Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
Smiley face

Türkiye’nin Filistine Destek vermesi ,Neden Bazı Uygurları rahatsız ediyor ?

11.01.2024
222
A+
A-
Türkiye’nin Filistine Destek vermesi ,Neden Bazı Uygurları rahatsız ediyor ?
Türkiye Cumhuriyeti uluslararası sorunlara çözüm bulma gayretinde olan kadim bir devlettir. Son Yıllarda da bu konuda Dünya devletlerinin takdirini kazanmıştır.
Dünyada meydana gelen haksızlıklar karşısında tavır ortaya koyabilen devletlerden bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti ‘ dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tavır koyması ; dil, din, ırk farkı gözetmeksizin  Dünyamızdaki tüm mağdurları kapsamaktadır.

İsrail Filistin savaşının başlamasından sonra, Türkiye’nin Net bir şekilde İsrail Devletinin  Filistin Halkına Uçaklarla, Füzelerle ve değişik Savaş silahlarıyla Bombalar yağdırması sonucu   30 Bine yaklaşan Sivil masum Filistinin öldürülmesine , Katledilmesine Yüzbine yakın Mazlum Filistinli Kardeşimizin yaralanmasına. Savaş suçu işleyen İsrail Devleti tarafından Daha sütü tüyü bitmemiş Babaklerin katledilmesine ve Milyonlarca insanın evlerini terk etmesine ,Filistin Şehirlerinin Bombalarla , Füzelerle yerle bir edilmesine karşı Tepki vermesi ve İsraile karşı savunmasız olan Filintililere her türlü gıda ,ilaç , Çadır,Jeneratör ve diğer insani yardımları ulaştırmasına Bazı Uygur Uyruklu kişiler tarafından neden Türkiye Filistine verdiği Destek ve alaka kadarını  Doğu Türkistana Uygurlara  yapmıyor ?  diye Kışkırtan Sosyal medyalarda ve çeşitli ortamlarda paylaşım yapan Mossad ve Cia, Fetöcüler tarafından desteklenen veya nemalanan bazı uygurlar bulunmaktadır .

Kadim Türkiye Cumhuriyeti Tarihi boyunca Her nerede zulum gören Bir Müslüman veya Türk varsa hatta Dini,dili ırkı ne olursa olsun hiç bir ayrım gözetmeden Tüm mazlumlara sahip çıkmıştır.

Kadim Devletimiz çeşitli sebeblerle Cennet Vatanımız Türkiye‘ye gelen Uygurlarada Ev ,İş , Aş ve yaşam garantisi vererek onların her Türlü rahat bir şekilde Türkiyede yaşamalarına imkan sağlamıştır.

Türkiyeye Çeşitli sebeblerden dolayı Afganistan üzerinden Türkiye ye yakın tarihte  gelen Çoğu Uygur  Biz Türklerden Daha rahat bir şekilde Ekenomik olarak daha güçlü bir şekilde  bir elleri yağda bir elleri balda Türkiye de yaşamaktadırlar. Allah onlara daha da çok versin ancak Türkiye de lüks içinde yaşayıpta diğer taraftanda Okyanus ötesinden gelen talimatla Kışkırtıcılık yaparlarsa işte o zaman biz bunu kabul etmeyiz.

Sizler Türkiye ye gelirken beş parasız pulsuz geldiniz hoş geldiniz sefa getirdiniz bizlerde başımızın üstünde yeriniz var dedik ve gelmenize sevindik. Her zamanda sizlere destek olduk. Beni tanıyanlar bilir ben bu konuda mazlum Uygur kardeşlerim için çok mücadeleler verdim. Ancak işin içinde Okyanus ötesinin olduğunu görünce 360 derece dönerek bu sefer gerçeklerin ortaya çıkması için Türk milletini, kurum ve kuruluşlarımızı , Siyasi partilerimizi Yabancı dış  İstihbarat örgütleriyle çalışan Bazı uygurların ve örgütlerinin hedefide oldum.

Bazı Uygur İnternet sitelerinde Olmayan etkinliklerde Doğu Türkistan bülteni Net isimli sayfalarda benim resimlerim yayınlandı sorun değil Konuların hepsi Cumhuriyet Savcılığı dosyalarına yansımış.

Yakın zamanda Ülkemize gelen bazı Uygur aktevistler  nasıl olduda bu kadar kısa zamanlarda para zengin olup  lüks hayatlar  yaşıyorsunuz ? Bu işin sırrını bizede açıklayın bizde sizlerden işin sırrını öğrenelim.

Not :  Bu yazım Aktevist Eylemcilere ve  Bazı Uygur Dernek Yöneticilerine karşı yazılmıştır. Diğer Uygur Gardaşlarım yanlış anlamasınlar.

Bir STK başkanı diyor ki Benim Adıma kayıtlı şirketim var. Yani Bende salağım senin dediğini yedim ,inandım !!!… tamam araştırdık Tekstil şirketin var kabul doğru ,diyelim ki senin iddia ettiğin gibi oradan çok para kazandın , öyle milyon dolarlık oldun !…  mesela diyelim .

Bir gün Masak veya Gelir İdaresi Başkanlığı veya Bir mahkeme  derki  ki sana ; Bu Şirketi kurduğun günden bu güne kadar bize yıl yıl olarak ne kadar Kurumlar vergisi veya Gelir vergisi ödedin ? bir açıkla der.

Şu yurtdışı etkinlik ve seyahat masraflarını nereden karşılıyorsunuz ? Dernekten karşılıyorsanız yaptığınz suç olur çünkü dernek Tüzüğünüzde Eğitim ,yardımlaşma, kültür gibi konular var. Yurt dışında veya Yurt içinde Uluslar arası Siyasetle ilgili konular yok.

Şirketinin Yıllık Sermaye ve Kar zarar dağıtım Beyanname ve Tahahkuklarını bir göster der.

Bir başka sözde Stk başkanı Aktevist Eylemci ise  oğlunu Amerikaya yollamış oda yargılandığı bir mahkeme huzurunda ifade verirken mesleği olarak Mahkemede ben sağlık memuruyum demiş. Senin Afganistandan Türkiye ye geliş tarihin belli Memur maaşınla nasıl o daireleri aldın veya nasıl Amerikalara,Fransalara ve diğer ülkelere  seyahat ediyorsun.  Sen memur olarak Yurt dışlarına giderken Müdürlerinden Sağlık bakanlığı ve Dışişleri bakanlığından izin alıyormusun Sahi ? 2004 Yılında DTSH kurulurken sende Amerika Beyaz Saraydaki toplantıya gitmişsin paki memur maaşınlamı Beyaz Saraya gittin Otellerde kaldın ? Gerçi Toplantıya son anda katılmayıp Türkiye ye geri gelmişsin bunuda biliyoruz.Belgesi var o toplantıda neler olduğuna dair elimizde.

