İsrail ,Suriye’nin Lazkiye kentine de hava saldırısı düzenledi.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye’de Baas rejiminin devrilmesiyle, işgal altında tuttukları Golan Tepeleri’nde tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırlarını belirleyen anlaşmanın çöktüğünü ifade etmişti.
Açıklamanın ardından İsrail işgal altındaki Golan Tepeleri’nin Suriye tarafındaki Şeyh Dağı’nı işgal etmişti. Bölgede askeri yoğunluğunu artıran İsrail’e dünyadan da tepkiler geldi. Diğer yandan İsrail ordusu Suriye’nin Lazkiye kentine de hava saldırısı düzenledi.
GÖRSELLERİ PAYLAŞTILAR
Netanyahu, Golan Tepeleri’nde yaptığı açıklamada işgalin geçici olduğunu savundu. İsrail ordusu, askerlerinin ve zırhlıların Golan’daki tampon bölgeyi işgaline ilişkin görselleri kamuoyuyla paylaştı.
Suriye’deki Esed rejimini deviren gruplarla yaşanabilecek muhtemel bir çatışma bahanesiyle Suriye sınırında askeri varlığını arttırdı. Şeyh Dağı’nı işgal eden İsrail ordusuna ait bölgedeki asker ve askeri araç haraketliliği kaydedildi.
Golan Tepeleri’ndeki birliklerine takviye yapan İsrail ordusu, bölgedeki hareketliliğini sürdürüyor.
İNGİLTERE: “İSRAİL’İN İLHAK ETMESİNİ TANIMIYORUZ”
İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmesine dünyadan da tepkiler yağdı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, “Pozisyonumuz nettir, Golan Tepeleri işgal altındaki topraklardır ve İsrail’in burayı ilhak etmesini tanımıyoruz.” açıklamasını yaptı.
Açıklamada Dışişleri Bakanı David Lammy’nin dün İsrailli mevkidaşı Gideon Saar’la konuyu ele aldığı bildirilirken, “Pozisyonumuz nettir, Golan Tepeleri işgal altındaki topraklardır ve İsrail’in burayı ilhak etmesini tanımıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Katar, Irak ve Mısır da İsrail ordusunun Suriye sınırındaki tampon bölgeyi işgal etmesini kınadı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer de “Golan Tepeleri 1967 yılında İsrail tarafından işgal edildi ve 1981 yılında ilhak edildi.
Almanya bu ilhakı tanımıyor. Uluslararası hukuka göre İsrail tarafından kontrol edilen bölge Suriye’ye aittir.” açıklamasını yaptı.
İSRAİL’DEN LAZKİYE’YE SALDIRI
Diğer yandan İsrail, Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’ye yönelik hava saldırılarını artırdı. Adı açıklanmayan Suriyeli güvenlik kaynakları, İsrail ordusunun Suriye’nin Lazkiye kentine hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. Kaynaklar, saldırıda Lazkiye Limanı yakınlarında bulunan hava savunma tesisinin hedef alındığını aktardı.
İsrail ordusu, Esad rejiminin devrilmesinden bu yana başkent Şam da dahil olmak üzere Suriye topraklarına 100’den fazla saldırı gerçekleştirdi.
İŞGALE GİDEN SÜREÇ 1967’DE BAŞLADI
Stratejik öneme sahip Golan Tepeleri’ndeki İsrail işgali 1967’de başladı. İsrail ordusu, 5 Haziran 1967’de başlayan ve “Altı Gün Savaşı” olarak bilinen muharebe İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Sina’nın yanı sıra Golan Tepeleri’ni de işgal etti.
Tel Aviv ile Şam arasında da 5 Haziran 1974’te Kuvvetlerin Çekilme Anlaşması imzalandı. İsrail bu anlaşmayla Yom Kippur Savaşı’nda işgal ettiği Suriye topraklarından çekilmeyi kabul ederken, 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’nde kalmaya devam etti.
Stratejik önemi nedeniyle bölgeden ayrılmak istemeyen İsrail, 1981’de Golan Tepeleri’ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıkladı, ancak ABD hariç uluslararası toplum bu kararı bugüne kadar tanımadı.
