Site Rengi

Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Smiley facehttps://cesurtv.com/
Smiley face

YALAN HABER (FAKE NEWS) KAVRAMI

16.03.2022
97
A+
A-
YALAN HABER (FAKE NEWS) KAVRAMI

Medya çalışmaları ve siyaset bilimi literatüründe genellikle “yalan haber” (fake news) olarak adlandırılan kavram, güncel dünya meselelerinin tartışılmasında sıklıkla ön plana çıkmaktadır.Sosyal medya platformlarının ve dijital ağların etkinliğinin arttığı mevcut konjonktürde, bilgiye erişimin kolaylaşması, beraberinde yanlış, hatalı ve yalanlarla çevrelenmiş bilginin dolaşımını da
kolaylaştırmıştır.Yanlış bilginin artmasına sosyal medya botları, internet trolleri, yabancı aktörler ve sosyal medya şirketlerinin kâr amacıyla geliştirdikleri iş modelleri neden olmakta, kişilerin içerik üreticisi oldukları bu yeni ekosistemde doğru
ile yanlışı ayırt etmek çetrefilli bir hâl almaktadır.

Bu çalışmada fake news kavramının “yalan haber” olarak Türkçeye çevrilmesi uygun görülmüştür. “Sahte haber” şeklinde çevrilebilecek olan diğer alternatifte, haber içeriğinin doğru-yanlışlığından ziyade haber kaynağı öne çıkartılarak, siyasi bir perspektifle haber kaynakları “gerçek-sahte” olarak ayrılmakta, siyasi görüşe uygun düşmeyenler “sahte” klasmanına dâhil edilmektedir. Bu durumun olası keyfiyetinden ve politik bakış açısından sakınmak adına, yanlışlanabilirliği olan ve nesnel verilere açıkça ters olan ifadeleri kapsayan yalan mevhumundan hareketle “yalan haber” tabiri kullanılacaktır.
Yalan haber yoluyla ülkelerin toplumsal yapısı ve siyaseti üzerine çeşitli amaçlar doğrultusunda faaliyetler yürütülebilmekte, kamuoyu ve demokrasinin sağlığı açısından sorunlar ihtiva edebilecek edimler ortaya çıkmaktadır. Gerek ulusal gerekse ulusal üstü düzlemde bu konuya işaret eden ve mücadele yöntemleri ortaya koyan somut adımlar giderek artmakta, yalan haber kavramı hukuki bir çerçeveye dâhil edilmektedir.
Yukarıda bahsedilen bilgiler ışığında bu çalışmada öncelikle yalan haber kavramı, tarihçesi, orijinalliği ve açıklayıcılığı bağlamında tartışılmıştır. Daha sonra yalan haber ve diğer yanlış içerik sunma türleri hakkında ayrıntılı bir sınıflandırma
yapılmıştır. Devamında yalan habere yol açan başlıca etmenler, yalan haberin amaçları, etkileri ve yalan haberle mücadelede benimsenen yöntemler ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci kısmında ülke örneklerinden bahsedilmiş, çeşitli ülkelerde
konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve parlamento faaliyetleri hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın amacı gerek akademik gerek toplumsal gerekse siyasi tartışmalarda kendisine fazlasıyla yer bulan bu kavramın ana hatlarını çizmek, konuyu ifade yeterliliğine dair literatürdeki tartışmaları sunmak, kavramı hukuki bir çerçeveye oturtmak
ve ülke örnekleri üzerinden konunun düzenlenme biçimlerini açıklığa kavuşturmaktır.

Kavramın Tarihçesi ve Özgünlüğü Yalan haber kavramı, dijital çağ olarak adlandırılabilecek ve sosyal medya ile internetin
insan dünyasını şekillendirme kabiliyetinin artmakta olduğu bu dönemde, bilgiye erişim ile birlikte yanlış bilgiye erişimin de kolaylaşmış olmasıyla gündeme gelmiştir. Bilgiye erişim fazlalılığı, doğrudan katma değerli, anlamlı ve kaliteli bilgiye erişimin
de arttığını göstermemektedir. Bunun yerine daha sık karşılaşılan şey, ayrışmamış halde bulunan bir bilgi yığınıdır.2
Bu yığının içinde gereksiz bilgi,niteliksiz bilgi ve her türden yalan-yanlış bilgi de vardır. Bu durumu terim olarak “aşırı bilgi yüklemesi”(information overload) ya da ”enfobezite” (infobesity)şeklinde ifade eden yaklaşımlar bulunmaktadır.Sözü edilen bağlamda sıklıkla yalan, kandırma,çarpıtma ve yanlış yönlendirme gibi kavramlarla birlikte düşünülen yalan haber mevhumunun,Hem hızlılık hem çeşitlilik arz eden ve algoritmalar yoluyla işlenebilen bu hacimli bilgi yığınına dijital çağda “Büyük Veri” (Big Data) adı verilmektedir. Büyük Veri’nin toplanması, işlenmesi,değerlendirilmesi ve toplumsal hayatın muhtelif alanlarında kullanılma biçimleri güncel dönemin önemli meselelerinden birisi haline gelmiştir. Büyük veri genellikle yapay zekâ (artificial intelligence) ve makine öğrenimi (machine learning) ile işlenmektedir. Bazı yaklaşımlarda yalan haber kavramı dijital çağa özgü görülmeyip,kavramın tarihi 19. yüzyıla,4 hatta antik çağlara kadar dayandırılmaktadır.1800’lü yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yayımlanan yerel gazetelerde sıklıkla olgusal olarak yanlış olan haberleri betimlemek amacıyla yalan haber tabirinin kullanıldığı görülmektedir. Burada yalan haber ile kast edilen, genellikle olgusal
verilere açıkça aykırı olan yalan; verileri (doğru ya da yanlış) bağlamlarından çıkartarak farklı saiklerle kullanmak anlamına gelen çarpıtma;çeşitli amaçlar doğrultusunda insanları normalde yapmayabilecekleri şeylere yönlendirmeyi ifade eden manipülasyon ve hem doğru hem yanlış bilgilerin kitlelerin zihinsel olarak yönlendirilmesi amacıyla medya araçları yoluyla sistematik bir biçimde sunulması olarak düşünülebilecek propaganda ile benzer anlamdadır. Dolayısıyla yalan haberin tarihini sözü edilen bu kavramların tarihi kadar geriye götürmek mümkündür.Diğer bir perspektiften yalan haber kavramının  doğuşunu -her ne kadar yalan, manipülasyon ve çarpıtma gibi hususlar insanlık tarihi kadar eski unsurlar olsalar da- sosyal medyanın ve internet ağlarının yaygınlık arz etmeye başladığı dijital çağda gören çalışmalar da bulunmaktadır.
Bu bakış açısına göre yalan haber mevhumu yenidir ve önceki kandırma (deception) biçimlerinden gerek nicelik (sosyal ağlarda dolaşan yalan-yanlış içeriklerin sayısındaki aşırı artış) gerekse nitelik (içeriklerin daha görsel ağırlıklı ve kısa hazırlanarak, duygusal tetikleyiciliğe sahip şekilde ivedilikle dolaşıma sokularak tüketildiği türden) bakımından farklılık göstermektedir.8
Dolayısı ile bu perspektiften bakıldığında kavramın ilk kullanımları ve etki sahası geçmişte değil, dijital ağların genişlediği
ve gündelik hayat pratiklerinden siyasete kadar toplumun muhtelif alanlarını etkileyebildiği 21. yüzyılda görülmektedir. Yalan haberin yeniliğine ilişkin yürütülen bu tartışma, özgünlük boyutunda kavramın sahip olduğu birinci ihtilaflı noktadır.