Bazı Derneklerin işi gücü Çaktırmadan gizli gizli Devletimizi eleştirmek.Neymiş Devletimiz  Doğu türkistan sorununu yeteri kadar dile getirmiyormuş ? Size ne kardeşim ? Siz 7 Uygur bir araya gelip Bir tüzük yazıp dernek kurdunuz diye bu ülkenin Dış siyasetine yöne verme veya eleştirmeye Dernekler kanununa göre  hakkınız yok ki ? 

Türkiye Genelinde yaklaşık tahminen 100 e yakın kurulmuş Uygur veya Doğu Türkistan  isimli dernek  ve STK’lar  var. İstedikleri zaman İstedikleri ülkelere seyahat yapabilmektedirler. Yapabilirlerde buna karşı değiliz.

Yazdıklarımızın hepsinin  ispatı Uygur STK’larının sosyal medyalarına giren her kes çok rahatlıkla görebilir. Neredeyse Yılın 365 günü devamlı olarak hemen hemen her gün bir etkinlik bir çalıştay, bir eylem veya kültürel faaliyetlerini özgür bir şekilde yapmaktadırlar. Yapsınlar karşı değiliz.

Ancak Türkiyede Faaliyet gösteren Uygur STK’larının sosyal medya paylaşımlarındanda anlaşılacağı üzere Çoğu Aktevist ve Eylemcinin Bazısı CİA, Bazısı,Mossad ,diğer Avrupa Ülkeleri Bazısı ise Çin ve Asyadaki İstihbarat kuruluşlarıyla  içiçe kol kola faaliyet göstermektedir.

Bu yazdığımızıda kendi sosyal medya paylaşımlarında yurd dışı ziyaretlerimizde Devlet Başkanıyla ve Devlet Görevlileriyle görüştük ve Doğu Türkistanı anlattık diye paylaşımları olduğu için çok rahatça yazabiliyoruz.

Siz o Yurt dışındaki Devlet Başkanları veya Devlet Görevlileriyle , Başkanlarla Etkinlik Toplantı için Milli İstihbarat Başkanlığımızdan veya Dış İşleri Bakanlığına Derneğinizin veya STK’lar Birliğinizin  karar Defterinde Yurd dışında şu şu etkinlikleri yapıp Şu Şu Resmi ve Özel kurum kuruluşlarla Görüşeceğiz Toplantılarda Konuşmalar yapacağız diye Bir İZİN aldınız mı ? Dernek Faaliyetleinizi Bağlı bulunduğunuz İl Sivil Toplum makamına Faaliyetten önce ve sonra Dernek resmi evraklarıyla ve Faaliyetinizin Video ve Resimlerinide  bildiriyormusunuz ?

Sizler Bir Tüzüğünüze göre kurulmuş olan STK sınız. Devletin İlgili kurumlarının çok acil bu duruma müdehale edip gerekli incelemeleri yapması lazım.

Eğer Yasal olarak yukarıda yazdıklarımızı yaptıysanız bir sorun yok !…

Ancak Eğer Devletimizden izin alımadan bu Faaliyetleri yapıyorsanız İşte burada büyük bir sıkıntı var.Burası Türkiye Cumhuriyeti.Her kes kanun ve yasalara uymak zorundadır.Eğer İzinsiz Yurd dışında Başka Devlet başkanları veya Devlet Kuruluşlarıyla Etkinlik veya Toplantılar yapıyorsanız bu büyük bir Güvenlik sorunudur.

Geçtiğimiz günlerde Güvenlik güçlerimiz Birileri Bir İstihbarat örgütü adına Çeşitli yerlerde resim video çekiyor diye tutuklandılar.Ajan olarak haklarında yasal işlemler yapıldı. Göz altına alınanların bir kısmı denetimli serbest bırakıldı bir kısmıda Ceza evine yollandı dimi ?

Demekki Bazı şeyler yapabilmek için Devletimizin nilgili kurumlarına Resmi olarak ve yazılı bir şekilde müreacat etmek lazım.Devletimizin Güvenlik kurumuda Resmi ve yazılı olarak sizlere İzin vermesi lazım ki sizler o seyahatleri yapıp gidip Yabancı devlet başkanı veya Devlet kurumları veya Yabancı STK larla Görüşebilirsiniz o zaman.

Şimdi bize kimse İftira yalan haber yapıyor demesin .Siz Dernek veya STK Başkanlarının  Seyahat amacınız belli ,Kimlerle konuştuklarınız belli ,Belli derken biz nereden bilelim siz Resim video ve Yazılar paylaşıyorsunuz sosyal medyalarda ve sizlere ait olan medya kuruluşlarınızda.

Bir başka güvenlik sorunuda sizler o gittiğiniz ülkelerde belki GİZLİ olarak  başka toplantı ve etkinliklerede katıldınız belkide.

Ha bu yazıyı okuduktan sonra Bahsettiğimiz Dernekler veya STK lar  sosyal medyalarını kapatırlarsa veya yukarıda yazdığımız konularla ilgili paylaşımlarını  silerlerse Bilişim polisi sizin sildiğiniz o sayfaların hepsini görür  , O yÜzden boşu boşuna silmeyin bizde de yedekleri var.Paylaşımlarınızın .

Dernek , Vakıf , Birlik Kuruluş ve yönetmelik  kanun ve yasalarına göre bir STK eğer yurd dışında bir faaliyette bulunacaksa Önce Türkiye Cumhuriyetinin ilgili ve yetkili kurumlarına müracat ederek ancak Resmi izin aldıktan sonra o ülkeye gidebilir ve o ülkede ki Devlet Başkanı veya Devlet Görevlileriyle yani İstihbaratlarıyla ve Yabancı Dernek başkanlarıyla görüşebilir diye kanun ve yasa vardır.

Acaba Bu bahsettiğimiz Uygur veya Doğu Türkistan İsimli kurulmuş Dernek ve STK’lar yukarıda yazdığımız kanun ve yasalara göremi yurt dışına gidiyorlarken  İzin alarakmı oradaki faaliyetlere katılıyorlar ?

Eğer Eylemci ve Aktevist Uygurlar İzin almadan Yurd dışına gidiyorlarsa ve oradaki Devletle görüşüyorlarsa Kanaatimce Uygur ve Doğu Türkistan konusunda Kadim Devletimin içinde görevli olan Özellikle Bazı İl Sivil Toplum Kuruluşları Genel Müdürlüğü ve Başkanlıkları veya yetkilileri olan  bazı kişiler bunların izinsiz yurdışına gidip yabancı devletlerle görüşmelerine yasal bir işlem yapmıyorlarsa , Duygularına yenilerek bazı kanun ve yasaların uygulanmamasına bilerek veya Bilmeyerek göz yumarak bilerek veya bilmeyerek  suç işlemiş oluyorlar.

