş ülkelere. Fakat kurumlar eski kurumlar olarak kaldığı için orada değişiklik yapmazsak istediğimiz sonucu vermezler. Orada da değişiklik yapmamız gerekir. Kanunları yaptığınız gibi kurumları da reform edeceksiniz ki biz birçok idari kurumu reforme ettik. Orada da reforma ihtiyaç var. Uzlaşma yoksa anayasa yapamayız. Siyasetin böyle bir zemin yakaladığını düşünüyorum.
“MİLLET İYİ BİR BELEDİYE BAŞKANI HAK EDİYOR”
Bizim masamızdan seçim konusu hiç kalkmaz. Seçim her zaman gündemimizdedir. Seçim hizmetle yaptığınız işlerle kazanılır. Biz milletimize AK Parti Belediyeciliği diye bir marka oluşturduk. Biz yönetime geldiğimizde sosyal belediyecilik, gönül belediyeciliği insanı merkeze alan bir marka oluştu. Şimdi onu daha da nasıl geliştirebiliriz. Milletimize nasıl daha iyi hizmet veririz onu düşünüyoruz. Biz toplantılarımızda bütün aykırı fikirleri, akla gelen her şeyi tartışırız. Büyükşehirdeki bazı belediye başkanlarının iş tutuşları ile ilgili konuşabilirim. Millet belediye başkanı seçmiştir. Millet iyi bir belediye başkanı hak ediyor. Belediye başkanı seçildikten sonra başka yerlerde aday olmak hizmet yapmayı engelliyor. İstanbul’da belediyecilik yok. Önümüzdeki dönemde olacak yerel seçimlerde inşallah iyi belediye başkanlarını belirler ve seçeriz. Bu şekil düşünüyorum. Vatandaş memnuniyetini sürekli ölçeriz. Muhalefet belediyelerinde memnuniyetsizlik var.