Yalan habere dair ikinci temel tartışma da bu kavramın yerine, kasten zarar vermek amacıyla, kamuoyunu ve kişileri  önlendiren yanlış içerikleri nitelemek için kullanılan dezenformasyon (disinformation) mevhumunun daha uygun düşeceği
görüşüdür.Kimi yaklaşımlarca dezenformasyon kavramının evla görülmesinin temel sebebi, yalan haber kavramı ile kişinin bazen, olgusal olarak yanlış olan içerikleri değil de beğenmediği ve karşı çıktığı haberleri yalan haber olarak nitelemesinin içinde barındırdığı tarafgirlik ve yüklü anlamdır.10 Bu yüklü anlamı ifade etmenin bir diğer yolu, yalan haber kavramının siyaset arenasında bir hegemonya kurma aracı olarak kullanıldığına ilişkin görüştür.11 Böylesi bir çerçeveye göre kavram, siyasi rakipleri ekarte etmek ve kötü göstermek adına farklı siyasetçilerce içi muhtelif şekillerde doldurulabilen bir “boş gösteren” (floating signifier) hüviyetindedir. Yani kavramın bünyesinde barındırdığı unsur, kavramı dile getirenin siyasi gündemine ve karşısındaki muhatabın politik konumuna göre şekillenmektedir.Kavramın sabit bir anlamı yoktur. Bu yaklaşımca
kast edilen, olgusal olarak yanlışlanabilen ve nesnel düzlemde incelenebilen içerikler değil,söylemsel olarak şekillendirilen ve belirli bir siyasi amaca hizmet eden tikel bir çerçevedir. Kavram,bu perspektife göre tanımı gereği subjektiftir ve keyfiyete açıktır. Bu duruma örnek olarak özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın çeşitli basın kuruluşlarının paylaşımlarını yalan haber olarak nitelendirmesi verilmektedir. Bu keyfiyetin yanı sıra içinde bulunulan enformasyon/dezenformasyon ortamının kendine has karmaşıklığını geniş ve muğlak bir yalan haber kavramıyla ifade etmek de uygun görülmemektedir; kavram hem
yeterli açıklayıcılığı haiz bulunmamakta hem de belirsiz addedilmektedir. Bir başka ifadeyle yalan haber kavramının bir “tanımsal katılık”(definitional rigor), yani kesinlik sahibi olmadığı ileri sürülmektedir.Bu kavramsal muğlaklık somut adımların
geliştirilmesi hususunda da kanun koyucuların önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Öyle ki, yasal düzenlemeler açısından bakıldığında kavramın kullanımına ilişkin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler, Amerikan Devletleri Örgütü ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu tarafından kaleme alınan ortak bildiride, devletlerin ifade özgürlüğüne
ancak uluslararası mevzuat ve insan hakları normları baz alınarak sınırlama getirebilecekleri ve yalan haber gibi muğlak kavramlar üzerinden herhangi bir kısıtlamaya gidilmemesi gerekliliği vurgulanmıştır.13 Dolayısıyla gerek terimsel
gerekse hukuki düzlemde yalan haber kavramının kullanışlılığına yönelik ciddi eleştiriler mevcuttur.
Bu çalışmada da analitik bir tartışma yürütebilmek ve meseleyi siyasi izdüşümlerinden olabildiği kadar yalıtılmış bir biçimde ele almak adına,siyasi hasımlarını kriminalize etmek ve kötü göstermek anlamında kullanıldığı şekliyle yalan haberden ziyade, nesnel olarak yanlışlanabilir ve duygusal içeriği yoğun haberleri niteleyen yalan haber tanımına odaklanılmasının daha aydınlatıcı olabileceği düşünülmüştür.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.