Denetim mekanızmasının sağlıklı işlemesi için kanun ve yasalar neyi emrediyorsa o kanun ve yasaların uygulanması gerekir.

Dernek Kuruluş Tüzüğünde ne yazıyorsa bir dernek Kuruluş Tüzüğünde yazılı olan konularda faaliyette bulunabilirler. Eğer Dernek Tüzüğünde Eğitim , Kültür,Yardımlaşma yazıyorsa sadece Dernek Faaliyet olarak Eğitim , Kültür ve Yardımlaşma konularında İlgili kurumlardan izin almak şartıyla faaliyette buluna bilirler.

Ancak eğer bir dernek Tüzüğünde Eğitim, Kültür,Yardımlaşma Yazıyorsa Dernek Bu konuların haricinde Uluslar arası Siyaset konularıyla ilgili Çalıştay,Gösteri,Eylem,Etkinlik , Toplantı ve Protestolar veya başka Faaliyetler yapıyorsa ; Bu Kanun ve yasalarca yasak olup Derhal Bu dernek hakkında  İl Sivil Toplum Kuruluşları Genel Müdürlüğü ve Başkanlıkları. tarafından kanun ve yasalar gereğince ilgili dernek hakkında yasal işlemler yapılarak CumhuriyetSavcılıklarına Suç duyurusunda yapılarak Dernek Başkanları ve yöneticileri ve Bu Gösterilere katılanlar hakkında yasal işlemler yapılarak. Derneğin kapatılması Fesih edilmesi Dernek Mallarına El konulması ve Dernek Başkanı,Başkan Yardımcısı , Saymanı kısacası Denetçisi ve Bu işlere karışan kim varsa derhal haklarında yasaların uygulanması gerekir.

Ancak maalesefki İl Sivil Toplum Kuruluşları Genel Müdürlüğü ve Başkanlıkları bu konuları yıllardır seyrediyorlar yasalarca yapılması gerekn Asli Görevlerini yapmıyorlar . Hatta Bazı Vali ve Kaymakamlar bu durumu bildikleri halde onlarda Bu duruma aknun ve yasalara göre müdehale etmiyorlar.

Devletimizin en Başarılı Kurumlarından olan Polis ve Jandarma kardeşlerimiz bu durumların farkındalar ama onlar üzerinde baskı olduğu için onlar bu duruma müdehale yapamıyorlar.Neden yapamıyorlar derseniz geçen sene Savcılık Emriyle Başarılı Polis kardeşlerimiz ve her zaman takdir ettiğimiz Bizim Polisimiz Sefaköyde bir operasyon yaptı. Operasyonda Kaçak ve Bandrolsüz bir kamyon Kitap yakaladılar. Polisimiz sırtlarında yakaladıkları Kaçak kitapları taşıyarak kamyona yüklediler Görevlerini ASLANLAR gibi yaptılar. Yazdığım olaya ait videolar sosyal medyalarda ve Tv Kanallarında haber videoları vardır isteyen görür.Bizim sitemizdende videoyu arzu eden seyredebilir.

Ancak O kitapların Sahibi olanlar O dönemin İç İşleri Bakanı nı arayıp Kaçak ve Bandrolsüz Kitaplarımıza Polis el koydu deyince Dönemin Valisi ve İçişleri bakanı derhal Polislerimiz arayıp emir vererek  Kaçak ve Bandrolsüz kitapları Kaçakçılara geri teslim edin deyince Polisimiz mecbur Kaçak ve Bandrolsüz bir kamyon kitabı geri verdi.

Başka bir örnek ise Kanun ve yasalarca Gösteri,Yürüyüş gibi Eylem ve Protesto yapmak için Valilikten ve Polisten kanunlarca izin alınması lazımdır . Bazı Uygur Dernekleri Yabancı bir konsolosluk önünde eylem yapmaya kalkınca İstanbulun Çalışkan ve Cefakar Polislerimiz Yasal olarak protesto etkinliğini tertip eden kişilerden İzin alındımı izin aldıysanız belgenizi  gösterin ve eyleminizi yapın demesi üzerine onlar her hangi bir izin almadıklarını beyan etmesi üzerine Polisimizde Kanun ve Yasalar gereğince izin veremeyiz deyince Eylemciler eylem yapmaya devam edince Polis kardeşlerimiz Görevlerini yaparak eyleme izin verilmedi.Görevlerini yaptılar,Ancak sonrasında Uygurlar Toplu olarak Türk Polisi bizim eylem yapmamıza izin vermiyor diye sosyal medyalarda bol bol paylaşım yapınca Dönemin İçişleri Bakanı Televizyonda Uygurlardan Özür diledi ve Derhal Görevini Aslanlar gibi yapan çalışkan Polis  Müdürümüzü Görevden aldığını açıkladı.

Şimdi ben Soruyorum Kanun ve yasalara göre Görevini dürüst bir şekilde yapan görevini yerine getiren kişiyi nasıl hangi kanuna göre  Görevden alıyorsunuz ?

Yazık değilmi Şerefiyle Görevini yapan yerine getiren  Polislerimize haksızlıklar yapılması ?

Daha çok örnek veririm dediğim gibi Dünyanın en başarılı Polisi Türk Polislerimizdir . Polislerimiz  bu yazdıklarımızın hepsini hatta bizden daha fazlasını biliyorlardır ama  Suç olaylarını biliyor ama elleri kolları bağlı maalesef bu konuda kanun ve yasaları uygulama şansları yok. Polislerimiz Haklılar Yasayı uygulasalar görevlerini yapsalar hemen meslekten belkide atılacaklar veya bir yerlere sürülecekler.

Ben Dürüst Polislerimizin şerefleriyle görevlerini yaptıklarından dolayı Görevden alınmalarına çok şahit oldum.Bundan bir kaç yıl Önce Takip ettiğim Bir Mafya Suç örgütünün toplantısında Oraya yeni atanan bir müdür olduğu ama Müdür ne rüşvet yiyor nede bir suça izin vermiyor diye konuşmalarının bilgisi gelince merak ettim kim Bu Aslan parçası diye hemen Asayişe Gittim ve Direk müdürün odasına girdim ve onunla tanıştım.Gerçekten Mafyaya göz açtırmayan Bir müdürümüzdü.

Sonra O çok operasyonlar yaptı Ulausal basına konu oldu operasyonları bende her haberde onunla gurur duydum.Aradan 2 sene filan geçti telefonu karıştırırken onun numarasını görünce bir arayayınm dedim ve aradım Müdür kardeşim nasılsın deyince bana birazda tepkili olarak abi hiç iyi değilim 2 senedir mahkemelerle uğraşıyorum deyince hayırdır ne mahkemesi diye sorunca abi o operasyonlardan sonra toplanıp işbirlikçileriyle birlikte beni şaikayet ettiler demesi üzerine telefonu kapatır kapatmaz yola düşüp ege bölgemizin Turistik meşhur ilçesine gittim ve Hakimle görüşüp ona Polisimizi müdürümüzü anlattım arşivimdeki videoları seyrettirdim ve Müdürümüzün Dürüstlüğü ortaya çıktı ve Mahkemeden berat etti.Maalesefki Devletimizin içinde hala Görevini menfaat rant ilişkilerinden dolayı yapmayanlar hala var.

