Küresel Sömürgecilerin Türkiye’de ki İç Sesi: Tunç SOYER
Küresel Sömürgecilerin Türkiye’de ki İç Sesi: Tunç SOYER
Türkiye ve Türk Düşmanlığının tavan yaptığı her işte,mevkide İzmir BBB’nı Soyer’i görüyoruz. Trajik olan Türk İzmir de Atatürkçü İzmirde, Türk’e düşman olanın dostu olan bir BBB’nının bulunması.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel yönetimler kongresi, ihanet ödevi için Tunç Soyer’e Başkan yardımcılığı görevi vermiş.Şaşırdık mı!
Tunç Soyer Kıbrıs İle ilgili Rum ağzından “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım” dedikten sonra, Türkiye üzerinde hesabı olan ABD-İsrail-Ermeni diasporası-Rumlar-AB ve İngiltere’nin Bölücü Teröristlere arka çıkarken kullandıkları sütre uluslararası faaliyet gösteren çeşitli kurumlardan biri olan, AB Konseyine bağlı “Yerel ve Bölgesel Yönetimler “ organizasyonunun idaresine İzmir BBB’nı SOYER’i Başkan Yardımcısı olarak seçmişler.
Böylece Türkiye’ye karşı Türkiyenin egemenlik haklarına, emperyalist ve modern sömürge amaçları İle yapacakları müdahaleleri “demokratik ve hukuka uygun” gösterebilmek adına, SOYER Türkiye içinden yükselen ses olarak Türkiye düşmanları için kuşkusuz değerli !!!olacaktır.????????????
Görüyoruz ki bu görevi sebebi ile İzmir BBB’nı sanki birşey başarmış gibi trajikomik olarak bir çok vatandaşımız tarafından tebrikte ediliyor.????????
Karşı soru şu? Yada sorgulanması gereken husus şudur?
AB Konseyine bağlı Yerel ve Bölgesel Yönetimler; AB ülkelerinin yerel ve bölgesel yönetimleri için mi faaliyet gösteriyor yoksa AB’nin Küresel bir güç olarak, Dünya enerji ve ticaret bölgelerinde ki modern sömürü düzenine bu organizasyon sütre olarak mı kullanılıyor?
Kuşkusuz yanıt bu organizasyonun küresel sömürgecilerin bölgesel sömürü niyetlerine samimiyetsiz “demokrasi ve hukuk” söylemlerinin sütresi olarak kullanılıyor.
Amaç nedir? Enerji ve ticaret kaynakları pastasından pay almak.
Yöntem nedir? Güçlü bölgesel güç Türkiye’yi zayıflatarak Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında hakkın sesi olmasını engellemek.Bu yöntem için de Soyer gibi gayrı milli tipler biçilmiş kaftan….
Tunç Soyer işte bu gerekçeler ile Türkiye’ye yönelmiş uluslararası sömürü husumetinin aracı olan bu örgüte Başkan Yardımcısı seçilmiş…
Alkışlayın ve tebrik edin SOYER’i Eğer gerekçeyi ve niyeti çok beğendiyseniz hala????????????
Av.Tarcan ÜLÜK
——————————————
-Yerel ve Bölgesel Yönetimler –
Konu Türkiye olunca Türkçe!!! Dahi konuşuyor.Bakın Türkiye için bu örgüt beler düşünüyor!!!!
Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı:
Diyarbakır, Van ve Mardin’deki kayyum uygulamaları Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin de gündeminde. DW Türkçe’ye konuşan Kongre Başkanı Anders Knape, uygulamayı “kabul edilemez” olarak nitelendirdi.
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınarak, yerlerine kayyum atanması, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin (AYBYK) bugünkü Başkanlık Divanı toplantısının da gündemindeydi. Üç belediye başkanının 19 Ağustos’ta görevden alınarak, yerlerine valilerin atanması kararı Kongre’nin tepkisini çekmiş, AYBYK Başkanı Anders Knape, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, gelişmeleri “kaygı verici” bulduğunu ifade etmişti. Strasbourg’da DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Anders Knape, Ekim sonunda Kongre’nin Türkiye ile ilgili bir genel kurul oturumu olacağını ve bu oturuma, İstanbul’un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da davet ettiklerini belirtti.
DW Türkçe: Diyarbakır, Van ve Mardin’de seçilmiş belediye başkanlarıyla ilgili son kayyum atama kararları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Anders Knape: 2014 seçimlerinden sonra yaşananların bir tekrarı gibi gözüküyor. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi için bu kadar seçilmiş belediye başkan ve belediye meclis üyesinin görevden alınması ve işlerini yapamaması kabul edilemez bir durumdur. Türkiye’nin belli bölgelerinde yıllardır süregelen bir durumla karşı karşıyayız. Metropollerde yaşayan milyonlarca insan işinin başında olan seçilmiş yerel yöneticiden mahrum. İşte bu kabul edilemez.
Yaptığınız bir açıklamada, yerel yöneticilere yönelik yargı prosedürlerinden kaygı duyduğunuzu belirttiniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Nedir tam olarak bu kaygı?
Şayet yerel yöneticiler değişik örgütlere mensup ise bu Türk yargısının uğraşması gereken bir konudur, elbette. Fakat 2014’teki seçimler sonrası biz birçok seçilmiş yerel yöneticinin görevinde kalabileceğini açık biçimde gördük. Şimdi aynısını görüyoruz. Bunların çoğu da 2014’ten bu yana ya yargılanmayı ya da haklarında karar alınmasını bekliyor. Fakat bir türlü gelmiyor. Bu da bizim açımızdan, Türkiye’nin önemli bir kısmında yerel yönetimlerin demokratik işleyişinin baltalandığı anlamına geliyor.
Türk hükümeti bu yerel yönetimler veya yöneticilerin, aynı zamanda AB’nin terör örgütleri listesinde bulunan PKK ile bağlantılı olduklarını söylüyor. Buna yanıtınız nedir?
Elbette biz hiçbir terör örgütünü desteklemiyoruz. Fakat yıllar bize gösterdi ki, bu yöneticiler hakkındaki soruşturmaların çoğu bu kişilerin herhangi bir örgütle bağlantılı olduğunu ortaya çıkaramadı. Bu soruşturmaların ardında siyasi gerekçeler yattığı hissine sahibiz. Bazı partilerin ülkenin bazı bölgelerindeki başarısının sonucu olarak terörle mücadele mevzuatı kendilerini görevden almak için kullanılıyor.
Kongre olarak Ekim başında Türkiye’ye bir denetim ziyaretinde bulunacaksınız. Görevden alınan belediye başkanları konusunu Türk makamlarının gündemine getireceğinizi söylemiştiniz. Bunu hangi perspektiften yapmayı planlıyorsunuz?
Bu denetim ziyareti Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı temelinde yapılıyor. Yerel yöneticilerin durumunu bu Şart temelinde ele alıyoruz. Dolayısıyla kayyum konusunu gündeme getirmemiz gayet doğal. Fakat hatırlatmak isterim ki biz bu konuyu daha önce de defalarca gündeme getirdik. 2014 seçimlerinden sonra bu konuyu tartışmak için Türkiye’yi birçok kez ziyaret ettik. Diyarbakır ve birçok ile gittik. Belediye meclislerinin durumuna baktık. Belediye başkanlarının yerine atanan devlet görevlilerini, yerel demokrasinin bu şekilde işleyişini gördük. Avrupa Konseyi için bu durum kabul edilebilir bir durum değildir…….