Golan Tepeleri’ndeki sorunun çözülmesi için birçok girişimde bulunuldu ancak bunların tamamı başarısız oldu. Onlardan biri de 2000’de ABD’nin arabuluculuğunda yapılmıştı. Golan Tepeleri’nin Suriye’ye iadesi hedefiyle, ABD’nin ara buluculuğunda başlatılan müzakereler başarısızlıkla neticelendi. Görüşmelerin başarısız olmasının nedeni ise İsrail’in, Celile Gölü yanında yer alan ve kilit öneme sahip su kaynağı olan bir toprak parçasını Suriye’ye bırakmaya razı olmamasıydı.
Netanyahu, 2016’da Bakanlar Kurulunu Golan Tepeleri’nde toplayarak dünyaya burayı “İsrail toprağı” olarak tanıma çağrısında bulundu ancak uluslararası toplum buna olumlu yanıt vermedi, aksine tepki gösterdi.
Donald Trump, 45. ABD Başkanı olduktan sonra 25 Mart 2019’da Suriye toprağı Golan Tepeleri üzerindeki “İsrail egemenliğini tanıdıklarını” açıkladı.
İSRAİL’İN ‘GÜVENLİK VE SU KAYNAĞI
Golan Tepeleri’ni İsrail için önemli kılan etkenlerin başında güvenlik ve su geliyor. Bölge güvenlik açısından göz ardı edilemeyecek kadar jeostratejik bir konumda ve zengin su yataklarına sahip. İsrail toplam su ihtiyacının üçte birini Şeria Nehri ve Golan Tepeleri’ndeki su kaynaklarından temin ediyor.
Bölgenin en yüksek noktalarından biri olan ve Şam’a sadece 60 kilometre uzaklıkta bulunan Golan Tepeleri’ni elinde tutan İsrail, bu sayede komşu ülkelere karşı büyük bir stratejik avantaj sağlıyor.
Yahudilere ait kutsal metinlerde birçok kez Golan bölgesine atıfta bulunulması da bölgeyi çoğu dindar Yahudi’nin gözünde kutsallaştırıyor.
Bu tür nedenlerle İsrail iç siyasetinde de önemli bir yer tutan Golan Tepeleri, İsrail tarafından “ülkelerinin vazgeçilmez bir parçası” olarak görülüyor.
SURİYELİ DÜRZİ ARAPLAR VE YAHUDİ YERLEŞİMCİLER YAŞIYOR
Golan Tepeleri’nde 30’dan fazla Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Buralarda 20 bin civarında Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuk, buradaki Yahudi yerleşimcilerin varlığını illegal olarak değerlendiriyor.
Golan Tepeleri’nde ayrıca 25 bin civarında da Suriyeli Dürzi Arap yaşıyor. İsrail’in 1967’de işgal ve 1981’de ilhak ettiği Golan Tepeleri’nin eteklerindeki köylerde yaşayan Dürzi Araplar, anavatanları olan Suriye’ye bağlanıp karşı yakada kalan akrabalarıyla birleşmek istiyor.
Golan Tepeleri’nin eteklerindeki Mecdel Şems, Mas’ada, Bukata, Ayn Kanya ve El-Gacar köylerinde yaşayan bu Dürzi Araplar hala evlerinin duvarlarına Suriye bayrakları asıyor. Köylerinin meydanlarına Arap geleneğine uygun anıt ve heykeller diken Golanlı Dürziler, coğrafyanın el değiştirmesine rağmen kültürlerini yaşamaya ve gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.
İsrail’in 1981’de uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bölgelerini ilhak ettikten sonra vatandaşlığa geçirmek istediği Golanlı Dürzi Araplar, 1982’de kitlesel bir grevle İsrail’in bu adımına karşı çıkarak vatandaşlığa geçme senaryosunun uygulanmasına izin vermemişti.
İsrail vatandaşlığına geçmeyen ancak daimi oturum hakkına sahip olan Golanlılar bugün tıpkı işgal altındaki Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinliler gibi “Laissez-passer” belgeleri (vatandaşlığı olmayan toplumlara verilen serbest geçiş belgesi) ile yurt dışına seyahat edebiliyor ve ticaret yapabiliyor.