Ben 35 yıldır sıradan Araştırmacı soruşturmacı haberciyim. Benim Hiç bir kurum veya kuruluşla bir ilişkim olmamıştır bağlıda değilim.

İşadamı veya Rantçıda değilim işte bu yüzden bu haberi çok rahat bir şekilde yapabilirm. Ben Her zaman Devletimin yanındayım , Kanun ve yasaların sonuna kadar uygulanmasından yanayım . Eğer birileri Bilerek veya bilmeyerek görevlerini yapmıyorsa İşte Basın halkın Müşterek sesi olarak ben Haberimi yaparım Devletimin ilgili kurumlarıda haberimizi inceler araştırır ve doğruysa Kadim Devletimin Valisi,Savcısı,Polisi,Jandarması ve Tüm kurumları Kanun ve yasalar neyi emrediyorsa onu uygularlar.

Tokyo’da düzenlenen İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü soykırıma nasıl destek verileceği çalıştayı  düzenlemişler iddiası !…

( İnternet ve Sosyal medyalarda paylaşımlarından alınmıştır )

Dünyadaki müslümanlar Ziyonistlerin şiddetliliğini ve kanlarını mahkum ediyor olsa da “Dünya Uyghur Kongresi”, kendini müslüman olarak adlandıran, Ziyonistlerin “fondörü” için “Dünya Uyghur Kongresi” ile birlikte bulundu. 30-31 Ekim tarihleri arasında “Dünya Uygur Kongresi”, İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü soykırıma nasıl destek verileceğini tartışmak üzere Japonya’nın Tokyo kentinde ,  Avrupa ve ABD’den Siyonistlerin katılımıyla bir konferans düzenledi.

Şaşırtıcı bir şekilde bu toplantıya anavatanımız Türkiye’ye sığınma başvurusunda bulunan “Doğu Türkistan Derneği” başkanı Halid de katıldı.

Japonya’daki Müslüman kardeşlerinden gelen haberlere göre Halid’in Japonya gezisi kamuoyuna duyurulmadı ve “Dünya Uygur Kongresi” tarafından özel olarak ayarlanan bir otelde kaldı.Yine de sözleri ve eylemleri, dışarıdan şüphecilerin gelmesine, örgüt içinde ise memnuniyetsizliğin oluşmasına neden oldu. Kaynaklar, Halid’in “İsrail yanlısı” bir etkinliğe katılmak üzere Tokyo’ya yaptığı gizli gezinin, Doğu Türkistan Derneği’nin Filistin yanlısı tutumu ve İsrail’in Türkiye’de kınanması ışığında “anlaşılmaz”, hatta “izinsiz” görüldüğünü söyledi. Bazı Müslümanlar, Doğu Türkistan Derneği ve Halid’in Türkiye’de, Arap dünyasında, ABD ve İsrail’de çıkar sağlamak için büyük çaba harcamasına öfkeli.

Dünyadaki müslümanlar Siyonistlerin şiddetliliğini ve kanlarını mahkum ediyor olsa da “Dünya Uyghur Kongresi”, kendini müslüman olarak adlandıran, Ziyonistlerin “fondörü” için “Dünya Uyghur Kongresi” ile birlikte bulundu.

2023 / 30-31 Ekim tarihleri arasında “Dünya Uygur Kongresi”, İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü soykırıma nasıl destek verileceğini tartışmak üzere Japonya’nın Tokyo kentinde, Avrupa ve ABD’den gelen  Siyonistlerin  katılımıyla bir konferans düzenledi. Şaşırtıcı bir şekilde bu toplantıya Türkiye’ye sığınma başvurusunda bulunan “Doğu Türkistan Derneği” başkanı Halid de katıldı.

Japonya’daki Müslüman kardeşlerinden gelen haberlere göre Halid’in Japonya gezisi kamuoyuna duyurulmadı ve “Dünya Uygur Kongresi” tarafından özel olarak ayarlanan bir otelde kaldı.

Yine de sözleri ve eylemleri, dışarıdan şüphecilerin gelmesine, örgüt içinde ise memnuniyetsizliğin oluşmasına neden oldu. Kaynaklar, Halid’in “İsrail yanlısı” bir etkinliğe katılmak üzere Tokyo’ya yaptığı gizli gezinin, Doğu Türkistan Derneği’nin Filistin yanlısı tutumu ve İsrail’in Türkiye’de kınanması ışığında “anlaşılmaz”, hatta “izinsiz” görüldüğünü söyledi.

Bazı Uygur kanaat önderleri , Doğu Türkistan Derneği ve Halid’e Türkiye , Arap dünyasında yaşayan uygurlar tarafından , ABD ve İsrail’de çıkar sağlamak içinfaaliyetlerine  tepkililer .

İsrail’de Uygur Soykırımı Anlatıldı

Uygur Hareketi lideri Ruşen ABD’den Ruşan Abbas ve eşi Abdulhakim İdris ,aynı zamanda Uygur Araştırmaları Merkezi Müdürü olan Abdülhakim İdris’in de İsrail’ de katıldıkları etkinlikte, İsraillilere Uygur Soykırımını anlatılar.

İsrail'de Uygur Soykırımı Anlatıldı

 

Uygur Hareketi lideri Ruşen Abbas, İsrail’i ziyaret ederek birçok temas ve etkinlikte bulundu.  Ruşen Abbas ile görüşen İsrail Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı, “ÇKP rejiminin siz Uygurlara karşı yaptığı soykırım, Yahudi soykırımı ile aynıdır ve aralarında hiçbir fark yoktur” ifadelerini kullandı.

 

Ruşen Abbas, İsrail Stratejik Araştırmalar  Merkezi’ndeki toplantıda; Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara karşı işlediği soykırımı ve insanlık suçlarını detaylı bir şekilde anlatarak, “İsrail’e gerçekleştirdiğimiz ziyaretimiz esnasında  birçok  görüşme yaptık. İsrail devlet  yetkilileri, bilim insanları, uzmanlar ve medya mensupları ile verimli fikir alışverişlerinde bulunduk. Ayrıca, İsrail’in birçok etkili medya kuruluşlarının görüşme taleplerini yerine getirdik ve röportajlar yaptık. Birkaç üniversiteye davet üzerine giderek konferans verdik” dedi.

Konferansa katılan yaşlı bir Yahudi dinleyici, “Siz Uygurlar umudunuzu asla kaybetmeyin. Biz Yahudiler umudumuzu hiç kaybetmedik, sonunda devletimizi kurduk. Siz de umutsuzluğa kapılmayın, mücadelenize devam edin” dedi. Bu konuşma konferansa katılanlar konuşmacılar ve dinleyicilerin duygulanmasına sebep oldu.
Temaslar kapsamında Tel Aviv ve Kudüs’te bir dizi etkinliğe katıldıklarını anlatan Abbas, şöyle konuştu:
İsrail’deki temas ve çalışmalarımızda Çin’in Uygurlara karşı işlediği insanlığa karşı suçlara ilişkin  hazırladığımız raporları, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencileri, insan hakları aktivistleri, hükümet yetkilileri ve  bu faaliyetlerimize katılanlara takdim ettik. Bu rapor ve diğer bizim sunumlarımız İsrailliler arasında güçlü bir etki yarattığına tanık olduk.

Tel Aviv Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Irit Buck, “Tarihçiler, insan hakları ve sosyal bilimler uzmanları ve biz profesörler “Bir Daha Asla!” söylemini  bir slogan olarak görmüyoruz, aksine bu söz bize göre insani bir görev ve bir emirdir. Uygur soykırımına tepki vermek ve gereğini yapmak bizim kişisel ve insani bir borcumuzdur. Çin’in Uygur halkına yönelik  akıl almaz  baskı, zulüm ve soykırım suçlarına ait  güncel hikayeleri sizlerden  dinlemek  bizi çok etkiledi. Bizim için Çin’in bu insanlık suçlarını gücümüzün yettiğince  uluslararası topluma duyurmak ve iletmek  ve elimizden geldiğince yayınlamak bizim şahsi görevimizdir” ifadelerini kullandı.

İsrail’deki bu ziyaret ve etkinliklere katılan Uygur Araştırmaları Merkezi Müdürü Abdülhakim İdris, ziyareti ve faaliyetleri hakkında şunları söyledi: “Bugüne kadar İsrail’de Uygurlarla ilgili bir etkinlik düzenlenmedi. İsrail halkının medyada okudukları ve gördükleri, Çin’in Uygurlara yönelik soykırıma maruz kaldığı bilgisi ile sınırlıdır. Ancak Uygurların mevcut durumunun ayrıntılarına ilişkin bilgilerinin çok sınırlı olduğunu gördük” dedi.

 İstanbul’da yıkıcılarla toplantı yapılmıştı

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, İstanbul’da sözde Doğu Türkistan ayrılıkçı teşkilatlarıyla bir araya geliyor. Flake, bu konudaki çalışmalarını ABD Kongresi bütçesinden faydalanan National Endowment For Democracy (NED)’in fonladığı kişilerle birlikte yürütüyor

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, sözde Doğu Türkistan ayrılıkçı teşkilatlarıyla bir araya geliyor

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, İstanbul’da Uygur ayrılıkçılarla  STK’lar başkanlarıyla bir toplantıda bir araya geliyor. Büyükelçi’nin düzenlediği toplantıya, ayrılıkçı Uygurları katmak için CİA Bağlantılı Uygur Abdulhakim İdris’in yoğun bir çalışma yürüttüğü öğrenildi. İdris’in İstanbuldaki Uygur ve Doğutürkistan ünvanlı Dernek Başkanlarını  tek tek arayarak katılmaya zorladığı, bazı Derneklere üye  olan Uygur gençlere de katılmaları için yüzlerce dolar rüşvet verildiği belirtildi.

Flake, daha önce ABD’den Cia’nın  Bağlantısıyla  Ruşan Abbas ve eşi Abdulhakim İdris‘le özel bir görüşme yapmış. Flake, göreve gelir gelmez ilk olarak 29 Ocak’ta Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret etti. Bir gün sonra, Uygur gençlerine yönelik eğitim semineri düzenlemek için İstanbul’a gelen Uygur Hareketi (Campaign For Uyghur-CFU) yöneticileri Ruşan Abbas ve eşi  Abdulhakim İdris’le görüştü. Bir lokantada geçen görüşmede Büyükelçi’ye eşi Cheryl Flake eşlik etti. ABD Büyükelçiliği’nin duyurmadığı görüşmeyi Ruşan Abbas kendi sosyal medya hesabından paylaştı.

İstanbul’un göbeğinde yıkıcılarla toplantı - Resim : 1
Ruşan Abbas, ABD’nin Viyana elçiliğinin programında bulundu. Önümüzdeki günlerde de Prag’daki toplantıya katılacak.

RÜŞVET VE ZORLAMAYLA ÇAĞIRIYORLAR

Flake,   İstanbul’da sözde Doğu Türkistan STK’larının  düzenlediği programda bir araya getirecek. Buluşma, İstanbul Çapa’da bulunan   Uygur restoranında oldu . Flake, bu konudaki çalışmalarını ABD hükümeti bütçesinden faydalanan National Endowment For Democracy (NED)’in fonladığı kişilerle birlikte yürütüyor. Uygur Derneklerini  programa katılmaya zorlama görevi, Türkiye’deki Uygur muhafazakâr kesim üzerinde etkisi olan Cia bağlantılı Abdulhakim İdris‘e  verildi. Etkinlikle ilgili bazı Uygur gençlerine katılmaları için 100-200 dolar civarında bir para teklif edildiği öğrenildi.

Flake, program kapsamında düzenlenecek müze gezisinin ardından katılımcılarla bir lokantada bir araya gelecek. Daha önce etkinliklerini davetiyeler ve sosyal medya üzerinden duyuran ayrılıkçıların bu toplantılarını o dönemler  gizli saklı, tek tek aramalar yaparak örgütlemesi dikkat çekiyor.

ABD’nin konuyla ilgili müdahalelerine tepki gösteren bazı Uygur ve DoğuTürkistan  derneklerinin  ise üyelerini katılmamaları konusunda uyardığı belirtildi.

Flake’in toplantıyı organize etme görevi verdiği isimler Ruşan Abbas ve Abdulhakim İdris, son dönemde Türkiye’de yürüttükleri faaliyetlerle dikkat çekiyor. Abbas özellikle Rabia Kadir’in Dünya Uygur Kurultayı’ndan tasfiye edilmesinin ardından öne çıktı.

Türkiye’ye de sık sık gelen ikili, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi yöneticileriyle de zaman  zaman görüşüyor.

Abdulhakim İdris, örgütlerini fonlayan ABD Kongresi önünde.

İstanbul’un göbeğinde yıkıcılarla toplantı - Resim : 2ABD’YE İSTİHBARAT HİZMETİ

Abbas aynı zamanda ABD kurumları ve istihbarat örgütleriyle ilişkileriyle de dikkat çekiyor. 1989’da ABD’ye yerleşen, daha sonra ABD vatandaşlığı alan Abbas, kısa sürede Washington Post ve New York Times gibi gazetelerin aranan yüzü oldu. Abbas’ın bir dönem danışmanlık yaptığı ISI isimli şirket Ortadoğu ve Afrika üzerine yoğunlaşırken hizmet verdiği kurumlar arasında ABD istihbarat birimleri ve Dışişleri Bakanlığı yer alıyor. Şirketin Ruşan Abbas tanıtımında şu bilgiler yer alıyor: “Abbas’ın ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İstihbarat örgütleri dahil olmak üzere ABD devlet kurumları ile kapsamlı çalışma deneyimi var.”

ABD BAŞKANINA ÇEVİRMENLİK YAPTI

Abbas, Rabia Kadir’i ABD Başkanı Bush ile görüştürecek kadar da yetkili durumda. Hatta, özgeçmişinde verdiği bilgilere göre Başkan George W. Bush ve eski First Lady Laura Bush da dahil olmak üzere birçok üst düzey yöneticiye ve ABD devlet kurumlarında dilbilimci ve çevirmen hizmetleri verdi.

Abbas, NED’in internet sitesinde de şu ifadelerle tanıtılıyor: “CFU’nun (Uygur Hareketi) kurucusu Ruşan Abbas karar mercilerini sık sık Uygur bölgesinde insan hakları konusunda bilgilendirmektedir. Aynı zamanda ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde ve ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi‘nde sunum yapmıştı. Senatör Marco Rubio, Abbas’ı Şubat 2020’de ilk Uygur konuk olarak yılda bir kez yapılan ulusa sesleniş konuşmasına getirmiştir.”

RUŞEN ABBAS MAAŞI ABD’DEN ALIYOR

Ruşen Abbas’ın kurucusu olduğu Campaign for Uyghurs (CFU-Uygur Hareketi) Dünya Uygur Kurultayı (DUK)’na bağlı teşkilatlar arasında yer alıyor. DUK, 2004’ten bu yana ABD Kongresi bütçesinden faydalanan National Endowment For Democracy (NED)’den Uygur ayrılıkçılarına verilen 8 milyon 758 bin 300 dolar fondan beslenen kuruluşların başında geliyor.

Abbas, T24 internet sitesine verdiği röportajda ABD’den maaş aldığını da şu sözlerle itiraf etti:

“NED, bizim neyi savunduğumuza karar vermiyor. Bizim paraya ihtiyacımız var. Mesela ben Campaign for Uyghurs’u kurduğumda tam zamanlı bir işim vardı. Çok prestijli bir mimarlık firması için uluslararası iş geliştirme direktörüydüm. Ondan sonra da bir danışmanlık firmasıyla çalıştım. Önceki kariyerimde defalarca Türkiye’ye geldim ve Mehmet Şimşek, Cevdet Yılmaz, İsmet Yılmaz gibi birçok bakanla görüştüm.

Demek istediğim ben sadece para kazanmaya çalışan biri değildim. 2018’in Eylül ayında kardeşimi aldıklarında bu danışmanlık şirketinde Orta Doğu bölgesinden sorumluydum. İlk yılımda CFU için hiç para almadım ancak hem tam zamanlı çalışıyordum hem de maaşımı insan hakları savunculuğu faaliyetlerim ve bu kapsamda yaptığım seyahatler için kullanıyordum. Kardeşimin kaçırılmasının birinci yıldönümünde NED’e fon başvurusunda bulundum. Kabul edilince işimden istifa ettim ve tam zamanlı aktivistlik yapmaya başladım.”

EL-EZHER MEZUNU, DUK KURUCUSU

Ruşan Abbas’ın eşi olan Abdulhakim İdris, Dünya Uygur Kurultayı’nın (DUK) kurucuları arasında yer alıyor. “Türkiye’deki muhafazakâr kesim üzerinde etkili” diye tanımlanan İdris hakkında DUK’un sitesinde şu bilgiler bulunuyor: “1986 yılında El-Ezher Üniversitesi’nde Mısır’da İslam eğitimi almak için memleketinden ayrılmadan önce Hotan’daki yeraltı İslam okullarında İslam dini çalışmaları ve Arap dili eğitimi aldı. 1991’de Avrupa’ya sığınma talebinde bulunan ilk Uygurlardan biri olarak Almanya Münih’e yerleşti. İdris Bey, Dünya Uygur Kurultayı’nın şu anki Genel Müfettişidir. 1991 yılında Avrupa’da ilk kurulan Uygur örgütleri olan Almanya’da Doğu Türkistan Birliği’nin kurucu üyelerinden biridir. 1996’da Dünya Uygur Gençlik Kongresi ve 1999’da Doğu Türkistan Ulusal Kongresi ve 2004’te Dünya Uygur Kurultayı kurucuları arasında yer aldı. DUK’ta Hazine, İcra Komitesi Başkan Yardımcısı, Dünya Uygur Kurultayı Mülteci Merkezi Direktörü olarak görev yaptı. Uygur Amerikan Derneği’nin Yönetim Kurulu Direktörlüğünü yaptı.”

İdris hakkında, Kurucu ve İcra Direktörü olduğu Uygur Araştırmaları Merkezi sitesinde Washington DC’deki Uygur Amerikan Derneği’nde Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulunduğu, Uyghur Tribunal adı verilen sözde Uygur mahkemesinde bilirkişilik yaptığı da yazıldı.

DUK BAŞKANININ TÜRKİYE GİRİŞİ YASAK

Dolkun İsa, ABD’nin ajan fonlama örgütü NED’den ödül aldı.

İstanbul’un göbeğinde yıkıcılarla toplantı - Resim : 52022 yılı Eylül ayında Türkiye’ye gelmek isteyen Dünya Uygur Kurultayı (DUK) Genel Başkanı Dolkun İsa Türkiye’ye alınmadı. Almanya’dan uçakla Ankara’ya gelen İsa, ‘kamu güvenliğini tehdit’ gerekçesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan ülkeye giriş yasağı nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı. ABD ile yakın ilişkileriyle dikkat çeken İsa, NED’in 2019 Demokrasi Ödülü’nü alan isimlerden biriydi. İsa aynı zamanda, İngiltere’de sembolik olarak düzenlenen  sözde Uygur Mahkemesinin başvurucularından birisi.

İsa daha önce Ağustos 2008’de ve 11 Ekim 2016’da geldiği Türkiye’ye hakkındaki yasak nedeniyle girememişti. DUK’un sitesinde verilen bilgiye göre İsa hakkında 1997’den 2018’e kadar İnterpol tarafından kırmızı bülten kararı vardı.

RUSHAN ABBAS, ABDÜLHAKİM İDRİS VE JULİE MİLLSAP’IN TÜRKİYE ZİYARETLERİ

Giriş: Amerika Birleşik Devletleri’nden İstanbul’a 8 Kasım 2020 tarihinde ikisi Uygur etnik kökenli
olmak üzere 3 Amerikan vatandaşı giriş yapmış ve 17 Kasım 2020 tarihine kadar İstanbul ve Ankara’da
görüşmeler yapmışlardır.

Bu kişiler, Amerika’da merkezi bulunan Uygur Hareketi lideri Rushan Abbas, Dünya Uygur Kurultayı Genel Müfettişi Abdulhakim İdris ve Uygur Hareketi iletişim yöneticisi Julie Millsap’tır.

Rushan Abbas ve Abdulhakim İdris birbirleri ile evli ve Uygur etnik kökenli şahıslardır. Rushan Abbas, 1989 yılında beri Amerika’da yaşamakta ve 1996 yılından beri Amerika vatandaşlığı bulunmaktadır.
Abdulhakim İdris, 1986 yılında Çin’den ayrılmış ve

Mısır’a eğitim görmek için gitmiştir. Akabinde Almanya’nın Münih kentine yerleşmiş ve 2010 yılında Amerika’ya yerleşmiştir.

Julie Millsap ise Amerika’nın Teksas Eyaleti’nin Antonio kentinde yaşayan Millsap ailesinin kızlarıdır.

Julie Millsap Uygur Hareketi’ne katılması Rushan Abbas‘ın ona bizzat teklifi ile 2020 yılının Nisan ayında olmuştur. Bu tarihten itibaren Julie Millsap, aynı zamanda Rushan Abbas’ın asistanı olarak ta çalışmaktadır.
Rushan Abbas ve Abdulhakim İdris, doğrudan CIA için çalışan maaşlı, ödenekli istihbarat personelleridir.

Julie Millsap Çin’e 2007 ve 2008 yıllarında yaptığı turistik ziyaretlerden sonra 2010 yılında temelli
yerleşti. Bu tarihten itibaren Çin’de çeşitli şirketlerde eğitim ve iletişim danışmanı olarak çalıştı. Çin’de
tanıştığı bir Çin vatandaşı olan Hilong Liu ile 07.07.2013 tarihinde evlendi. Çin’in İç Moğolistan ÖzerkBölgesi’ne bağlı Huhhot kentinte yaşamaya Başladı. Julie Millsap’ın ifadesine göre Çin’de insan hakları ihlalleri ile ilgili bazı konularda siyasi paylaşımlarda bulunması sebebiyle korktuğu için eşi Hilong Liu ile birlikte 21.02.2020 tarihinde Huhhot şehrinden Pekin’de gelerek 22.02.2020 tarihinde Pekin Havaalanından Japonya’ya gittiler. Japonya’dan ise Amerika’ya gittiler. 2020 yılının Nisan ayında,
Uygur Kampanya Hareketi direktörü Rushan Abbas tarafından kendisine yapılan bir teklif ile Uygur Kampanya Hareketi’nde iletişim yöneticisi olarak çalışmaya başladı.
Julie Millsap Eşinin adı: Hilong Liu (Çinli)

 

CIA’nın Çin masasında uzun yıllar çalışan bu iki kişinin görev ve yetki alanları Uygur diasporası’dır. Julie Millsap için CIA ile bağlantılı kişi olduğu söylemini kullanmak yerinde olacaktır.
Julie Millsap’ın CIA ile bağlantısı Rushan Abbas üzerinden gerçekleşmektedir.
Yukarıdaki ön bilgiler doğrultusunda bu üç şahısın kimler oldukları, Türkiye’ye gelmelerinin sebepleri, amaçları, Türkiye’de gibi faaliyetlerde bulundukları, İstanbul ve Ankara’da kimler, hangi Sivil Toplum Kuruluşları ve siyasi partiler ile görüştükleri aşağıda detaylı olarak anlatılmıştır.

1. Türkiye’ye ne zaman geldiler ?

8 Kasım 2020 tarihinde Amerika’nın Washington şehrinden Türkiye’nin İstanbul şehrine geldiler.
2. Türkiye’ye gelme amaçları nedir ?
2.1.  Türkiye’de Uygur provakasyonu yaparak Türkiye Hükümetine oy kaybettirmek Rushan Abbas, Türkiye’ye geldiği günden bu yana Türkiye’de Gelecek Partisi, İyi Parti, Deva Partisi ve Saadet partisi olmak üzere sadece muhalif siyasi partileri ziyaret etti. Türkiye’de Hükümet partisi veya Hükümete yakın hiçbir siyasi parti ile görüşme yapmadı. Rushan Abbas, bu görüşmeleri bilinçli ve planlı olarak yapmaktadır. Bu görüşmeler, Amerika’da planlanmakta ve Amerikalıların aracı olmasıyla görüşme programları oluşturulmaktadır. Amacı, Türkiye’de muhalif partilere Uygur meselesi ile ilgili açıklama yaptırarak Türk Hükümeti’ni konu ile ilgili tuzağa çekmektir. Muhalif partiler Uygur meselesi ile ilgili açıklama yaptığında Hükümet yetkilileri sessiz kalırsa eğer bu durum ”Türk Hükümeti Çin ile anlaştı, Uygurları görmezden geliyor” şeklinde mevcut Türk Hükümeti aleyhinde kara propagandaya çevrilecektir. Bu durumda Türk Hükümeti’nin, milliyetçi kesimden oy oranı küçük miktar da olsa azalacaktır.

Bu strateji, Amerika’nın Türkiye’de muhalif partileri desteklemesi ve Hükümet’i yıpratma stratejisinin bir parçasıdır.

2.2. Türkiye’de Uygur kışkırtıcılığı yaparak Türkiye-Çin ilişkilerini germek ve Kuşak-Yol Çalışmasını Yıpratmaktır. Rushan Abbas ve ekibi, Türkiye’de muhalif siyasi partilerle görüşerek ve bazı medya organlarına çıkarak Türkiye’de Uygur kışkırtıcılığı yapmakta ve Türkiye’de Milliyetçi-Muhafazakar bazı kesimleri Uygur meselesinde harekete geçirerek Türkiye-Çin ilişkilerini germeyi, yıpratmayı hedeflemektir.
Türkiye’de 9 Kasım-15 Kasım aradında ziyaret ettiği Gelecek Partisi, İyi Parti, Deva Partisi, Saadet Partisi’nin Rushan Abbas’ın ziyaretlerinden hemen sonra Uygur meselesine dair açıklamalar yapması,bu düşüncemizi  ispatlar niteliktedir.
2.3. Amerika’da ki seçimlerin Uygur meselesini etkilemeyeceği mesajını vermek Amerika’da seçimlerin tamamlanmasının hemen ardından 8 Kasım 2020’de Türkiye’ye gelmesinin sebebi , Amerika’da ki seçimlerin sonunucun Amerika’nın Uygur politikasını değiştirmeyeceği, Amerika’da Uygur meselesinin partiler üstü bir mesele olduğu mesajını vermektir.
2.4. Türkiye’de ki Uygur Dernek, Vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarını Amerika’nın kontrolüne almak Rushan Abbas ve ekibi, Türkiye’de;

1-) Doğu Türkistan Maarif Derneği

2-) Uygur Akademisi,

3-) Nuzurgum kültür ve Aile derneği    gibi önemli Uygur sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ederek, bu ve benzeri Uygur sivil toplum örgütlerini Amerika’nın kontrolünde tutmak amacını taşımaktadır.
2.5. Türkistan İslam Partisi terör örgütünün Suriye’den Afganistan’da taşınması organizasyonu Rushan Abbas ve ekibini 9 Kasım 2020 Türkiye’de Doğu Türkistan Maarif Derneği ile görüştü. Bu görüşme de Abdülkadir Yapcan’da vardı.

Abdülkadir Yapcan, daha önce silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamalarıyla Türkiye’de yargılanmış ve Suriye’den ki sözde Uygur cihatçıları ile yakın ilişkisi olan biridir.

Doğu Türkistan Maarif Derneği ise 2011 sonrası Malezya ve Tayland üzerinden Türkiye’ye getirilen Uygurları Suriye’ye gönderilmesi organizasyonlarının içinde yer alan ve Suriye’de ki Türkistan İslam Partisi ile yakın ilişkileri olan bir sivil toplum kuruluşudur.

Bu sebeplerden dolayı Rushan Abbas ve ekibinin Doğu Türkistan Maarif Derneği ziyareti, Suriye’de bulunan Türkistan İslam Partisi terör örgütünün Afganistan’ın Wakhan bölgesine yerleştirilmesi için bu derneği aktif olarak kullanmak amacındadır.
3. Türkiye’de hangi faaliyetlerde bulundular?
3.1. Doğu Türkistan Maarif Derneği Ziyareti
Tarih: 09.11.2020
Yer: Molla Gürani, Turgut Özal Millet Cd No:108, Fatih/İstanbul
Açıklama: Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkanı Hidayetullah Oğuzhan, Başkan yardımcısı Abdulehad Abdurrahman ve Abdülkadir Yapcan isimli Uygur şahıslar ile görüştüler.
3.2. Uygur Akademisi
Tarih: 09.11.2020
Yer: Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. No: 55 / 5, Bahçelievler/İstanbul
Açıklama: Uygur Akademisi Başkanı Ferhat Kurban Tanrıdağlı ve bazı Uygur kişiler ile görüştüler.
3.3. İndependent röportajı:
Tarih: 09.11.2020
Yer: Bahçelievler Merkez, İzzettin Çalışlar Cd. No: 55 / 5, Bahçelievler/İstanbul ( Uygur Akademisi
Binası)
Açıklama: Rushan Abbas, İndependent’te gazeteci Cihat Arpacık ile röportaj yaptı.
3.4. İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa milletvekili Ahmet Erozan ile görüşme
Tarih: 11.11.2020
Yer: Ankara
Açıklama: İyi Parti genel Başkan Yardımcısı Başkanı Ahmet Erozan ile görüştü. Görüşmede ayrıca Dünya Uygur Kurultayı Genel Sekreteri Erkin Emet ve Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Erkin Ekrem‘de bulundu.
3.5. Gelecek Partisi ziyareti
Tarih: 12.11.2020
Yer: Mustafa Kemal Mah. 2127 Cad, 2126. Sk. No 8, Çankaya/Ankara
Açıklama: Gelecek Partisi Başkan Yardımcısı Yavuz Aliağıroğlu ile görüştüler.

 

3.6. Deva Partisi ziyareti
Tarih: 12.11.2020
Yer:  Mustafa Kemal Mahallesi, 2158. Sokak, No: 9 Çankaya, Ankara
Açıklama: Deva Partisi Genel Başkan yardımcı Abdurrahman bilgiç ile görüştüler.

 

 

 

 

3.7. Doğu Türkistan Cumhuriyeti bayramı kutlama organizasyonu:
Tarih: 12 Kasım 2020
Yer: The Green Park Hotel/ Çukurambar Ankara
Organizasyonu Düzenleyen Uygur Teşkilatlar: Uygur Akademisi, Dünya Uygur Kurultayı, Uygur
Hareketi
Açıklama: Rushan Abbas ve Abdulhakim İdris konuşma yaptı.
3.8. İyi Parti ziyareti
Tarih: 13.11.2020
Yer: Mustafa Kemal Mah. 2127 Cad, 2126. Sk. No 8, 06520 Çankaya/Ankara
Açıklama:

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Selçuk Özdağ ve Ümit Yardım ile görüştüler.
3.9. Saadet Partisi ziyareti
Tarih: 13.11.2020
Yer: Zübeyde Hanım mah. Tesviyeci cad. No:31 Altındağ Ankara
Açıklama: Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Başkan Yardımcısı Cafer Güneş ile
görüştüler.
3.10. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme
Tarih: 15.11.2020
Yer: Halkalı Merkez, Basın Ekspres Cd. No:5/B, Küçükçekmece/İstanbul
Açıklama: Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Rushan Abbas, Abdülhekim İdris, Julie Millsap görüştü.
3.11. Akit TV televizyon programı
Tarih: 15.11.2020
Saat: 21.00
Programın adı: Vizyon
Yer: Halkalı Merkez Mah. Dereboyu Cad. No:65/6
Küçükçekmece / İstanbul
Açıklama: Rushan Abbas ve Abdülhekim İdris programa konuşmacı olarak katıldı.

3.12. Nuzurgum Derneği Ziyareti
Tarih: 15.11.2020
Yer: Nuripaşa mahallesi, Zeytinburnu-İstanbul
Açıklama: Rushan Abbas ve Julie Millsap, Nuzugum Kültür ve Aile Derneğini ziyaret etti. Dernek
başkanı Münevver Özuygur ve diğer dernek yöneticilerinden oluşan bir grup kadın ile toplantı yaptı.
3.13. İstiklal TV Televizyon Programı
Tarih: 16.11.2020
Yer: İstanbul
Açıklama: Rushan Abbas ve Abdülhekim İdris, Uygurlara ait youtube ve website üzerinden interaktif
yayın yapan İstiklal TV’de Abdullah Yalkun’un programına katıldılar.
Not: Rushan Abbas ve ekibinin Ankara’da CHP Genel merkezinde bir görüşme yaptığını, bu görüşmenin CHP’de üst düzey yönetici olan bir kişi ile yapıldığını, görüşmenin 12-15 Kasım 2020 tarihleri arasında bir günde yapıldığını, bu görüşmeyi CHP’nin Amerika temsilcisinin organize ettiğini ancak görüşmenin kapalı kapılar ardında yapıldığı bilgiside CHPli üst düzey bir dostumuz söyledi. Ancak görüşme her kezin bildiği 18 ci katta yapıldığı idiasıyla  herhangi bir veri,bilgi veya fotoğrafa ulaşılamamıştır.Bu durumada yanıtı CHP Genel merkezi gereken açıklamayı yapar.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.